ABD'nin yakın geleceğini en çok ilgilendiren olay: 2022 ara dönem seçimleri

ABD’de ara seçim sonuçları açıklanmak üzere. 8 Kasım salı günü sandık başına giden ABD seçmeni, temsilciler meclisi, senato ve eyalet valileri için oy kullandı.

ABD’de salı günü yapılan seçimlerde halk; temsilciler meclisinin tümü, senato üyelerinin üçte birlik kısmı olan 35 senatör ve 36 eyalet ile 3 bölgede valiler için sandık başına gitti.

ABD’de seçmenler, partilerin aşırı güçlenmemesi ve otoriterleşmemesi adına Oval Ofis’teki partiye Senato ve Mecliste çoğunluğu vermemeye çalışıyorlar.

100 üyeli, her eyaletten iki temsilci gönderilen Senato'da; çoğunluğu almak için 51 üye bulundurmak gerekiyor. Eğer iki büyük partinin senatör sayıları (Demokratlar ve Cumhuriyetçiler) eşit kalırsa, kontrol Demokrat Parti’nin elinde olacak.

Bunun sebebi, Başkan Yardımcısının Senato Başkanı olarak eşitliği bozucu oyun sahibi olmasından kaynaklanıyor. Güncel Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Demokrat Parti’den olması, Senato'da oluşacak bir eşitlik durumunda Demokratların hâkim konumda olacağını gösteriyor.

Temsilciler Meclisi'nde ise her eyalet nüfusuna oranla temsil ediliyor. Toplam 435 üyeden oluşan ve doğrudan ilçeleri temsil eden vekillerden oluşan Mecliste, çoğunluğu ele geçirmek için 218 vekile sahip olmak gerekiyor.

Seçimlerden önce, Senato'da dağılım 50/50 şeklinde dengedeydi, Mecliste de Demokratların 220 vekil ile üstünlüğüne karşı Cumhuriyetçiler 212 vekil bulunduruyordu. Güncel ancak tamamlanmamış sonuçlara göre, Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi’nde 199’a karşı 172 ile öndeyken Senato'da ise 48’e 48’lik bir eşitlik hâkim.

Bu seçimlerde el değiştiren tek senatör koltuğu Pensilvanya eyaletindeki koltuk oldu. Cumhuriyetçi Senatör Patrick Toomey’nin seçimlere giden pozisyonuna adaylar Trump’a yakınlığıyla bilinen Türk asıllı Doktor Mehmet Öz ve Demokratların adayı John Fetterman’dı. Yarış, Fetterman’ın galibiyetiyle sonuçlandı.


ÖNEMLİ FİGÜRLERİN AÇIKLAMALARI

Ara seçimlere yaklaşılırken Biden, Trump gibi önemli figürlerden açıklamalar art arda geldi.

Biden, seçimlere yaklaşırken sıklıkla bu seçimlerin Amerikan demokrasisi için önemine deiğindi. The Guardian’ın aktardığına göre, Biden Cumhuriyetçilerin Kongre'de (Senato ve Meclis) çoğunluğu elde etmesi hâlinde sosyal hakların zarar göreceğini ifade etti.

Bunun yanında Biden, yasalaştırılmasını desteklediği tartışma alanlarından biri olan kürtaj yasası gibi önemli sosyal konuların da gözden düşeceğini belirtti. Hâl böyleyken The Guardian’ın belirttiği üzere, vatandaşların çoğunun gündeminde öne çıkan konu ekonomik endişeler. Resesyon riskiyle karşı karşıya olan dünyanın en büyük ekonomisinde vatandaşlar artan yaşam mâliyetlerinden şikayetçi ve bu yönde bir atılım bekleniyor.

Haberinde, ekonomiyi idare etmede Cumhuriyetçilerin daha gözde olduğunu belirten The Guardian, Kongre’nin bu doğrultudan gelecek Cumhuriyetçi bir dalgaya müsait olduğuna da dikkat çekiyor.

Bu konuda Biden’ın verdiği demeçlerin genelde gelecek ekonomi planından bahsetmek veya vaatler vermek yerine, yönetiminin geçmişteki başarılarına ve Cumhuriyetçilerin ekonomiyi idaredeki başarısızlıklarına dikkat çekiyor.

Örnek olarak Biden, “Hatırlayın, bu kişiler zengin ve büyük şirketlerin lehine iki trilyon dolarlık vergi indirimi yasası çıkaran kişiler… Bizse bu açığı düşüren, sıradan, çalışkan Amerikalıya biraz rahatlık sağlayanlarız” ifadelerini kullandı. Bunun yanı sıra göreve geldiğinden beri işsizliğin düşürüldüğünden ve 10 milyon iş oluşturulduğundan bahsetti.

Biden, bu seçimin önemi konusunda “Sonraki bir yıl ile üç yıla kadar olan süreçte hayatımızın gidişatı şekillenecek … Sonraki birkaç onyılın nasıl görüneceğini şekillendirecek” kelimelerine yer verdi. 

Eski ABD Başkanı Donald Trump ise geri döneceğine dair sinyaller vermeye geçtiğimiz aylardan itibaren başlamıştı.

BBC’nin haberine göre, uzmanlar, siyaset sahnesine geri döneceğinin sinyallerini hem bazı mitinglerde hem de ara seçimlerde bazı adayları şahsen desteklemesiyle veren Trump için bu seçimlerin turnusol olacağını öngörüyor.

Eğer desteklediği adaylar seçimleri kazanırsa; bu Trump’ın popülaritesinin hâlâ etkin olduğunu ve siyaseti okuma kapasitesinin yüksek olduğunu gösterecek. Tersi bir durumda ise Trump’ın halk nezdinde eskisi kadar destek bulamıyor olduğu günyüzüne çıkacak.

Trump’ın desteklediği adayların kazanacağına güvendiği de biliniyor. NewsNation’a verdiği bir röportajda Trump, “Eğer kazanırlarsa bütün övgüyü benim almam gerek, eğer kazanamazlarsa hiçbir şekilde sorumlu tutulmamalıyım” sözlerine yer verdi.

Demokratların ekonomi politikalarını eleştiren Trump, SkyNews Au mikrofonlarına “Politikaları açıklanamayacak kadar kötü” demekle yetindi.

Trump, Florida’dan Cumhuriyetçi Parti’nin vali adayı Ron DeSantis için oy kullandığını belirtti. The Guardian’ın haberine göre, geçtiğimiz günlerde aynı isim için “Seçimlere girerse kendine çok ciddi zarar verebilir. Parti için iyi olacağını düşünmüyorum” yorumlarında bulunmuş, muhabirlere çiçeği burnunda vali hakkında “çok gurur verici olmayan şeyler söyleme” tehdidinde bulunmuştu.

Seçim zaferi kesinleşen ve 2019’dan beri Florida valisi olan DeSantis, sonraki başkanlık seçimleri için güçlü bir aday olarak değerlendiriliyor. 

AMERİKA’NIN GELECEĞİ

Ara dönem seçimlerinin sonuçlanmasıyla birlikte ortaya çıkan görüntü Kongre’de Cumhuriyetçilerin önde olacağı yönünde.

BBC’nin haberine göre, Cumhuriyetçilerin baskın olduğu bir Kongre’den çıkacak kararların Biden yönetimine karşıt tutum sergilemesi muhtemel.

Ekonomi politikaları bağlamında farklı kutuplarda dolaşan partilerin Kongre ve Başkanlık cephelerinde karşı karşıya gelmesi durumunda, Biden’ın önerdiği yasa tasarılarının Konre tarafından onaylanmamasına veya aynı durumun tersten gerçekleşmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Birbirlerini sürekli veto eden bir Başkan ve bir Kongrenin varlığı aynı zamanda hükûmetin iflası manasına da geliyor. Bu iki kamp eğer zamanlarının çoğunu zıtlaşarak geçirirse politika yapımı durma noktasına gelecek, hükûmet iflasları sık görülen bir unsura dönüşecek.

Bu unsurlara Biden’ın sonraki seçimleri kaybetme ihtimalini de eklenebilir. Ekonomik kırılganlığın artması ve resesyona adım adım ilerlenmesiyle birlikte Biden halk arasında popülerliğini yitiriyor.

FiveThirtyEight şirketinin araştırmalarına göre, Biden’ın halkın gözündeki onay oranının yüzde 41’lere kadar düştüğü görülüyor. Her ne kadar gelecek tahminleri yükseliş yönünde olsa da; onay oranı yüzde 50’ye yaklaşmayan Biden’ın seçime kadar olan süreçte çok dikkatli adımlar atması gerekecek.

Bu seçimlerin demokratik önemine vurgu yapan The Guardian, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu bir senatodan “çalınan seçimler” iddiası ile ilgili soruşturma hamlesi gelebileceğine dikkat çekiyor.