Çin ile Rusya Afganistan’da karşı karşıya gelebilir mi?

ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından kısa sürede ülkenin birçok yerini ele geçiren Taliban, geçtiğimiz gün başkent Kabil’e girerek iktidarını ilan etti. Peki, yeni dönemde Afganistan’da ABD’nin yerine hangi ülke geçecek? Moskova ve Pekin Afganistan’da güç mücadelesi içerisine girebilir mi? Çin Orta Asya’daki nüfuzunu artırmaya devam edecek mi?

ABD Başkanı Joe Biden, 20 Ocak’ta Başkanlık koltuğuna oturduktan kısa bir süre sonra Afganistan hakkında kritik bir karar verdi. Biden, Afganistan’daki sonsuz savaşı bitireceğini ve yeni dönemde Çin ve Rusya ile rekabete yoğunlaşacağını söyledi. Biden’ın bu kararı ABD’li bazı uzmanlar tarafından ciddi bir şekilde eleştirildi. Ancak Afganistan’daki ekonomik harcamalardan kurtulmak isteyen Biden, kararından geri dönmedi.

Mayıs ayından itibaren ABD ve NATO kuvvetleri Afganistan’dan çekilmeye başladı. Çekilme süreci ile birlikte ülkenin dağlık kesimlerinde bulunan Taliban güçleri, sahaya inerek kent ve ilçe merkezlerini ele geçirdi. ABD’nin eğitim verdiği, silahlarla donattığı ve 300 bin askerden oluşan Afgan ordusu, Taliban karşısında yenilgi üzerine yenilgi aldı. Ülkenin birçok şehir ve ilçe merkezlerinde kontrolü sağlayan Taliban, başkent Kabil’e doğru ilerleyişi sürdürdü.

ABD’li yetkililer tarafından Afgan hükümetinin altı ya da üç ayda çökebileceği dile getirildi. Ancak beklenilenden çok önce (10 gün) Taliban başkent Kabil’e girerek galibiyetini ilan etti. Taliban’ın Kabil’e girmesinin ardından Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk etti. Afgan hükümeti tamamen çökerken, tüm dünya Taliban’ın nasıl bir politika izleyeceğini merakla beklemeye başladı.

Taliban’ın Afganistan’ın yüzde 90’ını ele geçirmesi ve iktidarını ilan etmesi ile birlikte, birtakım soru işaretleri oluşmaya başladı. ABD’nin Afganistan’dan ayrılmasının ardından ülkedeki boşluğu kimin dolduracağı ve ilerleyen dönemde Taliban’ın diğer dünya ülkeleri ile nasıl ilişkiler kuracağı merak konusu oldu. ABD’nin ardından Afganistan’da etkisini artırması ve boşluğu doldurması beklenen iki ülke olarak ise Rusya ve Çin ön plana çıktı.

ÇİN YENİ PAZARLAR ARIYOR

Hızla büyüyen ve modernleşen bir ekonomisi olan Çin, sürekli ham madde için yeni kaynaklar, yeni pazarlar ve yeni lojistik yolları arıyor. Çin, bu konuda özellikle ekonomisi çok zayıf olan ve ham madde kaynakları da zengin olan Orta Asya ülkelerine yoğunlaşıyor. Çin ile iyi ilişkiler geliştiren, iş birliği anlaşmaları imzalayan ve birçok alanda ortaklıklar kuran Orta Asya ülkeleri ise nasıl bir sonuç ile karşılaşacağını kestiremiyor. Ülkeler, Çin ile kurdukları ticari ilişkilerin bedelini sonrasında ağır bir şekilde ödüyor.

1996 yılında kurulan Şangay İşbirliği Örgütü, Çin’in, örgüte üye olan tüm Orta Asya ülkeleri ile siyasi ilişkilerini geliştirmesini sağladı. Ayrıca askeri ve güvenlik konularında hassas davranan Çin, bölgede 2002-2018 yılları arasında 30’dan fazla tatbikat gerçekleştirdi. Çin-Tacik savaşına katılan asker sayısı 10 bin rakamını aşarak oldukça dikkat çekmişti. Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkelere insansız hava araçları (İHA), ekipman, uçaksavar roket satan Çin, her alanda nüfuzunu artırmaya çalıştı.

AFGANİSTAN’IN YERALTI ZENGİNLİĞİ DİKKAT ÇEKİYOR

Çin’in ekonomik olarak sürekli büyümesinde, özellikle ekonomisi iyi olmayan devletlerde yaptığı yatırımlar etkili oluyor. Bu nedenle Afganistan da ilerleyen dönemde Çin için önemli bir pazar ve kaynak alanı olabilir. Petrol, doğalgaz, kömür ve önemli derecede bakır rezervlerine sahip Afganistan, Çin için yeni yatırım ülkesi olabilir.

Afganistan’ın yeraltı zenginlikleri ve maden rezervlerin değerinin 2 trilyon 32 milyar euro olduğu öne sürülüyor. Ayrıca zengin lityum rezervlerine sahip olan Afganistan, Çin gibi sanayi ülkeleri tarafından ilgi çekiyor. Çin ile Afganistan arasında geçtiğimiz yıllarda petrol ve bakır yatakları konusunda önemli anlaşmalar imzalandığı biliniyor.

ABD’nin ülkeden çekildiği ve bir yönetim boşluğunun oluştuğu Afganistan’da, ilerleyen dönemde Çin’in nüfuz alanının daha da artacağı söylenebilir. Afganistan ekonomisinin kötü olması, zengin yeraltı kaynaklarını bulundurması, coğrafi olarak önemli bir konumda bulunması gibi durumlar; Çin’in ilerleyen dönemde bu ülkeye olan yatırımlarını artırmasını beraberinde getirebilir.

Çin, ABD’nin Afganistan’dan çekildiği bir dönemde bölgedeki etkisini artırarak, bu ülkeyi inşa edeceği ticari yollar için bir köprü olarak kullanmak istiyor. Bir Kuşak Bir Yol Projesi'nin kilit noktası olan Afganistan'da yönetimin Çin'e ilişkin olumlu mesajları da dikkat çekiyor. Son beş yıllık sürede Taliban ile iletişim kuran ve diyaloğunu geliştiren Çin, Afganistan’daki yönetim değişikliğinden en çok memnun olan ülke. Bazı medya organlarında Çin’in, Taliban’ı meşru olarak tanıyacak ilk devlet olacağı iddia ediliyor.

Çin ile birlikte ilerleyen dönemde Afganistan’daki nüfuzunu artıracak bir diğer ülkenin ise Rusya olacağı tahmin ediliyor. Taliban ile sürekli temas halinde bulunan Rusya, ABD’nin olmadığı Afganistan’da, Çin ile birlikte yeni yatırımlar yapmak istiyor. Rusya ile Çin’in Afganistan’da ilerleyen dönemde ekonomik, askeri ve siyasi olarak rekabete girebileceği öne sürülüyor.

Rusya’nın Afganistan’daki en büyük endişesi ise yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya kalmak. Taliban unsurlarının özellikle Özbekistan ve Tacikistan gibi komşularını etkilemesini istemeyen Rusya, radikal ve aşırıcı unsurların ülkesine gelmesini istemiyor. Kendi topraklarında birçok radikal, aşırı ve köktendinci grupla mücadele içerisinde bulunan Rusya, Taliban’ın bu unsurları etkilemesini istemiyor.

Rusya’nın önümüzdeki dönemde Taliban ile temaslarını sürdürmesi ve ABD’nin olmadığı bölgede yeniden nüfuzunu artırması öngörülüyor.

ÇİN VE RUSYA ORTA ASYA’DA DAHA ETKİLİ OLACAK

ABD ile siyasi, ekonomik, askeri, jeopolitik ve diğer birçok alanda rekabet içerisinde bulunan Çin ve Rusya’nın; ilerleyen dönemde Orta Asya’daki gücünü artırması bekleniyor. İki ülke de bölgenin önemli aktörlerinden İran ve Pakistan ile iyi ilişkilere sahip bulunuyor. ABD ise Hindistan ile ilişkilerini geliştirerek nüfuzunu güçlendirmeye çalışıyor.

İran ve Pakistan ile güçlü ilişkilere sahip olan bu iki ülkenin; ilerleyen zamanlarda Taliban ile de ilişkilerini geliştirerek Afganistan’ı da ABD karşıtı ittifaka dahil etmesi mümkün olabilir.