İskoçya-İngiltere arasında bağımsızlık referandumu krizi büyüyor

23 Kasım’da Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi, İngiltere Parlamentosu’nun onayı olmadan İskoçya’nın gelecek yıl ikinci kez bağımsızlık referandumu düzenleyemeyeceğine karar verdi. İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon ise alınan karara rağmen bağımsızlık mücadelesine devam edeceklerini söyledi. Peki, halk bağımsızlık referandumunu istiyor mu?

İngiltere; İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda olmak üzere dört kurucu ülkeden oluşuyor. İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’da yetki devrine dayalı bir siyasi yapılanma bulunuyor.

Yetki devri gereğince egemen devletin sahip olduğu yasama ve yürütme yetkilerinin bir bölümü, Birleşik Krallık Parlamentosu tarafından İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’daki ulusal parlamentolara ve bunların seçtiği yürütme organlarına devredilmiş.

Yetki devrinden yararlanan kurucu ülkelerin, kendi egemenlikleri bulunmuyor.

Anayasa, savunma, ulusal güvenlik, dış politika, vatandaşlık ve göç gibi konular, başkent Londra’daki Birleşik Krallık Parlamentosu’nun yükümlülüğünde.

18 Eylül 2014 tarihinde İskoçya hükümeti bu sınırlı yetkileri yetersiz bulduğundan bağımsızlık referandumuna gitti.

Dönemin Başbakanı Alex Salmond, 300 yıllık birliğin artık ihtiyaçları karşılamadığını ve mevcut petrol kaynaklarıyla bağımsız İskoçya'nın dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline geleceğini söyledi.

İskoçya’nın bağımsızlık talebinin temel nedenlerinden biri, petrol vergilerinden aldığı payı artırma isteği, bir diğeri de Birleşik Krallık içindeki diğer ülkelerle para birliğini sağlamak için sterlini muhafaza etmek istemesiydi.

Ancak 2014’te yapılan bağımsızlık referandumu Alex Salmond’un istediği gibi gitmedi. İskoçya halkı, bağımsızlık referandumlarında tercihlerini Birleşik Krallık’ta kalmaktan yana kullandı. Referandumda seçmenin yüzde 55’i bağımsızlığa “hayır” derken, “evet” oylarının oranı yüzde 45’te kaldı.

Dönemin İngiltere Başbakanı David Cameron, “İskoçya halkı sözünü söyledi. Sonuç net. Dört ulustan oluşan ülkemizi bir arada tutmaya karar verdiler. Milyonlarca insan gibi ben de çok mutluyum" dedi.

Londra hükümetinin İskoç halkına bağımsızlık referandumunda söz söyleme hakkı vermesinin doğru olduğunu belirten Cameron, “İskoç halkının iradesini duyduk. Yeniden referandum olmayacak" ifadelerini kullandı.

Bağımsızlık referandumunda aldığı yenilginin ardından Alex Salmond başbakanlık görevinden istifa etti. Salmond'un yerine Nicola Ferguson Sturgeon geldi.

2014'te yapılan referandumda bağımsızlığı yüzde 55'le reddeden İskoçya’nın tutumu Brexit'le yeni bir boyut kazandı.

2016'daki referandumda, İskoçların yüzde 62'si Avrupa Birliği'nde (AB) kalmak yönünde oy kullansa da İngiltere'yle beraber AB’den ayrılmak zorunda kaldı.

6 Mayıs 2021’de yapılan parlamento seçimlerini, bağımsızlık yanlısı İskoç Ulusal Partisi (SNP) kazandı. Parlamento çoğunluğunu sadece bir sandalye ile kaçıran SNP, diğer bir bağımsızlık yanlısı Yeşiller ile iş birliği yapacağını açıkladı.

Parlamentoda toplam 72'ye ulaşan bağımsızlık yanlıları, istedikleri zaman yeni bir bağımsızlık referandumu düzenleyecek gücü elde etti.

Haziran 2022’de İskoçya Başbakanı Sturgeon, ikinci bir bağımsızlık referandumu kampanyası başlattıklarını duyurdu ve İskoçya’nın “bağımsızlığa daha da hazır” olduğunu söyledi.

Sturgeon ikinci bağımsızlık referandumuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında hükümetin bağımsızlık savunmasını içeren, "Daha Zengin, Daha Mutlu, Daha Adil: Neden İskoçya Değil?" başlıklı belgeyi yayınladı.

Sturgeon, "Bizi AB dışında daha iyi olmayan hatta daha da kötüleşme olasılığı olan nispeten zayıf ekonomik ve sosyal sonuçlara götüren bir İngiliz ekonomi modeline bağlı mı kalacağız, yoksa bunun yerine gözlerimizi umut ve iyimserlikle kaldırıp ilham mı alacağız?" dedi.

Sturgeon, referandumun yapılabilmesi için resmi rızasını istemek üzere dönemin Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson'a yazacağını söylerken, bu tekliflerinin kabul edilmemesi durumunda da planla ilgili kararlı davranacaklarını ifade etti.

Başbakan Sturgeon, başvuru dosyasını Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi'ne iletip, referanduma hükümetin onayı gerekmeksizin gidebilmek için mahkemeden görüş ve karar talep edeceklerini söyledi.

İNGİLTERE YÜKSEK MAHKEMESİ'NDEN REFERANDUMA RET!

İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon, 10 Ekim'de yaptığı açıklamada, İskoçya'nın İngiltere'den bağımsızlığını kazanması için ikinci bir referandumun, Yüksek Mahkeme'nin lehte karar vermesi halinde 19 Ekim 2023'te yapılabileceğini bildirmişti.

23 Kasım’da ise İngiltere Yüksek Mahkemesi, İngiliz parlamentosunun izni olmadan İskoçya'nın bağımsızlığını kazanması için ikinci bir referandumun düzenleyemeyeceği yönünde karar verdi.

Mahkeme Başkanı Robert Reed açıklamasında, "İskoçya'nın, ikinci bir referandumun İngiliz parlamentosuyla ilgili olmadığı yönündeki iddiası"nı reddetti ve referandumun sadece "hukuki etkisinin değil, maddi etkisinin" de dikkate alınması gerektiğini belirtti.

Londra hükümeti, İskoçya’da ikinci kez referandum düzenlenmesine olumsuz bakıyor.

İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon ise bağımsızlık referandumunun yeniden yapılması gerektiğini düşünüyor.

STURGEON: "MAHKEME YASA YAPMAZ, SADECE YORUMLAR”

İskoçya Başbakanı, Birleşik Krallık'tan ayrılmak için başvurduğu yüksek mahkemenin olumsuz yanıt vermesine rağmen mücadeleye devam edecekleri sözü vermişti. 

Başbakan Sturgeon, İngiltere Yüksek Mahkemesi’nin aldığı karardan sonra Twitter’dan yaptığı paylaşımla da bu kararından vazgeçmediğini gösterdi.

Başbakan Sturgeon, “Hayal kırıklığına uğramış olsam da Yüksek Mahkeme kararına" saygılıyım. Mahkeme yasa yapmaz, sadece yorumlar" ifadelerini kullandı.

Sturgeon, “İskoçya'ya Londra'nın onayı olmadan kendi geleceğini belirleme hakkı vermeyen bir yasa, Birleşik Krallık'ın gönüllü bir ortaklık olduğu fikrinin gerçek dışı olduğunu ortaya koyuyor ve bağımsızlık talebini güçlendiriyor" dedi.

Daha sonra bir basın toplantısı düzenleyen Başbakan Sturgeon, mahkemenin kararının sadece yasaya uygunluk yönünden alındığını belirterek, siyaseten bağımsızlık talebini demokratik yollardan yükseltmeye devam edeceklerini açıkladı.

HALK BAĞIMSIZLIK İSTİYOR MU?

2014’te yapılan bağımsızlık referandumundan “hayır” çıkmıştı. Ancak İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması sürecini başlatan Brexit ve koronavirüs salgını sonrasında koşulların değiştiğini, bağımsızlığa desteğin arttığını düşünüyor. Bu nedenle de ikinci bir bağımsızlık referandumu yapılmasında ısrarcı davranıyor.

Redfield & Wilton Strategies araştırma şirketinin anket sonuçlarına göre de “evet” dört puan önde. İskoç halkının yüzde 49’u İskoçya’nın bağımsız bir ülke olup olmaması konusunda referandum yapılması halinde “evet” oyu vereceğini söylüyor.

Hükümet ve halk bağımsızlık referandumunu istese de; İngiltere Yüksek Mahkemesi'nin aldığı karar, herhangi bir bağımsızlık referandumu için önce İngiltere hükümetinin onay vermesi gerektiğini gösteriyor. İngiltere ise İskoçya’nın bağımsızlığına karşı çıkıyor.