Asya'daki gelişmeler, Japonya'nın savunma harcamalarını artırmasına yol açtı

Japonya, 2023-2027 savunma bütçesini GSYİH’sinin yüzde ikisine çıkartarak şu anki miktarda yüzde ellinin üzerinde bir artış öngörüyor. Bu artışla Japonya’nın savunma bütçesi 43 trilyon yen (318 milyar dolar) bandına ulaşmış oluyor. Peki, Japonya neden savunma bütçesinde böyle yüksek bir artışa gidiyor?

Soğuk Savaş sona erdiğinden bu yana savunma bütçesi Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının (GSYİH) yüzde birinin üzerine çıkmayan Japonya, yakın tarihindeki en yüksek askerî harcamasını önümüzdeki beş yıl için yapacak.

Dünya Bankası’nın verilerine göre 2016-2020 arası savunma bütçesi toplamı güncel ABD doları bazında 235.24 milyar dolar değerine ulaşan Japonya’nın, 2023-2027 beş yıllık döneminde bütçesini 318 milyar dolara çıkarması planlanıyor.

Bu planların temelinde bölgede son dönemlerde artan huzursuzluk, çatışmalar ve güvensizlik hissi yer alıyor.

Rusya’nın Ukrayna üzerinde başlattığı işgal ile zirveye çıkan bu güvensizlik durumu, Çin-Japonya arasındaki Senkaku/Diaoyu Adaları anlaşmazlığı ve Rusya-Japonya arasındaki Kuril Adaları sorunu ile tescilleniyor.

Japonya Savunma Bakanı Yasukazu Hamada, Başbakan Fumio Kishida’nın savunma bütçesini acil olarak artırmak istediğini açıkladı.

Bütçenin yanında Japon hükûmetinin gelecek on yılda ordu içindeki balistik füze savunma birimlerinin sayısını üç katına çıkacak biçimde artırmak istediği de Japon basınında yer aldı.

SENKAKU/DİAOYU ADALARI SORUNU

Senkaku/Diaoyu Adaları sorunu, Çin ve Japonya arasında Adaların sahibinin kim olduğuna dair var olan bir anlaşmazlıktır.

Bu anlaşmazlığın kökeni 19. yüzyıla kadar gidiyor. Japonya’nın konu üzerindeki tezi, adaları bulduğunda adaların sahipsiz olmasından kaynaklanarak adalar üzerinde hüküm kurmuş olmasıdır.

Pekin ise ilk başta bu konuda sessiz kalmış olsa da 1970’li yıllarda ortaya çıkan petrol rezervi keşifleriyle birlikte adalarda I. Japon-Çin Savaşları öncesinde Çin hâkimiyeti olduğunu, dolayısıyla Japonya’nın burayı işgal ettiğini ve 1945’te Japon İmparatorluğu'nun diğer işgal bölgelerini iade etmesi gibi Diaoyu Adalarını da iade etmesi gerektiğini öne süren bir tutum takınıyor.

Geçtiğimiz yıllarda bölgede balıkçı gemilerin ve kıyı devriyelerinin gezinmesi tansiyonların artmasının temel sebebi oldu.

Bunun yanında gerilimin aşırı seviyelere tırmanmasına sebep olan bir dizi olay da gerçekleşti.

Japonya’nın, 2012 yılında tartışmalı adalardan üçünü özel sahibinden satın alması Çin tarafından tepkilere sebep olmuştu. Adalar üzerine gerçekleşen diğer gergin olaylar arasında; 2012 yılında Tayvan sahil güvenlik gemilerinin Japon sahil güvenlik gemileriyle çatışması, 2013’te Çin’in dronelarının Japonya tarafından vurulmasını 'savaş sebebi' sayacağını açıklaması gibi olaylar yer alıyor.

Son yıllarda ise Çin’in bölgede varlığını artırması, Rusya ile ortak askerî tatbikat yapılması, Adaları ve etraflarındaki Münhasır Ekonomik Bölgeyi (MEB) kapsayacak kanunlar çıkartması bölgedeki tansiyonun artmasına sebebiyet veren etkenler arasında.

Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, Çinli gözlemciler bütçe artışının Çin’e karşı yapıldığını düşünüyor ve bu konuda endişelerini belirtiyorlar.

RUSYA İLE KURİL ADALARI GERGİNLİĞİ

Bu sorun, Rusya ile Japonya arasında Kuril Adaları olarak adlandırılan takım adalarda hangi ülkenin egemenliğinin geçerli olduğu ve bölgedeki hangi adaların Kuril Adalarına dahil olduğuna ilişkin bir sorun.

Bu sorunun kökeni de 19. yüzyıla dayanmakla birlikte İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında imzalanan antlaşmalar modern sorunun temelini oluşturuyor.

Antlaşmalarda ve konferanslarda Kuril Adalarının coğrafi olarak hangi adaları kapsadığı ve dolayısıyla Japonya’nın hangi adaları güç kullanarak aldığı üzerine bir anlaşmaya varılamamış olması dolayısıyla sorun günümüze kadar geldi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte Japonya’nın konu üzerindeki tutumu agresifleşmiştir.

İşgal üzerine, Başbakan Fumio Kishida ve Dışişleri Bakanı Yoshimasa Hayashi, tartışmalı statüde bulunan dört adayı “Japonya’nın ayrılmaz bir parçası”, “Japonya’nın egemenliği altındaki bölgeler” olarak tanımladı. 

Japonya’nın Rusya’ya uygulanan yaptırımlara katılmasının ardından Moskova, Tokyo ile yapılan barış görüşmelerinden ve Kuril Adaları üzerindeki ortak ekonomik projelerden çekildiğini açıkladı.

Bu açıklamayı takip eden günlerde Rusya, tartışmalı adalarda kalabalık bir askeri tatbikat gerçekleştirdi.

Bu tatbikata Tokyo’nun yanıtı ise tartışmalı Adaların statüsünü “yasadışı işgal altında” olarak güncellemek oldu.

Bunu takip eden aylarda Moskova, önce Japon balıkçıların Kuril Adaları yakınında faaliyet göstermelerine izin veren bir anlaşmadan, ardından da Japonların Kuril Adalarına vizesiz girişini düzenleyen bir anlaşmadan çekildi.

Geçtiğimiz günlerde Rusya’nın Kuril Adalarına füze sistemleri yerleştirmesi de tansiyonların yeniden yükselmesine sebep olmuştu.