ABD hangi Orta Doğu ülkelerinden çekilebilir?

Uzun zamandır Orta Doğu’dan tamamen çekilmeyi dile getiren ABD, Afganistan sürecini 11 Eylül’de tamamlıyor. Peki, ABD Afganistan’ın ardından diğer Orta Doğu ülkelerinden çekilecek mi? ABD’nin hangi ülkelerden çekilebilir?

11 Eylül 2001 tarihinde gerçekleştirilen İkiz Kuleler saldırısı, ABD’nin Orta Doğu politikasında yeni bir sayfa açmasına neden oldu. Gerçekleştirilen saldırı ile birlikte ABD’li yetkililer, sürekli olarak güvende olmadıklarını ve emniyeti sağlamaları gerektiğini dile getirdiler. İkiz Kuleler saldırısı, ABD’nin Orta Doğu’daki ülkeleri işgalinin önünü açan önemli bir olay olarak tarihe geçti.

Dönemin ABD Başkanı George Bush, ABD’nin terörü, kendi çıktığı ülkelerde bitireceğini sık sık tekrarladı. Bush bu politikasını ‘terörü kendi kaynağında bitirmek’ olarak tanımladı. Bush ve diğer ABD’li yetkililerin bu tarzdaki söylemleri öyle boyutlara ulaştı ki; ABD halkı Orta Doğu’daki ülkelerin kendilerine karşı savaş açabileceğine ve güvende olmadıklarına inanmaya başladı.

Bush’un söylemleri zaman içerisinde eyleme dönüştü ve ABD 2001 yılında Afganistan’ı işgal etti. ABD Afganistan’ı işgalinden hemen önce Taliban’ı tamamen yok edeceğini iddia ediyordu. Ayrıca ABD’li yetkililerin söylemlerine bakıldığında; en büyük hedef Afganistan’da siyasi istikrarın sağlanması ve ülkenin Taliban gibi terör örgütlerinden tamamen kurtulmasıydı.

ABD’nin 2001 yılındaki Afganistan işgalini 2003 yılında Irak işgali izledi. Dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin, ABD’nin en büyük rakiplerinden biri ve düşmanı olarak gösteriliyordu. Her ne kadar geçmişte iki ülke arasında ilişkiler normal seyretse de; 1991 yılında Irak’ın Kuveyt’i işgali ile birlikte durumlar değişmişti. 2000’li yılların başından itibaren ise Saddam’ın söylemleri, politikaları, askeri faaliyetleri ABD için tehlike olarak görülmeye başlandı. ABD’nin Irak’ı işgalinde en büyük etkenlerden biri ise Saddam’ın kitle imha silahları ürettiği iddiasıydı.

İkiz Kuleler saldırısı sonrası ilk önce Afganistan’ı ardından da Irak’ı işgal eden ABD, Orta Doğu’daki nüfuz alanını her geçen gün artırmaya başladı. Bu süreçte ABD on binlerce askerini bu ülkelere yığarken, aynı zamanda onlarca askeri üs inşa etti. ABD’nin bölgedeki yayılmacılığı ve varlığı gün geçtikçe artarken, bu ülkelerde siyasi istikrar bir türlü sağlanamadı.

Son 20 yıllık bir dönem içerisinde ABD bölgedeki hiçbir amacına tam anlamıyla ulaşamadı. ABD’nin Afganistan’a girmesinin ardından ülkede bir türlü barış ve huzur ortamı oluşmadı. Taliban’ı bitireceğim iddiasıyla Afganistan’a giren ABD, bu hedefine de ulaşamadı. Afganistan; çatışmaların, savaşların, ölümlerin, acıların yaşandığı bir ülke haline geldi. On binlerce insan hayatını kaybetti ve bunların birçoğunu siviller oluşturdu. Ayrıca milyonlarca insan ülkesinden farklı bölgelere göç etmek zorunda kaldı. 20 yıl boyunca bu ülkeye milyarlarca dolar harcayan ABD, Afganistan’da elde etmek istediği hedeflerine ulaşamadı.

Afganistan’daki benzer senaryolar Irak’ta da geçerli oldu. ABD’nin Irak’ı işgalinde 1 milyondan fazla insan yaşamını yitirdi. Ülke Şiiler, Sünniler ve Kürtler olmak üzere üçe bölündü. Irak’ın kuzeyinde özerk bir devlet oluşturuldu. Etnik köken ve mezhep ayrılıkları nedeniyle bölgede birçok çatışma yaşandı. Ayrıca ABD’nin Irak’ta olduğunu iddia ettiği kitle imha silahları bir türlü bulunamadı. ABD’nin işgali ile hem Afganistan hem de Irak, onlarca yıl geriye gitti.

2011 yılında Suriye olaylarının başlamasından bir süre sonra ABD burada da etkili olmaya başladı. Özellikle ilk zamanlarda Esad karşıtı muhaliflere destek veren ABD, bu gruplara askeri eğitimler vererek Esad'ı devirmeye çalıştı. 2015 yılına gelindiğinde Esad’ın kontrolü altında olan çok az bölge bulunurken, ülkenin büyük bir kısmı muhaliflerin ve terör örgütlerinin eline geçmişti.

30 Eylül 2015 tarihinde Rusya’nın Suriye’de aktif bir şekilde devreye girmesi ile birlikte dengeler değişti. Rusya’nın hava desteğini alan Esad, muhaliflerin elinden birçok şehri geri almaya başladı. Hama, Halep, Humus, Deraa, Kuneytra, Yermük, Doğu Guta ve Palmira gibi yerler yeniden Suriye ordusunun kontrolüne geçti. Rusya’nın aktif bir şekilde sahaya girmesi ve Esad’ın da yeniden şehirleri geri almasıyla birlikte, ABD’nin Suriye’deki politikaları değişti.

ABD Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK/PYD’ye her türlü desteği vermeye başladı. Ülkenin üçte birlik kısmını kontrol eden terör örgütü, ABD’den askeri olarak eğitim ve ekonomik destek aldı. Özellikle bu süreç içerisinde ABD, Kuzey Suriye’nin birçok yerinde askeri üsler inşa etmeye başladı. Birçok kesim ABD’nin bu politikalarını ‘Irak’ta olduğu gibi özerk bir devlet kurmak istiyor’ şeklinde yorumladı. ABD’nin terör örgütüne askeri ve ekonomik yardımları hala sürerken, üst düzey yetkilileri ise terör örgütü yöneticileri ile bir araya gelmeye devam ediyor.

ÇEKİLME SÜRECİ BAŞLADI

2001 yılında Afganistan’a, 2003 yılında Irak’a ve 2011 yılında ise Suriye’ye giren ABD, bu ülkelerde istediği hedefe bir türlü ulaşamadı. Bu ülkelere vadettiği barışı getiremeyen ABD, binlerce askerini kaybetmek zorunda kaldı. Ayrıca ABD’yi en çok etkileyen unsur ise bu ülkelere harcamış olduğu maliyet oldu.

Eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından ABD’nin Orta Doğu politikaları ciddi bir şekilde eleştirilmeye başlandı. Trump eleştirilerini sıralarken özellikle bu ülkelere yapılan ekonomik harcamaları sık sık vurguladı. Trump ile birlikte ABD’nin, Suriye ve Afganistan gibi ülkelerden çekilme süreci gündeme gelmeye başladı. “Önce Amerika” söylemini bir politika haline getiren Trump, ABD’nin bu ülkelerden çekilerek fazla ekonomik maliyetlerden kurtulması ve özüne dönmesi gerektiğini söyledi. Ancak her ne kadar Trump döneminde bu söylemler dile getirilse de; çekilme yönünde herhangi bir somut adım atılamadı.

BIDEN İLE BİRLİKTE ABD AFGANİSTAN’DAN ÇEKİLMEYE BAŞLADI

Joe Biden’ın 20 Ocak 2021 tarihinde başkanlık koltuğuna oturmasının ardından attığı en önemli adımlardan biri Afganistan’dan çekilme kararı oldu. Geçtiğimiz aylarda ABD’nin Afganistan’daki misyonunu tamamladığını söyleyen Biden, 01 Mayıs 2021 tarihinde ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin başlayacağını ve 11 Eylül 2021 tarihinde çekilmenin tamamen sağlanacağını söyledi. Böylelikle Trump döneminde bir türlü atılamayan somut adım atılmış oldu.

Biden’ın Afganistan’dan çekilme kararının arkasında; bu ülkeye daha fazla para harcamak istemediği, yeni dönemde daha çok Rusya ve Çin gibi ülkelerle rekabete yoğunlaşmak istediği ve Orta Doğu’da Trump’tan farklı bir politika izlemeyi hedeflediği gibi durumların etkili olduğu biliniyor.

ABD’nin Afganistan’dan çekilme süreci birtakım soru işaretlerini ve endişeleri beraberinde getiriyor. Özellikle Taliban’ın her geçen gün ilerleyişini sürdürmesi, Afgan hükümetinin yakın bir dönemde çökebileceği yorumlarına neden oluyor.

ABD AFGANİSTAN’DAN SONRA ORTA DOĞU’DAN TAMAMEN ÇEKİLEBİLİR Mİ?

ABD bölgedeki etkisini ve nüfuz alanını kaybetmek istemiyor. Özellikle Rusya ve Çin’in bölgede ekonomik ve askeri olarak faaliyetlerini artırdığı bir dönemde. Ancak ABD, bu ülkelerde bulunmanın getirmiş olduğu ekonomik yükten kurtulmak istiyor. Ayrıca ilerleyen dönemlerde Rusya ve Çin üzerindeki baskısını artırmak için Orta Asya’ya yoğunlaşmak istiyor.

ABD’nin ilerleyen dönemde Afganistan ile başlayan süreci Irak ile devam ettirmesi öngörülebilir. 18 yıldır Irak’ta bulunan ABD, ülkede ciddi kayıplar vermeye devam ediyor. Irak halkının her geçen gün ABD karşıtlığı artarken, ABD üsleri ve büyükelçilik binaları bazı gruplar tarafından sürekli hedef alınıyor. Özellikle İran destekli grupların bölgedeki etkin varlığı, ABD’nin bu ülkedeki faaliyetlerini zorlaştırıyor. Irak hükümeti de ABD’nin bölgedeki saldırılarına ve birtakım faaliyetlerine tepki gösteriyor. 2003 işgalinden bu yana Irak’a siyasi istikrar getiremeyen ve ülkenin bölünmesine neden olan ABD, ekonomik ve askeri olarak daha fazla kayıp vermekten kaçınmak istiyor. Trump döneminde dile getirilen Irak’tan çekilme sürecinin, önümüzdeki dönemde Biden ile birlikte somut bir hal alması öngörülebilir.

ABD’nin Suriye üzerindeki ekonomik ve askeri faaliyetleri ise her geçen gün artarak devam ediyor. Özellikle Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PKK/PYD’ye ABD tarafından özerklik verilmek istendiği biliniyor. ABD’nin bu isteğinde İsrail’in de etkisi olduğunu söylemek mümkün. Ancak Türkiye, İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerin bu duruma göstereceği tepkiyi tahmin eden ABD, henüz bu adımı atamıyor. Ayrıca ABD, Suriye’de askeri üs kurmaya, terör örgütüne tırlar dolusu silah ve malzeme göndermeye, terör örgütü yöneticileri ile görüşmeye ve açık bir şekilde destek vermeye devam ediyor.

Rusya’nın da Suriye’deki varlığı göz önünde bulundurulduğunda, ABD’nin kısa süre içerisinde Suriye’den çekilmesi ve kontrolü altındaki bölgeleri Rusya’ya terk etmesi beklenmiyor. Lazkiye ve Tartus gibi şehirleri Doğu Akdeniz’e kıyıdaş olan Suriye, ABD ve Rusya için bir mücadele alanı haline gelmiş durumda. İlerleyen dönemlerde Afganistan’dan başlayan çekilme sürecinin Irak ile devam edeceği öngörülse de; Suriye’deki vekalet savaşlarının uzun süre devam etmesi bekleniyor.