İngiltere'de ekonomik krizin dünü, bugünü, yarını...
Koronavirüs ile başlayan ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle devam eden küresel ekonomik sıkıntılar her ülke gibi İngiltere’yi de vurdu. Bu süreçte üç başbakan değiştiren İngiltere’de; süreç nasıl gelişti, şimdi neler oluyor, gelecekte neler olması bekleniyor?
Koronavirüs sürecinin ülkeler arasında mecbur bıraktığı sınır kapatma, giriş-çıkışların duraklatılması, ülkeler içinde de sokağa çıkma yasakları gibi bir dizi önlem sebebiyle ülke ekonomileri 2019 yılının sonundan beri kanıyor.
Uluslararası kısıtlamalar ülkeler arası ticaret hacimlerinin, yani ithalat ve ihracatın, keskin bir biçimde düşmesine sebep olurken; yerel olarak uygulanan önlemler de ülkelerin millî üretim ve tüketimlerinin düşmelerine, yani gayrisafi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) düşmesine yol açtı.
İngiltere’de bu önlemlerin yansımaları 2020’de yüzde 9.7 düşen gayrisafi yurtiçi hasılada görüldü. Birleşik Krallık Avam Kamarası Kütüphanesi’nin kaydettiğine göre, ilk yasaklarla 2020 nisan ayında şubat ayına göre %25 düşen GSYİH, aynı yılın yaz aylarına doğru toparlamaya başlasa da; 2021 ekimine gelindiğinde pandemi öncesi seviyeye kıyasla %0.5 düşüktü.
İngiltere'de yüzde 9,7 düşen yurtiçi hasılanın yanı sıra ülke enflasyonla da mücadele ediyor. Yine koronavirüs sürecinde küresel çapta bozulan ticaret ve tedarik zincirleri, ülke içinde üretilen tüketim mallarına artan talep ve kapanmaların getirdiği düşen üretimle artan enflasyon, ülkelerin başına dert olmuş durumda.
İngiltere’de dirilen enflasyon; Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği bozulan enerji tedariği ve Moskova’nın Avrupa ülkelerine enerji arzını azaltması, enerjide oluşan fiyat artışıyla ülke gündeminde kalmaya devam ediyor.
2022 YILINDA YAŞANAN GELİŞMELER
2022 yılına gelindiğinde ülkeyi ekonomik olarak en çok zorlayan konunun enflasyon olduğu görülüyor. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla gelişen enerji krizinin de artırdığı enflasyon, yükselmeye devam ediyor. Boris Johnson hükûmetinin başarısızlıkları ve skandallar sebebiyle görevden çekilmesi, zorda olan durumu piyasaların gözünde bir bilinmezliğe itmişti.
Johnson hükûmetinin yerine gelen Liz Truss hükûmetinin bu belirsizliğe ve kötü gidişata bir çözüm olacağı bekleniyordu. Truss ve Ekonomi Bakanı Kwarteng’in uygulamaya koyduğu yeni bir ekonomik paketin mecliste çok olumsuz karşılanması ve piyasalar nezdinde şüphelere sebep olmasıyla istikrarsızlığı devam eden İngiliz ekonomisi; yatırımcıların kaçmak istediği bir durak hâline geldi.
Yatırımcıların, ellerindeki İngiliz sterlininden daha stabil olarak görülen Amerikan dolarına kaçmasıyla, sterlinin rekor dip değerini görmesi bu ekonomi paketinin duyurulmasıyla birlikte gerçekleşti. Bu olayın hemen ardından önce Kwarteng, sonra Truss birbiri ardına istifa ederek İngiltere hükûmet tarihinin en kısa süren iktidar dönemlerinden birine imza atmış oldular.
Truss’ın istifasının ardından yeniden Muhafazakâr Parti lideri seçimine gidildi. Seçimlerde Rishi Sunak galip gelerek İngiltere’nin beyaz olmayan ve Hint kökenli ilk başbakanı olmaya hak kazandı. Bunun yanında ülkenin şimdiye kadarki en zengin başbakanı ünvanını da elde eden Sunak ile birlikte İngiltere yedi hafta içinde üç başbakan görerek yeni bir rekora da imza atmış oldu.
Sunak, İngiltere ekonomisindeki sorunları çözeceğini taahhüt ederek göreve gelmişti. Eylem planında, ilk olarak Truss yönetiminden kalan vergi indirimi hatasını telafi ederek piyasaların güvenini yeniden kazanmaya çalışan Sunak, yapacakları işin kolay olmadığını bildiğini belirtti.
İNGİLİZ EKONOMİSİNİN GELECEĞİ
Günümüzde İngiliz ekonomisindeki en önemli konulardan biri gelecekte ekonominin hâlinin ne olacağı. Hükûmeti, halkı ve yatırımcıları yakından ilgilendiren bir konu olan ekonominin geleceği, hükûmetin üzerine çalıştığı bir konu.
Yapılan analizlere göre, zorlu dönemlerden geçen İngiliz ekonomisinin, geleceği yakın vadede karanlık olsa da uzun vadede düzelmeye müsait.
Bu konuda önemli analizlerden biri, dünyanın en büyük denetleme şirketlerinden olan EY’nin Bağımsız Hazine Ekonomik Modeli birimi tarafından yapıldı. 2022 yaz dönemi analizine göre, İngiliz yurtiçi hasılasında 2023’ün ikinci yarısına kadar olan her çeyrekte yüzde 0.2 küçülme bekleniyor. “2023’ün ortasına kadar resesyon” anlamına gelen bu küçülmenin ardından ikinci çeyrekten sonra ekonominin yüzde 2.4 ile büyümeye döneceği tahmin ediliyor.
Enflasyonda yüzde 11’in hemen altını zirve olarak gösteren EY, enflasyonun 2024’ün ortasına kadar ortalama maaş artışından daha fazla olacağını öngörüyor. Bu, vatandaşın 2024 ortasına kadar ekonomik olarak zorluklar yaşayacağı ve kemer sıkmaya gitmesi gerekeceği anlamına geliyor. Faizin piyasa tahminlerinin altında olacağını tahmin eden EY, politika faizinin yüzde 4 ile en yüksek noktasına ulaşacağını belirtiyor.
Vatandaşın en büyük sorunu olan tüketici ürünlerinin ve konut fiyatlarının, 2022’de yükselip 2023’te düşeceği beklenirken; işsizlik oranının 2010 yılından beri en yüksek değeri olan yüzde 5’e yükseleceği tahmin ediliyor.
Araştırma, Sunak’ın büyük önceliği olan sermaye yatırımlarının pandemi öncesi döneme dönmesi için 2025’in beklenmesi gerekeceğine dikkat çekiyor.