Suriye Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin petrol çaldığını iddia etti
Dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu’daki motivasyonunun özgürlük ve demokrasi olmadığı biliniyor. On yıllardır bölgedeki yönetimleri destabilize eden ve halkları acı, yoksulluk ve sefalete iten Amerikan müdahalesi yıllar geçse de değişmiyor.
Suriye’deki Amerikan askerinin terörle mücadele gibi askeri bir operasyon amacıyla değil, petrol tankeri sürme amacıyla bölgede olduğu ortaya çıktı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de ileri sürdüğü “Amerikan askerî personelinin ve bağlantılı milislerin Suriye’den petrol çaldığı” iddiaları, Beşar Esad yönetimi tarafından da dile getirildi.
Suriye’nin kuzeyindeki görece petrol zengini Deyrizor ve Hasiçi bölgelerinden petrol başta olmak üzere buğday, doğal gaz gibi son derece önemli kaynakların Amerikan askerleri ve bağlı milisler tarafından çalındığını öne süren Dışişileri ve Gurbetçiler Bakanlığı, ülkenin zararları için Birleşmiş Milletler’den karşılık istedi.
AA Energy’nin Ethem Emre Özcan ve Seda Sevencan imzası taşıyan 15 Aralık tarihli haberine göre, bahsedilen bu milis güçler terör örgütü PKK ve onun Suriye uzantısı YPG. Kuzey Suriye’nin bu terör örgütlerinin elinde olması ve Amerika’nın Kuzey Suriye’de de askerî üssünün olması, petrolün ele geçirilmesi için uygun ortamı hazırlıyor.
Petrol, dünyadaki en önemli enerji kaynaklarından biri olduğu için uluslararası piyasalardaki değeri çok yüksek. Petrolün fiyatını etkileyen başka etkenler de olmasına karşın yoğun talep görmesinin sebebi efektif bir kaynak olması.
Bütün bunlar söylendikten sonra terör örgütü PKK/YPG’nin, bölgenin kuzeyini kontrol altına almak istemesi ve ABD’nin bölgede bir üs kurmasının nedeni açıklığa kavuşuyor. Bölgedeki petrolü satarak PKK, kendini devam ettirmek için bir kaynak bulmuş oluyor. ABD ise anakaradaki asla dinmek bilmeyen endüstriyel ve son tüketici petrol ihtiyacını gidermede yardımı dokunacak bir kaynağa daha erişmiş oluyor.
ABD’DEN SURİYE’DEKİ PETROLE GAYRİRESMİ AMBARGO
Washington, Suriye’nin kendi topraklarındaki petrole bir çeşit gayriresmi ambargo koymuş durumda. Global Times’ın haberine göre, 2022’nin ilk yarısında ABD Suriye’den günlük ortalama 66 bin varil petrol kaçırdı. Bu sayı, Suriye’nin günlük petrol üretiminin yüzde 83’ünü aşıyor.
Bu minvalde, Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre 2011’de gösteriler başladığından beri Suriye’nin petrolden ettiği zarar 107 milyar doları aşmış bulunuyor.
Energyworld.com’un haberine göre de ABD güçleri Suriye topraklarına girdikleri 2014 yılından beri Suriye petrolünü sistemli olarak çalıyor.
Suriye’den kaçırılan petrolün ABD’nin Irak’taki üslerine götürüldüğü biliniyor.
Donald Trump, 2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı bir görüşmede “Suriye’nin petrolü elimizde. Petrol güvende. Askerleri sadece petrol için Suriye’de bıraktık.” sözlerine yer vererek ABD’nin Suriye’de bulunmasının sebebini açıklamıştı.
ABD'NİN IRAK'TAKİ PETROL SAVAŞI
Irak savaşının etkisiyle, farklı araştırma kuruluşlarının tahminlere göre, 600 bin ile 1,5 milyon arasında Iraklı yaşamını yitirdi.
ABD, 11 Eylül olayları sonrasında yasadışı, uluslararası hukuka aykırı olarak, “kitlesel imha silahları olduğu” gerekçesiyle Irak'a girdi. Bu işgalde 1 milyonu aşkın insan hayatını kaybetti.
USA Today muhabiri Gregg Zoroya, Irak’a Amerikan askerlerinin geldiği dönemi anlatıyor. 14 Şubat 2019 tarihli röportajda Zoroya, askerlerin yaptığı aramalarda onlarla beraber olduğunu, ve aramalarda hiçbir şey bulunamadığını ifade ediyor.
Irak’ın işgaline giden yolda, amacın “terörle mücadele” veya “olmayan bir tehdidi bitirme”den öte, “petrol paylaşımı” olduğu devlet görevlileri tarafından belirtiliyor.
Dönemin Başkanı George W. Bush’un Hazine Bakanı olan Paul O’Neill’ın 2009 yılında CBS News’te yayınlanan bir röportajında 2001 yılının başında Irak’taki petrolün pay edilmesine dair planların olduğuna dair belgeler olduğundan bahsediyor.
2008 yılında da ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı Komutanı General John Abizaid’in Stanford Üniversitesi’nde bir panelde yaptığı konuşmada “Tabii ki de Irak savaşı petrolle alakalıydı, bunu inkâr edemeyiz.” cümlelerine yer veriyor, “Arap ülkelerine bir benzinci kümesi gibi davranıyor, onlara fiyatları düşük, pompaları açık tutmaları ve İsrail ile iyi geçinmeleri hâlinde ‘arkada ne isterseniz yapın’ diyorduk” sözlerini ekliyordu.
Şu anda ülkede Amerikan işgalinden miras kalan şeyler işlerliğini tamamen yitirmiş bir devlet, yok olan bir altyapı ve sömürülmüş kaynaklar.