Dünya siyasetinde darbelerin en çok yaşandığı bölge: Latin Amerika

Latin Amerika, özellikle Soğuk Savaş dönemi sonrasında ideolojik mücadeleler, silahlı örgütler, Amerika destekli çeteler gibi birçok unsurun içerisinde yer almış bir bölgedir. Farklı ideolojik tarafların birbirleri ile yaşadığı çatışmalar bölgeyi uzun bir süre etkisi altına almış ve bu olayların sonucunda Latin Amerika büyük güçlerin mücadele alanı durumuna gelmiştir.

Baran Döner
barandoner@intell4.com

Latin Amerika’da özellikle Arjantin ve Şili, darbe tehditlerinin en çok yaşandığı ülkeler olarak öne çıkıyor. Guatemala, Panama ve Dominik Cumhuriyeti gibi ülkeler de darbe sonucunda iktidar değişikliği yaşayan ülkeler olarak biliniyor.

Soğuk savaş dönemi, farklı kutupların ideolojik mücadelelerinin sergilendiği bir dönem olmuştur. Latin Amerika’da bu mücadelelerden payını alan bölgelerin başında geliyor. Dünyanın güçlü ülkelerinin siyasi, askeri ve ekonomi başta olmak üzere diğer alanlarda da birbirlerine karşı verdikleri mücadelelerin etkisi bölgede net bir şekilde görülmüştür.

ŞİLİ ASKERİ DARBESİNİN 50.YILI

Latin Amerika’nın fark dönemlerinde, baskıcı iktidarlara karşı her zaman silahlı mücadele bir mücadele ve başkaldırı biçimi olmuştur.

Şili’de 1964 yılında Sosyalist Parti’nin başkan adayı Salvador Allande’nin hitabet biçimi ve halkına söylemiş olduğu vaatler dışında sosyalist kesim, Latin Amerika’nın diğer ülkelerinde ve toplumsal farkındalığın engellenemez biçimde kitleleri harekete geçiren bir motivasyon olmuştur.

O dönemde Latin Amerika’da yaşanan sosyalist dalga, Şili’yi de etkisi altına almış ve halkın bu yönde harekete geçmesine neden olmuştur. Sosyalist dalgalanmaya karşılık olarak devletçi akımlarda güçleniyor ve birçok ülkenin başında bu ideolojileri takip eden devlet adamları bulunuyordu.

Latin Amerika’da yaşanan bu sosyalist dalgaya karşı gelenlerin başında ise ABD geliyor. Şili’de seçim ile iktidara gelen Salvador Allande’nin de darbe ile iktidardan indirilmesinin arkasında da ABD bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin istihbarat örgütü CIA, Salvador Allande’yi iktidardan indirebilmek için Şili ordusu ile birlikte hareket etmiş ve 3 yıl içerisinde yaklaşık 8 milyon dolar harcama yapmıştır.

Darbenin gerçekleşmesinin ardından gelen süreçte, Şili Ulusal Stadyumu bir toplama kampı olarak kullanılmış ve yaklaşık 40.000 kişi burada işkence görmüştür. Daha sonraki süreçte ise Allande destekçisi olduğu belirlenen yaklaşık 130.000 kişi darbe rejimi mahkemelerince tutuklanmıştır.

Askeri darbenin başında bulunan Ramon Pinochet, 17 yıl boyunca askeri hükümetini devam ettirmiş ve bu dönem sürecini kapsayan raporlara göre Allande destekçisi olduğu belirlenen 2300 kişi Pinochet güçleri tarafından öldürülmüştür.

Darbe rejimi lideri Ramon Pinochet, 10 Aralık 2006 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu 91 yaşında hayatını kaybetti. Pinochet, yıllar boyunca muhalif sosyalist kesimin mücadelelerine rağmen asla mahkemeye çıkmamış ve yargılanmadan ölmüştür.

1954 GUATEMALA DARBESİ

Latin Amerika ülkelerinden Guatemala’da ABD istihbarat örgütü CIA tarafından 1954 bir operasyon düzenlendi. Bu operasyon, ülkedeki burjuvalara, kiliselere, paramiliter yapılara ve çeşitli bu çeşit yapılara dayanıyordu.

Yaşanan olaylar sonucunda Cumhurbaşkanı Jacobo Arbenz, görevden ayrılmak zorunda kalmış ve ülkede yaşanan işgal sonucunda darbe yanlılarının lideri Carlos Castillo Armas başkanlık koltuğuna geçti.

Darbe rejiminin iktidara geçmesi sonrasında yaşanan devlet terörü ve ülkedeki iç çatışmalar, Güney Amerika ülkesini yaklaşık 200 bin kişinin hayatını kaybedeceği bir iç savaşa sürükledi. Toplama kamplarında yaşanan katliamlar, Guatemala’yı tam anlamıyla ABD’nin himayesi altına soktu.

1961 DOMİNİK CUMHURİYETİ DARBESİ

Güney Amerika ülkesi Dominik Cumhuriyeti’nde iktidarda bulunan Diktatör Rafael Trujillo, Washington ile arasında iplerin gerilmesi sonucunda 1961 yılında CIA destekli operasyon sonucunda uğradığı suikast nedeniyle öldürüldü.

Diktatör lider Trujillo’nun ölümünden sonra sürgünden dönen Dominik Devrimci Parti kurucusu Juan Bosch, 23 yıl yaşadığı sürgün hayatından sonra ülkesine geri döndü ve yapılan seçimler sonucunda başkanlığa geldi.

Halkına sunduğu vaatlerden en önemlisi olan toprak reformu, burjuvazi ve kilise tarafından oldukça eleştirilmişti İktidara geldikten iki yıl sonra 1963 yılında darbe sonucu iktidardan devrildi ancak bu yaşanan olaylardan iki yıl sonra tekrar darbe sonucu iktidara geri döndü.

ABD hükümeti, Guatemala’da yaşanan olayları öne sürerek Bosch karşıtı güçlere destek vererek yaklaşık 42 bin asker ile Dominik adasına çıkarma düzenledi. Ordunun baskısı ve tehditi altında seçim propagandası yapamayan Bosch, 1966 yılında gerçekleşen seçimleri kaybetti ve iktidardan ayrılmak zorunda kaldı.

1964 BREZİLYA DARBESİ

Latin Amerika ülkesi Brezilya’da İşçi Partili Devlet Başkanı Joao Goulart, şirketlerin emekçiler üzerinden elde ettiği haksız kazançları Temel Reformlar Planı ile bitirerek sosyalist ülkelerle yakın ilişkiler kurmaya başlayacağını açıklamıştı. ABD’de John F. Kennedy ve Lyndon Johnson’ın Brezilya’yı tehdit edici söylemleri, Washington hükümetinin Brezilya’ya karşı bir darbe planı içerisinde olduğunu gözler önüne seriyordu.

Washington tarafından 1964 yılında “Operation Brother Sam” 31 Mart 1964 yılında hayata geçirildi ve Brezilya, 1985 yılına kadar ABD hükümetinin kontrolünde askeri rejimler tarafından yönetildi.

1989 PANAMA DARBESİ

Güney Amerika ülkelerinden Panama’da CIA’in en güvendiği adamlardan biri olan Manuel Noriega, 1983 yılında ABD’nin destek vermesiyle Panama’nın devlet başkanı oldu.

ABD’nin El Salvador ve Nikaragua gibi ülkelerde gerçekleştirdiği operasyonlara da destek veren Manuel Noriega, 1980’li yılların sonunda Washington ile gerilimler yaşamış ve ABD’nin gözünden düşmüştü.

ABD istihbarat birimi CIA tarafından düzenlenen operasyonların başarısız olması sonucunda ABD ülkeye işgal girişiminde bulundu ve Manuel Noriega ABD ordusu tarafından alıkonularak Washington’a götürüldü.