ABD, Joe Biden ile geri dönemedi!
ABD Başkanı Joe Biden, göreve geldikten sonra “ABD geri döndü” söyleminde bulunmuştu. Ancak Biden sonrasında ABD’de beklenen yükseliş bir türlü gerçekleşemedi. ABD hegemonyası düşüşünü sürdürürken, Biden’a olan destek ise her geçen gün azalıyor. Peki, Biden neden başarısız oldu? Biden hangi konularda yanlış strateji izledi?
20 Ocak’ta Demokrat Joe Biden’ın ABD Başkanlık koltuğuna oturması ile birlikte dünya siyaseti yeniden şekillendi. Biden, eski başkan Donald Trump’ın izlediği bölgesel ve uluslararası tüm politikalarda değişikliğe gitti. Biden’ın yeni dönemdeki tüm stratejisi Rusya ve Çin ile rekabete yoğunlaşmak üzerine kuruldu. Bunu göreve geldikten kısa bir süre sonra dile getiren Biden, “ABD geri döndü” söylemiyle uluslararası kamuoyunu etkilemeye çalıştı.
Başkan Biden da Donald Trump gibi ABD’nin Orta Doğu’daki askeri varlığına ve ekonomik harcamalarına ciddi eleştiriler yöneltti. Barack Obama döneminde başlayan, Donald Trump döneminde devam eden Afganistan’dan çekilme süreci; Biden’ın aldığı karar sonrasında 31 Ağustos tarihinde tamamlanmış oldu.
Biden’a göre ABD Afganistan’da yüksek miktarda harcamalarda bulunmuş ve bu da ekonomisini olumsuz olarak etkilemişti. ABD; Orta Doğu’da Afganistan, Irak ve Yemen gibi ülkelerde savaşlarla uğraşırken; Rusya ve Çin ekonomik, askeri ve teknolojik olarak her geçen gün gelişmiş ve ABD’yi geçecek konuma gelmişti. Biden’in Asya ile sıkı bir rekabete yoğunlaşabilmesi için Orta Doğu’daki ülkelerden çekilmesi gerekiyordu.
Joe Biden’ın Afganistan’dan tamamen çekilme kararı, başta İngiltere olmak üzere birçok müttefiki tarafından olumlu karşılanmadı. Birçok ülke Biden’ı tek başına hareket etme, müttefikleri ile iletişim kurmama ve ABD dışındaki tüm ülkeleri yok saymakla suçladı. Bu durum, yeni dönemde AB ve NATO gibi kurumlarla ilişkilerini güçlendireceğini söyleyen Biden’ın, pek de başarılı olamadığını gözler önüne serdi.
Biden’ın verdiği karar sonrası ABD, Afganistan’dan çekilme sürecini doğru bir şekilde organize edemedi. ABD’nin çekilmeye başlamasıyla birlikte harekete geçen Taliban, kısa süre içerisinde birçok bölgeyi ele geçirdi. ABD tarafından kurulan, eğitilen, son model silahlarla donatılan ve sayısı 300 bini aşkın olan Afgan ordusu ise Taliban karşısında hezimet yaşadı.
Taliban’ın başkent Kabil’e girerek ülkede iktidarını ilan etmesi sonrasında tüm dünyadan Başkan Biden’a tepki sesleri yükseldi. ABD’nin süreci iyi yönetememesi, çekilmeyi organize edememesi ve Afgan ordusunun hezimeti nedeniyle tüm dünyada “Biden Afganistan’ı Taliban’a terk etti” yorumları yapıldı.
Başkan Biden’ın Afganistan kararı ve sonrasında yaşanan gelişmeler, kendisine olan desteği büyük oranda azalttı. Taliban’dan kaçan Afganların havalimanındaki görüntüleri ise Biden’a karşı tepki seslerinin yükselmesine neden oldu.
KÖRFEZ VE AVRUPA İLE BAŞARISIZ İLİŞKİLER
Joe Biden’ın Başkanlık koltuğuna oturmasından sonra ilk adımlarından biri de Yemen’deki savaşta koalisyon güçlerine verilen askeri desteği kesmek oldu. Bu karar, Körfez ülkelerinde panik yaşanmasını beraberinde getirdi. Körfez bu karar sonrasında İran ile ilişkilerini yeniden ele alırken, Rusya ve Çin ile daha çok yakınlaşmaya başladı. Biden, Donald Trump döneminde gelişen ABD-Körfez ilişkilerinde ilerleme kaydedemedi. Suudi Arabistan, BAE ve Katar gibi Körfez ülkeleri, Biden döneminde Rusya ve Çin ile daha çok yakınlaştılar.
Joe Biden göreve gelmeden önce ABD’nin, AB ve NATO gibi kuruluşlarla ilişkilerini yeniden ele alacağını ve geliştireceğini vadetti. Trump döneminde ağır hasar gören ilişkiler, Biden’a göre yeniden düzelecekti. Biden bu doğrultuda, düzenlenen AB, NATO ve G7 Zirveleri’nde lider bir rol üstlenmeye çalıştı. Biden için Rusya ve Çin ile rekabette AB ve NATO’yu yanına çekmek oldukça önemliydi. ABD’nin Pasifik ile girişeceği rekabette tek başına etkili olamayacağını gören Biden; AB ve NATO’yu, Rusya ve Çin karşısında konumlandırmaya çalıştı. Ancak Biden’ın bu hedefinde de başarılı olduğu söylenemez.
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan AUKUS krizi, Biden’ın AB ile ilişkilerini düzeltmek konusunda başarısız olduğunu gözler önüne serdi. ABD, İngiltere ve Avustralya arasında imzalanan AUKUS anlaşması, Fransa’nın oldukça sert tepkisini çekti. Bu anlaşma kapsamında ABD ve İngiltere, nükleer denizaltı teknolojisini Avustralya ile paylaşacak. AUKUS’un imzalanması sonrasında Fransa ile Avusturya arasında yapılan ve değeri 90 milyar dolara ulaşan nükleer deniz altı anlaşması yürürlükten kalkmış oldu. Fransa, ABD’nin AB’ye üye olmayan İngiltere ile bu anlaşmayı imzalamasını “Sırtımızdan bıçaklandık” olarak nitelendirdi.
AUKUS krizinin yanı sıra Biden’ın tüm çabalarına rağmen Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin Çin ile ilişkileri gelişmeye devam ediyor. AB’li yetkililerden de Çin ile ilişkiler hakkında olumlu açıklamalar geliyor. Asya’da Çin karşısında önemli ittifaklar kuran Biden, AB ile ilişkiler konusunda ise sınıfta kaldı.
DESTEK HER GEÇEN GÜN AZALIYOR
Afganistan, AB, Körfez politikalarında başarılı olamayan Biden’ın, İran ile devam eden nükleer müzakere sürecinden de net bir sonuç aldığı söylenemez. Donald Trump döneminde ABD’nin tek taraflı olarak çekildiği nükleer anlaşmaya geri dönmek isteyen Biden, aylardır müzakere masasında İran ile görüşmelerini sürdürüyor. Ancak Viyana’da devam eden müzakerelerden henüz somut bir sonuç çıkmış değil. Bu nedenle ABD ve İran arasındaki bölgesel ve ekonomik sorunlar da devam ediyor.
Biden, siyasi politikalarındaki başarısızlıklarının yanı sıra sağlık durumu, davranışları, tavırları ve hareketleri ile de dikkat çekiyor. Özellikle uçak merdivenlerini çıkarken sürekli düşmesi, dünya basınında geniş yankı uyandırıyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında İsrail Başbakanı ile Beyaz Saray’da bir araya gelen Biden’ın, görüşme esnasında uyuduğu iddia edilmiş ve görüntüler uzun süre konuşulmuştu.
ABD’de yapılan son araştırmalar, Afganistan kararı sonrasında Biden'a olan desteğin yüzde 38'lere kadar düştüğünü gözler önüne serdi. Gelecek dönemde Joe Biden’ın, kendisine olan desteği yeniden yukarılara çekebilmek için bazı politikalarında değişikliğe gitmesi söz konusu olabilir.