FED'in faiz oranını düşürmesi Joe Biden'ın yeniden seçilme şansını artıyor mu?
ABD Merkez Bankası, (FED) halkın ekonomi yönetiminden duyduğu memnuniyetsizliğin ortasında Başkan Joe Biden'ın yeniden seçilme şansını artırmak için faiz oranlarını düşürebilir. Aralarında eski ABD Başkanı Donald Trump'ın da bulunduğu eleştirmenler Fed'i siyasi önyargıyla suçluyor ve Merkez Bankası'nın seçmen algılarını şekillendirmede etkin rolünü vurguluyor.
Merve ORHAN
Federal Rezerv (FED) yetkilileri, inatçı yüksek enflasyon ve artan konut maliyetleri nedeniyle ABD Başkanı Joe Biden'ın yeniden seçilme çabalarının zarar gördüğünü söylüyor.
Amerikan halkı Biden'ın ekonomiyi yönetme biçimini beğenmediğini dile getirirken; Merkez Bankası, Başkanlık kampanyası kızıştıkça faiz oranlarını düşürme yolunda ilerliyor ve bu sayede halkın Başkan Joe Biden'a destek sağlama potansiyeli artıyor.
Cumhuriyetçi rakip Donald Trump'ın da içinde bulunduğu eleştirmenler bağımsız bir para otoritesi olarak kurulmuş bir kurumun faiz indiriminin, seçimlerde Biden'ın lehine yansıyacağını iddia ediyor.
Trump, bu iddiayı dile getirmek için ilk faiz indiriminin gerçekleşmesini beklemedi. Trump geçen ay Fox Business'a, 2018'de Merkez Bankası Şefi olarak atadığı ve kısa süre sonra ters düştüğü Fed Başkanı Jerome Powell'ın yapmasını beklediğini söyledi.
Trump, Powell hakkındaki açıklamalamasında, "Faiz oranlarını düşürürse muhtemelen Demokratlara yardımcı olacak bir şey" ifadesini kullandı.
Eski ABD Başkanı Ronald Reagan yönetiminden bu yana en yüksek enflasyona maruz kalan tüketiciler ve iddiaya konu olan yüksek faiz oranları göz önüne alındığında, Trump'ın endişesi anlaşılıyor.
Biden'ın 2020 kampanyasının önde gelen anketörlerinden biri olan ve kısa süre önce özel anketler yapan Celinda Lake, "Faiz indirimleri insanlar arasında oldukça popüler. İnsanların seçimlere daha fazla dikkat ettiği bir dönemde bu, ekonomiye olan güvenin artmasına gerçekten yardımcı olacak" dedi.
EKONOMİYİ İYİLEŞTİRECEK OLAN KİM?
Amerikalılar ardı ardına yapılan anketlerde seçim yılı için en önemli konulardan birinin ekonomi olduğunu savunuyor. ABD Merkez Bankası yetkililerinin geçen haftaki toplantıda çizdikleri görünüm, Joe Biden için oldukça umut verici olarak dile getiriliyor.
Yetkililer, Trump'ın büyüyen bir ekonomi, düşük işsizlik, ılımlı enflasyon ve düşük faizli kredi vadettiğini söylüyor.
Dow Jones Borsası endüstri endeksi ABD'nin önemli hisse senedi endekslerinden biri olarak yüzde 3 oranında değer kaybetti.
Kredi Derecelendirme Kuruluşu Standard & Poor's (S&P) yüzde 1/10'dan fazla düştü ve NASDAQ borsası 10'dan fazla bir artış göstererek S&P'yi bu hafta güçlendirdi. Geçen haftalarda yapılan politika toplantısında bu yıl üç faiz indirimi yolunda ilerlendiği belirtildi.
Yatırımcılar şimdi haziran ve eylül ortasındaki dört Fed toplantısının ikisinde faiz indirimi bekliyor. Bu kararlar Biden'ın daha sonra enflasyonda en kötü dönemin geçtiğinin kanıtı olarak gösterebileceği ve seçmenlerin Fed'e ilişkin algılarını etkileyebilecek kararlar olarak görülüyor.
Fed, bankalar arasında yalnızca gecelik borçlanma oranını kontrol etse de, geçen temmuz ayından bu yana yüzde 5,25 ile yüzde 5,50 arasında yapılan faiz indirimleri, hızla daha düşük ipotek oranlarına, daha ucuz otomobil kredilerine ve küçük işletmeler için daha kolay finansman koşullarına dönüşüyor.
Düşen faiz oranının seçmenlerin sandık başına gitmeden önce kararını etkileyip etkilemeyeceği konusunda belirli bir rol oynayacağı netlik kazanmadı.
Reuters'a demeç veren Washington Düşünce Kuruluşu Groundwork Collaborative'in Başkanı Lindsay Owens bunun gerçekleşeceğinden şüpheli olduğunu aktardı.
İşsizlik oranının düşük olması, ekonominin güçlü bir hızla büyümesi ve enflasyonun hala endişe kaynağı olması nedeniyle Fed'in, Biden'a politik olarak çok fazla yardım edemeyecek kadar yavaş oranlar ile faizi azaltacağını belirtti.
Owens, "23 yıldır yüksek bir faiz oranı ortamındayız ve Kasım ayından önce 25 baz puanlık bir indirim daha almak ipotek faizlerinin yüksek olacağı gerçeğini değiştirmiyor" şeklinde konuştu.
AMERİKAN HALKI BIDEN'IN VAADLERİNE KULAK ASACAK MI?
Anketler, Amerikalıların Biden'a ABD ekonomisini yönetme biçimi nedeniyle defalarca kötü açıklamalarda bulunduğunu gösteriyor. Bunun büyük bir kısmı, yoksul ve orta sınıfı sıkıştıran yiyecek, benzin ve diğer ihtiyaç maddelerinin artan maliyetleri olarak görülüyor.
Biden geçen yılın büyük bir bölümünü güçlü ekonominin vaadini yaparak geçirdi, ancak bu çaba Amerikalıların olumsuz tutumunu değiştirmedi.
Michigan Üniversitesi'nin geniş çapta takip edilen Tüketici Duyarlılığı Endeksi, enflasyonun 40 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 9,1'e ulaşmasıyla Haziran 2022'de rekor düşük bir seviyeye geriledi.
Biden, ekonomi ve Fed arasında gelişen dinamik, eski başkanlar Jimmy Carter ve George Bush'un 1970'lerin sonu ve 1990'ların başında enflasyon ve faiz artışlarının yeniden seçilme şanslarına zarar verdiği dönemde karşılaştıkları durumla benzer bir noktada olduğunu gösteriyor.
Fed için mevcut görünüm, eğer beklentileri karşılayabilirse başlı başına bir zafer olabilir. 2022 ve 2023 yıllarında yapılan agresif faiz artışları, durgunluğa yol açmadan enflasyonu kontrol altına aldı. Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine dönüş yakın olabilir.
Biden, bu ayın başlarında Philadelphia'daki bir kampanya ziyaretinde Fed kararlarını nasıl uygulayacağına dair bir ön izleme sundu. Amerikalılar için konut maliyetlerini düşürmeye yönelik çabalarından bahsetti ve bir tahminde bulundu.
Biden, "Bunu garanti edemem ama bahse girerim ki bu oranların daha da düşeceğine bahse girerim çünkü faiz oranlarını belirleyen küçük birliğin düşeceğine bahse girerim" dedi.
Beyaz Saray yetkilileri Biden'ın bağımsız Fed'e tavsiyelerde bulunmak yerine ekonomiye ilişkin görüşünü sunması gerektiği hakkında direktiflerde bulundu. Yetkililere göre, Joe Biden seçim kampanyasının Merkez Bankası kısmı hakkındaki konuşmalarını bir siyasi propaganda haline getirmekten çekinmiyor.
FAİZ ARTIŞI CUMHURİYETÇİLERİN BIDEN'A KARŞI BİR KOZU!
Cumhuriyetçiler, Fed'in faiz artışlarını Biden'a karşı kullandılar ve onun ekonomiyi kötü yönettiği hakkında suçlamalarda bulundular.
Cumhuriyetçi Ulusal Komite sözcüsü Anna Kelly, "Joe Biden yönetiminde Fed, faiz oranlarını 23 yılın en yüksek seviyesine yükselterek halihazırda Bidenflasyonun etkisiyle mücadele eden ailelerin hayatını zorlaştırdı" değerlendirmesinde bulundu.
Powell'la karışık bir geçmişi olan Trump'ın, her türlü faiz indirimini dikkate alacağı biliniyor. Trump o dönemde Fed Başkanlığına Powell'ı atadı, ancak faiz oranlarını yükselttiği için aralarında kriz çıktı. Trump, Powell'ı ekonomiyi mahvetmeye çalışmakla suçladı ve bir noktada halkın düşmanı olarak ilan etti.
Trump, enflasyonun suçunu Joe Biden'a yüklemeyi kampanya mitinglerinin önemli bir özelliği haline getirdi ve Başkan Powell'ı Demokrat rakibine fayda sağlayabilecek bir eylemde bulunacak bir siyasi aktör olarak göstermekten çekinmedi.
Geçtiğimiz ay Fox Business'ta Maria Bartiromo ile yaptığı röportajda Trump, Powell'ın "belki de insanların seçilmesi uğruna" faiz indirimi istediğine inandığını söyledi.
Kuzey Karolina Eyaleti Ekonomi Profesörü Michael Walden, Fed'in faiz oranları konusunda nihai olarak ne yapacağına bakılmaksızın her iki cepheden de baskıyla karşı karşıya kalan Powell'a yönelik, "Eleştirinin kaynağı ne olursa olsun, Başkan Powell önümüzdeki aylarda kulaklarını tıkamaya hazır olmalı" dedi.