Partiya Karkerên Kurdistanê / Kürdistan İşçi Partisi (PKK)
Irak’ın kuzeyi, İran’ın kuzeybatısı, Suriye’nin kuzeydoğusu ve Türkiye’nin doğu-güneydoğu bölgelerinde hakimiyet kurmak isteyen yasa dışı ayrılıkçı silahlı örgüttür.
İlk olarak Diyarbakır’ın Lice ilçesinde düzenlenen toplantıda
okunan ‘Kuruluş Bildirgesi’ ile örgütlenen PKK, gerilla eğitimleri
için çeşitli Ortadoğu ülkelerinde askeri kamplar kurmuş, burada
militanlar yetiştirmiştir.
1974 yılında Abdullah Öcalan öncülüğünde kurulan PKK,
belirledikleri bölgelere hâkim olabilmek için asker, sivil ve yerel
hedeflere saldırılar düzenlemiştir. Bu saldırılar yoğunluklu olarak
Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde düzenlenirken üs olarak
Kuzey Irak’ta bulunan Kandil Dağı kullanılmıştır.
PKK; NATO, Avrupa Birliği ülkeleri, Japonya, Kanada, Kazakistan,
Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Suriye, İran, Irak,
Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinin de aralarında bulunduğu
çeşitli ülke ve uluslararası kuruluşlar tarafından terör örgütü
olarak tanımlanmıştır. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Tunus,
Suudi Arabistan, İsviçre, Rusya ve Ukrayna PKK’yı terör örgütü
olarak kabul etmeyen ülkelerin bazılarıdır.
Şehir çatışmaları, bölge halkının göçe zorlanması ve terör
faaliyetlerinin yoğun olarak sürdürüldüğü 1978 – 1980 yılları
arasında, Başkan olarak Abdullah Öcalan, Başkan Yardımcısı olarak
Cemil Bayık, Yürütme kurulu başkanı olarak Şahin Dönmez, Asker
sorumlusu Mehmet Karasungur, İstihbarat sorumlusu olarak Mazlum
Doğan, Yürütme kurulu üyesi olarak Mehmet Hayri Durmuş, Yürütme
kurulu üyesi olarak Abdullah Öcalan’ın eşi Kesire Yıldırım
belirlendiği iddialar arasındadır.
İlk eylemini 15 Ağustos 1984’te gerçekleştiren PKK, Siirt’in Eruh
ilçesinde bir polis karakoluna saldırmış, bir jandarma eri şehit
olmuş altı er ve üç sivil de saldırıda yaralanmıştır.
PKK’nın Türkiye içerisindeki saldırıları 1993 yılında doruk
noktasına ulaşmış ve 24 Mayıs 1993’te PKK militanları Bingöl –
Elazığ karayolunu keserek, eğitimlerini tamamlamalarının ardından
görev yerlerine sevk edilen 33 eri kurşuna dizmiştir. PKK'lılar, 13
er, bir polis ve 8 vatandaşı da kaçırmıştır.
Olayın ardından düzenlenen operasyonda 10 PKK’lı öldürülmüş,
kaçırılanlar da kurtarılmıştır.
İkinci büyük katliamını Başbağlar’da gerçekleştiren PKK, 100’e
yakın militanın Kemaliye’nin Başbağlar Köyü’nde sivilleri kurşuna
dizmesi üzerine, Abdullah Öcalan olaydan haberi olmadığını iddia
etmiştir.
1996 yılında ise ilk canlı bomba eylemini gerçekleştiren PKK, bunun
için bir kadın militan seçti. Zilan kod adlı PKK’lı kadın militan
Zeynep Kınacı’nın Tunceli’de vücuduna sardığı bombayı patlatması
üzerine ikisi astsubay, toplam 6 asker hayatını kaybetti. Bu olayın
ardından birçok PKK’lı kadın militan bombalı eylem
gerçekleştirdi.
Türkiye’deki kanlı eylemlerinde otuz beş bin kişinin ölümüne, 355
bin kişinin bulunduğu bölgelerden göç etmesine neden olan Abdullah
Öcalan komutasındaki PKK, 1998 yılında Abdullah Öcalan’ın Kenya’da
yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinin ardından uzun bir süre
Kandil’e çekilmiştir.
1999 yılında, Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde
yargılanan Abdullah Öcalan, “PKK'nın 140 ayrı ülkeden destek
gördüğünü ve eğer idam edilirse pek çok kan döküleceğini, canı
bağışlanırsa çatışmaları bitirmeye çalışacağını” söyleyerek, Türk
vatandaşı olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve onun ceza
kanununu tanıdığını ve savunmasının hukuki değil siyasi olacağını
mahkemede beyan etmiştir.
Tutuklanarak İmralı cezaevine gönderilen Öcalan, o günden bu yana
İmralı’da özel bir koğuşta tutuklu bulunmaktadır.
Fakat Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunması PKK eylemlerini
sonlandırmamış, 1999’dan 2002 yılına kadar eylemlerine devam eden
PKK, ‘çözüm süreci’nde silah bıraktığını iddia etse de, Hendek
operasyonu ve Şırnak çatışmalarına neden olan eylemleri ile Türkiye
içerisinde varlığını devam ettirmiştir.
Suriye’nin kuzeyinde YPG/PYD yapılanması ile varlık sürdüren PKK,
Kandil Dağı’nda militanlarına askeri eğitim vermeyi
sürdürmektedir.
PKK, 2000’li yıllarından başından bu yana ayrıca Avrupa ülkeleri,
Avrupa Parlamentosu vb. kurumlarda kendisine ait siyasi partiler
tarafından temsil edilerek saldırılarına destek görmektedir.