ABD ve İngiltere’den destek alan Polonya, Ukrayna’da neyi amaçlıyor?

Rusya-Ukrayna krizinin ardından Doğu Avrupa’da pozisyonu değişen en önemli ülkelerden biri de Polonya oldu. Peki, ABD ve İngiltere ile yoğun bir iş birliği içinde olan Varşova, Ukrayna krizinde nasıl bir rol oynuyor? ABD ve İngiltere, Polonya üzerinden Doğu Avrupa’da neyi amaçlıyor?

24 Şubat’ta başlayan Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları, Doğu Avrupa’daki tüm dengeleri tersine çevirdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile birlikte başta Polonya olmak üzere bölge ülkeleri, savaşın kendi topraklarına yayılabileceğinden endişe duymaya başladı. Bu ülkelere göre Moskova hükümeti, Ukrayna’yı işgal ettikten sonra Doğu Avrupa’ya yayılmaya devam edecekti.

Estonya, Litvanya ve Letonya gibi Baltık ülkelerinin yanı sıra Polonya, Romanya, Bulgaristan ve Çekya gibi ülkeler; Rusya karşısında Ukrayna’ya siyasi ve askeri destek verdi. Doğal gaz ve enerji alanında Rusya’ya bağımlı olan Almanya ve Fransa gibi ülkeler ise Rusya karşısında sert adımlar atamadı.

Almanya ve Fransa’nın; Rusya’dan doğal gaz alışverişini sürdürmesi, ekonomik olarak tüm yaptırımlara katılmaması ve Ukrayna’ya diğer ülkelere kıyasla daha az yardımda bulunması, başta Polonya olmak üzere Doğu Avrupa ülkeleri tarafından sert bir şekilde eleştirildi.

Nisan ayında Bucha’daki görüntülerin ortaya çıkması üzerine Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Rus lider Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u sert sözlerle eleştirdi. Morawiecki’nin Macron’a hitaben, “Putin ile kaç kez görüştünüz, neyi başardınız? Gerçekleşen eylemlerden herhangi birini durdurdunuz mu?” şeklindeki sözleri, iki ülke arasında gerilimin tırmanmasına neden oldu.

Ukrayna krizinin ardından Varşova hükümeti, ABD ve İngiltere ile iş birliğini daha da güçlendirdi. Avrupa Birliği ile ilişkilerinde sorun yaşayan ve birçok konuda anlaşamayan Varşova, son dönemde Washington ve Londra ile ilişkilerini geliştirme yoluna gitti.

Ekim 2021’de Polonya ile AB arasında bir kriz yaşanmış, Varşova’nın Birlikten ayrılacağını ifade eden “Polexit” kavramı ortaya çıkmıştı. Polonya Anayasa Mahkemesi’nin; AB hukukunun Polonya yasalarından üstün olamayacağına hükmetmesi sonrası Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’den çok sert tepki gelmişti.

Leyen, Polonya için AB bütçesi ve pandemi fonundan aktarılan kaynakların dondurulabileceğini söylemişti. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise “AB siyasetçilerinin Polonya’ya şantaj yapmasına izin vermeyeceğim” ifadelerini kullanmıştı.

Ukrayna krizinin ardından Polonya ile Batı Avrupa arasındaki görüş ayrılıkları daha da arttı. Almanya ve Fransa’nın Rusya ile enerji ticaretine karşı çıkan, Doğu Avrupa’da Moskova’nın güçlenmesini istemeyen İngiltere ve ABD; siyasi, askeri ve ekonomik olarak Polonya’ya desteğini artırdı. ABD Başkanı Joe Biden’ın, 25 Mart’ta Polonya-Ukrayna sınırına giderek bölgede görev yapmakta olan Amerikan askerleriyle bir araya gelmesi dikkat çekti.

Polonya, Ukrayna krizinin ardından aynı zamanda askeri anlamda da önemli adımlar atmaya başladı. Rusya karşısında caydırıcılığını artırmak isteyen Varşova, envanterini güçlendirmek için ABD’den yaklaşık 500 adet M142 HIMARS Çok Namlulu Roketatar (ÇNRA) tedarik edeceğini açıkladı. Ayrıca Polonya, geçtiğimiz günlerde ABD’den ek Patriot Hava Savunma Sistemi alımı için talep mektubu gönderdi.

Polonya’nın her geçen gün envanterini güçlendirmeye devam etmesi, ABD ve İngiltere ile geliştirdiği iş birliği, Ukrayna savaşında oynadığı kritik rol ve Batı Avrupa ülkeleri karşısında sergilediği sert tavırlar birtakım soruları beraberinde getirdi.

POLONYA UKRAYNA’DA NEYİ AMAÇLIYOR?

Polonya Cumhurbaşkanı Andrey Duda, 20 Ekim 2015’te devlet kanalı TVP1’e yaptığı açıklamada, “Ukrayna, 1939’a kadar Polonya’ya ait olan Lviv, Ternopil, Ivano-Frankivsk, Volın ve Rivne bölgelerini gönüllü olarak iade etmeli” ifadelerini kullanmıştı. Duda ayrıca, “Her vatandaşımız, üzerinde çok sayıda Polonyalının yaşadığı ve savunmamıza ihtiyaç duyan topraklarımızı geri almak için savaşmaya hazırlıklı olmalı” şeklinde konuşmuştu.

Duda’nın söz kosu ifadelerini anımsatan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mehmet Ali Güller, konuyu ele aldığı makalesinde, Polonya’nın Ukrayna’nın batısında toprak talep ettiğini dile getirdi. Polonya’nın 1300’lerden sonra Ukrayna’nın batısını, 1500’lü yıllardan itibaren ise ülkenin tamamını ele geçirdiğine dikkat çeken Güller, “Polonya’nın Karadeniz’e kıyısı yoktu ama ‘denizden denize büyük Polonya’ hedefi vardı; Baltık Denizi’nden Karadeniz’e uzanan bir büyük ülke hayali” ifadelerini kullandı.

Polonya’nın, Ukrayna topraklarında tarihi haklarını olduğunu düşündüğünü belirten Dış Politika Analisti Güller, 2015 yılında Ukrayna’dan toprak talep eden Cumhurbaşkanı Duda’nın, görevini şu anda da sürdürdüğüne dikkat çekti.

Polonya Cumhurbaşkanı Duda ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski arasında 22 Mayıs’ta Kiev’de imzalanan anlaşmaya da değinen Güller, bu anlaşma ile birlikte Varşova hükümetinin Ukrayna’da daha kolay faaliyette bulunabileceğini dile getirdi.

Son dönemde yaşanan gelişmeler, ABD ve İngiltere’nin, Polonya üzerinden Doğu Avrupa’da nüfuzunu geliştirmeye çalıştığını gözler önüne seriyor. Washington ve Londra'nın, Rusya'ya karşı tam anlamıyla konumlanamayan Almanya ve Fransa karşısında Doğu Avrupa'da yeni bir ittifak kurma arayışı içerisinde olduğu söylenebilir. Varşova hükümetinin attığı adımlar ise ilerleyen dönemde Polonya’nın, Ukrayna’nın batısına doğru yayılabileceği yönünde yorumları beraberinde getiriyor.

Bölgeden sıcak haber aktarmaya devam eden gazetecilerin paylaşımları da Güller'in iddiasını destekliyor. Gulsum Khalilova'nın Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolai Patrushev'in açıklamasından aktardığı bilgiye göre, Polonya Ukrayna topraklarını ele geçirmeye başladı.