BAE, Orta Doğu’da sorun yaşadığı tüm ülkelerle normalleşiyor…

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), son dönemde Orta Doğu’da sorun yaşadığı tüm ülkelerle ilişkilerini yeniden ele alıyor. İsrail ile başlayan normalleşme süreci, daha sonrasında Suriye, İran ve Türkiye ile devam etti. Peki, BAE’nin Orta Doğu’daki normalleşmeleri ne anlama geliyor? BAE; İsrail, İran, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerle hangi krizleri yaşamıştı?

Körfez ülkelerinden BAE, son 10 yıl içerisinde İsrail, İran, Suriye ve Türkiye ile ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşadı. Orta Doğu’da önemli bir aktör olmak isteyen BAE; Mısır, Suriye, Yemen, Libya ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerde etkin bir rol oynadı.

BAE; Mısır’da, Libya’da ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerde Türkiye ile farklı pozisyonlarda yer aldı. Suriye ve Yemen’deki politikaları nedeniyle İran ile ters düştü. İsrail ve Suriye ile de ilişkilerinde sorun yaşayan BAE; Katar ve Suudi Arabistan gibi komşularıyla da ciddi krizler yaşadı.

Ancak BAE; özellikle son dönemde Orta Doğu’daki tüm ülkelerle ilişkilerini yeniden ele alıyor. Katar, Suriye, İran, İsrail ve Türkiye ile kurduğu temaslar; BAE’nin Orta Doğu stratejisinin yeniden şekillendiğini gözler önüne seriyor.

BAE’nin Orta Doğu’daki açılım süreci, İsrail ile imzaladığı normalleşme anlaşması ile başladı. Donald Trump’ın ABD Başkanı olduğu dönemde, BAE ile İsrail arasında karşılıklı temaslar başladı. Daha sonrasında ise ABD’nin arabuluculuğunda 13 Ağustos 2020 tarihinde BAE ile İsrail arasında Abraham Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile birlikte BAE; Mısır ve Ürdün’ün ardından İsrail ile ilişkilerini normalleştiren üçüncü Arap ülkesi oldu.

BAE’nin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de önünün açılmasını ve daha etkin bir rol oynamasını beraberinde getirdi. BAE, Libya’daki iç savaşta da sürecin önemli aktörlerinden biri oldu.

BAE ile İsrail arasında Abraham Anlaşması’nın imzalanmasının ardından iki ülke karşılıklı Büyükelçi atayarak tarihte bir ilki gerçekleştirdi. Ayrıca İki ülke arasında Doğu Akdeniz meselesi üzerinde yoğun bir iş birliği var. İki ülke; Mısır, Yunanistan, GKRY ve İtalya gibi ülkelerle birlikte Doğu Akdeniz’de adımlarını atmaya devam ediyor. Doğu Akdeniz’e herhangi bir sınırı olmayan BAE; İsrail, Yunanistan ve Mısır gibi ülkelerle geliştirdiği iyi ilişkiler sayesinde bölgedeki gelişmelerde etkin bir rol oynuyor.

BAE, SURİYE İLE NORMALLEŞMEK İSTİYOR

Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana Esad’ı koltuğundan devirmek isteyen ülkelerin başında BAE geliyordu. Savaşın en başından itibaren Esad karşıtı muhaliflerin yanında yer alan BAE; siyasi, ekonomik ve askeri olarak söz konusu muhalif gruplara yoğun destekte bulunmuştu.

Ancak 2015 yılında Rusya’nın Suriye’deki savaşa aktif bir şekilde dahil olmasının ardından BAE bu ülkedeki pozisyonunu değiştirdi. Rusya’nın yoğun hava desteği sayesinde Esad ülkenin birçok noktasında yeniden kontrolü sağladı ve koltuğunu sağlamlaştırdı.

Rusya ve İran destekli Esad’ın koltuğunda kalıcı olduğunu kabullenen BAE, Suriye ile ilişkilerini yeniden ele almak ve normalleştirmek istiyor. BAE Veliaht Prensi bin Zayed, geçtiğimiz ay Esad’la telefonda görüşmüş ve iş birliği başlatma kararı almıştı.

Geçtiğimiz Mart ayında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşen BAE Dışişleri Bakanı el Nahyan, “Suriye’nin Arap ligine dönmesi kaçınılmaz” ifadelerini kullanmıştı. Son olarak BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, 9 Kasım’da Suriye’nin başkenti Şam’a giderek Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmüştü.

BAE’nin, Suriye’de Esad ile normalleşerek Rusya ve Çin’e mesaj göndermeye çalıştığını söylemek mümkün. BAE’nin, Esad’ın kalıcılığını kabullenmesi, Suriye’de ABD’nin değil, Rusya’nın kazandığını kabullenmek anlamına geliyor. Biden ile iyi ilişkiler kuramayan BAE, Suriye üzerinden Rusya ve Çin ile daha fazla yakınlaşmaya çalışıyor.

BAE’nin bir diğer amacının ise Suriye ile normalleşerek Doğu Akdeniz’de daha önemli bir pozisyon elde etmek olduğunu söyleyebiliriz. Mısır, İsrail ve Yunanistan gibi Doğu Akdeniz’e sınır ülkeler ile iyi ilişkiler kuran BAE, Suriye ile de normalleşerek Doğu Akdeniz’deki nüfuzunu daha çok artırabilir.

İRAN İLE YENİ BİR SAYFA AÇILABİLİR Mİ?

İran ve BAE; Suriye, Yemen ve Bahreyn’deki olaylar nedeniyle yıllardır karşı karşıya kalan iki ülke. İki taraf da Orta Doğu’nun farklı bölgelerinde yıllardır askeri ve siyasi olarak rekabet içerisinde. Trump’ın ABD Başkanı olduğu dönemde iki ülke arasındaki rekabet daha da kızışmıştı. Özellikle BAE’nin İsrail ile normalleşmesi, Yemen’de Husiler’e karşı yoğun saldırılarda bulunması ve Suriye’de Esad karşıtı muhaliflere destek vermesi İran için büyük bir sorundu.

BAE ise İran’ı bölgenin en tehlikeli ülkesi olarak görüyor ve hiçbir şekilde nükleer silahlara sahip olmasını istemiyordu. İran’ın nükleer silaha sahip olması halinde en büyük tehdidin kendilerine yönelik olacağını düşünen BAE, İsrail ile normalleşerek ve ABD ile müttefiklik ilişkilerini güçlendirerek bu durumun önüne geçmeye çalışıyordu.

Ancak Biden’ın ABD Başkanı olması ile birlikte iki ülke arasında yeni bir sayfa açıldı. Biden göreve gelir gelmez Körfez ülkelerine Yemen savaşı için verilen ekonomik desteği sonlandırdı. Bu karar, BAE başta olmak üzere Körfez ülkelerinin İran, Rusya ve Çin ile daha fazla yakınlaşmasını beraberinde getirdi. Biden’ın Orta Doğu’dan çekilerek Orta Asya’da Rusya ve Çin karşıtı yeni ittifaklara yönelmesi; BAE’nin Orta Doğu’da ilişkilerinde sorun yaşadığı ülkelerle yeni bir sayfa açmasını sağladı.

18 Haziran’daki seçimlerde İran’ın sekizinci Cumhurbaşkanı seçilen İbrahim Reisi de Körfez ile iyi ilişkiler kuracağı yönünde mesajlar verdi. Geçtiğimiz günlerde ise İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri, BAE ile ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açma konusunda anlaştıklarını açıkladı.

ABD ile İran arasında nükleer müzakerelerin yeniden başladığı dönemde, BAE de İran ile ilişkilerini normalleştirmek ve Orta Doğu’daki nüfuzunu artırmak istiyor. BAE, Orta Doğu’daki ülkelerle normalleşerek, Körfez’in ve bölgenin en güçlü ülkesi haline gelmenin hesaplarını yapıyor.

TÜRKİYE İLE BAE ARASINDA YENİ DÖNEM

BAE’nin uzun yıllardır ilişkilerinde sorun yaşadığı bir diğer ülke ise Türkiye. 2013 yılında Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin siyasi darbe sonucu devrilmesinin ardından iki ülke arasında bağlar koptu. BAE bu süreçte darbeyi gerçekleştiren Abdulfettah es-Sisi’ye destek verirken, Türkiye ise tamamen darbe karşıtı bir pozisyon aldı.

Türkiye ile BAE, Doğu Akdeniz ve Libya konularında da karşı karşıya geldi. BAE, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklarını görmezlikten gelen Yunanistan, İsrail ve GKRY gibi ülkelerle birlikte hareket etti. Libya’da ise Türkiye Birleşmiş Milletler tarafından meşru olarak tanınan Ulusal Birlik Hükümeti’ne destek verirken, BAE hükümeti geçtiğimiz seneye kadar General Hafter’ın yanında yer alıyordu.

Ancak bugün gelinen noktada iki ülke arasındaki ilişkiler yeniden normalleşiyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed el Nahyan Türkiye’ye gelmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüştü. Geçtiğimiz günlerde ise BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan, Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yüz yüze görüştü.

İki liderin görüşmesinde ikili ilişkiler ele alınırken, en önemli konu başlığı ise ekonomi oldu. Önümüzdeki dönemde BAE’nin Türkiye’ye yönelik ekonomik yatırımlarının artması bekleniyor. İki ülke arasında siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerin daha da gelişmesi öngörülüyor.