Şanghay İş Birliği Örgütü genişliyor: İran'dan sonra Suudi Arabistan da örgüte üye olma kararı aldı
Rusya ve Çin'in önderlik ettiği Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ), üye sayısını artırmaya devam ediyor. İran'ın meclis onayı almasından sonra Suudi Arabistan da Çin hükümeti ile anlaşarak örgütün resmi üyesi olmak istediğini açıkladı.
Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ), önce İran’ın mecliste yapılan oturumla tam üyeliğe onay alması, ardından Suudi Arabistan hükümetinin Çin hükümeti ile anlaşarak birliğe katılmayı kabul etmesi ile üye sayısını artırıyor.
Yeni dünya düzeni açısından önemli bir oluşum olarak görülen ŞİÖ, Doğu blokunda NATO'ya alternatif olabilecek güçte bir örgüt olarak görülüyor.
İRAN MECLİSİ ONAY VERDİ
Geçtiğimiz aylarda İran’ın Şanghay İş Birliği Örgütü’ne tam üyeliği için hazırlanan tasarı meclise sunulmuştu. Meclise sunulan tasarı oy çokluğuyla kabul edildi ve ŞİÖ’ye tam üye olunması kararı alındı.
Tasarının içeriğinde; bölge kuruluşları ile ekonomik, kültürel, güvenlik ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi gibi maddeler bulunuyor.
Tahran hükümeti, Şanghay İş Birliği Örgütü'ne üye devlet hakkı kazanmak için örgütün kuruluşundan bu yana yürürlükte olan 49 belgenin imzalanmasına onay verdi.
İran, 2005 senesinde ŞİÖ’ye gözlemci ülke olarak katılma kararı almıştı. Ülkenin örgüte tam üye olma süreci ise Eylül 2021’de başlatılmıştı.
SUUDİ ARABİSTAN “TAM ÜYELİK” ÖNCESİ İLK ADIMI ATTI
Suudi Arabistan hükümeti, İran’ın ardından ülkelerinin Şanghay İş Birliği Örgütü'ne (ŞİÖ) katılmasını onayladığını açıkladı. Kararı, ülkenin resmi haber ajansı SPA kamuoyu ile paylaştı.
Suudi Arabistan, ilk olarak iş birliği örgütünün diyalog ortağı konumunda olacak. Bu durum, Riyad'ın “tam üye” statüsü almasının ilk adımı olarak görülüyor.
Ülkenin aldığı bu kararın önümüzdeki aylarda resmiyet kazanması bekleniyor.
Reuters'ın aktardığına göre; Suudi Arabistan'ın ŞİÖ'ye üyelik süreci, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in geçtiğimiz aralık ayında ülkeye gerçekleştirdiği ziyaret esnasında görüşüldü.
Suudi Arabistan Resmi Haber Ajansı'nda (SPA) yer alan bilgiye göre; Muhammed Bin Selman, Riyad-Tahran ilişkilerinin güçlendirilmesindeki rolü için Xi Jinping'e teşekkür etti. Xi Jinping ise Pekin-Riyad ilişkilerinin "en güçlü dönemini geçirdiğini" söyledi.
TÜRKİYE’NİN ŞİÖ ÜYELİĞİ İÇİN DİYALOGLAR DEVAM EDİYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) 22'nci Devlet Başkanları toplantısı nedeniyle Özbekistan'a bir ziyaret gerçekleştirmişti.
Ziyaret sonunda yaptığı açıklamada asıl hedefin ŞİÖ üyeliği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan sonraki süreç bu işin en ileri kademesine doğru atılacak bir adımdır” şeklinde konuşmuştu.
Geçtiğimiz aylarda Amerikan PBS kanalına demeçler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle güçlü bir konumu olan Türkiye'nin böyle oyalama taktikleriyle bir kenarda tutulması şüphesiz ki bizim için çok manidardır. İster istemez farklı arayışlar içerisine girme durumunda da olabiliriz" ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye, 2011 yılında yaptığı başvurunun ardından Şanghay İş birliği Örgütü'ne bir yıl sonra "Diyalog Ortağı" olarak katılmıştı.
Çinli akademisyenler ve Rus analistler bu uygulamanın iki taraf açısından da çok önemli olduğunu vurgulamıştı.
ŞİÖ KİME KARŞI GENİŞLİYOR?
SSCB'nin dağılmasının ardından Rusya; siyasi, askeri ve ekonomik alanlarda bölge ülkeleriyle iş birliği kararı aldı. Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ), Avrasya Ekonomi Birliği (AEB) gibi örgütler oluşturarak eski Sovyet cumhuriyetleriyle entegrasyona gitmeye çalışıyor.
1996 yılında Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın dahil olduğu "Şanghay 5'lisi" oluşturuldu. 2001 yılında ise bu ortaklığa Özbekistan'ın da girmesiyle ŞİÖ resmen kuruldu.
ŞİÖ, kurulduğundan bu yana diplomasi çevreleri tarafından NATO'ya alternatif olarak gösterildi.
Rusya ve Çin'in ŞİÖ için Orta Asya Cumhuriyetleriyle geliştirdiği ilişkiler neticesinde Amerika Birleşik Devletleri, bölgedeki askeri gücünü koruyamadı.
Batılı ülkelerin Orta Asya Cumhuriyetleriyle kurmuş olduğu ilişkiler de en düşük seviyeye indirildi.
Örgütün kuruluşundan bu yana geçen zamanda birliğe Hindistan, Pakistan ve İran dahil olurken, Afganistan, Belarus ve Moğolistan ise gözlemci statüsüne sahip oldu.
Geçtiğimiz mart ayında Suudi Arabistan'ın ŞİÖ'ye katılma kararı alması ile birlikte uluslararası kamuoyunun ve Batılı devletlerin dikkati bir kez daha örgüte yöneldi.
Kremlin’in bir zamanlar Batı'ya yönelttiği, "NATO kime karşı genişliyor?" sorusu artık Batı tarafından ŞİÖ'ye soruluyor. Suudi Arabistan'ın örgüte katılma kararının Finlandiya'nın NATO'ya üyeliği ile aynı zamana denk gelmesi ise ŞİÖ'nün NATO karşıtı politikasını gözler önüne seriyor.
RUSYA VE ÇİN'İN ÖNDERLİĞİNDE "YENİ DÜNYA DÜZENİ"
ŞİÖ’ye üye olan ülkelerin liderleri, uzun zamandır örgütün NATO'ya alternatif olmadığını söylüyorlar. Liderlerin bu açıklamalarına karşın genişlemeye devam eden ŞİÖ, Rusya ve Çin'in bugünlerde daha da fazla seslendirmeye başladığı, "çok kutuplu dünya düzeni” tezinin önemli maddelerinden biri olarak görülüyor.
Rusya ve Çin'i bu politikaya yönelten sebepler diplomasi çevrelerinde şöyle sıralanıyor:
-Rusya-Ukrayna savaşı,
-Çin'in, Tayvan ile yaşadığı sorunlar nedeniyle ABD ile ikili ilişkilerinin kötüye gitmesi,
-İki devletin de ABD’nin baskıcı politikalarından rahatsız olması,
-NATO'nun yayılmacı bir politika izlemesi,
-Hem Rusya hem de Çin konusunda ABD ile Avrupa Birliği'nin (AB) birlikte hareket etmesi ve ABD'nin hegemonyasına boyun eğen uluslararası örgütlerin çifte standart uygulaması gibi konular bulunuyor.
ŞİÖ, dünyadaki birçok ülke tarafından baskıcı politikalar altında ezilmeden hareket edebilmenin güvencesi olarak görülüyor.
Batılı devletler ile ilişkileri kötü durumda olan İran, uluslararası arenada yalnız kalmamaya, Rusya ile Çin kıskacında kalan Moğolistan ise bölge devletleriyle ekonomik ilişkilerini ilerletmeye çalışıyor.
Aynı zamanda Rusya ve Çin gibi Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne üye olan iki devletle ortak hareket etmek, diğer devletler için de bir avantaj haline geliyor.
ŞİÖ'nün genişlemesi ve bölgedeki güvenliğin sağlanması, üye ülkeler arasında enerji alanında iş birliği ve entegrasyonun gelişmesi anlamanı taşıyor.
Bu nedenle bölgedeki devletlerle enerji ve ekonomi alanlarında iş birliği yapmak isteyen Suudi Arabistan'ın örgüte katılması, kimse için sürpriz olmadı.
İlerleyen dönemde Suudi Arabistan'ı başka ülkelerin de takip etmesi bekleniyor.