Filistin krizi, İsrail'in Türkiye ve Körfez ile normalleşmesini nasıl etkileyecek?

İsrail ordusu, son günlerde Mescid-i Aksa ve Gazze’ye yönelik baskınlarını artırdı. Tel Aviv’in Filistinlilere orantısız güç kullanmasına ve ortaya çıkan şiddet görüntülerine dünyadaki birçok ülkeden tepki geldi. Bu ülkelerin arasında Türkiye ve BAE’nin de olması dikkat çekti. Peki, İsrail’in Filistinlilere yönelik müdahalesi, normalleşme aşamasında olduğu Körfez ve Türkiye ile ilişkilerini nasıl etkileyecek?

Hüseyin Can Topkaya

huseyincantopkaya@intell4.com

İsrail ordusu son günlerde Mescid-i Aksa ve Gazze çevresinde baskınlarını artırmış durumda. Geçtiğimiz Ramazan aylarında olduğu gibi, İsrail ordusu yine Gazze’ye yönelik askeri saldırılarda bulunuyor. İsrail hükümeti, söz konusu saldırıların, Gazze’den yapılan saldırılara karşılık olarak gerçekleştirildiğini öne sürüyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik müdahalesi devam ederken, Hamas ise Tel Aviv hükümetinin saldırılarına yanıt veriyor. 15 Nisan Cuma günü başlayan ve bir hafta sürecek olan Hamursuz Bayramı, söz konusu baskınların artmasında en önemli etkenlerden biri olarak görülüyor. Fanatik Yahudilerin Filistinlilere yönelik müdahalesine İsrail polisi de destek veriyor. İsrail’in Filistinlilere yönelik müdahalesinde, 19 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.

İki taraf arasında gerginliğin tırmanmasının ardından Norveç, BAE, Fransa, İrlanda ve Çin’in talebi ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu (BMGK) üyesi ülkeler bir araya gelmeye karar verdi.

FİLİSTİN OLAYLARININ TÜRKİYE-İSRAİL NORMALLEŞMESİNE YANSIMALARI

Türkiye, Filistin konusunda uzun yıllardır İsrail karşıtı bir politika izliyor. İsrail’in Filistinlilere yönelik orantısız şiddet kullanması, sürekli sivilleri hedef alması, Kudüs’ü işgal etmesi ve Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınları, geçmiş dönemde Tel Aviv-Ankara ilişkilerini olumsuz etkilemişti.

Türkiye, son günlerde artan saldırıların ardından yoğun diplomasi trafiği yürütüyor. İsrail’in saldırılarını kınayan Türkiye, diplomasiye öncelik vererek söz konusu sorunların çözüme kavuşmasını istiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kapsamda ilk olarak 17 Nisan’da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile telefonda görüştü. İsrail’in saldırılarında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve yaralananlara şifa dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’de yaşananlar nedeniyle Ramazan ayını buruk geçirdiklerini söyledi.

Görüşmede, Mescid-i Aksa’nın statüsüne ve maneviyatına yönelik tahrik ve tehditlerin karşısında duracaklarını söyleyen Erdoğan, İsrail’in Filistinlilere yönelik müdahalesini şiddetle kınadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Türkiye’nin her daim Filistin’in yanında olduğunu dile getirdi.

Daha sonrasında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile telefonda görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, “İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik müdahaleleri ve provokasyonlar sonucu yaşananları kabul edilemez bulduğumuzu ve şiddetle kınadığımızı ifade ettim. Sayın Guterres ile bölgenin barışa kavuşması için atılabilecek müşterek adımları değerlendirdik” dedi.

Ürdün Kralı 2. Abdullah ile de telefonda görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin barışa kavuşması için Ürdün ile ortak adım atmaya hazır olduklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasi trafiğindeki son isim İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog oldu.

Herzog ile telefonda görüşen Erdoğan, son haftalarda yaşanan olaylarda 400’ü aşkın Filistinlinin yaralanması ve aralarında çocukların da olduğu 18 kişinin yaşamını yitirmesinin kendilerini üzdüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mescid-i Aksa’nın dün ve önceki gün sabah namazından sonra fanatik grupların baskınına uğraması ve müdahaleler neticesinde yine istenmeyen görüntüler yaşanması, gerilimin Gazze’ye de sirayet etmesi üzüntümüzü artırmıştır. Bayramların bayram havasında yaşanması gerekirken bazı radikaller yüzünden her sene karşılaşılan bu görüntüler vicdanları yaralamakta, tüm İslam alemindeki haklı tepkilere neden olmaktadır” şeklinde konuştu.

Son dönemde İsrail ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açan Türkiye, Filistin konusunda Tev Aviv’e karşı pozisyonunu korumaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, Türkiye’nin ilerleyen dönemde Filistin yanlısı politikalar izlemeye devam edeceğini gösteriyor.

Ancak ilerleyen günlerde İsrail ordusunun müdahaleleri daha da sertleşirse, Ankara ile Tel Aviv arasında devam eden normalleşme süreci olumsuz etkilenebilir. Özellikle Doğu Akdeniz konusunda iki taraf arasında iş birliğinin artması bekleniyordu. Ancak İsrail’in saldırılarını devam ettirmesi durumunda, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkiler yeniden çıkmaza girebilir.

Türkiye ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak isteyen ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere bölgesel konularda iş birliğini artırmak isteyen Tel Aviv hükümetinin, Ankara’nın Filistin konusundaki hassasiyetini dikkate alması bekleniyor.

BAE’DEN İSRAİL’E FİLİSTİN TEPKİSİ

İsrail’in ilişkilerinde normalleşmeye gittiği bir diğer ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) de Filistin konusunda tepki geldi. BAE, yaşanan olayların ardından İsrail’in Abu Dabi Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığına çağırdı.

BAE Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Devlet Bakanı Rim el-Haşimi, İsrail’in Abu Dabi Büyükelçisi Amir Hayek’i Dışişleri Bakanlığına çağırdı ve Mescid-i Aksa’daki olaylarla ilgili ülkesinin tavrını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın haberine göre, Bakan Haşimi, Kudüs ile Mescid-i Aksa’da sivillere, kutsal mekanlara yönelik saldırı ve ihlaller gerçekleştirildiğini hatırlattı ve ülkesinin söz konusu saldırı ve ihlalleri şiddetle kınadığını belirtti.

Bakan Haşimi ayrıca, Tel Aviv yönetiminin Filistinlilerin ibadet etme hakkına saygı duyması ve Mescid- Aksa’nın saygınlığına yönelik ihlallerini derhal durdurması gerektiğini söyledi.

BAE’nin bu tepkisi; Filistinlilere yönelik müdahalenin İsrail-Körfez normalleşmesini de olumsuz etkilediğini gözler önüne seriyor.

2020 yılında Abraham Anlaşmaları ile başlayan normalleşme süreci, iki taraf arasında imzalanan ekonomik anlaşmaların ardından farklı bir boyuta evrilmişti. Her iki taraf da karşılıklı büyükelçi atamış ve diplomatik ilişkilerini bir üst noktaya taşımıştı.

BAE ve Bahreyn başta olmak üzere Körfez ülkeleri; İsrail ile normalleşmeyi sürdürmek ve özellikle ekonomi alanında iş birliğini güçlendirmek istiyor. Her ne kadar Filistinlilere yönelik müdahaleye tepki gösterseler de; Körfez ülkelerinin, ilerleyen dönemde Tel Aviv ile ilişkilerini geliştireceğini söyleyebiliriz.