Batılı ülkeler, İsrail'e destek için savunma harcamalarını yükseltiyor
Batı ülkeleri, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla tehdit algısında yaşanan değişiklikle savunma bütçelerinde artışa gitmişti. İsrail ile Hamas arasında patlak veren savaş ise Batı ülkelerinin güvenlik algısıyla ilgili soruların tekrar yükselmesine yol açtı.
Batı ülkeleri, 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasını kendileri için bir tehdit olarak değerlendirmiş ve savunma harcamalarını bu yönde artırmışlardı.
Polonya, Finlandiya, İsveç gibi Avrupa ülkeleri geçmişte Rusya tarafından işgal edildikleri için Moskova’yı tehdit olarak değerlendirirken Washington ise Soğuk Savaş döneminden beri Rusya’ya ABD’nin varlığına en büyük tehditler listesinde en üst sıralarda yer veriyor.
SIPRI’nin araştırmasına göre, 2023’ün ilk yarısında gerçekleştirilen artışlar Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Asya’da artan gerilimden kaynaklanıyordu. Organizasyon, Orta ve Batı Avrupa’da savunma harcamalarının Soğuk Savaş seviyelerine geri döndüğünü belirtti.
Bu dönemde resmî makamlar tarafından yayımlanan raporlar, aralarında Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore’nin bulunduğu “otoriter” ülkeleri kendi güvenlikleri için en önemli tehdit olarak tanımlıyordu.
2024 için hazırlanan bütçelerin çoğu da 2023’ün ilk yarısı ile üçüncü çeyreği yakınlarında kesinleştirildiği için İsrail-Hamas çatışmasının yansımalarını taşımıyorlar.
İsrail-Hamas savaşı Batı statükosunda Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin bıraktığı etkiyi henüz göstermedi. Bu durumun en mutlak sebebi olarak ABD ya da Avrupa’nın İsrail-Hamas savaşı dolayısıyla direkt bir varoluşsal tehditle karşılaşmamış olması gösterilebilir.
Ancak bu savaş Batı ülkelerinin Orta Doğu’daki çıkarlarını tehdit ediyor ve Avrupa’daki düzenin bozulabileceğine ilişkin bir riski de beraberinde getiriyor.
Bu faktörler dolayısıyla geleneksel manada olmasa da Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarında bir artış gözleniyor. Avrupa ülkelerinde bu artış İsrail’e destek ve yerel kolluk kuvvetlerinin güçlendirilmesinde gözlenirken ABD’de ise Tel Aviv’e sağlanan askeri yardımlar öne çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde Ukrayna ve İsrail’e askeri yardım yapılması için ABD Başkanı Joe Biden Kongre’den 100 milyar dolarlık ek bütçe talebinde bulunmuştu. Yönetim ve Bütçe Ofisi Direktörü Shalanda Young, Meclis’e bu ek bütçe talebi için yazdığı mektupta, “Bu ek talep, Amerikan savunma sanayi endüstrisine 50 milyar doların üzerinde yatırım yaparak ordumuzun dünyanın gördüğü en hazır, yetenekli ve en iyi donanımlı savaş gücü olmaya devam etmesini sağlamaktadır” ifadelerine yer verdi.
Filistin’de savaşın başlamasıyla ABD merkezli savunma şirketlerinin hisse değerleri de artış gösterdi. Bir örnek olarak, Amerika’nın en köklü savunma şirketlerinden Lockheed Martin’in 5 Ekim 2023’teki hisse değeri 400 dolar seviyelerindeyken savaşın 18. günü olan 25 Ekim’de 447 dolar seviyeleri görüldü.
Business Insider’ın aktardığına göre Raytheon’un ebeveyn şirketi RTX’in Yönetim Kurulu Başkanı Greg Hayes, Morgan Stanley analisti Kristine Liwag’ın sorusuna cevaben Biden’ın ek bütçe talebinin şirket için kârlı olacağını söyledi.
Savunma şirketlerinin hisse değerlerinin artması, bu şirketlerin ürünlerine talebin arttığını gösteriyor. Hayes de Liwag’a verdiği cevapta bu duruma değinerek “Siparişler artacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa ülkelerinde ise bütçe artışları İsrail-Hamas savaşından gelebilecek potansiyel göç dalgasının ve kıta topraklarında ortaya çıkabilecek terör saldırılarının ve artışta olan İslamofobi ile antisemitizm gibi nefret suçlarının önüne geçmek için geldi.
Lorne Cook’un ABC News’te yayımlanan haberine göre İtalya, Danimarka ve İsveç, sınır kontrollerini artırıyor. Belçika ve Almanya’da görevdeki polis sayısında artışa gidildi. Fransa ise bu iki mekanizmayı da yürürlüğe de soktu.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile askeri harcamalarında artışa giden Avrupa’nın sınır kontrollerini sıklaştırma ve polis devriyelerini artırma girişimleri, iç güvenlik harcamalarının artacağına işaret ediyor.
Bunlara ek olarak Avrupa ülkelerinde de İsrail’e askeri destek sağlama tartışmaları gerçekleşiyor. Financial Times’ın haberine göre, Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius savaşın başlamasından birkaç gün sonra 2 adet SİHA’nın kullanım için İsrail’e teslim edildiğini ve İsrail ordusuna mermi desteği sağlanmasının tartışıldığını duyurdu.
Federal Cumhuriyet Şansölyesi Olaf Scholz da Bundestag’da yaptığı bir konuşmada kullandığı “Başbakan Netanyahu’ya oluşabilecek ihtiyaçları bize bildirmesini ve yakın iletişimde kalmasını söyledim” sözleriyle askeri hacamaların artabileceğine ilişkin sinyalleri vermişti.