Suriye’deki vekalet savaşı ne zaman bitecek?

2011 yılından bu yana iç savaşın yaşandığı Suriye’de, süper güçlerin ülkedeki varlığı her geçen gün artıyor. Peki, ABD ve Rusya Suriye’de neler elde etti? İran’ın bölgedeki rolü ne? Süper güçler Suriye üzerinden neyi amaçlıyor?

Suriye’de 2011 yılının Mart ayında başlayan olaylar, zaman içerisinde iç savaşa dönüştü. Esad yönetimindeki Suriye Ordusu ile birçok muhalif grup arasında kanlı çatışmalar yaşandı. Muhalifler Esad hükümetinin gitmesini ve yeni bir hükümetin kurulmasını istiyordu. Esad ise elinde silah bulunan tüm grupları terörist olarak tanımlarken, gerçekleştirilen saldırılara sert bir şekilde yanıt verdi.

İç savaşın başlamasının ardından ülkenin birçok yerinde çatışmalar yaşanmaya başladı. ABD ve İsrail başta olmak üzere Avrupa ve Körfez ülkeleri muhaliflerin yanında yer aldı. Esad’ın devrilmesini isteyen bu ülkeler; muhaliflere askeri ve ekonomik olarak her türlü desteği verdi. İran, Rusya ve Çin gibi ülkeler ise siyasi olarak Esad’ın yanında durdu. Süper güçlerin devreye girmesi ile birlikte, Suriye’de çok karmaşık bir denklem ortaya çıktı.

Esad ile muhalifler arasında çatışmalar devam ederken DAEŞ ve El Nusra gibi terör örgütleri de Suriye’ye girerek birçok şehri ele geçirdi. Hem muhalif gruplara hem de IŞİD gibi terör örgütlerine karşı savaşan Suriye ordusu; Hama, Humus ve Halep başta olmak üzere birçok şehri ve ilçeyi kaybetmek zorunda kaldı.

2015 yılına gelindiğinde ülke topraklarının yalnızca yüzde 20’si Esad’ın kontrolü altında bulunuyordu. Askeri ve ekonomik olarak oldukça güç kaybeden Esad; İran ve Rusya gibi ülkelerin desteği ile varlığını sürdürüyordu.

Esad’ın ülke topraklarının yüzde 80’ini kaybettiği ve oldukça zor günler geçirdiği bir dönemde, Rusya savaşa aktif bir şekilde dahil olarak tüm dengeleri değiştirdi. 30 Eylül 2015’te aktif olarak Suriye savaşına dahil olan Rusya, havadan sağladığı destek ile Suriye ordusuna güç kazandırdı. Rusya’nın savaşa dahil olması, Esad’ın kaybettiği toprakları muhaliflerin ve terör örgütlerinin elinden almasını sağladı. Hama, Humus, Halep, Deraa, Kuneytra, Palmira, Doğu Guta gibi yerler yeniden Esad’ın kontrolüne geçti.

RUSYA İLK DEFA SICAK DENİZLERE İNDİ

Tarihi boyunca sıcak denizlere inmeyi stratejik bir hedef olarak belirleyen Rusya, Suriye savaşına dahil olarak bu hedefini gerçekleştirdi. Rusya’nın bölgeye gelişi ile savaşın seyri Esad’ın lehine dönerken, muhalifler ele geçirdiği birçok yeri kaybetmek zorunda kaldı.

Rusya’nın özellikle hava desteği, Esad’ın kaybettiği toprakları geri almasında önemli bir rol oynadı. Ancak Rusya Suriye’de sadece Esad’a hava desteği sağlamakla yetinmedi. Suriye’nin iki denize kıyı şehri olan Tartus ve Lazkiye’de Rus askeri varlığı artmaya başladı. Bölgedeki limanları oldukça canlandıran Rusya, Tartus ve Lazkiye’ye bir deniz askeri üssü inşa ederek etkinliğini artırdı. Böylelikle tarihi boyunca sıcak denizlere inmek isteyen Rusya, Suriye’deki savaşa dahil olarak bu hedefine ulaşmış oldu.

Rusya’nın Suriye’deki varlığı özellikle Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde önemli kazanımlar elde etmesinin önünü açtı. Tartus ve Lazkiye üzerinden Doğu Akdeniz’e açılan Rusya; daha sonrasında Libya, Sudan, Mısır gibi Afrika ülkeleri ile ilişkilerini geliştirdi.

Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı her geçen gün artmaya devam ediyor. Özellikle deniz üsleri Rusya için stratejik bir öneme sahip. Muhaliflerin ve terör örgütlerinin askeri üslere yönelik saldırılarına Rusya’dan oldukça sert yanıt geliyor. Suriye üzerinden Doğu Akdeniz’de, Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’da etkili olan Rusya, ülkedeki varlığını uzun yıllar sürdürmek istiyor.

Rusya için en önemli konulardan biri ise Esad’ın hükümette kalmaya devam etmesi. Esad’ın devrilmesi halinde ABD ve Avrupa destekli bir hükümetin kurulmasından endişelenen Rusya; siyasi, askeri, ekonomik ve diplomatik olarak uzun yıllar Esad’a destek verecek. Geçtiğimiz haftalarda yapılan Suriye seçimlerinin ardından Esad’ı kutlayan ilk ülkelerden biri de Rusya olmuştu.

İRAN İSRAİL SINIRINA YERLEŞTİ

Suriye’de 10 yıldır devam eden savaşta, etkin bir rol oynayan ülkelerden biri de İran oldu. Savaşın başından itibaren siyasi olarak Esad’ın yanında duran İran, daha sonrasında askeri olarak da Suriye’de varlık göstermeye başladı. Afganistan’dan ve Pakistan’dan gelen İran destekli gruplar, Suriye’nin birçok bölgesinde Esad ile birlikte savaştı.

Suriye’de Şiiler için kutsal görülen türbeleri kırmızı çizgi ilan eden İran, Devrim Muhafızları’na bağlı birçok askeri başkent Şam’a göndererek buradaki varlığını artırdı. İran özellikle Suriye’nin güney batısında bulunan ve İsrail’e komşu olan Dera ve Kuneytra gibi şehirlerde askeri olarak etkili oldu. Bölgeye Lübnan Hizbullah’ının da gelmesi ile birlikte İran destekli gruplar İsrail sınırına yerleşti. Bu durum İsrail tarafından çok ciddi bir risk ve tehlike olarak görülüyor. İsrail, sıklıkla Suriye’deki İran destekli gruplara silahlı saldırılar düzenliyor. Ancak bölgedeki İran ve Hizbullah varlığı devam ediyor.

Suriye üzerinden İsrail sınırına yerleşen İran, ABD’nin Orta Doğu’daki etkinliğini azaltmak için ülkedeki varlığını çok önemsiyor. Özellikle İran’dan başlayan, Irak ile devam eden ve Suriye üzerinden Lübnan Hizbullah’ına ulaşan koridor İran için oldukça önemli. İran, Esad’ın devrilmesini, bölgeyi ABD ve İsrail’e terk etmek olarak görüyor. Rusya ile birlikte Esad yönetimine her türlü desteği veren İran, ABD ve İsrail faktörleri nedeniyle Suriye’deki varlığından vazgeçmek istemiyor. İran’ın, Suriye’de Esad yönetimine ve Şii gruplara desteğini sürdürmesi bekleniyor.

ABD KUZEY SURİYE’DE DEVLET KURMAK İSTİYOR

Savaşın başladığı ilk yıllarda ABD’nin en büyük isteği Esad’ın devrilmesi ve kendisine daha yakın bir hükümetin kurulmasıydı. Bu durum İsrail’in güvenliği açısından da ABD için oldukça önemliydi. Ancak Rusya’nın devreye girmesi ve savaşın seyrini değiştirmesi ABD’nin ülkedeki stratejisini değiştirdi. 2015 yılına dek Suriyeli muhalif gruplara her türlü desteği veren ABD, Rusya’nın aktif olarak savaşa dahil olmasının ardından tüm stratejisini Suriye’nin kuzeyi üzerine kurdu.

Kuzey Suriye’de 60 bin kişilik bir ordu oluşturan ABD, Irak’taki gibi bir özerk devlet oluşturmayı planlıyor. ABD’nin Orta Doğu’daki politikaları, İsrail’in güvenliği ve İran’ı kuşatmak için kuzey Suriye oldukça önemli bir konumda.

Suriye’ye girdiği tarihten bu yanan birçok askeri üs inşa eden ABD, kuzey Suriye’de yeni askeri üsler inşa etmeye devam ediyor. Özellikle bu askeri üslerin Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde inşa edilmesi dikkat çekiyor. ABD’li üst düzey komutanlar sıklıkla terör örgütü PKK/PYD’nin sözde yöneticileri ile bir araya geliyor. Tırlar dolusu silah ve teçhizatı Suriye’nin kuzeyine göndermeye devam eden ABD, amaçlarına ulaşana dek bölgede kalmaya devam etmek istiyor.

İRAN, RUSYA VE ABD SURİYE’DEN ÇIKMAYACAK

Suriye’de birçok kazanım elde eden üç ülke, bölgedeki varlığını uzun yıllar sürdürmek istiyor. Rusya Tartus ve Lazkiye üzerinden Doğu Akdeniz’e, ABD Suriye’nin kuzeyine ve İran ise ülkenin güneyindeki İsrail sınırlarına yerleşmiş bulunuyor. Bu kazanımları kısa sürede elde etmeyen üç ülkenin, kısa zaman içerisinde bölgeden ayrılması beklenmiyor.

Suriye'de 10 yıldır devam etmekte olan savaşın, kısa süre içerisinde bitmesi mümkün görünmüyor. Özellikle İdlib ve kuzey Suriye bölgelerinde önümüzdeki dönemde hareketlilik yaşanabilir.