21. yüzyılda askeri savaş Batı kapılarına dayandı…

Uzun yıllardır birçok Batılı siyasi uzman, 21. yüzyılda askeri savaşların yaşanmayacağını, artık savaşların ekonomi ya da siber uzay alanlarında olacağını öne sürüyordu. Ancak Rusya-Ukrayna savaşının çıkmasıyla birlikte bu teori çöktü. Peki, 21. yüzyılda hangi savaşlar yaşandı? Batı ülkelerini bekleyen tehlike ne?

Teknolojinin her geçen gün gelişmesi, 21. yüzyılın başlamasıyla birlikte dünyanın daha da küreselleşmesi ve ülkelerin daha çok siber uzay alanına yönelmesi nedeniyle artık askeri savaşların sonlandığı yönünde değerlendirmeler yapılıyordu. Özellikle Batılı siyasi uzmanlar, küreselleşmeye devam eden ve birbirinden farklı birçok yeni alanların çıktığı dünyada, askeri savaşlar yaşanmasının çok düşük bir ihtimal olduğunu dile getiriyordu.

Ancak 21. yüzyılın başlamasıyla birlikte dünyanın birçok noktasında askeri savaşlar yaşanmaya devam etti. ABD, Rusya, Çin ve Fransa gibi ülkeler; bazı askeri savaşlara doğrudan, bazılarına ise dolaylı şekilde müdahale etti. Körfez, Avrupa ve Kuzey Afrika ülkeleri de birçok savaşın doğrudan ya da dolaylı yollardan içerisinde yer aldı.

21. yüzyılın başlamasıyla birlikte ilk askeri savaş Afganistan’da yaşandı. 11 Eylül 2001 tarihinde El Kaide terör örgütü, ABD topraklarında dört ayrı saldırıda bulundu. Söz konusu saldırıların ardından ABD’nin Afganistan’ı işgali başladı. ABD’nin bu savaşta ilk amacı, terörü kendi kaynağında yok etmek ve bölgede siyasi istikrarı sağlamaktı. Ancak ABD bu ülkede amaçlarına bir türlü ulaşamadı.

20 yıl boyunca Afganistan’da kalan ABD, trilyonlarca dolar zarar etti ve askeri anlamda birçok kayıp verdi. El Kaide ülkede varlığını korumaya devam ederken, geçtiğimiz sene ABD’nin Afganistan’dan tamamen çekilme kararını vermesinin ardından Taliban yeniden iktidara geldi.

2003 yılında ise Washington, ‘kitle imha silahlarının bulunduğu’ gerekçesiyle Irak’a girdi. ABD’nin Irak işgalinde 1 milyonu aşkın insan hayatını kaybederken, milyonlarca insan bulundukları yerleri terk etmek zorunda kaldı. Savaşın sonunda ise ABD ve Batı dünyasının iddia ettiği kitle imha silahları bir türlü bulunamadı. ABD’nin Irak işgali sonrası ülkedeki siyasi kriz ve kaos daha da büyüdü. Washington hükümetinin öne sürdüğü gibi bölgeye barış, huzur ve siyasi istikrar gelmedi. ABD, yaklaşık 19 yıldır Irak’taki varlığını korumaya devam ediyor.

2015 yılında ise Körfez ülkeleri ile Yemen’deki İran destekli Husiler arasında savaş çıktı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğündeki Arap Koalisyonu, yaklaşık 7 yıldır Yemen’deki Husiler ile savaşıyor. İran destekli Husiler, ülke yönetiminde kendilerinin söz sahibi olmaları gerektiğini söylerken; Arap Koalisyonu ise Yemen hükümetinin görevinin başında kalmasını istiyor. Ülkede savaş nedeniyle birçok salgın hastalık görünmeye başlarken, açlık ve kıtlık nedeniyle binlerce insan yaşamını yitirdi.

Arap Koalisyonu ile Yemenli Husiler arasında askeri çatışmalar hala devam ediyor. Özellikle Husiler’in, Suudi Arabistan ve BAE topraklarına yönelik füze saldırıları, uzun süre dünya kamuoyunu meşgul ediyor. Askeri çatışmaların kısa bir süre içerisinde sonlanması beklenmiyor.

2011 yılında başlayan Suriye savaşı da günümüzde hala devam ediyor. ABD, Rusya, Fransa, İran ve Türkiye gibi ülkeler; dolaylı yollardan bu savaşın içerisinde yer alıyor. Rusya’nın 2015 yılında aktif bir şekilde savaşa dahil olması sonrası önemli bir yol kateden Esad, savaşın büyük oranda kazananı durumunda. İlerleyen dönemde Rusya destekli Esad güçlerinin, terör gruplarının kontrolünde bulunan İdlib’e yönelik saldırılarını artırması bekleniyor.

21. yüzyıldaki bir diğer askeri savaş ise 2020 yılında Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan İkinci Dağlık Karabağ Savaşı oldu. 44 gün süren savaşın sonunda Azerbaycan; yaklaşık 30 yıldır Ermenistan işgali altında bulunan Fuzuli, Cebrayil, Zengilan, Kubadlı, Şuşa, Laçin, Kelbecer ve Ağdam gibi şehirlerini geri aldı.

Dünya devletlerinin dolaylı yollardan içerisinde bulunduğu bir diğer askeri savaş ise Libya iç savaşı. 2011 yılından bu yana ülkede askeri çatışmalar yaşanıyor. Ülke, Ulusal Birlik Hükümeti ile General Hafter yönetimi olmak üzere ikiye ayrılmış durumda. Türkiye ve Katar, ilk günden bu yana UBH’ye destek verirken; ABD, Rusya, Fransa, BAE, Suudi Arabistan, Almanya ve Mısır gibi ülkeler ise her iki tarafla da ilişkilerini sürdürüyor.

Ülkede şu anda askeri çatışmalar sonlanmış gibi görünse de; 24 Aralık 2021’deki başkanlık ve parlamento seçimlerinin ertelenmesi ve şu anda iki başbakanlı bir yapının ortaya çıkması, yeniden askeri çatışmaların çıkmasına neden olabilir.

Ayrıca Sudan, Mali, Haiti, Myanmar ve Etiyopya gibi ülkelerde de uzun zamandır askeri savaşlar yaşanmaya devam ediyor.

SAVAŞ AVRUPA KAPILARINA DAYANDI

21. yüzyılda askeri savaş, Avrupa kıtasının içinde de yaşanmaya başladı. 24 Şubat’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’ya yönelik askeri operasyon başlattıklarını duyurdu. Rusya ile Ukrayna arasındaki askeri çatışmalar, iki haftadır devam ediyor. Batı ülkeleri, savaşın Avrupa kıtasında yaşanmasından dolayı oldukça endişeli.

Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlar uygulayan ve her gün yeni bir yaptırımı yürürlüğe koyan Batı ülkeleri; savaşın kendi topraklarına doğru yönelmesini istemiyor. Ukrayna’nın doğrudan yanında bulunarak Rusya’nın hedefi olmak istemeyen Avrupa; dolaylı yollardan Kiev hükümetine desteğini sürdürüyor.

Rusya-Ukrayna savaşının çıkması, uzun yıllardır askeri savaşın sonlandığını ve bundan sonra ekonomik ve siber savaşların olacağını öne süren siyasi uzmanların da yanıldığını gözler önüne serdi.

Rusya-Ukrayna savaşı, ilerleyen dönemde farklı coğrafyalarda ve farklı ülkeler arasında birtakım savaşlar yaşanmasını tetikleyebilir. Estonya, Letonya ve Litvanya gibi Baltık ülkelerinin Rusya karşısında aldığı askeri önlemler, ABD ve NATO’nun bölgede askeri gücünü artırması, Avrupa’nın Ukrayna’ya daha çok silah yardımını gündeme getirmesi, bu konuda önemli işaretler veriyor.