Fransa'nın 'Françafrique' politikası ve Batı Afrika'nın stratejik önemi
Fransa halen 14 Afrika ülkesinin ulusal rezervlerini elinde tutuyor ve maden ocaklarını işletiyor. Fransız hazinesi, Afrika'dan her yıl 500 milyar dolara yakın kazanç elde ediyor. Fransa, Nijer büyükelçisini çekmek zorunda kalsa da özel şirketler ve STK'lar aracılığıyla faaliyetlerine diğer yollardan devam ediyor.
Batı Afrika'da son yıllarda yaşanan askeri darbeler, bölgede tansiyonun sürekli yüksek seyretmesine yol açıyor. Burkina Faso ve Mali'de meydana gelen olayların ardından geçtiğimiz sene Nijer'de yaşanan askeri darbe, dünya ülkelerinin odağını buraya yöneltmesine neden oldu.
Yaşanan bu gelişmeyi takiben ABD ile Nijer orduları arasındaki iş birliği askıya alınmış, Nijer hükümeti Fransa ile yaptığı askeri anlaşmalardan çekilmiş ve Nijer'deki 1000'den fazla ABD askeri üssü sınırlandırmıştı.
Fransa 600 vatandaşını ülkeden tahliye ederken Başkan Emmanuel Macron, "Fransa'ya ve onun çıkarlarına yönelik hiçbir saldırıya tolerans göstermeyeceğini" belirtmişti.
ECOWAS İLE ASKERİ HÜKÜMETLER ARASINDAKİ GERGİNLİK
Bu gelişmelerle birlikte Batı Afrika'da bir çatlak ortaya çıktı; Nijerya Devlet Başkanı Bola Tinubu liderliğindeki ECOWAS (Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu) ile Mali, Burkina Faso ve Nijer'in askeri hükümetleri arasında gerilim arttı.
ECOWAS, eski Başkan Muhammed Bazum'u yeniden iktidara getirmek için bir işgal tehdidinde bulundu. Mali ve Burkina Faso, Nijer'e yönelik bir operasyonu kendilerine saldırı olarak değerlendireceklerini açıkladı.
Nijer, Fransa'nın uranyum çıkarımındaki önemini göz önüne alarak kendisine yönelen tehditlere hava sahasını kapatma kararıyla yanıt verdi. Ancak müdahale için belirlenen tarih olaysız geçti.
Washington, askeri müdahaleyi bir "darbe" olarak etiketleme konusunda erteledi, çünkü bu durum Nijer'e yapılan ekonomik yardımın kesilmesine neden olabilirdi.
NİJER'DE URANYUM VE ULUSLARARASI MÜDAHALELER
Nijer'in dünya genelindeki stratejik önemi, özellikle uranyum rezervleri üzerinden, Fransız ve Amerikan müdahalelerini şekillendiriyor. Fransız şirketleri, Nijer'de bulunan uranyumu kontrol ediyor ve bu kaynakları ülkeye sınırlı bir geri dönüşle kullanıyor. Bu durum, Nijer'in dünya genelindeki yoksulluğuna rağmen uranyum zenginliğinden yeterince fayda sağlayamadığı bir gerçeği ortaya koyuyor.
Nijer'deki darbenin bölgesel ve uluslararası düzeyde ciddi sonuçlara yol açıp açmayacağı gelecekte daha net belli olacaktır. ABD, Fransa ve Kanada'nın darbelere verdiği tepkiler, Batı Afrika'daki askeri varlıklarını sınırlayabilir.
Öte yandan, Nijer'in uranyum ihracatını askıya alma düşüncesi, Fransa ve Avrupa'nın enerji arzını etkilemeye başlayacak ve Rusya ile olan gergin ilişkiler daha karmaşık hale gelecek.
Batı Afrika ülkelerinin askeri liderliklerinin ekonomilerini nasıl yönlendirecekleri hala belirsizliğini sürdürüyor. ABD, Fransa ve Kanada'nın darbeleri sert bir şekilde kınaması, bölgedeki halkların gözünde Batı'nın çifte standartlarını ortaya koyuyor.
Batı, kendi çıkarlarını tehdit eden darbelere karşı sert bir tavır alırken, kendi sömürü politikalarını sorgulamak ve öz eleştiri yapmak istemiyor. Fransa, Nijer büyükelçisini çekmek zorunda kalsa da özel şirketler ve STK'lar aracılığıyla faaliyetlerine diğer yollardan devam ediyor.
Arka arkaya gelen darbelerin Blast etkisi yeni yeni atlatılmışken Batı'nın görmezden gelen tavrı, halkların Batı karşıtlığı artmaya devam edecek.