Çin'in yumuşak ekonomik gücü Latin Amerika'da büyümeye devam ediyor

ABD, askeri ve siyasi faaliyetlerini Asya’ya yoğunlaştırarak en büyük rakiplerinden biri olan Çin’i çevrelemeye çalışırken, Latin Amerika’da da Pekin’in nüfuzu artıyor. Çin, bölgedeki doğal kaynaklara ve stratejik pazarlara erişim sağlayarak Latin Amerika ülkeleriyle ekonomik, ticari ve diplomatik ilişkilerini geliştiriyor. Çin, Washington’un “arka bahçesi”nde güç kazanıyor.

Çin, Latin Amerika’nın en önemli ekonomik aktörü haline geldi ve “yumuşak ekonomik gücü” bölgede büyümeye devam ediyor.    

Latin Amerika ülkeleri, Çin’in hızlı gelişen ekonomisi için enerji ve hammadde sağlayıcısı durumuna gelirken; Pekin de bölge ülkeleri açısından finansör ve kreditör konumunda bulunuyor. 
 
Pekin, Latin Amerika ülkelerine ticari faaliyetlerin yanı sıra silah satışı, askeri yardım ve teknoloji transferi gibi diplomasi yöntemlerini de kullanıyor. Pekin, yaptığı bu hamlelerle Latin Amerika ülkeleriyle stratejik ortaklıklar kuruyor. 
 
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping; Pekin'in, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'yla ilişkileri geliştirmeye büyük önem verdiğini belirtiyor.


 
Xi Jinping, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'nun (CELAC) geçtiğimiz ocak ayındaki toplantısına çevrimiçi katılarak, "çok sayıda bölge ülkesinin Kuşak ve Yol Girişimi'nin iş birliği ortağı olduğunu, gelecek yıllarda bölgeyle bağları daha fazla artırmayı istediklerini" söyledi. 
 
CELAC ülkeleri arasında Arjantin, Brezilya ve Venezuela, Çin ile ekonomi ve güvenlik alanında en güçlü bağlar kuran ülkeler olarak öne çıkıyor. 
 
Şubat 2022 tarihinde Arjantin, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Eylül 2013 tarihinde duyurduğu Modern İpek Yolu projesine katıldı. Arjantin’in Kuşak ve Yol projesine katılmasının ardından Çin Ulusal Nükleer Şirketi (CNNC) yetkilileri, Hualong One teknolojisini kullanarak Arjantin'in Atucha üç nükleer santralini inşa etmek için Arjantin Nükleer Elektrik S.A. ile bir sözleşme imzaladıklarını duyurdu. 

Pekin, Venezuela’nın en büyük kreditörü konumunda bulunuyor. Karakas ise dünyada en büyük petrol rezervlerine sahip ülke konumunda. Bu durum ise iki ülkeyi birbirine yakınlaştırıyor. 

BREZİLYA’NIN EN BÜYÜK TİCARİ PARTNERİ ÇİN 

Brezilya, Çin ile stratejik ortaklık kuran ilk Latin Amerika ülkesi. Brezilya aynı zamanda Çin ile ikili ticaret hacmi 100 milyar dolar eşiğini geçen ilk Latin Amerika ülkesi konumunda. 
 
Ülke, Çin’e başta demir cevheri olmak üzere büyük miktarda ham madde ve tarım ürünü ihraç ediyor. Çin-Brezilya ticareti koronavirüs salgınına rağmen 2021’de yaklaşık 164 milyar dolarla rekor kırdı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi geçen yıl da 150 milyar doları aştı. 
 
Çin’in Brezilya'nın en büyük ticari partneri durumunda olması ile birlikte de; iki ülke, ikili ticaret ilişkilerinde kendi yerel para birimlerini kullanma konusunda anlaştı. 
 
İki ülke, BRICS örgütü içinde de çok taraflı iş birliğini sürdürüyor. Geçtiğimiz haftalarda Pekin’e resmi ziyarette bulunan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, BRICS ülkelerinin kendi arasındaki ticarette ulusal para birimlerini kullanmasını önerdi. 


 
Lula da Silva, "Yeni Kalkınma Bankası, neden kendi üyelerine kendi para birimlerinde kredi vermiyor? Dolar kullanmaya alışmışız ama artık 21. yüzyıldayız, bir şeyleri farklı yapabiliriz" diye konuştu. 
 
Lula, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşmesinde, iki ülke arasında yenilenebilir enerji, otomotiv, tarım yatırımları, yeşil krediler, enformasyon teknolojisi, sağlık ve alt yapı alanlarında anlaşmalar imzalandığını duyurdu. 
 
Çin ve Brezilya'nın, Doğu ve Batı yarım kürelerin en büyük gelişmekte olan ülkeler, geniş ortak çıkarları paylaşan kapsamlı stratejik ortaklar olduğunu vurgulayan Xi de, "Çin, Brezilya ile ilişkilerine daima uzun dönemli stratejik bir perspektiften bakıyor ve ilişkilerini diplomatik öncelik olarak görüyor" değerlendirmesinde bulundu. 
 
Çin Devlet Başkanı, iki ülke ve dünya ekonomisi için yeni fırsatlar yaratacak iş birlikleri için Lula da Silva ile çalışmaya hazır olduğunu belirterek, "İnanıyorum ki; Çin-Brezilya ilişkilerinin istikrarlı ve sağlıklı gelişimini sürdürmesi, bölgenin ve dünyanın barışı, istikrarı, kalkınması ve refahı açısından etkin ve önemli rol oynayacaktır" dedi. 

ŞİLİ, ÇİN İLE DİPLOMATİK İLİŞKİ KURAN İLK GÜNEY AMERİKA ÜLKESİ 

Çin dünyada başlıca bakır ithalatçısı konumunda bulurken, Şili de dünyanın en büyük bakır üreticisi konumunda bulunuyor. Bu durum iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendiriyor. 
 
Xİ Jinping, Kasım 2022 tarihinde düzenlenen 29. Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Ekonomi Liderleri Toplantısı sırasında Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ile yaptığı görüşmede, Şili'nin Çin ile diplomatik ilişkiler kuran ilk Güney Amerika ülkesi olduğunu söyledi. 


 
Xi, Çin'in, Şili ile Kuşak ve Yol iş birliğini sürdürmeye, ekonomi ticaret, yatırım, tarım ve diğer alanlarda pratik iş birliğini derinleştirmeye ve halk sağlığı, temiz enerji ve dijital ekonomi konularında yeni iş birliği olasılıklarını araştırmaya hazır olduğunu belirtti.
 
Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ise Şili'nin, tek Çin politikasını sıkı bir şekilde desteklediğini ve Çin ile iş birliğini derinleştirmeyi umduğunu söyledi. 
 
Boric ayrıca, Şili tarafının daha fazla Çinli şirketin Şili'de yatırım ve iş birliği yapmasını memnuniyetle karşıladığını ve Çin'in Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması'nın yanı sıra Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşmaya katılma hedefini desteklediğini açıkladı.

ÇİN İLE KÜBA ARASINDAKİ İLİŞKİLER SÜREKLİ İLERLEME KAYDEDİYOR 

Kasım 2022 tarihinde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in daveti üzerine Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel Bermudez Pekin’e resmi ziyaret düzenledi. 

Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) düzenlediği 20. Ulusal Kongresi'nin ardından "ülkeyi ziyaret eden ilk Latin Amerika ülkesi lideri" oldu. 

Görüşmenin ardından yeni çağda ikili ilişkilerin derinleştirilmesine dair ortak bildiri yayınlandı.

İki devlet başkanı görüşmede, sosyalist ülkeler olan Çin ve Küba’nın egemenlik, özgürlük, ulusal dayanışma ve milli onuru kararlılıkla koruduğunu ve kendilerine özgü sosyalizm yolunu takip ederek büyük başarılar elde ettiğini vurguladı. 


 
İki parti ve iki hükümet arasındaki ilişkileri siyasi açıdan yönlendirmeyi güçlendireceklerine işaret eden iki lider, üst düzey karşılıklı ziyaret ve siyasi diyalogun yoğunlaştırılacağını belirtti. 
 
Her kademede ve her alandaki temas ve iş birliğinin artırılacağına dikkat çeken liderler, yeni dönemde ikili dostluk ilişkisini derinleştirerek insanlığın kader ortaklığı inşasının yanı sıra Çin-Küba kader ortaklığı inşasını hızlandırma konusunda fikir birliğine vardı. 

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, geçtiğimiz günlerde de Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel Bermudez'in yeniden seçilmesini kutlamak için bir mesaj gönderdi ve Çin-Küba ilişkilerinin gelişimine büyük önem atfettiğini söyledi.  

Xi, gönderdiği mesajında, Çin-Küba ilişkilerinin üst düzeyde devam ettiğini ve sürekli yeni ilerlemeler kaydettiğini belirtti.  
 
Küba, son yıllarda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları ihlallerini kınayan karar tasarılarına tepki niteliğinde karar tasarıları öneren ülkelere öncülük ediyor. 

HONDURAS TEK ÇİN POLİTİKASINI KABUL ETTİ 

Latin Amerika ülkelerine borç vermeye devam eden Çin, karşılığında ise 'Tek Çin' politikasına tereddütsüz destek bekliyor. Pekin ile ticari ilişkilerini geliştirmek isteyen Latin Amerika ülkeleri, Tayvan’la ilişkilerini kesmek zorunda kalıyor. 
 
Honduras, Tayvan ile ilişkilerini kesen Panama, El Salvador, Dominik Cumhuriyeti ve Nikaragua gibi Latin Amerika ülkelerine katıldı. 
 
Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesen Honduras, geçtiğimiz ay Çin ile diplomatik ilişki başlattı.

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Qin Gang ile Honduraslı mevkidaşı Eduardo Reina, diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin ortak bildiriyi Pekin'de imzaladı. 

Bildiriye göre; Çin ve Honduras, iki halkın çıkarları ve arzuları doğrultusunda, bildirinin imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere, birbirlerini tanımaya ve büyükelçilik düzeyinde diplomatik ilişkiler kurmaya karar verdi. 
 
Bildiride, iki hükümetin, egemenlik ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, karşılıklı saldırmazlık, birbirlerinin içişlerine müdahale etmeme, eşitlik, karşılıklı yarar ve barış içinde bir arada yaşama ilkeleri temelinde iki ülke arasında dostane ilişkiler geliştirme konusunda mutabık kaldıkları belirtildi. 
 
Diğer yandan bildiride Honduras hükümetinin, dünyada tek bir Çin olduğunu, Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin tüm Çin'i temsil eden tek yasal hükümet olduğunu ve Tayvan’ın Çin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul ettiği belirtildi. 

Bildiriye göre, Honduras hükümeti Tayvan ile "diplomatik ilişkilerini" keseceğini, bundan böyle Tayvan ile herhangi bir resmi ilişki ya da resmi temas kurmayacağını taahhüt etti. 

Çin yönetimi rotasını ABD’nin “arka bahçesi” olarak kabul edilen Latin Amerika ülkelerine çeviriyor. 

Doğal kaynaklara erişimini çeşitlendirmek, silahlar için yeni pazarlara ulaşmak, Tayvan'ı diplomatik olarak tecrit etmek isteyen Çin, Latin Amerika ülkelerindeki nüfuzunu artıyor. 

Çin, bir taraftan Latin Amerika ülkelerini Kuşak ve Yol Projesi’ne dahil ediyor; diğer taraftan da bölge ülkeleriyle askeri ilişkilerini geliştirerek bölgeye silah satışı yapıyor.  

Ancak Çin'in bölgedeki amacı sadece ticareti ve yatırımı artırmak değil. Pekin bölgedeki varlığını, etki alanını da genişletmek istiyor. Bu nedenle Çin, Latin Amerika ülkelerine borç vermeye devam ediyor.   

Çin Kalkınma Bankası ve Çin İthalat-İhracat Bankası, bölge ülkelerine en çok kredi veren aktörler arasında yer alıyor. 2005-2020 yılları arasında bu iki bankanın bölge ülkelere enerji ve alt yapı projelerinde kullanılmak üzere yaklaşık 137 milyar dolar borç verdiği biliniyor. 

Çin kredileri, devletlerin iç meselelerine karışmadan sadece ekonomik ilişkiler olarak kullanılsa da bölge ülkelerinin “borç tuzağı” olarak adlandırılan duruma düşmekten endişe ettikleri de bir gerçek. 

Pekin’in kıtada git gide artan etkisi ise ilerleyen dönemde ABD için bir tehdit unsuru haline gelecek. Washington'un endişelerini artıran konu, Çin’in Latin Amerika’da kurması muhtemel askeri iş birlikleri olacak.