2024 başkanlık seçimlerinde ABD'yi ve Trump'ı neler bekliyor?
ABD Eski Başkanı Donald Trump; 15 Kasım'da, 2024 Başkanlık Seçimleri için adaylığını ilan etti. Peki, ABD'yi ve Trump'ı neler bekliyor? Trump, yeniden başkan seçilirse Washington ve dünyada neler değişecek?
Amerika Birleşik Devletleri’nde iki aşamalı seçim sistemi uygulanıyor. Seçmenler bulundukları eyaletlerdeki delegeleri, delegeler de ABD Başkanı'nı seçiyor.
17 Mart 2020 tarihinde partinin adayı olabilmek için yeterli delege sayısına ulaşan Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin muhtemel başkan adayı statüsüne sahip oldu. Trump, 24 Ağustos 2020 tarihinde de partisinin resmi adayı olarak açıklandı.
3 Kasım 2020'de yapılan başkanlık seçimlerinde Demokrat aday Joe Biden 306 delege kazanırken; Cumhuriyetçi aday Donald Trump, 232 delege kazandı. Delegeler de 14 Aralık 2020'de yapılan seçimde Joe Biden'ı ABD Başkanı seçti.
6 Ocak’ta ise, ABD Kongresinin Senato ve Temsiler Meclisi Kanadı, eyaletlerin seçici kurul delegelerinin kullandığı oyları tescil etmek için toplandı.
Aynı saatlerde de Beyaz saray önünde seçimlerin hileli ve usülsüz olduğunu düşünen binlerce Trump taraftarı “Amerika’yı Koru” adı altında bir miting düzenledi.
Mitingde konuşan Donald Trump, başkanlık seçimlerinde yenilgiyi kabul etmeyeceğini ve mücadeleyi bırakmayacağını söyleyerek, seçimleri büyük bir farkla kendilerinin kazandığını ancak hile ve usülsüzlük yoluyla haklarının çalındığı iddiasını yineledi.
"Burada demokrasimizi korumak için bulunuyoruz" diyen Trump, daha sonrasında taraftarlarından kongreye yürümelerini ve delege oylarının tescil edileceği toplantıdaki Cumhuriyetçi Parti Kongre üyelerine destek vermelerini istedi. Bunun üzerine binlerce gösterici Trump bayrakları ile Kongre binasına doğru hareket etti. Daha sonrasında da Donald Trump destekçilerinden bazıları, polis bariyerlerini aşarak kapı ve pencereleri kırıp Kongre binasına girdi.
ABD’nin en önemli binalarından biri, başkanlık seçimleri sonucundan memnun olmayan Cumhuriyetçiler, Trump yanlıları, tarafından işgal edildi.
Olaylar sırasında beş kişi hayatını kaybetti. Kongre saldırısıyla ilgili gözaltına alınan 725 şüpheli "Kongre binasına izinsiz girmek", "düzensiz davranış", "kongrenin faaliyetlerini engellemek” ile suçlanırken 325 şüpheli "memurlara saldırmak için tehlikeli silah kullanmak" gibi suçlarla karşı karşıya kaldı.
İKİ KEZ AZİL SÜRECİ BAŞLATILAN İLK BAŞKAN: DONALD TRUMP
45. ABD Başkanı Donald Trump, ABD tarihinde Kongre'nin hakkında iki kez azil süreci başlattığı ilk başkan oldu.
Trump, 2020 yılında Ukrayna soruşturması kapsamında azil istemiyle yargılanmış ve Cumhuriyetçilerin oylarıyla aklanmıştı.
Donald Trump 2021’de ise, 6 Ocak'taki Kongre baskınını kışkırttığı iddialarıyla yargılandı. ABD tarihindeki en hızlı azil süreci olarak kayıtlara geçen yargılama kapsamında Trump, hakkındaki "halkı isyana teşvik" başlıklı azil suçlamasından 57’ye karşı 43 oy alarak aklandı. (Senatoda suçlu bulunabilmesi için 67 oy gerekiyordu.)
“BU GECE ABD BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞIMI AÇIKLIYORUM”
ABD Eski Başkanı Donald Trump 15 Kasım 2022 tarihinde de, “2024 Başkanlık Seçimleri” için adaylığını açıkladı. Trump’ın adaylığı aslında beklenilen bir durumdu çünkü geri dönüşünün sinyallerini çok önceden vermişti.
Donald Trump; New York Magazine dergisine verdiği röportajda, 2024 seçimleriyle ilgili olarak, “Ben bu konudaki kararımı çoktan verdim, bu konuda artık bir sıkıntı yok" diye belirtmiş, kongre ara seçimlerini işaret ederek, "Şu anda beni bekleyen büyük karar, bu duyuruyu seçimden önce mi yoksa sonra mı yapacağım” diyerek kararsızlığını dile getirmişti.
Trump, Lowa eyaletindeki bir mitingde sarf ettiği, “Ülkemizi başarılı, güvenli ve mükemmel hale getirmek için çok çok çok yakında tekrar yapabilirim. Tamam mı? Muhtemelen çok çok çok yakında, size bütün söyleyeceğim bu, hazır olun” sözlerle de 2024 seçimlerinde aday olacağını üstü kapalı bir şekilde bildirmişti.
ABD Eski Başkanı Trump, Cumhuriyetçi valisi Ron DeSantis’le, Cumhuriyetçi senatörü Marco Rubio’ya destek mitinginde ise, seçmenlere; 15 Kasım tarihinde çok önemli bir açıklama yapacağını duyurmuştu.
15 Kasım tarihinde de Florida’nın Palm Beach şehrindeki Mar-a-Lago malikanesinde kameraların karşısına geçen Donald Trump, "Amerika'yı yeniden büyük ve şanlı yapmak için bu gece ABD Başkanlığına adaylığımı açıklıyorum" diyerek 2024'teki başkanlık seçimlerinde aday olduğunu resmen ilan etti.
Trump yaptığı basın açıklamasında, "iktidarı döneminde ekonominin tarihte görülmemiş bir şekilde iyileştiğini, dış politikada Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore'nin ABD'ye, özellikle de kendisine saygı duyduğunu" belirtti.
Donald Trump başkanlık yaptığı dönemde dünyanın barış içinde olduğunu belirtirken; "Uzun zamandır, on yıllardır savaşın olmadığı bir dönem, bunu o kadar uzun bir süredir başaran ilk başkandım. Dünya barış içindeydi. Amerika gelişiyordu ve ülkemiz muhteşem bir gelecek yolunda ilerliyordu. Çünkü Amerikan halkına büyük sözler verdim ve diğer başkanların aksine sözlerimi tuttum. Bizim liderliğimizde, biz büyük ve şanlı bir millettik. Bu, uzun zamandır duymadığınız bir şeydi" ifadelerini kullandı.
Trump, Demokrat Parti Başkanı Joe Biden yönetimi altında “ülkenin düşüşe geçtiğini” vurgulayarak, "Milyonlarca Amerikalı için Joe Biden yönetimindeki son iki yıl, acı, zorluk, kaygı ve umutsuzlukla dolu bir dönem oldu. ABD küçük düşürüldü, utandırıldı, zayıflatıldı” dedi.
"Başkan olsaydım Ukrayna (krizi) asla olmazdı" sözleriyle Joe Biden'ın dış politikasını eleştiren Trump, "Ama biz bu gece bunun böyle olması gerekmediğini ilan etmek için buradayız. İki yıl önce büyük bir millettik ve yakında yine büyük bir millet olacağız. Amerika'nın çöküşü, Biden ve hükümetimizi yerle bir eden radikal sol kaçıklar tarafından bize dayatılıyor. Bu düşüş bir kader değil” diye konuştu.
ESKİ DESTEKÇİLERİNDEN TRUMP’A YANIT: “SONSUZA DEK LANET ÇENENİ KAPA”
Trump adaylık konuşmasında, 2024’teki seçimlere kadar hiç kimsenin görmediği kadar çok mücadele edeceğini belirtti.
Eski destekçilerinden bazıları başkanlığa adaylığını açıklamasının ardından Trump'ın üçüncü bir başkanlık kampanyası başlatma kararına kesinlikle katılmadığını dile getirdi.
Eskiden Donald Trump’ı destekleyen muhafazakar köşe yazarı Ann Coulter, "Sen Cumhuriyetçi bir Temsilciler Meclisi ve Senato'yla şansını denedin. İç politikayı damadına ve Gary Cohn'a verdin” diye yazdı. Coulter, Trump’ın “sonsuza dek lanet çenesini kapaması” gerektiğini de ekledi.
Beyaz milliyetçi Nick Fuentes, Trump'ın duyuru konuşmasını "tam bir fiyasko" olarak nitelendirdi.
Trump yanlısı isimlerden biri olan radikal sağcı Will Chamberlain ise Twitter'dan Trump'ın konuşmasının “düşük enerjili" olduğunu yazdı. Chamberlain, “Bu 2016'daki Trump değil, Sesi...yaşlı geliyor” ifadelerini kullandı.
Eski destekçilerinden de karşılık bulamayan ABD Eski Başkanı Donald Trump’ın başkanlık seçimleri için bu kadar istekli görünmesinin nedenleri arasında, karşı karşıya kalmış olduğu suçlamalar gösteriliyor.
BBC’de yer alan habere göre Trump, Georgia'da seçim tahrifatı yaptığı iddiasıyla bir cezai soruşturmayla, şirketini hedef alan bir dolandırıcılık davasıyla, cinsel saldırı iddiasını içeren bir tahkir davasıyla ve Kongre saldırısındaki rolüne ve başkanlık sonrası gizli belgeleri elinde tutmasına yönelik federal soruşturmalarla karşı karşıya kalmış durumda.
BBC’ye göre, Trump’ın karşı karşıya kaldığı bu soruşturmaları, siyasi kan davasının bir parçası olarak göstereceği düşünülüyor.
TRUMP, BAŞKANLIK SEÇİMLERİNDE NE VADEDİYOR?
Ulusallık vurgusu üzerinden seçim propagandalarına başlayan Donald Trump, 2024 seçimleri için dış politikada yenilik vadediyor.
Trump, kürtaj ve LGBTQİA+ karşıtlığını savunurak muhafazakar kesimden puan kazanmaya çalışıyor. “Ben çok güçlü bir kürtaj karşıtıyım” diyen Trump, 2020 yılında Washington’da düzenlenen kürtaj karşıtı eyleme katılmıştı.
ABD Eski Başkanı, Temmuz 2022 tarihinde de LGBTQİA+ bireyler için, "Bu topluluk, solcu cinsiyet ideolojisine ve toksik bir ırk teorisine inanmış durumda. Biz ise iki cinsiyete inanıyoruz. Yalnızca erkekler ve kadınlar vardır" ifadelerini kullanmıştı.
Trump’ın 2020 yılında yapılan seçimleri kaybetmesinin en önemli nedenleri arasında, koronavirüs salgını karşısında çaresiz kalması gösteriliyor. Trump’ın salgına karşı izlediği politika ekonominin durgunlaşmasına ve işsizliğin artmasına neden oldu.
Salgından önce Trump’ın ikinci dönemi kolayca kazanacağı söyleniyordu. Salgınla birlikte ise, sağlık sisteminin zayıflığı ve güvensizliği açığa çıktı. Koronavirüs, ABD’deki hem sağlık hem de ekonomik alandaki eşitsizlikleri ifşa etti.
Diğer yandan Trump’ın, Beyaz Amerikan üstünlükçülüğünü savunan gruplara gösterdiği sempati ve beyaz olmayan Amerikalılara yönelik uygulanan polis şiddeti, George Floyd’un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesi, ülkedeki sosyal huzursuzluğu artırdı. Bu nedenle Donald Trump’ın seçim çalışmalarında sağlık, ekonomi ve güvenlik politikaları üzerinde yoğunlaşacağı öngörülüyor.
TRUMP, PARTİ İÇİNDE GÜÇLÜ RAKİPLERLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİR
Cumhuriyetçiler ara seçimlerden önce, Kongre’nin her iki kanadının da kontrolünü ele geçirmek istiyorlardı. Ancak, böyle olmadı. Cumhuriyetçi Parti adayları beklentileri karşılayamadı.
Ara seçimlerdeki başarısızlığın suçu da ABD Eski Başkanı Donald Trump ve Senato’nun azınlık lideri Mitch McConnell’e yüklendi. Donald Trump, kendi partisi içinde aşırı sağcı ve zayıf adayları yükseltme kararları nedeniyle eleştirildi. Trump’ın adaylığı ise, Demokratları ikiye böldü. Demokratlardan bazıları, Trump’ın dışında başka adaylar istedi.
İsmi 2024 başkanlık adaylığı için geçen Cumhuriyetçi Florida Valisi Ron DeSantis’in ve ABD Eski Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin Trump’la karşı karşıya gelebileceği söyleniyor.
DeSantis'in aday olup olmayacağı ya da Cumhuriyetçi başkanlık yarışına kimlerin katılıp katılmayacağı ise henüz netleşmedi.
Fox televizyonuna konuşan Donald Trump, DeSantis’in adaylığının hata olacağını ve onunla ilgili ’hoş olmayan şeyler’ açıklayabileceğini belirterek: “Eğer aday olursa kendine çok büyük zarar verebilir. Bu, parti tabanının hoşuna gitmez. Onu herkesten hatta eşinden bile daha iyi tanıyorum’’ ifadelerini kullandı.
TRUMP GELİRSE NE OLUR?
ABD Eski Başkanı Donald Trump; ulusal alanda popülist, uluslararası alanda da realist bir lider olarak karşımıza çıkıyor.
Trump’ın görevdeki dört yılında, dış politikada sular durulmadı. Trump, bazı Müslüman ülkelere vize yasağı getirdi, İsrail’e koşulsuz destek sağladı, İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan çekildi, Kasım Süleymani'nin öldürülmesinde rol oynadı, Çin ile dengesiz ilişkiler sergiledi, birçok uluslararası anlaşmadan ve kurumdan çekildi. Bu nedenle de ABD’nin müttefiklerini küçümsediği ve onlara sırt çevirdiği gibi sert eleştirilerle karşı karşıya kaldı.
2016 seçimlerinde, “önce Amerika” diyen Trump; bugün de Beyaz Amerikan milliyetçiliği üzerinden, “Amerika’yı büyütmeye devam” sloganları atmaya devam ediyor.
ABD Başkanı Joe Biden 8 Kasım ara seçimlerinde, Trump destekçilerinin ülke yönetimini geri almakta kararlı olduğunu vurgulayarak, bunun “Seçme hakkının, mahremiyet hakkının, doğum kontrolü hakkının, sevdiğinle evlenme hakkının olmadığı bir Amerika'ya geri dönmek” olacağını söylemişti.
Trump’ın 2024 seçimlerinde başkan seçilmesi durumunda ise, ülke içerisindeki milliyetçi dalganın büyüyeceği ve ırkçılığın daha da artacağı düşünülüyor.
Dış politikada da; kurulan dengelerin yeniden bozulacağı, uluslararası toplumun rızasını önemsemeyen ve sırf maddi kazançlarını artırmak amacıyla her yolu mübah gören bir Amerika’nın var olacağı öngörülüyor.