Çin’in Kuşak-Yol İnisiyatifinde Orta Doğu’nun rolü…
Dünyanın birçok noktasına yeni ticaret yolları inşa eden Çin, özellikle Kuşak-Yol İnisiyatifi projesi için Orta Doğu’ya daha çok yoğunlaşıyor. Peki, Çin’in Orta Doğu stratejisi nasıl şekilleniyor? Çin, Orta Doğu’da İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerde hangi adımları atıyor?
2000’li yılların başından itibaren ekonomi ve teknoloji alanlarında önemli yatırımlarda bulunan Çin, birçok alanda ABD’yi geride bırakmış durumda. Özellikle ABD’nin etkisini yitirdiği, gücünü ve nüfuzunu koruyamadığı ve çekilmek zorunda kaldığı bölgelerde, Pekin’in boşluğu doldurduğu görülüyor.
Pekin hükümeti, özellikle son dönemde ABD’nin nüfuzunu kaybettiği Orta Doğu coğrafyasına ayrı bir önem veriyor. Her geçen gün küreselleşen, Afrika’dan Asya’ya ve Avrupa’dan Avustralya’ya kadar dünyanın birçok noktasına yeni ticaret yolları inşa eden, dünyanın bir numaralı süper gücü olma yolunda ilerleyen Çin, Orta Doğu coğrafyasında ekonomik ve siyasi hamlelerini artırıyor.
ABD’nin Orta Doğu’da trilyonlarca dolar zarar ettiği ve bölgeden geri çekilmeye başladığı, Avrupa’nın Polonya ve Belarus gibi krizlerle uğraştığı, Washington-Brüksel hattında anlaşmazlıkların çoğaldığı ve Rusya-Ukrayna krizinin her geçen gün derinleştiği bu dönemde; Pekin hükümeti Suriye, İran, Irak ve İsrail gibi ülkelerle yeni anlaşmalar imzalıyor.
Konu hakkında Cumhuriyet Gazetesi’nde bir makale kaleme alan Ergin Yıldızoğlu, Çin’in enerji kaynaklarının çok büyük bir kısmını Orta Doğu coğrafyasından karşıladığına dikkat çekiyor. Orta Doğu’nun Çin için önemli bir ihracat ve yatırım pazarı olduğunu vurgulayan Ergin Yıldızoğlu, Pekin hükümetinin en önemli projesi olan ‘Kuşak-Yol İnisiyatifi’ için bu bölgenin, Akdeniz’e ve Batı’ya açılan önemli bir kapı olduğunu dile getiriyor.
Çin’in, son yıllarda Orta Doğu’ya gösterdiği ilginin arttığı görülüyor. Ayrıca Pekin hükümeti ABD’nin Irak ve Afganistan gibi ülkelerden çekilmesinin ardından bölgede en önemli güç olmak istiyor. Batı tarafından yapılan müdahalelerin bölgeyi daha da istikrarsızlaştırdığını düşünen Pekin, Orta Doğu’nun ekonomik olarak kalkınması ve bölgede barışın sağlanması için en önemli gücün kendisi olduğunu savunuyor.
Ayrıca Pekin hükümeti, Orta Doğu’da en yakın müttefiklerinden Rusya ile iş birliğini daha da güçlendirmek istiyor. Suriye’de birlikte hareket eden iki ülke, en yakın zamanda İdlib sorununu çözmek istiyor. İdlib’de bulunan on binlerce radikal militan, Pekin ile Moskova’yı rahatsız ediyor. İki ülke de; Orta Asya’dan İdlib’e gelen radikal ve aşırıcı grupların bir gün Rusya ve Çin’e geri dönmesinden endişe ediyor. Şu anda Rusya’nın Orta Doğu’daki askeri varlığı daha yoğunken, Çin’in ise ekonomik hamleleri her geçen gün artıyor.
ORTA DOĞU’DA STRATEJİK HAMLELER
Çin ile İran arasında geçtiğimiz sene imzalanan yatırım anlaşması, tüm dünya kamuoyunda yankı yarattı. Tahran hükümeti, uygun fiyatla petrol tedariki karşılığında Pekin ile 25 yıl süreli bir yatırım anlaşması imzaladı. Söz konusu anlaşmanın değeri ise 400 milyar dolar oldu. Bu anlaşma, Çin’in yeniden şekillenen dış politikasında, Orta Doğu’ya verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serdi.
Ayrıca Pekin hükümetinin son dönemde Bağdat ile kurduğu ilişkiler de dikkat çekiyor. Çin’in Kerbela’ya yakın bir bölgede ağır petrol işleme fabrikası kurduğunu belirten Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ergin Yıldızoğlu; Pekin hükümetinin Irak’ta 7 bin okul ve 90 bin konut yapmaya hazırlandığını belirtiyor.
Bazı siyasi uzmanlara göre, Çin’in Kuşak-Yol İnisiyatifi için Irak, Orta Doğu’daki en önemli ülkelerden biri. Geçtiğimiz sene Pekin ile Bağdat hükümetleri arasında 10,5 milyar dolarlık yatırım anlaşması imzalanmıştı.
Çin’in Suriye ile de ekonomik, siyasi ve askeri ilişkileri çok iyi durumda. Rusya gibi aktif bir şekilde savaşa dahil olmasa da; Pekin, olayların başladığı 2011 yılından bu yana Beşar Esad’a destek verdi. Pekin’in siyasi ve ekonomik desteği, Beşar Esad hükümetinin devrilmemesinde önemli bir rol oynadı. İlerleyen dönemde Çin’in, Suriye’ye yönelik yatırımlarını artırması ve bölgenin yeniden kalkındırılması için ekonomik faaliyetlerini yoğunlaştırması bekleniyor. Ayrıca Pekin hükümeti, İdlib’deki radikal grupların kısa süre içerisinde tasfiye edilmesini istiyor.
Çin’in Körfez ve Orta Doğu ülkeleriyle son aylarda diplomatik temaslarını da yoğunlaştırdığı görülüyor. Geçtiğimiz ay Körfez İşbirliği Konseyi’nin genel sekreteri ve dört üyesi, daha sonrasında ise İran Dışişleri Bakanı ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Çin tarafından ağırlandı.
Suriye ve Fas gibi ülkeler Kuşak-Yol İnisiyatifi’ne katılacaklarını duyururken, İsrail ile Çin arasında da üç yıllık yeni bir anlaşma imzalandı. Pekin hükümeti; iletişim ve bilişim altyapısının yanı sıra nükleer santral yapımı, rüzgar tribünleri üretimi gibi alanlarda da Orta Doğu’da yeni projeler geliştiriyor.