Polexit’in AB-Belarus ilişkilerine etkisi
Son dönemde AB ile Polonya hükümeti arasında yaşanan sorunlar, "Polexit" kavramının ortaya çıkmasını beraberinde getirdi. Bugüne dek Belarus ile yaşadığı sorunlarda Polonya’yı ön plana çıkartan AB, Polexit’in gerçekleşmesi halinde Belarus karşısında nasıl bir politika izleyecek? Polexit’in AB-Belarus ve AB-Rusya ilişkilerine etkisi ne olur?
AB ile Polonya arasında son aylarda gerginlik artmış durumda. Uzun zamandır iki taraf arasında anlaşmazlıkların ve görüş ayrılıklarının olduğu biliniyordu. Brüksel, insan hakları sicili ve yargı bağımsızlığına bakışı nedeniyle bir süredir Polonya’ya ağır eleştirilerde bulunuyordu.
AB, kürtaj ve LGBTİ+ karşıtlığı nedeniyle Varşova hükümetine sürekli tepki gösteriyordu. Geçtiğimiz günlerde Polonya’da kürtaj yasağı nedeniyle bir kadının hayatını kaybetmesi üzerine on binlerce kişi sokağa çıkmıştı. Başkent Varşova başta olmak üzere ülkenin birçok bölgesinde gerçekleşen gösterilerde, hükümetin kürtaj yasağı protesto edilmişti.
İki taraf arasında anlaşmazlıkların ve fikir ayrılıklarının yoğun olarak yaşandığı bir dönemde, Polonya Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bir karar, AB ile Polonya arasındaki gerilimi daha da tırmandırdı.
Polonya Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda, AB hukukunun Polonya yasalarından üstün olamayacağı belirtildi. Bu karar, AB-Polonya ilişkilerinde kriz çıkmasına neden oldu. AB’nin bu karara tepkisi oldukça sert oldu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Strasbourg’ta gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu oturumunda Polonya’ya yönelik yaptırımları gündeme getirdi.
Leyen’in, ‘Polonya’nın AB kararlarındaki oy hakkını dondurma’ yönündeki yaptırım seçeneceğini gündeme taşıması, iki taraf arasındaki gerginliği daha da artırdı. Varşova hükümeti, Leyen’in söz konusu yaptırım mesajlarını ‘siyasi şantaj’ olarak nitelendirdi ve buna izin vermeyeceklerini belirtti. “Yaptırımlardan bahdesilmesi kabul edilemez” diyen Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, “AB siyasetçilerinin Polonya’ya şantaj yapmasına izin vermeyeceğim” ifadeleriyle Brüksel’e tepki gösterdi.
Tüm bu gelişmelerin ardından Avrupa ve dünya basınında yeni bir kavram ortaya çıktı; Polexit… Bu kavram, Polonya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılma sürecini ifade ediyor. Daha önce yaşanan Brexit süreci tüm dünyada uzun süre gündemde kalmış ve sürecin sonunda Birleşik Krallık AB’den ayrılmıştı.
Polonya halkı, ülkelerinin AB’den ayrılmasına ciddi bir şekilde karşı çıkıyor. AB ile yaşanan gerilimin ardından sokaklara çıkan Polonya halkı, hükümetin AB’den ayrılmaması için çeşitli sloganlar attı. Bazı göstericiler ise AB karşısındaki tavırları nedeniyle hükümete sert eleştirilerde bulundu.
Polonyalı yetkililerden gelen açıklamalar da; Varşova hükümetinin, AB’den ayrılmak gibi bir niyetleri olmadığını gözler önüne seriyor. Ancak iki taraf arasındaki gerilim düşmüş değil. İlerleyen zamanlarda Polonya ile AB arasında daha ciddi anlaşmazlıklar ve fikir ayrılıkları yaşanabilir. Polonya hükümeti AB’nin taleplerine karşı çıkmayı sürdürürken, Brüksel ise Varşova hükümetine yönelik yaptırımları masada tutuyor.
Brüksel, Polonya’nın geri adım atmaması halinde yaptırımları uygulamaya geçirirse, Polexit daha ciddi bir şekilde gündeme gelebilir. Leyen’in bahsettiği, ‘Polonya’nın AB kararlarındaki oy hakkını dondurma’ yaptırımı devreye girerse, Varşova’nın buna cevabı sert olabilir. Polonya ile AB arasındaki anlaşmazlıkların kısa sürede çözüme kavuşması zor görünüyor.
AB-BELARUS İLİŞKİLERİNDE POLONYA FAKTÖRÜ
Rusya’nın Doğu Avrupa’da en önemli müttefiki Belarus, AB ile ilişkilerinde yıllardır sorun yaşıyor. Karabağ savaşı sonrası Kafkaslar’a yeniden inen, Orta Doğu’da Suriye’nin Lazkiye ve Tartus şehirlerinde inşa ettiği askeri üslerle sıcak denizlere inme hedefine ulaşan, Afrika’da Libya ve Sudan gibi ülkelerde nüfuzunu artıran Rusya; Doğu Avrupa’da ise tek müttefiki Belarus’u kaybetmek istemiyor. Belarus’un Rusya ile yakın ilişkileri ise AB tarafından tepki çekiyor. Rusya-Belarus ilişkilerini ve iş birliğini Avrupa’nın güvenliği için bir tehdit olarak gören AB, Lukaşenko’nun iktidarını meşru görmüyor. AB, Lukaşenko yönetimine karşı muhalif lider Svetlena Tikhanovskaya’yı destekliyor.
Tüm bunlarla birlikte AB; Belarus ile yaşanan sorunlarda Lukaşenko yönetimi ile doğrudan iletişim kurmuyor. AB adına Belarus ile görüşmeler, Polonya hükümeti üzerinden gerçekleştiriliyor. Siyasi ve diplomatik krizlere doğrudan müdahale etmek istemeyen AB, Varşova’nın aracılığıyla sorunlara çözüm üretmeye çalışıyor.
Polexit’in gerçekleşmesi halinde AB’nin en çok zorlanacağı konulardan biri ise Belarus’ta Lukaşenko yönetimiyle iletişim kurmak olacak. Polonya ile ilişkilerinde sorun yaşayan AB, Polexit'in gerçekleşmesi durumunda Belarus hükümeti ile doğrudan temas kuracak ve meşru kabul etmediği Lukaşenko ile yaşanan sorunları çözmeye çalışacak. Polexit’in gerçekleşmesi, AB’nin, Doğu Avrupa’daki politikalarını yeniden ele almasına yol açabilir.
Uzun yıllardır Doğu Avrupa’daki varlığını güçlendirmek isteyen Rusya, Polexit’in gerçekleşmesi durumunda bölgedeki nüfuzunu artırabilir. Belarus ile imzaladığı anlaşmalar sayesinde bölgedeki etkisini her geçen gün artıran Rusya, Polonya’nın AB’den ayrılması durumunda Varşova hükümetiyle daha sık temas kurabilir.
Polonya ile ilişkilerinde sorun yaşayan AB; ilerleyen dönemde tüm Doğu Avrupa’yı Rusya’ya terk etme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Polexit yalnızca AB ve Polonya açısından değil, Rusya ve Belarus açısından da büyük önem taşıyor.
POLONYA-BELARUS SINIRINDA GÖÇMEN KRİZİ
Son günlerde Belarus-Polonya sınırında olağan dışı bir hareketlilik yaşanıyor. İki ülke arasındaki Bruzgi sınır kapısına doğru dört şeritli otoban üzerinde hareket eden kaçak göçmenlerin sınıra yaklaşmaları üzerine Polonya sınır güvenlik kuvvetleri devreye girdi.
Varşova hükümeti, 30 bin kişilik bir özel kuvveti Belarus sınırına gönderdi. Hükümet tarafından yapılan açıklamada ise Polonya’nın sınırlarını korumaya kararlı olduğu, göçmenlerin sınır kapılarını zorlaması halinde olayların daha da büyüyeceği ve istenmeyen gelişmelerin yaşanabileceği belirtildi.
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, yaşanan gelişmeler hakkında bir açıklamada bulunarak, “Polonya sınırı sadece haritada bir çizgi değildir, bu sınırı korumak için milyonlarca Polonyalı hayatını ortaya koymuştur. Bu kararlılığı devam ettireceğiz, sınırdan kimse izinsiz geçemeyecek” ifadelerini kullandı.
Son dönemde Orta Doğu’dan gelen göçmenler, diğer ülkelere kıyasla daha çok Belarus’u tercih ederek buradan AB ülkelerine gitmeye çalışıyor. Lukaşenko yönetimi ise AB’yi zor durumda bırakmak için mülteci kartını oynuyor. Söz konusu göçmenlerin çoğunun, Belarus ordusu tarafından sınır bölgesine getirildiği görülüyor. Lukaşenko’nun; Polonya ile AB arasında sorunların yaşandığı bir dönemde, göçmenleri Polonya sınırına göndererek gerginliği daha da tırmandırmaya çalıştığı öngörülüyor.