ABD Orta Asya’da yeni ittifak arayışında

Joe Biden’ın göreve başlaması ile birlikte yeniden şekillenen ABD dış politikası, nüfuz alanını Orta Doğu’dan Orta Asya’ya doğru kaydırıyor. Yemen, Afganistan ve Irak gibi ülkelerde varlığını azaltan ABD, ilerleyen dönemde Çin ve Rusya ile mücadeleye yoğunlaşmak istiyor. Peki, Biden sonrası ABD Orta Doğu’da hangi faaliyetlerde bulundu? Yeni dönemde ABD’nin Orta Asya stratejisi nasıl şekillenecek? ABD Çin’e karşı hangi ittifakları oluşturmaya çalışıyor?

11 Eylül 2001 tarihindeki İkiz Kuleler saldırıları sonrası ABD’nin dış politikası baştan sona yeniden şekillendi. Saldırıların arkasında Afganistan’daki Taliban güçlerinin olduğunun anlaşılması üzerine ABD kısa sürede harekete geçti. Dönemin ABD başkanı George Bush, “terörü kaynağında yok etme” doktrinini ortaya sürerek Afganistan işgalinin önünü hazırladı. ABD halkını, terör saldırılarının hedefinde olduklarına inandıran Bush, Taliban’ı tamamen yok etme sözü vererek Afganistan’ı işgal etti.

ABD, Afganistan işgalinden iki yıl sonra Irak’a girdi. Irak’ta kimyasal silahların bulunduğunu ve bunun tüm dünya için tehlikeli olduğunu iddia eden ABD, işgal sebebiyle bir milyonu aşkın insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Irak işgalinin ardından ABD’nin dile getirdiği kimyasal silahlar bir türlü bulunamadı.

ABD, Irak ve Afganistan gibi ülkelerde uzun süre varlığını korudu. 2000’li yılların başından 2020’li yıllara kadar Orta Doğu’da etkili olan ABD, özellikle sattığı silahlarla ekonomik gelir elde etti. 2011 yılında patlak veren Suriye olayları ise ABD’nin, Orta Doğu’da Rusya ile askeri ve siyasi olarak büyük bir rekabet içerisine girmesine yol açtı.

2011 yılında Suriye’deki Esad muhalifleri sokaklara dökülerek protesto gösterilerinde bulundu. Bazı muhalif grupların protesto gösterilerinde silah ve patlayıcı maddeler kullanması, Esad güçlerinin sert karşılık vermesine sebep oldu. İki taraf arasında yaşanan çatışmalar, kısa sürede ülkede iç savaş çıkmasına yol açtı. ABD bu süreçte muhalif gruplara Esad karşısında her türlü desteği verdi. Uzun bir süre boyunca Esad’a yalnızca siyasi destek veren Rusya, 2015 yılında askeri olarak da Suriye’ye girdi. Suriye, ABD ve Rusya arasında vekalet savaşlarının yaşandığı bir ülkeye dönüştü.

ABD ORTA DOĞU’DAKİ POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİYOR

Afganistan, Irak, Yemen ve Suriye gibi ülkelerde uzun yıllar varlığını koruyan ABD; bu bölgede amaçlarına bir türlü ulaşamadı. ABD’nin müdahalesi sonrası Afganistan ve Irak’a bir türlü siyasi istikrar, barış ve huzur gelmedi. Bu ülkelerde ortaya çıkan terör örgütleri, bölgede on binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. ABD yüz milyarlarca dolar harcamasına rağmen Orta Doğu’da istediğini bulamadı.

2017 yılında Donald Trump’ın gelmesi ile birlikte ABD’nin Orta Doğu politikaları yeniden gözden geçirildi. Bir iş adamı olması sebebiyle tüm meselelere ticari gözle bakan Trump, ülkesinin Afganistan, Irak ve Suriye gibi ülkelerde harcamalarını eleştirmeye başladı. Çin ve Rusya ile mücadele konusunda sık sık açıklamalar yapan Trump, ilk defa Orta Doğu ülkelerinden askeri olarak çekilmeyi gündeme getirdi.

Trump döneminde Suriye’den çekilme yönünde karar alınsa da bu durum somut bir hal kazanmadı. ABD Orta Doğu’daki savaşlarla uğraşırken, Çin ve Rusya gibi ülkeler teknolojik, ekonomik ve jeopolitik olarak önemli bir gelişim kazandı.

BIDEN SONRASI ATILAN SOMUT ADIMLAR

Ocak ayında Başkanlık koltuğuna oturan Biden, kısa bir süre içerisinde ABD’nin yeni politikasını belirledi. Biden’a göre ABD’nin yeni politikası, Çin ve Rusya ile her alanda yoğun bir rekabete girmek olacaktı. Dünyanın birçok noktasına ticaret yolları inşa eden ve teknolojik olarak hızla gelişen Çin, Biden başkanlığındaki ABD’nin yeni hedefi oldu.

Biden, Çin ve Rusya ile daha iyi rekabet edebilmek için ilk önce AB ve NATO ile ilişkileri düzeltmeye girişti. Trump döneminde hasar gören ABD-NATO ve ABD-AB ilişkilerinde, Biden’ın göreve başlamasının ardından yeni bir sayfa açıldı. Daha sonrasında ise Biden, Orta Doğu’daki ülkelerde somut adımlar atmaya başladı.

Biden ilk olarak Yemen’deki savaşta Suudi Arabistan başta olmak üzere koalisyon güçlerine verilen askeri desteği kesti. Daha sonrasında ise Afganistan’dan askeri olarak çekilme kararını tüm dünyaya duyurdu. Sonsuz savaşı bitirme zamanının geldiğini söyleyen Biden, 1 Mayıs’tan itibaren Afganistan'dan çekilme sürecini başlattı. Biden döneminde atılan bir diğer adım ise İran ile nükleer müzakerelere yeniden dönmek oldu.

Geçtiğimiz haftalarda ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin ardından Irak’tan da çekilebileceği yönünde iddialar gündeme geldi. Tüm bunlara bakıldığında; Biden ile birlikte ABD’nin, Orta Doğu’daki masraflardan kurtularak yalnızca Orta Asya’da Çin ve Rusya ile mücadeleye yoğunlaşmak istediği görülüyor.

ABD ÇİN KARŞITI İTTİFAKI GENİŞLETMEK İSTİYOR

Biden ile birlikte Orta Doğu’daki nüfuzunu azaltan ve yalnızca Çin ile mücadeleye yoğunlaşmak isteyen ABD, Asya’da yeni ittifaklar oluşturmaya çalışıyor. ABD-Hindistan ilişkilerinin her geçen gün geliştiğini söylemek mümkün. Çin-Rusya ikilisi karşısında tek başına mücadele edemeyeceğini bilen ABD; Hindistan, Güney Kore ve Japonya gibi ülkeleri bir araya getirerek güçlü bir ittifak oluşturmayı amaçlıyor.

ABD ilerleyen dönemde Orta ve Güney Asya’da nüfuzunu ve varlığını artırmak istiyor. Ancak Orta Asya’da bu iki ülkeyle mücadele etmek için ABD’nin NATO ve AB gibi oluşumlara da ihtiyacı bulunuyor. Rusya ve Çin’in; İran ve Pakistan gibi ülkelerle gelişmiş ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda; ABD’yi Asya kıtasında zorlu bir süreç bekliyor.

Afganistan’dan askeri olarak çekilen ve Orta Doğu’daki tüm askeri yükten kurtulmak isteyen ABD’nin; önümüzdeki dönemde Rusya ve Çin ile daha çok ekonomik ve teknolojik olarak rekabete yoğunlaşması bekleniyor. Rusya’nın siber uzayda her geçen gün geliştiği ve Çin’in Afrika’dan Avrupa’ya, Güney Asya’dan Batı Asya’ya ve dünyanın diğer birçok bölgesine ticaret yolları inşa ettiği bir dönemde; ABD’nin de bu alanlardaki etkisini artırması bekleniyor.

ÇİN’İN YENİ HEDEFİ AFGANİSTAN

Çin; Rusya, İran ve Pakistan gibi ülkelerle iyi ilişkilere sahip. Bu ülkeler üzerinden inşa ettiği ticaret yolları ile Avrupa’ya kadar uzanıyor. Ayrıca Afrika kıtasında her geçen gün varlığını güçlendiren Çin, fakir ülkelere verdiği kredilerin geri ödenmemesi sayesinde bölgedeki nüfuzunu artırıyor. Modern ekonomik sistemi nedeniyle sürekli yeni pazar ve kaynak arayışında olan Çin, ABD’nin tamamen çıkması ile birlikte gözünü Afganistan’a çevirmiş bulunuyor.

Taliban ile karşılıklı temaslarda bulunan ve olumlu iletişim kuran Çin, ABD’nin çekilmesinin ardından ülkedeki etkisini artırmak istiyor. Ayrıca Afganistan’ın sahip olduğu yeraltı kaynakları da Çin’in ticari faaliyetleri için oldukça önemli bir konumda. Çin, Avrupa’ya olan ticaretinde Afganistan’ı bir köprü olarak kullanmak istiyor.

Tüm bu gelişmeler; ilerleyen dönemde büyük güçler arasındaki rekabetin Orta Asya’da kızışacağını gözler önüne seriyor. Özellikle Afganistan, Pakistan ve Hindistan gibi Orta Asya ülkelerinin; ABD, Çin ve Rusya için yeni rekabet alanı olması bekleniyor.