Katar’ın çok yönlü dış politikası ve ülkelerle gelişen ilişkileri
Katar son yıllarda Orta Doğu’da yoğun bir etkinlik içerisinde. Arap ülkeleri tarafından Katar’a uygulanan ambargonun kaldırılması, Türkiye’nin Katar ile iş birliği yaparak abluka dönemini asgari hasarla atlamasına yardımcı olması, Doha’nın bölgedeki nüfuzunu artırdı. Bunun yanında Katar’ın bir taraftan ABD, Rusya ve Çin gibi dünya devletleriyle ilişkileri, bir taraftan da Türkiye ve İran gibi bölge ülkeleriyle kurduğu ilişkileri Doha yönetiminin çok yönlü dış politikaya sahip olduğunu gösterdi.
Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, 5 Haziran 2017’de, Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiğini açıklamıştı.
Dört Arap ülkesi, Katar'ı; IŞİD ve El Kaide dahil çeşitli militan grupları destekleyerek "bölgeyi istikrarsızlaştırmakla" suçlamıştı. Katar’ın ayrıca, Müslüman Kardeşler'e destek verdiği iddia edilmişti. Daha sonrasında da Arap ülkeleri peş peşe açıklamalar yaparak Katar ile ilişkilerini kesmişti.
Ancak, İran ile arasındaki gerilimin yükselmesi, Cemal Kaşıkçı olayı ve Aramco tesislerine düzenlenen saldırı sebebiyle zor günler geçiren Suudi Arabistan; bölgedeki güvensizlik ortamına karşı Körfez İşbirliği Teşkilatı'nı işler hale getirdi. Bu çerçevede Katar ile yaşanan gerilimin azaltılması yönünde bazı somut adımlar atıldı.
5 Ocak 2021 tarihinde yapılan Körfez İşbirliği Konseyi zirvesine Katar da davet edildi. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, 2017'den bu yana ilk kez Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'ne katıldı.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin liderleri, Suudi Arabistan'ın El Ula kentinde yapılan zirvede, Katar ile gerginliğe son verilmesini öngören bildiriyi imzaladı.
Böylece Katar’a uygulanan ambargo kaldırıldı. Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn hava ve deniz sınırlarını Katar'a açtı. Suudi Arabistan, kara sınırını da Katar’a açtığını bildirdi.
KATAR, ORTA DOĞU’DAKİ VARLIĞINI SAĞLAMLAŞTIRIYOR
Katar, Körfez ülkeleriyle yaşadığı krizin ardından bölge ülkeleriyle diplomatik ilişkilerini geliştirme yoluna gidiyor. Körfez ülkeleriyle yeni sayfalar açan Doha yönetimi, bölgedeki varlığını sağlamlaştırıyor.
Geçtiğimiz ay Katar-Bahreyn İzleme Komitesi, iki ülke arasında askıda kalan ve çözüm bekleyen konuları ele almak üzere ilk toplantısını Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleştirdi.
Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, Riyad'daki Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreterliğinde gerçekleştirilen toplantıda Katar heyetine, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Ahmed bin Hasan el-Hammadi, Bahreyn'e ise Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı Abdullah bin Ahmed Al Halife başkanlık etti.
Görüşmede, iki ülke arasındaki çözüm bekleyen sorunları bitirmek için gerekli prosedürler, mekanizmalar ve yollar ele alındı.
Geçtiğimiz hafta ise Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnun bin Zayid Al Nahyan ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini ve ortak öneme sahip konuları ele aldı.
AA’nın aktardığına göre, görüşmede, iki ülke arasındaki mevcut kardeşlik ilişkileri ve bunları çeşitli alanlarda geliştirme ve güçlendirme yollarının gözden geçirilmesinin yanı sıra ortak öneme sahip konular değerlendirildi.
3 Mart’ta da Mısır Başbakanı, Katar'a bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin 2014'te göreve gelmesinden bu yana Kahire'den Doha'ya başbakan düzeyinde yapılan ilk ziyaret.
Doha ziyareti kapsamında bu ülkenin resmi ajansı QNA'ya konuşan Başbakan Mustafa Medbuli, Katar'ın Hedasi Barajı meselesinde Mısır ve Sudan'ı destekleyici tutumundan övgüyle söz etti.
Orta Doğu Haber’in aktardığına göre, Mısır yaptığı bu ziyaret ile Arap coğrafyasındaki krizlere siyasi çözüm bulunması için Katar ile daha fazla koordinasyon halinde çalışmayı arzu ettiğini bildirdi.
Katar, bölgede İran'la da birlikte hareket ediyor. Bölgesel meselelerin birçoğunda İran ile birlikte hareket eden Doha hükümeti; Suriye, Irak, Filistin, Yemen ve Afganistan konularında İran ile ikili iş birliğinin güçlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Doha yönetimi, Afganistan’daki Taliban yönetimi ile de ilişkiler kuruyor. Katar, Afganistan'da ara buluculuk diplomasisi bağlamında üstlendiği rolü sürdürüyor.
Katar, Afganistan’ı uluslararası toplumdan izole edecek adımlar atmak yerine ülkede istikrarın sağlanmasına öncelik veren girişimlerde bulunuyor ve bölgede nüfuz kazanıyor.
TÜRKİYE-KATAR İLİŞKİLERİ GELİŞİYOR
Türkiye-Katar ilişkileri son 20 yılda özellikle siyasi, askeri ve ekonomik alanlarda ilerleme kaydetti.
İki ülke arasında 2014’te Yüksek Stratejik Komite kuruldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed el Sani, Aralık 2014'te iki ülke arasında Ortak Yüksek Stratejik Komite kurmak için bir anlaşma imzaladı.
19 Aralık 2014 tarihinde imzalanan, "Türkiye Cumhuriyeti ile Katar Devleti Arasında Yüksek Stratejik Komite Kurulmasına İlişkin Ortak Mutabakat" uyarınca iki ülke arasında askeri eğitim ve savunma sanayi alanında iş birliği yapılarak, Katar’da Türk Silahlı Kuvvetlerine askeri üs sağlandı.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır, 5 Haziran 2017'de "terör gruplarını desteklediği" suçlamasıyla Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmiş ve bu ülkeye ekonomik ambargo uygulamaya başlamıştı.
Katar’a dayatılan şartlardan biri de Doha’daki Türk askeri üssünün kapanmasıydı. Ancak; Türkiye, Katar’daki askeri üssünü kapatmayacağını vurguladı.
TBMM Genel Kurulunda, 7 Haziran 2017'de yapılan oylamada, Katar'da Türk askerinin konuşlanmasının önünü açan kanun tasarısı kabul edildi.
Dört ülkenin ablukasına maruz kalan Katar'a hava ve deniz yoluyla gıda, su, ilaç ulaştırıldı. Türkiye ile Katar arasında stratejik bir ortaklık kuruldu.
Doha, Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişiminde yaptığı yazılı açıklamayla, darbeyi kınayan ilk Arap ülkesi olmuştu.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Türkiye’ye gelen ilk lider de Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Sani oldu.
Katar, Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Türkiye’ye desteğini sürdürüyor. İki ülkenin her zorlukta birbirinin yanında durması ise ikili ilişkileri geliştiriyor.
DOHA’NIN AVRUPA ve ASYA İLE GÜÇLENEN İLİŞKİLERİ
Katar yalnızca Arap dünyasının en büyük gaz ihracatçısı değil aynı zamanda Rusya ve İran’dan sonra dünyadaki en büyük gaz rezervine sahip üçüncü ülke.
AA’nın aktardığına göre, Cezayir rezervlerinin 5 katı, Mısır'ın da 13 katı kadar doğal gaz rezervine sahip olan Katar'ın, 842,62 trilyon fit küplük doğal gaz rezervi bulunuyor.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa ülkeleri Moskova'ya yaptırım uygulamaya başlamıştı. Rusya ise uygulanan yaptırımlara yanıt olarak Avrupa'ya doğal gaz akışını kesti.
Enerji tedarikinde Moskova'ya bağımlılığı azaltmanın yollarını arayan Almanya, bu kapsamda Katar'la ilişkileri geliştirme yoluna gitti.
Doha'yı ziyaret eden Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck'in, Katarlı yetkililerle yaptığı görüşmelerin ardından, iki ülkenin uzun vadeli enerji iş birliği konusunda anlaşmaya vardığı bildirildi.
Doğal gazda yüzde 40 civarında Rusya’ya bağımlı olan İtalya da Körfez ülkesi Katar ile enerji alanındaki iş birliğini güçlendirdi.
İtalyan enerji devi ENI, Katar devletine ait Qatar Energy'nin dünyanın en büyük doğal gaz sahasındaki sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üretimini artırma projesine ortak oldu.
Ancak Eylül 2022 tarihinde Fransız Le Monde gazetesine demeç veren Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, ülkesinin Rus gazına alternatif olabileceğini düşünenlerin yanıldığını söyledi.
Al Sani, Asya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine enerji ihraç ettiklerini ve ilerleyen yıllarda da bu ülkelere gaz ihraç etmeye devam edeceklerini söyleyerek, "Rus gazının alternatifi olabileceğimizi düşünenler yanılıyorlar çünkü Rusya küresel pazar için önemli bir kaynak" değerlendirmesini yaptı.
Katar Emiri, tüm dünya için işleri karmaşık hale getiren yaptırımlar konusuna dikkatli yaklaşmak gerektiğini, Avrupa kıtasına gaz tedarikinde yaşanan kesintinin sebep olduğu sorunlardan herkesin etkilendiğini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre, Kasım 2022 tarihinde ise Katar’ın sahip olduğu Qatar Energy, Çinli şirket SINOPEC’e sıvılaştırılmış doğal gaz tedarik etmek için 27 yıllık bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma şu ana kadar en uzun vadeli LNG anlaşması olarak tarihe geçti.
KATAR’IN DIŞ POLİTİKA STRATEJİSİ
Katar Enerji Şirketi (Qatar Energy), geçtiğimiz günlerde Namibya’daki üçüncü petrol keşfini duyurdu. Bu alandaki arama ruhsatının yüzde 45'ine Katar Enerji Şirketi'nin, diğer yüzde 45'ine Shell'in, kalan yüzde 10'una ise Namibya Ulusal Petrol Şirketi "Namcor"ın sahip olduğu aktarıldı. Katar Enerji Şirketi, Lübnan’da ise gaz arama çalışmalarına katılacağını açıkladı.
Katar ekonomisi petrol ve doğal gaza dayalı. Doha, çıkaracağı gaz ve petrol ile Asya ve Avrupa’daki müşterileriyle uzun vadeli sözleşmelere bağlı kalarak ihracatını artırabilir.
Katar gazı ilerleyen günlerde küresel pazar için önemli bir kaynak haline gelebilir.
Katar, 77 milyon ton olan sıvılaştırılmış gaz ihracatını, 2027'de 126 milyon tona çıkarmayı amaçlıyor. Suudi Arabistan dünyanın en büyük petrol ihracatçısıyken, Katar da Avustralya'dan sonra dünyanın en büyük sıvılaştırılmış gaz ihracatçısı olma yolunda.
Katar; Rusya, Çin ve İran ile ekonomik ve ticari ilişkilerini ileri boyutlara taşımak istiyor.
Doha yönetimi, Orta Doğu'daki önemli birçok çatışmada hasım taraflar arasındaki görüşmelere ara buluculuk etmişti.
Rusya-Ukrayna savaşında net bir tavır almayan Katar, ilerleyen günlerde iki ülke arasında ara buluculuk görevi üstlenebilir. Böylelikle Doha, bölgesel ve uluslararası çekişmelerin çözümündeki merkezi konumunu bir kez daha öne çıkarabilir.
Katar, Doğu Akdeniz’de ise kıyısı bulunmamasına rağmen bölgenin önemli aktörlerinden biri haline geliyor. Sondaj ve doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunan Doha hükümeti; İsrail, Mısır, Yunanistan ve GKRY gibi ülkelerle iş birliğini güçlendiriyor. Doha hükümeti, Doğu Akdeniz konusunda Türkiye ile de temaslarını sürdürüyor.
Diğer yandan Katar, ev sahipliğinde 5 ay süren müzakereler sonucu Çad Askeri Geçiş Konseyi ile muhalifler arasında Doha Barış anlaşması imzalandı.
AA’nın aktardığına göre, Çad Barış Anlaşması dışında Katar'ın diplomatik ara buluculuk yaptığı meseleler arasında; Afrika ülkelerindeki anlaşmazlıklar, ABD ile Taliban arasındaki müzakereler, Filistinli gruplar arasında uzlaşı ve Lübnanlı grupların mutabakatı da yer alıyor.
Katar, Suriye'nin geleceği ve halkının talepleri hakkında bir barış süreci olursa herhangi bir görüşmeye katılmaya hazır olduğunu açıklıyor.
ABD ile Taliban arasında Afganistan'dan çekilme görüşmeleri de Katar’ın başkenti Doha’da yapılmıştı. Doha, Orta Doğu’da yükselen tansiyonun düşürülmesinde ve terörle mücadelede ortak güvenlik çıkarlarını tesis etmeye çalışıyor.