Esad Körfez ile barışıyor, Orta Doğu yeniden şekilleniyor…
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 18 Mart’ta Birleşik Arap Emirlikleri’ne tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi. Esad’ın 11 yıl aranın ardından Abu Dabi’ye gitmesi, Orta Doğu’da tüm dengeleri tersine çevirdi. Peki, Körfez-Suriye barışı ne derecede mümkün? BAE, Orta Doğu’da neyi amaçlıyor?
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 11 yıl aranın ardından Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’ye gitti. Burada BAE’yi fiilen yöneten Başkan Yardımcısı, Başbakan, Savunma Bakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum ile görüşen Esad; aynı zamanda Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ile de bir araya geldi.
İki taraf arasındaki görüşmelerde; Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, istikrara kavuşması ve yabancı güçlerin çekilmesi gibi konular ele alındı. ABD yönetimi ise söz konusu ziyaret nedeniyle rahatsızlığını bildirdi.
BAE, 2011 yılında başlayan olaylarda Esad muhaliflerine destek veriyordu. Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte hareket eden Abu Dabi yönetimi, uzun yıllar boyunca Esad’ın koltuğunu bırakmasını istedi. Özellikle savaşın ilk yıllarında Suriye’nin önemli şehirlerini ele geçiren muhalifler; BAE tarafından ekonomik, siyasi, askeri ve lojistik olarak desteklendi.
Ancak Rusya’nın 2015 yılında Suriye’ye girmesiyle birlikte savaşın seyri değişti. 2015 yılında ülkenin küçük bir kısmında kontrolü sağlayan Esad; Putin’in Suriye’ye aktif bir şekilde girmesinin ardından birçok noktayı geri aldı. Esad’ın; Hama, Humus ve Halep gibi şehirlerde yeniden kontrolü sağlamasının ardından iktidardaki koltuğu sağlamlaştı. Bu durum, uzun yıllar boyunca Esad karşısında yer alan Körfez ülkelerinin, Suriye politikasını yeniden gözden geçirmesine yol açtı.
BAE yönetimi, 2018 yılında Şam’daki büyükelçiliğini yeniden açtı. Daha sonrasında ise koronavirüse karşı yardımlaşma kapsamında insani yardım kanallarını açtı. BBC Türkçe’nin haberine göre, BAE’nin Suriye ile ilişkileri geliştirme arzusunun temelinde Abu Dabi Veliaht Prensi’nin, “Suriye Arap güvenliğinin temel direğidir” düşüncesi bulunuyor.
BAE’NİN ORTA DOĞU’DA KRİTİK ADIMLARI
Abu Dabi hükümeti, son yıllarda Orta Doğu’da attığı adımlarla ön plana çıkıyor. İlişkilerinde sorun yaşadığı tüm ülkelerle normalleşen BAE’nin, bölgede lider bir ülke konumuna gelmeyi amaçladığı düşünülüyor. Bir taraftan İsrail ile normalleşen ve çeşitli alanlarda iş birliği anlaşmalarına imza atan BAE; bir taraftan ise İran ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açıyor.
BAE, 2013 yılından bu yana ilişkilerinin kopuk olduğu Türkiye ile yeniden diplomatik temas kurarken; Suriye ile ise ikili ilişkilerini yeniden güçlendirmenin hesaplarını yapıyor. Ankara ile ekonomik anlaşmalara imza atan Abu Dabi hükümeti, Şam ile ise önümüzdeki dönemde siyasi temaslarını artırmayı planlıyor.
Abu Dabi’nin bölgede İsrail, İran, Türkiye ve Suriye ile attığı adımlar; Körfez ülkeleri içerisinde daha çok ön plana çıkmasını sağladı. Son dönemde bölgedeki tüm meselelerde, Suudi Arabistan’dan daha çok BAE'nin oynadığı rol konuşuluyor. BAE’nin bölgede attığı adımlar, hem Orta Doğu’da hem de Körfez’de pozisyonunun güçlenmesine yol açtı.
Abu Dabi’nin Esad ile normalleşmesinde İran ve Rusya faktörünün etkili olduğu tahmin ediliyor. ABD ile Yemen ve petrol konusu başta olmak üzere birçok konuda sorunlar yaşayan BAE; Rusya ve Çin ile daha fazla yakınlaşmanın hesaplarını yapıyor. Rusya ile yakınlaşmanın en önemli yollarından biri ise Suriye’de Esad’ın varlığını meşru görmek ve ilişkilerde yeni bir sayfa açmak. Ancak bu durum, ABD’nin daha çok tepkisini çekiyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Esad yönetimini meşrulaştırma girişimlerinin derin hayal kırıklığı ve rahatsızlıklara yol açtığı belirtildi. Ayrıca bakanlık, siyasi geçiş oluncaya kadar yaptırımların hafifletilmeyeceğini ve kaldırılmayacağını tekrarladı. ABD, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid’in Kasım 2021’deki Şam ziyaretine de aynı tepkiyi vermişti.
Ancak Abu Dabi hükümeti, ABD’nin tepkilerine rağmen Esad ile normalleşme konusunda kararlı. BAE’nin Esad ile yeni bir sayfa açması, bölgede İran ve Rusya ile ilişkilerini daha da güçlendirmesi anlamına geliyor. Ayrıca atılan bu adımlar, Yemen’deki Husilerden gelen tehditleri de sonlandırabilir. Tüm bunlara rağmen BAE’nin Suriye’de pozisyonunu tamamen değiştirmesi düşük bir ihtimal olarak görülüyor. Abu Dabi hükümetinin, ABD’yi tam anlamıyla karşısına alması beklenmiyor.
ESAD ARAP BİRLİĞİ’NE YENİDEN GİREBİLİR Mİ?
BAE’nin yanı sıra bölgedeki diğer ülkeler de Esad ile yeni bir sayfa açmak istiyor. Bunların başında ise Ürdün ve Sudan geliyor. Geçtiğimiz sene Ürdün Kralı Abdullah, Şam ile normalleşme önerisinde bulunmuş ve “adıma karşılık adım” yaklaşımını ortaya sunmuştu. Esad ile Kral Abdullah arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirilmiş, iki ülke arasındaki sınır kapısı ise yıllar sonra yeniden açılmıştı.
Arap ülkelerinin, bölgedeki İran ve Türkiye etkisini azaltmak için Suriye’yi Arap Birliği’ne döndürmenin hesaplarını yaptığı belirtiliyor. Özellikle son birkaç yıldır yayılan bu görüş; BAE, Sudan ve Ürdün gibi ülkeler tarafından daha çok dillendiriliyor.
Ayrıca bölgede Müslüman Kardeşler etkisinin artması da; Arap ülkelerini Esad ile barışmaya zorluyor. Ancak ABD’nin yoğun itirazları nedeniyle Esad’ın önümüzdeki aylarda gerçekleştirilmesi planlanan Arap Birliği Zirvesi’ne davet edilmesi öngörülmüyor.
Esad’ın ise önceliği Arap Birliği’ne yeniden dahil olmak değil. Suriye’nin büyük bir kısmında kontrolü ele geçiren, iktidardaki koltuğunu sağlamlaştıran, İran ve Rusya’nın desteğini arkasına alan Esad; Körfez ülkeleri ile normalleşerek, ülkenin ekonomik olarak yeniden inşası sürecini hızlandırmayı planlıyor. Esad’ın ilerleyen dönemde Körfez ülkeleriyle siyasi adımlarını artırması, daha sonrasında ise ekonomik iş birliğini güçlendirmesi bekleniyor.