Libya’da yönetim krizine çare aranıyor…
10 yılı aşkın bir süredir iç savaşın yaşandığı Libya’da, siyasi kriz her geçen gün derinleşiyor. 24 Aralık 2021’de yapılması planlanan genel seçimlerin ertelenmesinin ardından ülkede yeni bir çözüm arayışı var. Peki, Libya’da neler oluyor? Libya’daki siyasi kriz nasıl aşılacak?
Libya’da 24 Aralık 2021’deki seçimlerin ertelenmesinin ardından yönetim krizi daha da derinleşiyor. Libyalılar, yönetim sorununu çözmek için farklı senaryolar üzerinde duruyorlar. Gündeme gelen senaryolardan biri de; 1950’lerin başlarında kabul edilen ve Kaddafi’nin siyasi darbesinin ardından 1960’ların sonunda askıya alınan Bağımsızlık Anayasası’na geri dönmek.
Ülkede geçtiğimiz yıllarda da Libya Krallığı anayasasının tekrar yürürlüğe konmasını isteyen kesimler vardı. Ancak Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) ülkedeki krizi yönetmeye başlamasının ardından Libya Krallığı anayasası çağrıları da sonlanmıştı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Libya’da son bir yıldır kalıcı hükümetin kurulamaması, tarafların bir türlü uzlaşı sağlayamaması ve seçim süreçlerinin sürekli engellerle karşılaşması üzerine Libya Krallığı anayasası yeniden gündeme geldi.
Anayasal monarşiyi destekleyen kişiler, Libya Krallığı tahtının hayatta kalan tek meşru varisinin tekrar göreve getirilmesi yönünde çağrıda bulunuyor. Anayasal monarşiyi destekleyenlere göre, ülkede 10 yılı aşkın bir süredir devam eden iç savaş bu sistemin gelmesiyle birlikte sonlanacak ve yaşanan yönetim krizi son bulacak.
Ayrıca anayasal monarşiyi destekleyenlere göre, Libya’daki iktidar mücadelesi son bulmakla birlikte, ülkedeki anayasal boşluk da doldurulmuş olacak. Söz konusu kitle, ülkedeki seçim sürecinin sürekli engellerle karşılaşmasının, anayasal boşluktan kaynaklandığını düşünüyor.
Söz konusu çağrılarda bulunanlara göre monarşinin meşru varisi olan Prens Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi, ülkede yıllardır devam eden siyasi ve askeri çatışmaları sonlandıran kişi olabilir.
Şarku'l Avsat'tan Zayed Hediyye'nin aktardığına göre; Muhammed er-Rıda es-Senussi’nin birleştirici ve uzlaştırıcı bir rol oynayabileceğini düşünen kitle, geçmiş yıllarda siyasi çekişmelerden uzak olmasını ve yaşanan çatışmalarda taraf tutmamasını ön plana çıkartıyor. Bu çağrıda bulunanlara göre ülkede herkes tarafından kabul edilebilecek tek kişi Muhammed er-Rıda es-Senussi.
2016 yılında siyasetçiler ve aşiret liderleri tarafından meydana gelen bir grup tarafından ‘Anayasal Monarşiye Dönüş Hareketi’ isimli bir örgüt kuruldu. Monarşinin tekrar gelmesini isteyen örgüt; Trablus, Bingazi, Tobruk ve el-Beyda kentlerinde gösteriler düzenledi. Söz konusu örgüt ayrıca Libya halkını, görüşlerini ve isteklerini desteklemeye çağırdı.
Ayrıca örgüt tarafından kuruluş bildirgesinde Libya halkına “Prens Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi’yi Libya kralı olarak tanımaları ve 1951’de çıkarılıp 1963’te değiştirilen Bağımsızlık Anayasası’na geri dönülmesi” yönünde çağrı yapılmıştı.
İki yıl önce ülkenin kralı olarak atanmasına yönelik çağrılara bir video üzerinden yanıt veren Muhammed er-Rıda es-Senussi, “Takdir halkındır. Ülke şu anda bağımsızlık kazanılmadan önceki koşulların aynısını yaşıyor. O zamanlar da çatışmalar ve dış müdahaleler vardı ancak Libyalılar bir anayasa altında birleşmiş ve Krallık kurulmuştu” şeklinde konuşmuştu.
Ayrıca Muhammed er-Rıda es-Senussi, “Monarşinin geri getirilmesi, dahili veya harici taraflarca manipüle edilecek bir kart değil. Bir kanun devleti; anayasanın olmamasından, vatandaşın acısını artıran güç ve para kaygılarından ötürü yaşadıkları elim gerçekliğe son verip devleti inşa etmeleri için Libyalıları hoşgörüye davet ediyorum” ifadelerini kullanmıştı.
LİBYA’DA ANAYASA TARTIŞMALARI BÜYÜYOR
Libya’da taraflar, genel seçimler ve kanunlar üzerindeki yasal tartışmayı sonlandırmak için anayasa ile ilgili tartışmalara devam ediyor. Taraflar yeni anayasa ile ilgili yeniden diyalog masasına otururken, yetkililerden de konu hakkında önemli açıklamalar geliyor.
Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyesi Ahmed Lanki, “Anayasal anlaşmazlığı sona erdirmenin çözümü, beş yıllığına federal sisteme geçilerek Bağımsızlık Anayasası’nı tekrar yürürlüğe koyup ardından referanduma götürmekten geçiyor. Bu öneri Temsilciler Meclisi ve DYK arasında, müzakere komiteleri arasındaki ortak toplantılar kapsamında istişare edilerek uygulanabilir” şeklinde konuştu.
Anayasanın Hazırlanmasından Sorumlu Kurucu Heyet üyesi Salim Keşlaf ise “1951 anayasasına geri dönmekten bahsedilmesi, özellikle El-Beyda Mahkemesi’nin yıllar önce anayasayı geçersiz kulan bir karar vermesiyle tarihe karışmış durumda. Anayasanın Hazırlanmasından Sorumlu Kurucu Heyet’e bağlı İletişim Komitesi sivil toplum kuruluşları (STK) ve insan hakları örgütleriyle anayasal sürecin tamamlanmasına yönelik tartışmalarına devam ediyor. Şu anda bir üçüncüsü olmayan iki seçeneği inceliyor; ya anayasa referandumu ya da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması için geçici bir anayasal temelin kabul edilmesi” ifadelerini kullandı.
Libya’da yaşanan gelişmeler, ülkedeki siyasi krizin kısa bir süre içerisinde sonlanmasının zor olduğunu gösteriyor. Her ne kadar anayasal monarşi çağrıları yeniden gündeme gelse de; ülkenin yeniden bu sisteme geri dönmesi oldukça düşük bir ihtimal olarak görülüyor. İlerleyen dönemde seçimler için yeni bir tarih belirlenmesi ve ülkenin en kısa zamanda seçime gitmesi bekleniyor.