Azerbaycan-Fransa arasında "Karabağ'da neokolonyalizm" gerilimi
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Azerbaycan toprağı Laçın koridoru hakkında "insani koridor" ifadesini kullanmasına tepki göstererek, "(Macron'un) Hitabında baskı diliyle konuşması kabul edilemez. Bu, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygısızlıktır" değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade, Macron'un Büyükelçiler Konferansı'nda dile getirdiği Azerbaycan karşıtı görüşlere ilişkin yazılı açıklamasını paylaştı.
Macron'un bölgedeki mevcut duruma ilişkin yanlış izlenim oluşturan ve tek taraflı olarak Ermenistan'ı savunan kinli görüşlerinin barış sürecine zarar verdiğini vurgulayan Hacızade, konuşmasında, "Yaklaşık 30 yıldır Ermenistan tarafından Azerbaycan'a yönelik gerçekleştirilen işgal ve saldırı eylemlerini kınamayan, işgal sonucu yaklaşık 1 milyon mülteci ve yerinden edilmiş kişinin insani durumuna ilişkin herhangi bir değerlendirmede bulunmayan Fransa'nın şimdi Azerbaycan'ın Birleşik Milletler tüzüğüne ve uluslararası hukukun norm ve ilkelerine uygun olarak topraklarının işgalden kurtarılmasıyla sonuçlanan 44 günlük vatan muharebesini kınaması, aynı zamanda Macron'un konuşmasında bölgede insani durumla ilgili iddialara yer vermesi anlaşılır değil" ifadelerini kullandı.
Hacızade, Macron'un Azerbaycan toprağı Laçın koridoru hakkında "insani koridor" ifadesini kullanmasını eleştirerek, "Fransa Cumhurbaşkanı'nın hitabında 'Laçın insani koridoru' gibi ifadelere yer vermesi ve baskı diliyle konuşması kabul edilemez. Bu, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygısızlıktır" değerlendirmesini yaptı.
Azerbaycan'ın bölgede barış ve güvenliğin sağlanmasında kararlı olduğu vurgulayan Hacızade, bu süreci aksatan her türlü dış müdahalelerin kararlılıkla önleneceği mesajını verdi.
Macron, geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'la görüşeceğini ve ihtilafın çözümü için yeni diplomatik inisiyatif önereceğini belirtmişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ayrıca Azerbaycan üzerindeki baskıyı artırmak için uluslararası alanda yeni bir diplomatik girişimde bulunacağını ifade etmişti.
“FRANSA ÖZÜR DİLEMELİDİR”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fransa'nın sömürgecilik siyasetini eleştirerek sömürgecilik politikaları ve yaptığı soykırımlar nedeniyle ilgili ülkelerden özür dilemesi çağrısında bulundu.
Aliyev, geçtiğimiz ay başkent Bakü'de düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi Koordinasyon Bürosu Bakanlar Toplantısı'nın açılışında açıklama yapmıştı.
Bağlantısızlar Hareketi'nin dünya meselelerinde daha ön planda olması gerektiğini vurgulayan Aliyev; uluslararası kuruluşların, özellikle de Birleşmiş Milletler'in (BM) beklentileri karşılamadığını savundu.
Aliyev, "BM'de ciddi ıslahatların yapılması kaçınılmazdır. BM Güvenlik Konseyi (BMGK) geçmişin kalıntısıdır ve mevcut realiteyi yansıtmıyor. Biz, BMGK'de daha fazla ülkenin yer almasından ve coğrafi olarak adil olması için kapsamının genişlemesinden yanayız. BMGK'de Bağlantısızlar Hareketi'ne bir daimi yer verilmelidir. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği'nin dönem başkanı ülkeler BMGK'nin veto hukukuna sahip üye kısmında yer almalıdır" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan olarak neokolonyalizm eğilimlerinin artmasından rahatsız olduklarını belirten Aliyev; Bağlantısızlar Hareketi'nin, geçmişin bu utanç verici mirasına karşı kararlılıkla mücadele etmesi ve tamamen ortadan kaldırılması için katkı sunması gerektiğini kaydetti.
Aliyev, "Neokolonyalizmi hâlâ sürdüren ülkelerden biri Fransa'dır. Fransa'nın Avrupa dışında yönettiği araziler, Fransız sömürgeciliğinin iğrenç kalıntılarıdır. Fransa, Komorlar Birliği'nin Mayotte Adası üzerindeki egemenliğine ve Yeni Kaledonya halkının hukuklarına saygı göstermelidir" değerlendirmesini yaptı.
Fransa'nın soykırımlar da yaptığını hatırlatan Aliyev, "Kendini insan hakları savunucusu olarak takdim eden Fransa, hâlâ diğer ülkelerin iç işlerine karışmaktadır. Fransa ordularının Mali ve Burkina Faso'dan çıkarılması, neokolonyalizm politikasının başarısız olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Fransa, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde Ermeni ayrılıkçılığını destekleyerek Güney Kafkasya'da da aynı çirkin tecrübeyi uygulamaya çalışıyor" şeklinde konuştu.
Aliyev, Fransa'nın 20. yüzyılın ikinci yarısında sömürge topraklarında gerçekleştirdiği nükleer silah denemeleriyle çevreye büyük zararlar verdiğini belirtti ve Fransa’nın sömürgecilik politikaları ve yaptığı soykırımlar nedeniyle ilgili ülkelerden özür dilemesi gerektiğinin altını çizdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, “Birkaç gün önce Niderland (Hollanda) Kralı, ülkesinin sömürgecilik geçmişi dolayısıyla resmen özür diledi. Biz, Fransa'ya da özür dileme çağrısında bulunuyoruz. Geç yapılan, hiçbir zaman yapılmayandan iyidir. Ataları sömürgecilik siyasetine maruz kalan, köleleştirilen ve küçük düşürülen milyonlarca insandan özür dilenmesi Fransa'nın tarihi günahının itirafının yanı sıra 17 yaşındaki gencin vahşice öldürülmesi sonrasında karşı karşıya kaldığı derin siyasi, sosyal ve insani krizin sonuçlarının giderilmesine yardımcı olur" sözleriyle Fransa’ya çağrı yaptı.
Fransa basınında ve sosyal medyasında azınlıklara karşı ırkçı yayın ve açıklamaların artmasına dikkati çeken Aliyev, Cezayir kökenli 17 yaşındaki gencin polis tarafından vahşice katledilmesinin, bu ülkedeki ırkçılık ve İslam karşıtlığının göstergesi olduğunu öne sürdü.
Fransa’nın Korsika dilini yasakladığını fakat kendisini Azerbaycan'daki Ermeni azınlığın savunucusu gibi gösterdiğini aktaran Cumhurbaşkanı, bunun ikiyüzlülük olduğunu vurguladı.
Aliyev, Fransa hükûmetinin başkalarına akıl verme yerine kendi ülkesindeki tedirginlik verici eğilimlerle mücadele etmesi gerektiğini belirtti.
ERMENİLERLE NE YAŞANDI?
Azerbaycan, 3 Aralık'ta Ermeni nüfusun yaşadığı ve geçici olarak Rus güçlerin konuşlandırıldığı Azerbaycan topraklarında madenlerin yasa dışı işletilmesi ve bunun sonucunda çevreye verilen zararın araştırılması ve denetimi amacıyla bölgeye uzman ekipler göndermiş, bu ekiplerin bölgeye girişi Ermeniler tarafından engellenmişti.
Bu durum üzerine Azerbaycanlı çevreci sivil toplum kuruluşları üyeleriyle aktivistler, Azerbaycan topraklarındaki madenlerin yasa dışı işletilmesinin önlenmesi talebiyle Laçın Koridoru'nda protesto gösterileri düzenlemeye başlamıştı.
Ermeni yetkililerin Laçın Koridoru'ndan sivillerin geçişine izin verilmediği yönündeki iddiaları, Azerbaycan tarafından yalanlanmış ve Azerbaycan yetkilileri, yolun Rus güçlerinin barikatları nedeniyle kapalı olduğunu ve sivil geçişler için herhangi bir engel bulunmadığını ifade etmişti.
Göstericiler, Laçın Koridoru diye bilinen yolda "ekolojik teröre son verilmesi" sloganları ve pankartlarla taleplerini dillendirmişti.
Ermenistan ve Azerbaycan, 1990'ların başında SSCB'nin dağılması sırasında Azerbaycan'dan ayrılan ve Ermeni çoğunluğa sahip bir yerleşim bölgesi olan Dağlık Karabağ'ın kontrolü konusunda çatışmalar yaşadı.
Yaklaşık 30 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan bu ilk çatışma Ermenilerin zaferiyle sona ermişti. Ancak Azerbaycan 2020 sonbaharında 6 bin 500 kişinin hayatını kaybettiği ve Bakü'nün birçok bölgenin kontrolünü geri almasını sağlayan bir zaferle bölgenin kontrolünü yeniden sağladı.