Çin, Afrika’da birincil güç konumuna yükseldi
Yakın zamanda “dünyanın en büyük ikinci ekonomisi” konumuna yükselen Çin, küresel ekonomik ve diplomatik nüfuzunu geliştirmek istiyor. Bütün bölgelerle karmaşık ilişki ağları kuran ve bir numaralı rakibi ABD’yi bazı bölgelerden dışlamayı başaran Pekin, Afrika ülkelerinin de birincil ortağı olma yolunda ilerliyor.
Global ölçekte ülkelerle ilişkilerini geliştiren Çin, dünya siyasetinde daha aktif bir rol oynayacağı yeni bir düzen oluşturma arayışı içinde.
Pekin, bu doğrultuda; Afrika, Latin Amerika ve Orta Doğu ülkeleriyle alt yapı inşası ve finansal krediler temelinde ekonomik ve diplomatik ilişkilerini ileri düzeye taşıma stratejisini uygulamaya koyuyor.
Çin’in bu uygulamalarının yaşama geçtiği de; Suudi Arabistan-İran normalleşmesinde oynadığı rol, Honduras’ın “Tek Çin” prensibine uymayı kabul etmesi, Kuşak-Yol projesi gibi pratiklerle gün yüzüne çıkıyor.
Çin’in özellikle “borç tuzağı diplomasisi” olarak adlandırılan ülkelere borç sağlama ve ödeyemediklerinde siyasî tavizler alma taktiği eleştiriler topladı.
Bu eleştirilerin başında, Pekin’in gelişmekte olan ülkeleri kendine bağımlı hâle getirerek emperyalizmin bir formunu uyguladığı ve Kuşak-Yol projesi kapsamında çalışan işçilerin insan hakları ihlalleri geldi.
Buna rağmen Afrika halkları, ülkelerinde gördükleri yatırımdan memnun. Bu vesileyle gelişmekte olan ülkelerle ilişkilerini genişleten Çin, Afrika’da da büyük bir etki alanı elde etti.
Komünist Çin’in bu yükselişi, ABD’de bir tedirginlik dalgası oluşmasına yol açtı. Öyle ki Washington’daki birçok resmî kurum, ABD’nin birincil ulusal güvenlik önceliği olarak Çin Halk Cumhuriyeti’ne işaret etti.
Nijerya Başkan Yardımcısı Yemi Osinbajo, mart ayında Twitter hesabından, "Afrika ülkelerinin çoğu Çin'le olan yakın ilişkilerinden pişman değiller. Pekin, Batı'nın bulunmadığı ve/veya bulunmaya isteksiz olduğu yerde ve zamanda orada bulunuyor" paylaşımını yapmıştı.
AP’ye konuşan Gana Demokratik Kalkınma Merkezi’nde kamuoyu yoklama araştırmacısı Edem Selormey, Afrika’daki vatandaşların kıtadaki Çin varlığından “gördükleri alt yapı projeleri” nedeniyle memnun olduklarını aktardı.
Afrika, geçtiğimiz yıllarda Pekin ile ticaret ilişkilerini de geliştirdi. ÇHC, kıta ile en yüksek iki yönlü ticaret hacmine sahip ülke konumuna yükseldi.
Kıtalarda milyarlarca dolarlık yatırımlara sahip komünist ülke, alt yapı projelerinin yanında Afrika ülkelerinin parlamento binalarının inşasında dahi rol oynuyor.
AFRİKA’DA YÜKSELEN ÇİN: GABON ÖRNEĞİ
Geçtiğimiz günlerde Gabon ile ikili ilişkilerini stratejik ortaklık düzeyine çıkaran Pekin, Afrika ülkelerinin “bağımsız kalkınma rotaları” izlemelerini desteklediğini açıkladı.
Gabon Başkanı ile bir araya gelen ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping, mevkidaşına, Çin ve Afrika'nın dayanışma ve iş birliğini şimdiye kadarki en yüksek seviyelerine çıkarmaları gerektiğini aktardı.
Çarşamba günü Ali Bongo Ondimba’yı Pekin’de ağırlayan Xi; konuşmasında, “Pekin, Çin-Gabon kapsamlı stratejik işbirliği ortaklığının istikrarlı ve uzun vadeli gelişimini teşvik etmek için Libreville ile birlikte çalışmaya isteklidir" ifadelerini kullandı.
Xi Jinping; basın açıklamasında, Çin’in Afrika’daki kalkınmaya katkılarını geliştirme isteğine de değindi.
Ayrıca, Pekin’in petrole bağımlı bir ekonomik yapılanmaya sahip Gabon’un yeşil kaynaklarla ekonomik yapılandırmasını çeşitlendirmesine yardım edeceği bilgisi de aktarıldı.
ÇHC, Gabon’un da en büyük ticaret ortağı ve dış yatırımcısı olduğu için ikili ilişkilerde ayrı bir öneme sahip. Libreville, Pekin’in desteğini takdir ettiğini Birleşmiş Milletler’de takındığı pozisyonlarla da gösterdi.
Başkan Bongo, "Çinli işletmeler, Gabon'daki sanayi sitelerinin inşasına katılabilirler" dedi ve ülkesinin Çinli işletmeler için iyi bir ortam sağlayacağını da sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz yıllarda Çin merkezli şirketlerden Gabon’a milyarlarca dolar değerinde yatırımlar gelmişti.
Çin’in Gabon senaryosu, Afrika’nın neredeyse tamamında geçerli: Sıkı tutulan diplomatik ilişkiler ve ülkelere Kuşak-Yol kapsamında olsun olmasın yapılan alt yapı yatırımları, iki yönlü bir çıkar ilişkisine hizmet ediyor.
ÇHC kaynak zengini bölgelerden, bölge halkını da rahatsız etmeden yararlanıyor. Bunu yaparken gelecekteki ticaret rotasını, ihtiyaç duyduğu alt yapı tesislerini ve hizmetlerini inşa ediyor.
Bu faydaların yanı sıra Afrika ülkeleri; BM'de Çin için sorun teşkil edebilecek konuların saptırılmasını sağlayarak uluslararası arenada Pekin’i rahatlatmaya yardımcı oluyor.
Ancak Çin’in Afrika’daki etkinliğini artırarak ABD başta olmak üzere Batı’nın bu bölgedeki varlığını azaltması, belki de Pekin’in buradaki en önemli çıkarı olarak öne çıkıyor.
Afrika içinde ise halkların tasvip ettiği davranışlar, hem popüler destek bakımından hem de ekonomik kalkınma bakımından siyasetçilerin hanesine olumlu puan olarak yazılıyor.
Halk da bu işlemlerden en azından kısa vadede kazançlı çıkıyor; çünkü kendi devletlerinin yapması zor olan stadyumlar, havaalanları, köprüler, yollar gibi hizmetlere ulaşmış oluyorlar.
Çin’in sağladığı kredilerin Afrika halklarını özgürleştirdiği mi yoksa onlar üzerinde güdülen yeni bir emperyalist politika mı olduğu sorusunun cevabı, kredilerin vadesi dolduğunda alınacak.