Yeni dünya düzeninde Hindistan’ın rolü ne?

Son yıllarda ABD ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini güçlendiren Hindistan, Ukrayna krizi sonrası Batı ülkelerinden farklı bir politika izlemeye başladı. Peki, ABD, Hindistan’ı Rusya ve Çin’e karşı konumlandırmakta neden zorluk yaşıyor? ABD ve İngiltere, Hindistan konusunda hangi endişeleri yaşıyor? Yeni dünya düzeninde Hindistan nasıl bir rol oynuyor?

Hüseyin Can Topkaya

[email protected]

21. yüzyılın başlamasıyla birlikte dünyada yeni bir düzen oluşmaya başladı. Dünyanın bir numaralı süper gücü olarak görülen ABD, Afganistan ve Irak işgallerinde amaçlarına ulaşamadı. Orta Doğu’daki başarısızlıklar, ABD hegemonyasının sonuna doğru gelindiğini ve dünya düzeninin yeniden şekillendiğini gözler önüne serdi.

Vladimir Putin ile birlikte ekonomik ve askeri olarak yeniden küresel güç haline gelen Rusya, dünyanın birçok noktasına ticaret yolları inşa ederek en güçlü ekonomilerden biri olan Çin, ABD’den stratejik özerklik ilan etmeye çalışan Avrupa Birliği ve Asya’nın en önemli ülkelerinden Hindistan; Washington’un düşüşü sonrası oluşan çok kutuplu dünyada yerini aldı.

Çok kutuplu yeni dünya düzeninde, süper güçler için en önemli etkenlerden biri de güçlü ittifaklar kurmak ve geliştirmek oldu. Rusya ve Çin’e karşı tek başına rekabet edemeyeceğini bilen ABD, AB’yi kendi yanına çekmek için uzun yıllardır faaliyetlerde bulunuyor. Ancak Donald Trump ve Joe Biden dönemlerinde ABD, tüm çabalarına rağmen AB’yi tam anlamıyla yanına çekemedi.

Çin ve Rusya ise ABD, AB ve NATO karşısında güçlü bir ittifak oluşturdu. Ukrayna krizinin ardından iki ülkenin de; ABD ve AB ülkeleri tarafından uygulanan yaptırımlara karşı ortak hareket ettiği görülüyor. Rusya, Batı ülkeleri tarafından uygulanan yaptırımların ardından Çin ile ekonomik ilişkilerini daha da geliştirmeyi hedefliyor. Pekin hükümeti ise Ukrayna savaşında Rusya’ya doğrudan destek vermese de; yaşanan savaşın ABD ve NATO’nun faaliyetlerinden kaynaklandığını düşünüyor.

30 Mart’taki Afganistan’a komşu ülkeler toplantısında bir araya gelen Rusya ve Çin dışişleri bakanları, stratejik ortaklığı daha ileri düzeye taşıma ve ‘adil ve demokratik yeni bir dünya düzeni kurma” iradesini vurguladı.

ABD ile AB, Rusya ile de Çin arasında ittifakların kurulduğu yeni dünya düzeninde; Hindistan ise son yıllarda Washington ve Londra ile geliştirdiği ilişkilerle ön plana çıkıyor.

İNGİLTERE İÇİN HİNDİSTAN’IN ÖNEMİ

Brexit ile birlikte Avrupa Birliği’nden ayrılan İngiltere, ABD ile son dönemde ilişkilerini güçlendirdi. Londra hükümeti; Orta Asya’da Washington ile birlikte yeni ittifak arayışları içerisine girdi.

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, geçtiğimiz günlerde İngiltere-Hindistan Stratejik Vadeli işlemler Forumu’nda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Truss, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaşın dünyayı daha güvenilmez hale getirdiğini belirtirken, “Hindistan ile ilişkileri güçlendirmek hiç olmadığı kadar önemli çünkü daha güvensiz bir dünyada yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

İngiltere Dışişleri Bakanı, Hindistan’ın Rusya’ya uygulanan yaptırımlara rağmen bu ülkeden petrol ithal etmesi hakkında, “İngiltere’nin yaptırımlara yaklaşımını ve Rus petrolüne bağımlılığımızı sona erdiriyor olduğumuzu ifade ettim. Hindistan egemen bir ulus ve Hindistan’a ne yapacağını söylemeyeceğim” şeklinde konuştu.

Yeni Delhi yönetimi ise Ukrayna krizi sonrası temkinli duruşunu sürdürüyor. Washington ve Londra hükümeti, Hindistan’ı Rusya’ya karşı konumlandırmaya çalışırken; son haftalarda hem Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi hem de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Hindistan’a gelerek resmi temaslarda bulundu.

Bu durum ABD ve AB’nin, Hindistan’a yönelik ilgisinin artmasına yol açıyor. İngiltere’nin yanı sıra Hollanda ve Almanyalı üst düzey yetkililerin de; Yeni Delhi yönetimiyle temasları artmış durumda.

Askeri olarak Rusya’ya bağımlı olan Hindistan, Ukrayna saldırılarının başından bu yana Moskova hükümetini kınamadı. Moskova ile ilişkilerini dengede tutmaya çalışan Yeni Delhi yönetimi, Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmaya yanaşmadı. Hindistan’ın bu tutumu, uzun yıllardır ilişkilerinde sorunlar yaşadığı Pakistan tarafından da takdir edildi.

ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna krizi sonrası Hindistan’ın tutumunu sert bir şekilde eleştirdi. Quad grubu içerisinde Rusya’ya karşı harekete geçmede Hindistan’ın “biraz ürkek” davrandığını söyleyen Biden, “Putin’in saldırganlığına yanıt olarak, NATO genelinde ve Pasifik’te birleşik bir cephe oluşturduk. Quad içerisinde Hindistan’ın biraz ürkek olması dışında Japonya ve Avustralya, Putin’in saldırganlığıyla mücadelede son derece güçlü” ifadelerini kullandı.

ABD ve İNGİLTERE HANGİ ENDİŞELERİ YAŞIYOR?

ABD ve İngiltere, Asya’da Çin’e karşı mücadelede, Yeni Delhi yönetimini yanında görmek istiyor. Hindistan olmadan Çin karşısında bir başarı elde edemeyeceğini bilen Washington, Asya-Pasifik stratejisini Hint-Pasifik stratejisi ismiyle güncelledi ve QUAD adında güçlü bir ittifak oluşturdu.

Japonya, Avustralya ve Hindistan ile birlikte QUAD’ı oluşturan ABD, bu ittifakla birlikte Çin’i bölgede sıkıştırmayı amaçladı. ABD, Hindistan’ın Rusya’dan S-400 alımı konusunda da yaptırım uygulamayacağı yönünde olumlu sinyaller verdi. Ancak Ukrayna krizi sonrası tüm dengeler tersine çevrildi.

ABD’nin eleştirilerine rağmen Moskova’ya yönelik yaptırımlara katılmayan Hindistan, Rusya ile petrol anlaşması imzaladı ve yeni alım anlaşması için de görüşmelere devam ediyor. Cumhuriyet Gazetesi’nden Mehmet Ali Güller’in aktardığına göre, başta ilaç şirketleri olmak üzere Hint şirketleri, Rus pazarından çekilen Batılı şirketlerin yerini almayı hedefliyor. Ayrıca Moskova ve Yeni Delhi hükümeti, ulusal para birimleriyle ödeme yapmayı sağlayan bir mekanizma üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.

Ukrayna krizi devam ederken, Çin ile Hindistan arasında uzun zamandır süren sınır ihtilafı konusunda geçici mutabakata varıldı. Ayrıca Çin, koronavirüsün etkili olduğu dönemde Hindistan’a en çok destek sağlayan ülkelerden biri olmuştu. Öte yandan Pakistan Başbakanı İmran Han, Hindistan ile yıllardır devam eden gerilime rağmen Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmaması konusunda komşusuna övgülerde bulundu.

Tüm gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda; önümüzdeki dönemde Doğu ile Batı bloku arasında Hindistan rekabetinin daha da tırmanacağını söyleyebiliriz. Hindistan’ın; Çin, Rusya ve Pakistan ile son dönemlerde kurduğu temaslar, Asya’daki tüm dengeleri tersine çevirdi. ABD ve Batı ülkelerinin, Hindistan’ı yanlarına çekmek için diplomatik temaslarını artırması bekleniyor.