Hindistan’da genel seçimler yaklaşıyor: Muhalefetteki 26 siyasi parti Modi’ye karşı birleşti

Hindistan’da 26 siyasi parti, 2024 genel seçimlerinde Başbakan Narendra Modi’nin başında olduğu Hindistan Halk Partisi’ne (BJP) karşı birleşti. Modi’ye karşı kurulan ittifakın ismi Hindistan Ulusal Kalkınma Kapsamlı İttifak’ı olarak belirlendi. İttifak’ın yayınladığı ortak bildiride; “Cumhuriyetimizin itibarı, BJP partisi tarafından sistematik saldırı altında” denildi. Peki; Hindistan muhalefeti, genel seçimlerde Başbakan Modi karşısında başarılı olabilir mi?

Çok partili parlamenter demokrasiyle yönetilen Hindistan’da Parlamento’nun Eyaletler Meclisi (Rajya Sabha) ve Halk Meclisi (Lok Sabiha) olmak üzere iki kanadı bulunuyor. 

Halk Meclisi 543 sandalyeye sahip. Üyeleri genel seçimlerle değil, Eyalet Parlamentoları ve Birlik toplantıları tarafından seçiliyor. 

Üyelerin üçte biri her altı yılda bir yenileniyor. Eyaletler Meclisi’nin 12 üyesi Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.  

Ülkedeki siyasi partiler, “Ulusal Partiler” ve “Eyalet Partileri” olarak iki gruba ayrılıyor. Ulusal Partiler ülke çapında her seçim bölgesinde seçimlere katılırken Eyalet Partileri bir veya iki eyalette seçime giren yerel partiler konumunda. 
 
Ülkede siyasi partilerin tek başına hükümet kurabilmesi için 272 sandalyeye ulaşması gerekiyor. 
 
Hindistan’da 11 Nisan-19 Mayıs 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen seçimlerde Başbakan Narendra Modi’nin mensubu olduğu iktidardaki Hindistan Halk Partisi (BJP) liderliğindeki ittifak 349 sandalye elde etti. Hükümet, 30 Mayıs 2019 tarihinde yemin ederek göreve başladı. 

HİNDİSTAN, “MİLLİYETÇİ SÖYLEMLERİN” ETKİSİ ALTINA GİRDİ 

2014’te Hindistan’da iktidara gelen Narendra Modi hükümeti, küresel sağ dalganın en sağlam görünen halkalarından biri oldu. 
 
Modi’nin popülist söylemleri, ekonomik, siyasi vaatleri onun kısa sürede Hindistan Halk Partisi (BJP) içerisinde yükselmesini sağladı ve onu partinin lideri konumuna getirdi. 

Hindu milliyetçisi olduğunu gizlemeyen Modi’nin milliyetçilik söylemleri ise 2014 genel seçimlerinde halktan karşılık buldu. Hindistan halkı, 2014 yılında BJP’yi iktidara taşıyarak Narendra Modi’yi Başbakan seçti.  

Modi’nin seçimlerden sonra vaatlerini yerine getirmeye başlaması ve ekonomiye öncelik vermesi onun halk nezdinde olan itibarını daha da yükseltti. Ancak ülkedeki gelir adaletsizliği, yoksulluk ve yolsuzluk Hindistan ekonomisini tehdit etmeye devam etti. Vadedilen gerekli ekonomik reformlar ise tam anlamıyla gerçekleştirilmedi. Yaşanan ekonomik sorunlar, popülist söylemin ve politikaların gölgesinde kaldı. 

Ancak Narendra Modi liderliğindeki Hindistan Halk Partisi (BJP), 2019 genel seçimlerinde oylarını 2014’teki genel seçimlere kıyasla artırdı. 
 
Modi iktidarı, tüm ekonomik sorunlara rağmen gerek seçimlerden önce gerek seçim sürecinde tüm eylem ve söylemlerinde ulusal güvenliğe yatırım yaptı. Bu seçim stratejisi kendisine ezici bir zafer sağladı. 
 
BJP, Hindu milliyetçisi söyleminden vazgeçmedi ve özellikle de Pakistan’la yaşanan gerilimden sonra seçimlerin dinamiğini iyice ulusal güvenlik merkezli bir söyleme entegre etmeye çalıştı. Bunun sonucunda da Hint halkı, Narendra Modi iktidarına devam dedi. 

BJP ve HİNDİSTAN'IN DIŞ POLİTİKA STRATEJİSİ

Narendra Modi liderliğindeki BJP, Hindistan’ın uluslararası ve bölgesel çıkarlarının korunmasında güçlü devletlerle karşılıklı iş birliğine dayalı ilişkiler sürdürmeyi ve yumuşak güç unsurlarına vurgu yapmayı Hindistan’ın dış politika önceliği olarak belirledi. 
 

Narendra Modi, İsrail’i ziyeret eden ve İngiliz parlamentosuna hitap eden ilk Hindistan Başbakanı oldu.  

Hindistan, Şanghay İş Birliği Örgütü’ne Modi’nin liderliğinde tam üye oldu. Yeni Delhi yönetimi; ABD, AB ve İsrail ile stratejik ortaklık düzeyinde ilişkiler geliştirdi.

Modi hükümeti, ‘Doğu’ya Hareket’ olarak adlandırdığı politikasıyla Çin ile olan iş birliğini artırdı. 

2024 GENEL SEÇİMLERİ YAKLAŞIRKEN MUHALEFET NELER YAPIYOR? 

Hindistan muhalefeti önceki genel seçimleri kırsal ekonomik kriz ve işsizlik gibi reel konular üzerinden ele aldı. Ancak muhalefetin dağınıklığı ve lider eksikliği gibi birçok parametre partileri yenilgiye uğrattı. 
 
Muhalefet partileri önümüzdeki sene düzenlenecek genel seçimlere ise birlikte girme kararı aldı. 

26 siyasi parti Narendra Modi’ye rakip olmak için ittifak kurdu. Oluşturulan ittifakın ismi Hindistan Ulusal Kalkınma Kapsamlı İttifakı olarak belirlendi.  

Partilerin yayımladığı ortak bildiride, “Cumhuriyetimizin itibarı, BJP Partisi tarafından sistematik saldırı altında ve Hindistan anayasasının temelleri, laik, demokratik, ekonomik egemenlik, toplumsal adalet ve federalizm, metodik ve acımasız bir şekilde sarsılıyor” denildi. 

Hindistan Ulusal Kongresi Partisi’nin Başkanı Mallikarjun Kharge, Bengaluru kentinde yapılan toplantıda, aynı fikirlere sahip 26 partinin bir araya gelmesinin büyük başarı olduğunu vurguladı.
 
İttifakın, “Ülkenin demokrasisi ve anayasasını kurtarmak için” oluşturulduğuna dikkat çeken Kharge, ittifakı; işsizliğe, enflasyona ve ülkenin diğer önemli problemlerine karşı başlatılmış bir mücadele olarak nitelendirdi. 

Ulusal Kalkınma Kapsamlı İttifakı’nın seçimden sonra ortak bir başbakan adayında uzlaşması bekleniyor. Başbakan adayı olarak öne çıkan en güçlü isim Rahul Gandhi. 

Narendra Modi, 2014 ve 2019’daki seçimleri farklı şekillerde kazandı. Ancak gelecek yıl düzenlenecek genel seçimler Narende Modi’yi zorlayacak gibi görünüyor.  

İnsan hakları savunucuları, Modi ve köklerini Hindu milliyetçiliğinden alan partisi BJP’yi ülkedeki dini kutuplaşmayı körüklemekle suçluyor. 

Narendra Modi’nin uyguladığı politikalar ülkede ve dünya çapında eleştiriliyor. 

“ÖNCE HİNDULAR”, ÜLKEDEKİ AZINLIKLAR ve MARJİNAL GRUPLAR NE OLACAK? 

Narendra Modi genel seçimler öncesinde üslubunu biraz yumuşatarak azınlık karşıtı bir siyasetçi gibi görünmemeye çalışıyor. Ancak görüşlerinin katılığı herkes tarafından biliniyor. 
 
Başbakan Modi, 2024'te yapılacak genel seçimlere yönelik parti üyelerine verdiği talimatta, "oy kaygısı güdülmeksizin" marjinal gruplar ve azınlık  toplumlar dahil tüm sosyal katmanlara ulaşılmasını istedi. 
 
Ancak Modi'nin uygulamaya koyduğu politikalar, Müslümanlar ve ülkedeki etnik azınlıklar arasında endişelere neden oluyor. 
 
Hindistan’da 200 milyon Müslüman yaşıyor. Dünyanın ikinci en büyük Müslüman nüfusuna sahip olan ülkede Müslümanlara yönelik zulümler uygulanıyor. 

Sağcı ve Hindu milliyetçisi olan Hindistan Halk Partisi’nin (BJP) yönetim erkinde bulunduğu ülkede, Müslümanlara yönelik önemli adımlar atılıyor. Söz konusu adımlar Müslümanları toplumdan dışlıyor ve Müslümanlara yönelik şiddeti artırıyor. 

Hindistan’da Müslümanların aleyhine atılan adımlardan ilki ‘Vatandaşlık Düzenleme Yasası’. 

Ülkedeki Müslümanların tepkisini çeken yasaya göre; 31 Aralık 2014'ten önce ülkeye giren gayrimüslim göçmenlere vatandaşlık veriliyor. Müslümanlar yasanın kapsamı dışında tutuluyor.  
 
Hindistan Halk Partisi’ni (BJP) Müslümanların aleyhinde atmış olduğu bir diğer adım Hindistan Anayasası’nda yer alan 370. maddeye ilişkin.

370. madde ile Müslümanların çoğunlukta olduğu Keşmir’in özerkliği garanti altına alınmıştı. Ancak BJP hükümeti, 370. maddeyi iptal etti.  
 
BBC’nin aktardığına göre; Keşmir vadisi kapatıldı, Hint ordusunun denetimine alındı, medya ve haberleşme alanında aylar süren bir engelleme uygulandı. 

Müslümanların hedef alındığı bir diğer konu başlığını ise ‘Vatandaşlık Kaydı’ oluşturuyor.

Assam, Hindistan'ın en fazla etnik çeşitliliğe sahip eyaleti. Assam eyaletinde yaşayanlardan aile geçmişlerini kanıtlayan belgeler getirmeleri isteniyor, vatandaşlıklarını kanıtlayamayanların kaçak yabancı statüsünde görüleceği belirtiliyor. 

BJP hükümeti “Önce Hindular” politikasını devam ettiriyor. Hindu milliyetçisi hükümet, Nisan 2023 tarihinde, okul kitaplarında Hindu milliyetçilerinin Gandi karşıtı fikirlerini, 2002’de yüzlerce Müslüman’ın hayatını kaybettiği Gucerat olaylarını, Babür İmparatorluğu’nu ve Hindistan’ın 16. ve 19. yüzyıllar arasında Müslümanlar tarafından yönetilmesini çıkarma kararı aldı. 
 
Modi hükümeti yaptığı bu değişiklikler nedeniyle tarihi yeniden yazmakla suçlandı. 
 
Geçtiğimiz haftalarda ise Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin dinden bağımsız olarak herkes için "Tek Tip Medeni Kanun" çıkarmayı planladığı açıklandı. 

BJP, azınlıklara kendi inanç ve kültürlerine göre yargılanma esnekliği tanıyan mevcut yasal düzenlemeyi kaldırarak ülkede uygulanan yasaları tek bir çatı altında toplamayı amaçlıyor. 
 
Ülkenin en büyük azınlığı olan Hindistan'daki Müslümanlar ise plana karşı çıkıyor çünkü bunun asırlık İslami uygulamalara müdahale ve Müslüman karşıtı olan BJP’nin başka bir silahı olduğunu düşünüyor. 
 
Gzt’nin aktardığına göre; BJP, ortak yasanın gerekli olduğunu iddia ederken eleştirmenler, ortak bir medeni kanun için yapılan baskıyı, “2024 genel seçimleri öncesinde toplulukları bölmek ve Hindu oylarını BJP için birleştirmek” olarak yorumluyor.
 
Hindistan, Narendra Modi ile birlikte aşırı sağcı atmosferin içine girdi. Modi’nin başlattığı milliyetçilik dalgası ülkede günden güne yayılıyor. 

Müslümanlara ve etnik azınlıklara karşı Hint halkında oluşturulan ön yargılar, mevcut iktidarın seçimlerde zafer kazanmasını sağlıyor.   
 
Ülkedeki yüksek işsizlik oranları ve yoksulluk gibi ekonomik meseleler BJP iktidarı için sorun teşkil ediyor. Ancak Hindistan iç siyasetinde güvenliğin prim yaptığı somut bir gerçeklik.  
 
2024 genel seçimlerinde Hindistan’daki muhalefet partilerinin hem milliyetçi seçmene hem de ülkedeki etnik azınlıklara hitap etmesi gerekiyor.

Hindistan'da muhalefetin iktidara gelmesi şu an için oldukça düşük bir ihtimal. Ancak önümüzdeki günlerde muhalefetin ve iktidarın söylemleri, 2024 genel seçimlerinin sonuçlarını belirleyen temel etken olacak.