Küba, Guantanamo Körfezi'ne nükleer denizaltı gönderen ABD'ye sert tepki gösterdi
Küba, Guantanamo Körfezi’ne nükleer denizaltı gönderen ABD’yi kınadığını açıkladı. Havana, nükleer denizaltının varlığını “sert bir şekilde” reddettiğini ve bu olayın Karayipler’in egemenlik hakkı açısından doğrudan bir tehlike olarak görüldüğünü söyledi.
Küba, Guantanamo Körfezi’nde bulunan ABD deniz üssünde, nükleer enerji barındıran bir denizaltının bulunmasını ABD’nin bir provokasyon girişimi olarak değerlendiriyor.
Karayip ve Küba devletleri, konumlarının dünyanın barışçıl bölgelerinden biri olduğunu ve ABD tarafından yapılacak hiçbir kışkırtma ve provokasyona geçit vermeyeceklerini açıkladı.
KARAYİP DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA GELDİ
Karayip ülkesinin dışişleri bakanlığı, nükleer enerji barındıran ABD’ye ait denizaltının Guantanamo Körfezi’ne yerleştiğini ve 3 gün boyunca bu bölgede kaldığını açıkladı.
Nükleer denizaltının bölgedeki varlığı hakkında yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Dünyanın en barışçıl bölgelerinden birinde yaşıyoruz. ABD’nin bu eyleminin arkasındaki askeri nedenin ne olduğunu bilmiyoruz. Eylemin tam olarak neyi hedeflediği ve takip ettiği stratejik amacın ne olduğu konusu merak etmemizi zorunlu kılıyor."
Karayip Dışişleri Bakanlığı, Karayipler bölgesinde bulunan ülkeleri “nükleer enerji barındıran denizaltıların varlığı” ve denizaltıların dolaşımından kaynaklanabilecek bir tehlike konusunda uyardığını açıkladı.
Bakanlık ayrıca, ABD’nin bölgedeki deniz üssünün ve askeri varlığının “Latin Amerika ve Karayip halklarının egemenliğine ve çıkarlarına yönelik bir tehdit” olarak görülmesi gerektiğini belirtti.
HAVANA’DAN KINAMA AÇIKLAMASI
Küba, ABD’ye ait olan ve nükleer enerji barındıran denizaltının Guantanamo Körfezi’ne giriş yapmasını kınadığını açıkladı.
Küba Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Bunu reddediyoruz, siyasi ve stratejik amaçları bilinmeyen ABD'nin kışkırtıcı adımlarından biridir. Gayrimeşru şekilde Küba'nın toprak parçası 121 yılı aşkındır işgal edildi” ifadeleri kullanıldı.
ABD’nin protesto edildiği ve resmi olarak nota verildiği belirtilen açıklamada, Ocak 2014'te Küba’nın başkenti Havana'da Latin Amerika ve Karayipler’in barış bölgesi ilan edildiği belirtildi.
Küba, ABD’nin bölgede 70’ten fazla askeri üs kurduğunu açıkladı. Bu durumun da Latin Amerika ve Karayip halklarının egemenliği açısından büyük bir tehlike oluşturduğu belirtildi.
Havana ayrıca, ABD tarafından yasa dışı bir şekilde işgal edilen topraklarının kendilerine geri verilmesi konusunda hukuki yollara başvuracağını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, nükleer enerjili denizaltının Guantanamo Körfezi’ne giriş yapması hakkında sorulan bir soruya, “Uluslararası hukuk uyarınca uygun olan yerlerde askeri varlıklarımızı sürdürmeye devam ediyoruz” cevabını verdi.
KÜBA’DAN ABD'YE “MEŞRU ASKERİ İŞGAL” GÖNDERMESİ
Küba Dışişleri Bakanlığı, adanın güneydoğu tarafında bulunan Guantanamo Körfezi’nin uzun zamandır ABD’nin “gayrimeşru askeri işgali” altında olduğunu açıkladı.
Havana, yaklaşık 117 km büyüklüğünde olan arazinin 1898’de yaşanan İspanya-Amerika Savaşı’ndan bu yana ABD silahlı güçlerinin işgali altında olduğunu vurguladı.
ABD’nin ilk defa 1903 yılında bölgeye deniz üssü kurduğunu belirten Küba, 2002 yılında ise ABD’ye karşı savaşan ve terörist olduğu belirlenen kişilerin gönderilmesi için ABD’nin bölgeye hapishane kurduğunu kaydetti.
Dışişlerinin Bakanlığı’nın son yayınladığı bildiride, “ABD’nin Guantanamo’daki askeri varlığı, Küba’nın egemenlik hakları açısından bir tehdit niteliğindedir. Guantanamo Körfezi, yüzlerce insanın düzenli olarak işkence gördüğü ve insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiği bir bölge olmakla sınırlı kaldı” ifadelerine yer verildi.
İnsan hakları kuruluşları, suç işlediği belirtilen insanların süresiz olarak bölgede tutulduğunu ve çeşitli işkencelere maruz bırakıldığını açıkladı.
Kuruluşlar, Guantanamo Körfezi hapishanesinin uluslararası toplumda kötü bir üne sahip olması ve birçok eleştiriye maruz kalması nedeniyle kapatılması gerektiğini belirtti.
Geçtiğimiz haziran ayında Guantanamo Körfezi hapishanesini ziyaret eden Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözcüsü Fionnuala Ni Aolain, “Guantanamo Körfezi hapishanesinde bulunan yaklaşık 30 tutukluya acımasız, aşağılayıcı ve insanlık dışı şekilde muamele ediliyor” şeklinde konuştu.
Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez Parrilla, ABD’yi 2021 yılında ülkelerinde yaşanan halk ayaklanmalarına örtülü bir şekilde destek vermekle suçladı.
Sokak protestolarında ABD’nin doğrudan sorumlu olduğunu belirten Parrilla, protestolar sonrası koronavirüs salgınının da etkisiyle on binlerce Kübalı vatandaşın ABD’ye göç ettiğini açıkladı.
KÜBA VE ABD ARASINDAKİ GERİLİMİN PERDE ARKASI
Geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray’da görevli üst düzey bir ABD yetkilisi, Küba’yı Çin devletine casusluk yapmakla suçlamış fakat Havana bu iddiaları sert bir dille reddetmişti.
ABD’li üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisine göre, Çin devleti uzun zamandır Küba’da uluslararası bir istihbarat birimi yönetiyor. 2019 yılından bu yana Çin’in kontrolünde olduğunu belirten yetkili, birimin Pekin istihbaratına büyük katkı sağladığını söyledi.
The Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, Çin ve Küba arasında ABD’yi gözetlemek amacıyla büyük bir dinlenme tesisi kurulması için gizli bir anlaşma yapılmış ve Çin’in Küba’ya bu anlaşma nedeniyle milyarlarca dolar ödeme yapacağı belirtilmişti.
Beyaz Saray yetkilisi ise haber hakkında, “Bu yeni bir gelişme değil. Çin devleti 2019 yılından bu yana Küba’da uluslararası istihbarat toplama amacıyla tesis inşa ediyor. Bu istihbarat kayıtlarda belgeli bir şekilde duruyor” ifadelerini kullandı.
Küba Dışişleri Bakan Yardımcısı Carlos Fernandez de Cossio, konu ile ilgili olarak sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.
Cossio, “Ülkemiz adına yapılan iftiralar ve spekülasyonlar devam ediyor. Bazı medya kuruluşları tarafından kanıt sunmaksızın kasıtlı olarak yapılan bu haberler, ülkemizin uluslararası saygınlığını azaltmak amacıyla ABD’nin bir uydurmasıdır” ifadelerini kullandı.
Beyaz Saray yetkilisi, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Çin’in Küba’da istihbarat amacıyla girişimlerde bulunduğunun farkında olduğunu ve müdahalede bulunmak istediğini fakat başarılı olamadığını belirtti.
Son günlerde Havana ve Moskova hükümetleri arasında diplomatik ilişkilerin artması ve teknik, askeri ve ekonomik alanlarda iş birliği yapılacağı sinyallerinin verilmesi, Washington tarafından pek hoş karşılanmadı.
Havana ve Pekin arasında da gelişen ikili ilişkiler ve ABD’ye karşı yürütülen ortak politikaların, ilerleyen günlerde Washington ve Havana hattını daha da gerilimli bir ortama taşıması bekleniyor.