Almanya’da seçimler öncesi iktidar mücadelesi kızışıyor

Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak seçimler öncesi partiler arasındaki rekabet her geçen gün kızışıyor. Merkel sonrası Almanya ve Avrupa’da neler yaşanacağı merakla bekleniyor. Peki, son anket sonuçlarında hangi sürpriz gelişme ortaya çıktı? Almanya’da ibre hangi partiye döndü?

Eylül ayının yaklaşmasıyla birlikte Almanya’da seçim atmosferi yoğun bir şekilde yaşanmaya başladı. 26 Eylül’de yapılacak seçimler ile birlikte 16 yıllık Angela Merkel dönemi son bulmuş olacak. Başbakanlığı döneminde Almanya’yı ekonomik olarak Avrupa’nın en güçlü ülkesi haline getiren Merkel, Brexit sonrası Avrupa Birliği’nin dağılmamasında önemli bir rol oynadı.

Geçtiğimiz yıllarda 2021’de görevini bırakacağını açıklayan Merkel, 16 yıllık Başbakanlığı süresince Almanya’da önemli işlere imza attı. Merkel’in emekli kararını duyurmasının ardından Almanya’da kimin başa geçeceği merak konusu oldu. Özellikle son dönemde marjinal bir parti olmaktan kitle partisi olmaya doğru önemli adımlar atan Yeşiller’in; Almanya’da neler yapabileceği konuşulmaya başlandı. Bununla birlikte, aşırı sağcılığın güçlendiği ülkede, Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) yükselişe geçip geçmeyeceği de merak ediliyor. Diğer yandan uzun zamandır düşüşte olan ve son 15 yıldır anketlerde sürekli düşüş yaşayan Sosyal Demokrat Parti’nin, 26 Eylül’deki seçimlerde bu düşüşe son verip vermeyeceği de bilinmiyor.

Almanya’da Merkel’in ardından göreve gelmesi beklenilen en güçlü isimlerden biri Armin Laschet oldu. Birçok siyasi uzmana göre Armin Laschet, Merkel’den sonra Almanya’nın yeni Başbakanı olarak gösteriliyordu. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birliği’nin (CSU) ortak adayı olan Laschet, seçim kampanyasının ilk dönemindeki anketlerde ilk sırada yer alıyordu. Merkel’in partisi olan CDU’nun adayı Laschet, özellikle Almanya’daki Türklere yönelik yakınlığı ile ön plana çıkıyor.

Almanya'da CDU/CSU ittifakının hükümete gelmesi ve Armin Laschet’in yeni federal Başbakan olması halinde, Berlin’in, iç ve dış politikada Merkel’in çizgisini devam ettirmesi bekleniyor. Armin Laschet’ın Başbakanlığında kurulacak bir hükümetin, AB politikasında herhangi bir değişikliğe gitmesi çok düşük bir ihtimal olarak görülüyor. Laschet’in, Merkel’in birçok politikasını devam ettirmesi öngörülürken, Almanya-Türkiye ilişkilerinde ise daha sıcak bir dönemin başlaması bekleniyor.

Yeşiller’in adayı Annelana Baerbock’un Başbakanlık koltuğuna oturması ise ülkede ve Avrupa’da yeni bir dönemin başlamasını beraberinde getirecektir. Baerbock’un göreve gelmesi halinde, çevre ve iklimin korunması için radikal kararlar alması gündeme gelebilir. Ayrıca Yeşiller’in, hükümetin başına gelmesi ya da ortak olması durumda, Almanya ve AB’de çevre ile ilgili yeni düzenlemeler getirmesi söz konu olabilir.

Armin Laschet ve Annelana Baerbock seçim kampanyalarına hızlı bir şekilde giriş yaptı. Ancak her iki isim de süreç içerisinde birtakım olumsuzluklar ile karşılaştı. İki isim de kitaplarında intihal yaptıkları yönünde suçlamalara maruz kalırken, bu durum, iki Başbakan adayının da yıpratılmasına neden oldu.

Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde meydana gelen büyük sel felaketinden sonra yaşanan gelişmeler ise Armin Laschet’in çok ciddi eleştirilere maruz kalmasına neden oldu. Bölgede zarar görenleri ziyaret etmeye giden Laschet’in, güldüğü görüntüleri kısa sürede medyada yayıldı. Laschet’in, sel felaketinden zarar gören insanları ziyareti sırasında gülmesi; sosyal medyada günler boyunca konuşuldu. Özellikle genç kuşak tarafından Laschet ağır eleştirilerin ve sözlerin hedefi oldu.

İki Başbakan adayının seçim kampanyası dönemindeki yanlış hamleleri, anket sonuçlarının farklı bir yöne doğru evrilmesine yol açtı. Armin Laschet ve Annelena Baerbock’a verilen destekte azalış gözlemlenirken, SDP’nin adayı Olaf Scholz’a olan destek ise oldukça arttı.

ANKET SONUÇLARINDA SÜRPRİZ GELİŞME

CDU-CSU ortaklığının iyi bir kampanya süreci yönetemediği ve Yeşiller’in ağır eleştirilere maruz kaldığı bir dönemde; Sosyal Demokrat Partisi (SDP), tam 15 yıl sonra anket sonuçlarında birinci sırada yer aldı. Yapılan son anketlerde SDP oy oranını yüzde 23’e çıkartırken; CDU-CSU ittifakı ise yüzde 22’de kaldı. Bu durum, Başbakan Angela Merkel’in partisi olan CDU’nun yıllar sonra ilk defa ikinci sıraya gerilediğini gözler önüne serdi.

Yapılan son anket sonuçlarında Yeşiller yüzde 18’e gerilerken; Hür Demokrat Parti (FDP) ise yüzde 12 oy oranı ile dördüncü parti oldu. Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 10’da kalırken, Sol Parti’nin oy oranı ise yüzde 6 oldu.

Yapılan son anketlerde Şansölye adaylarına verilen destek de inceleme altına aşındı. SDP’nin Başbakan adayı Olaf Scholz’un yüzde 51 seviyesinde desteğe ulaştığı gözlemlendi. Yeşiller'in adayı Annalena Baerbock yüzde 33’e gerilerken; CDU/CSU’nun ortak Başbakan adayı Armin Laschet ise yüzde 29’da kaldı.

Yapılan son anketler göz önünde bulundurulduğunda; CDU-CSU ittifakının ve Yeşiller’in seçim kampanyası döneminde yaptıkları hatalar nedeniyle ibrenin sol merkezli SDP’ye döndüğünü söyleyebiliriz. Ayrıca Z kuşağının belirli bir oy oranına sahip olduğu Almanya’da, gençlerin genel olarak SDP partisini seçtiği dile getiriliyor. Buna göre, dünyaya gözlerini açtıkları günden itibaren CDU iktidarını gören gençlerin, Almanya’da bir değişim istediği belirtiliyor.

Almanya’da yapılan bir diğer anket ise ülkedeki Müslümanların daha çok SDP’yi tercih ettiğini gözler önüne serdi. Buna göre, ülkedeki Müslüman vatandaşların yüzde 81’i en iyi yönetim şekli olarak demokrasiyi gösterirken; Sol Parti, Yeşiller ve SDP’ye daha çok ilgi duydukları gözlemlendi.