ABD ile Fransa arasında Orta Doğu rekabeti
ABD’nin Donald Trump ile başlayan Orta Doğu’dan çekilme süreci Joe Biden ile devam ediyor. Afganistan’dan tamamen çekilen ABD, Irak’tan da çekilme planları yapıyor. ABD bölgeden çekilirken, Fransa ise bölgedeki etkinliğini artırıyor. Peki, bölgede ABD’nin boşluğunu Fransa mı dolduracak?
Orta Doğu coğrafyasında istediği başarıları elde edemeyen ABD, ekonomik ve siyasi olarak büyük kayıplar verdi. Afganistan’daki, Irak’taki ve Suriye’deki başarısızlıklar; ABD hegemonyasının sona ermekte olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu. Trump döneminden itibaren ABD’nin bölgedeki başarısızlıkları, harcamaları, faaliyetleri ve azalan gücü eleştiriliyordu.
20 Ocak’ta göreve gelen Biden da Trump gibi ülkesinin Orta Doğu politikalarına ciddi eleştiriler yöneltti. Biden döneminde atılan en somut adım ise Afganistan’dan tamamen çekilme kararı oldu. Aslında Obama döneminde 2011 yılında başlayan Afganistan’dan çekilme, Biden ile birlikte tamamen yerine getirilmiş oldu. ABD her ne kadar yeni dönemde Rusya ve Çin ile rekabete yoğunlaşacağını söylese de; Orta Doğu’daki enkazdan kolay bir şekilde sıyrılacağı söylenemez.
ABD, Orta Doğu’daki asker sayısını her geçen gün azaltıyor. Bununla birlikte tüm etkisini Hint-Pasifik Okyanusu’na doğru kaydırıyor. Asya kıtasında Çin ve Rusya karşıtı ittifakları güçlendirmeye çalışıyor. Avustralya, Japonya, Güney Kore gibi müttefiklerinin yanı sıra Hindistan’ı da kendi yanına çekmeye çalışıyor.
ABD, tüm etkisini Asya’ya kaydırırken, Irak ve Suriye gibi Orta Doğu ülkelerinden de çekilmenin hesaplarını yapıyor. Geçtiğimiz aylarda Biden, bu yılın sonuna kadar Irak’tan tamamen çekilmeyi planladıklarını söylemişti. Trump döneminde Suriye’den çekilme konusu da gündeme gelmişti ancak henüz somut bir adım atılmış değil. Rusya’nın bölgedeki etkinliği düşünüldüğünde, ilerleyen dönemlerde Suriye’den çekilme konusunda adımlar atılabilir. ABD Suriye’de daha çok terör örgütü PYD/PKK ile iş birliği yaparak, örgüt üzerinden etkili olmaya çalışıyor.
ABD bölgeden çekilirken, NATO müttefiklerinden Fransa’nın ise bölgeye olan rağbeti her geçen gün artıyor. Fransa’nın, Orta Doğu ülkelerinden eski sömürgesi Lübnan’a karşı ayrı bir ilgisi mevcut. Geçtiğimiz sene Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlama üzerine Fransa’nın bu ülkedeki faaliyetleri arttı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, birkaç defa Lübnan’a giderek çeşitli temaslarda bulundu. Macron, Lübnan’da hükümetin kurulması ve ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik krizler için de kritik açıklamalarda bulundu. Fransa’nın, özellikle buradaki Hristiyan halkı üzerinde nüfuzunu artırmaya çalıştığı biliniyor.
SURİYE VE IRAK’TA FRANSA ETKİSİ ARTIYOR
ABD Orta Doğu coğrafyasından uzaklaşırken, Fransa’nın bu coğrafyadaki faaliyetleri ise her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz haftalarda Macron’un Irak ziyareti oldukça dikkat çekti. Macron, Irak ziyareti kapsamında, ülkede yaşayan Şiilerin, Sünnilerin ve Hristiyanların kutsal kabul ettiği yerleri ziyaret etti. Macron, çeşitli siyasi ve dini grupların temsilcileri ile karşılıklı görüşmeler gerçekleştirdi.
ABD’nin bu yılın sonuna kadar tamamen çekilmeyi planladığı Irak’ta, Fransa Cumhurbaşkanı’nın ülkedeki çeşitli grupların temsilcileri ile bir araya gelmesi oldukça dikkat çekti. Bunun yanı sıra Macron, birçok Arap ülkesinin bulunduğu bir toplantıya katıldı.
Fransa, Suriye’de ise savaşın başladığı 2011 yılından bu yana muhalif gruplara destek veriyor. Beşar Esad hükümetinin devrilmesini ve ülkede yeni bir yönetimin başlamasını isteyen Fransa, birçok muhalif grup ile iş birliği yapıyor. Ancak 2015 yılından sonra bu desteğin azaldığı söylenebilir.
Fransa’nın Suriye’nin kuzeyini kontrol eden terör örgütü PKK/PYD ile de yakın ilişkileri bulunuyor. Terör örgütü ile sık sık temas içerisinde bulunan Fransa, askeri ve ekonomik olarak desteğini sürdürüyor.
Fransa’nın etkisini her geçen gün artırdığı bir diğer ülkelerden biri ise Libya. Savaşın ilk başlarında ülkenin büyük bir kısmını kontrol eden General Hafter’a destek veren Fransa, Dibeybe’nin UBH hükümetinde Başbakanlık koltuğuna oturmasının ardından tüm taraflarla ilişki kurmaya başladı. Libya’da Tobruk merkezli General Hafter yönetimi ile Trablus merkezli UBH’nin, Fransa ile yakın ilişkileri bulunuyor.
ABD-FRANSA KİRİZİ ORTA DOĞU’DA KENDİNİ GÖSTERİR Mİ?
Geçtiğimiz günlerde ABD, İngiltere ve Avustralya arasında imzalanan AUKUS isimli anlaşma üzerine yaşanan kriz, her geçen gün büyüyor. Fransa, ABD’yi ihanetle ve güvenilmez olmakla suçluyor. Fransa Dışişleri Bakanı’nın “Sırtımızdan bıçaklandık” ifadesi, tüm dünyada yankı uyandırmıştı.
ABD her ne kadar Fransa’nın söylemlerine yumuşak cevaplar verse de; ilişkilerinde büyük bir yara aldığını biliyor. ABD’nin yumuşak söylemleri Fransa’nın öfkesini dindirebilmiş değil. Avrupa Birliği de yaşanan bu süreçte Fransa’nın yanında olduğunu ve ABD’nin Avrupasız anlaşma imzalamasının olumsuz bir durum olduğunu duyurdu.
İki ülke arasında yaşanan bu kriz, ilerleyen dönemde Orta Doğu’ya yansıyabilir. ABD’nin tamamen çekildiği bölgelerde boşluğu Fransa doldurabilir. Fransa’nın Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerde nüfuzunu daha da artırması ve yoğun faaliyetlerde bulunması söz konusu olabilir.
Son dönemlerde yaşanan gelişmeler, Fransa’nın önümüzdeki dönemde ABD’nin boşluğunu doldurmak için Orta Doğu’ya daha çok yakınlaşacağını gösteriyor. Fransa’nın Rusya ve Çin’le devam eden ve ABD’nin baskılarına rağmen gelişen ilişkileri de bu durumu gözler önüne seriyor.