ABD ile Çin'den Tayvan sorunu hakkında 'diyalog' çağrısı
ABD ile Çin arasında süregelen ekonomik güç mücadelesinin temel taşlarından biri olan Tayvan krizi, ilişkileri çıkmaza sürüklüyor. Pekin ile Washington, Shangri-La Güvenlik Forumu'nda anlaşmaya varmak ve istikrarı sağlamak istediklerine dikkat çekti. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, toplantıda yaptıkları açıklamalarda, Tayvan sorunuyla ilgili önemli mesajlar verdi. Peki, Çin ile ABD arasında Tayvan konusunda neler yaşanıyor?
ABD ve Çin arasında geçmişten günümüze devam eden Tayvan meselesinde yaşanan gerilimler devam ediyor. Asya’nın üst düzey güvenlik forumu olan Shangri-La Diyaloğu toplantısında iki ülke arasında son zamanlarda meydana gelen sorunlar ele alındı.
Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (IISS) tarafından bu sene 20'ncisi düzenlenen Shangri-La Diyaloğu Forumu Singapur’da gerçekleştirildi. Forumda ABD ve Çinli yetkililerin; savunma, jeopolitik ve coğrafi konularda karşı karşıya gelmesi dikkat çekti.
Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, forumda yaptığı “Çin’in yeni güvenlik inisiyatifi” başlıklı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Tarih, Çin ve ABD iş birliği yaparsa bunun iki ülkeye de yararlı olduğunu, zıtlaşırsa da bundan iki ülkenin zarar gördüğünü defalarca kanıtladı. Çin öteden beri ABD ile yeni tip büyük devletler arası ilişkiler kurmaya çalışıyor. Bu durum altında ABD, içtenlik göstermeli, sözleri ve eylemleri arasındaki tutarlılığı korumalı, somut eylemlerde bulunarak Çin ile aynı yönde adımlar atmalı. İki ülke ve iki ordu arasındaki ilişkilerin düşüş eğiliminden kurtularak yeniden istikrarlı gelişme rayına oturması sağlanmalı."
Li Shangfu, Çin ve ABD arasındaki ikili ilişkilerin küresel stratejik istikrarı ilgilendirdiğine ve diğer ülkeler tarafından yakından takip edildiğine işaret etti. Çin Savunma Bakanı, iki ülkenin yakınlaşmasının doğru yolunun, karşılıklı saygı ve barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazana dayalı iş birliği olduğunu vurguladı.
Li Shangfu, Çin’in Tayvan konusunda izleyeceği yol hakkında, “Çin mutlaka birleşmelidir ve birleşecektir. Bu tüm dünya halklarının ortak beklentisi olduğu gibi çağın da ana eğilimidir. Biz barışçıl birleşmeyi gerçekleştirmek için azami samimiyet göstereceğiz ancak birleşmeye kavuşmak için güç kullanmaktan vazgeçme konusunda asla söz vermeyeceğiz. Biri Tayvan’ı Çin’den ayırmaya cüret ederse, Çin ordusu en ufak tereddüt göstermeden hiç kimseden korkmadan ne pahasına olursa olsun ülkenin ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla koruyacaktır” diye konuştu.
ABD: "ÇATIŞMALAR DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR KRİZE NEDEN OLABİLİR"
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de forumda yaptığı konuşmada, Tayvan'da yaşanan son gelişmelere değindi. Austin, “Çin ile çatışma ve cepheleşme arayışında değiliz fakat baskı ve zorbalığa boyun eğmeyeceğiz” dedi.
Dayanışma ve barış ile gerçekleşen ittifakların ülkelerin birbirleriyle sıcak ilişkiler sürdürmesini sağladığını ifade eden Austin, “Dolayısıyla ortak hedeflerimiz net: Saldırganca eylemleri caydırmak, refahı teşvik eden ve çatışmayı önleyen kural ve normları güçlendirmek” ifadelerini kullandı.
Tayvan Boğazı'nda barışı ve güvenliği sağlamanın her ülkenin çıkarına olduğunu söyleyen Austin, ABD’nin bölgenin düzenini koruyacağını ve bu politikayı sürdüreceğini dile getirdi.
ABD Savunma Bakanı, “Her iki taraftan da düzenin tek taraflı olarak değiştirilmesine karşı çıkmaya devam edeceğiz. Ayrıca çatışmanın ne yakın ne de kaçınılmaz olduğunun altını çizmek isterim. Günümüzde caydırıcılık önemlidir ve onu sağlamak bizim görevimizdir” şeklinde konuştu. “Tayvan Boğazı'nda çatışma yıkıcı olabilir” uyarısını yapan Bakan Austin, bölgede barış ve istikrarı sürdürmenin önemi üzerinde durdu.
TAYVAN KRİZİ UZUN YILLARDIR GÜNDEMDEN DÜŞMÜYOR
Çin, 1954 yılından bu yana Tayvan meselesi ile ilgili siyasi ve askeri krizler yaşıyor. Pekin hükümeti, Tayvan sorununu dış politikada ve uluslararası alanda birincil derecede önemli görüyor. Çin, Tayvan konusunu bir iç mesele olarak değerlendiriyor. Washington ise Tayvan meselesini, Çin’i dengeleme ve çevreleme politikası için bir araç olarak görüyor.
1995 yılında Tayvan Devlet Başkanı Lee Teng-Hui'nin ABD'yi ziyareti, Tayvan Boğazı'nda büyük bir krizi tetiklemişti. Çin, bu ziyarete karşılık Tayvan ve çevresindeki sulara füze fırlatmıştı. ABD'nin iki adet uçak gemisi Tayvan’a destek için Taipei'ye gönderilmiş ve Çin’e karşı güçlü bir savunma gösterisi yapmayı başarmıştı.
2018 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan Seyahat Yasası’nı imzalamıştı. Bu yasanın imzalanmasının ardından ABD'li ve Tayvanlı yetkililer daha sık görüşmeye başlamıştı.
Bu ziyaretler Pekin’e göre ABD ile Çin arasında yapılan ve çerçevesinin net olarak belli olduğu anlaşmaların ihlali demekti. Çin, bu ziyaretlerin artmasına karşılık olarak Tayvan hava sahasına savaş uçakları göndermişti.
2022 yılında gerçekleşen dönemin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyareti ise Çin yönetiminin güçlü tepkisine neden olmuştu. 25 yıl sonra ilk kez üst düzey bir ABD yetkilisinin Tayvan’ı ziyaret etmesi, Çin ile ABD arasındaki ilişkilerin giderek gerilimini tırmandırmıştı. Son yıllarda gerçekleşen bu yoğun görüşmelerin sonunda Pekin, Tayvan sınırlarına yoğun savaş uçaklarını göndererek gözdağı vermişti.
WASHİNGTON SOĞUK SAVAŞA OLUMLU BAKMIYOR
ABD Başkanı Joe Biden, “ABD yeni bir soğuk savaş istemiyor. Rekabet çatışmaya dönüşmemeli ve bölge asla düşman bloklara bölünmemeli” ifadeleriyle Tayvan konusundaki tavrını belli etmişti.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise bölgedeki ortakları ile birlikte çok taraflı anlaşmalarla sorunun çözümü konusunda ilerlemelerin sağlanacağını vurgulamıştı. Austin, ”Doğu Çin Denizi'nden Güney Çin Denizi'ne ve Hint Okyanusu'na dek planlama, koordinasyon, ortak eğitim ve tatbikatlarımızı artırıyoruz. Müttefiklerimiz Avustralya, Japonya, Güney Kore, Filipinler ve Tayland ile bağlarımız güçleniyor. Hindistan, Endonezya ve Singapur ile savunma iş birliğimiz gelişiyor" ifadelerini kullanmıştı.
TAYVAN BOĞAZI NEDEN ÖNEMLİ?
Tayvan'ın bölgedeki konumu Çin açısından oldukça kritik. Pekin hükümeti, kendisine yönelik denizlerden gelecek tehditler konusunda Tayvan'ın konumunu önemsiyor.
Washington hükümeti, Tayvan’ı, deniz gücü açısından Pekin’in doğuya doğru ilerlemesini ve genişlemesini engelleyen stratejik ortak olarak görüyor.
Tayvan’ın çok önemli bir jeo-stratejik konumu bulunuyor. Bütün deniz ulaşımı Tayvan Boğazı’ndan geçiyor. Uzak Doğu’ya ve Asya’ya giden enerji ve ticaret ağları bu deniz güzergahı üzerinden gerçekleşiyor.
ABD ile Çin arasında yaşanılan Tayvan çıkmazı konusunda taraflar, Shangri-La toplantısında olumlu ilişkiler gerçekleştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Tarafların önümüzdeki dönemde sorunların çözümü için diplomasiye ağırlık vermesi bekleniyor.