Rusya Afrika kıtasında neler yapıyor?

Son dönemlerde süper güçlerin yeni mücadele alanı olarak Afrika kıtası ön plana çıkıyor. Peki, Rusya’nın Afrika stratejisi ne? Rusya Afrika’da hangi faaliyetlerde bulunuyor? Rusya’nın Afrika’daki öncelikleri neler?

SSCB’nin dağılmasının ardından Rusya-Afrika ilişkileri de eski ihtişamını kaybetti. 2000’li yılların başında Vladimir Putin’in Rusya Devlet Başkanı olması ile birlikte Rusya-Afrika ilişkileri de yeniden gelişmeye başladı. SSCB döneminde bağımsızlığını kazanmış Afrika ülkeleri ile çeşitli siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkiler oldukça gelişmişti. SSCB’nin yardımları ile Afrika’nın bazı ülkelerinde sanayi tesisleri, tarım tesisleri ve eğitim kurumları inşa edilmişti.

SSCB’nin sanayi ürünlerinin ihracatı için Afrika kıtası önemli bir pazar olarak görülüyordu. SSCB ile Afrika ülkeleri arasında gelişen ilişkiler, 1991 yılında Sovyetlerin dağılması ile birlikte kopma aşamasına geldi. SSCB’nin dağıldığı ve Afrika ülkelerinin ekonomik olarak büyümeye başladığı bir dönemde, Çin, Afrika kıtasındaki faaliyetleri ile ön plana çıkmaya başladı.

Putin’in Rusya’da başa geçmesi ile birlikte Rusya hem ekonomik hem de siyasi olarak yeniden yükselişe geçmeye başladı. Petrol fiyatlarının artması Rusya ekonomisine olumlu bir şekilde yansıdı. Her geçen gün ekonomik olarak büyüyen Rusya, Afrika ile olan ilişkilerini yeniden geliştirmeye başladı. Çok sayıda Rus şirket, ekonomik olarak gelişmekte olan Afrika ülkelerine yatırımlarda bulundu.

Ekonomik olarak hızlı bir şekilde büyüyen Afrika ülkeleri arasında özellikle Etiyopya, Fildişi Sahili, Ruanda, Senegal ve Gana ön plana çıkıyor. Rusya, Afrika’da; hidrokarbon ve diğer bazı ham madde kaynaklarının üretimi, enerji üretimi, jeolojik araştırma ve birtakım altyapı projelerine öncelik veriyor.

Gazprom, Rosneft, Lukoil, Tatneft ve Stroytransgaz gibi Rus petrol ve doğalgaz şirketleri Afrika ülkelerine büyük yatırımlar yapıyor. Rusya Devlet Atom Enerjisi Kuruluşu Rosatom’un alt kuruluşları Namibya ve Tanzanya gibi ülkelerde uranyum madenciliği alanında önemli faaliyetlerde bulunuyor. Rusal gibi Rus madencilik ve demir çelik şirketleri ise Gine’de altın ve demir alanında birtakım projeler yürütmeyi sürdürüyor.

Tüm bunlarla birlikte; nükleer teknoloji yoluyla Afrika’da önemli adımlar atan Rusya; Sudan, Ruanda, Mısır, Etiyopya, Zambiya ve Nijerya gibi ülkelerde nükleer santraller inşa ediyor. Özellikle 2014 yılında Kırım ilhakının ardından AB tarafından yaptırımlara maruz kalan Rusya, Afrika kıtasında yeni alanlar arayarak pazar alanını genişletmeyi ve bu bölgede varlığını güçlendirmeyi istiyor.

Afrika ülkelerinin silah tedarikinde en ön plana çıkan ülkelerden biri olan Rusya, SSCB döneminden bu yana kıtaya silah ihraç etmeye devam ediyor. Bazı Afrika ülkeleri, SSCB döneminde alınan silah ve askerî teçhizatları kullanmayı sürdürüyor. SSCB döneninden Rus silahlarına ilgili olan Afrika ülkeleri, günümüzde de Rusya’dan silah ve askerî teçhizat ithal etmeye devam ediyor.

Rus yapımı Mi sınıfı helikopterler, Su ve Mig sınıfı uçaklar, Pantsir-S1, Kornet-E, Tor-M2E hava savunma sistemleri, zırhlı personel taşıyıcıları ve uzun namlulu silahlar Afrika ülkelerinden büyük talep görüyor.

Afrika kıtasının toplam silah ithalatının yüzde 35’inin Rusya tarafından karşılandığı bilinirken, Rusya’nın, bölgedeki pazar payı her geçen gün artıyor. Afrika kıtasına yapılan silah satışı, Rusya’nın askeri ihracatının yaklaşık üçte birini meydana getiriyor.

Afrika ülkelerinin birçoğuyla askeri ve teknik iş birliği konusunda anlaşmalar imzalayan Rusya, özellikle Angola, Sudan, Uganda ve Etiyopya gibi ülkeler ile güçlü ilişkilere sahip. Eritre, Güney Afrika, Kamerun, Nijerya gibi ülkeler ise Rusya’dan uçak, tank ve ağır silahlar satın almak istiyor.

WAGNER’IN AFRİKA’DAKİ ROLÜ

Afrika ülkelerinde siyasi istikrarsızlık ön plana çıkarken; devlet dışı örgütler, iç çatışma ve terör faaliyetleri kıtanın güvenliğini tehdit ediyor. Devletler ise süper güçler ile birtakım anlaşmalar imzalayarak ülkede otoritesini korumayı amaçlıyor. Özellikle Orta Afrika Cumhuriyeti bu konuda en çok ön plana çıkan ülkelerden biri. Uzun yıllardır iç savaşın yaşandığı Orta Afrika Cumhuriyeti, Rusya ile imzaladığı askeri iş birliği anlaşmasıyla ülkede siyasi istikrarı sağlamayı amaçladı. Yapılan iş birliği anlaşmasının ardından Rus askeri danışmanlar, bölgede etkin bir şekilde faaliyetlerde bulunmaya başladı.

Rus özel askeri şirketi olan Wagner Grubu, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde çeşitli faaliyetler gösteriyor. Bazı raporlarda, Wagner Grubu’na mensup sözleşmeli askerlerin, ülkenin kuzeyinde Çin enerji şirketlerine ait petrol sahalarına saldırılar gerçekleştiren isyancı gruplarla ortak çalışmalar yürüttüğü iddia ediliyor.

KUZEY AFRİKA’DA RUSYA ETKİSİ

Son yıllarda Rusya için en önemli faaliyet alanlarından biri ise Kuzey Afrika bölgesi. Özellikle Doğu Akdeniz’de keşfedilen petrol ve doğalgaz yatakları Libya, Mısır, Tunus gibi ülkelerin önemini artırdı. Doğu Akdeniz’e kıyıdaş olan bu ülkeler, Rusya ile birlikte diğer süper güçlerin de yeni mücadele alanı haline gelmiş durumda.

Rusya Libya’da Birleşmiş Milletler tarafından meşru tanınmayan General Hafter’a destek veriyor. Bölgede Wagner Grubu’na bağlı sözleşmeli askerlerin etkin bir şekilde faaliyetlerde bulunduğu öne sürülüyor. Yayımlanan bazı raporlarda, yaklaşık 2000 bin Wagner Grubu’na bağlı sözleşmeli askerin, Tobruk başta olmak üzere ülkenin büyük bir kısmını kontrolü altında bulunduran General Hafter’a destek verdiği iddia ediliyor. Stratejik olarak oldukça önemli bir konumda bulunan Sirte ve Cufra Hava Üssü’nde Wagner’in etkin bir şekilde varlık gösterdiği biliniyor. Rusya’nın Libya’daki faaliyetleri ABD ve Fransa gibi ülkeler tarafından yakından takip ediliyor.

Sudan, Mozambik, Mali, Madagaskar, Zimbabve, Uganda, Tanzanya, Güney Sudan, Çad, Somali, Ekvador Ginesi ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi ülkelerde Wagner Grubu’nun etkin bir şekilde faaliyet gösterdiği öne sürülüyor.

Rusya Libya’nın yanı sıra Tunus, Mısır, Cezayir ve Fas gibi ülkelerle de iş birliğini geliştiriyor. ABD ve Avrupa’nın Doğu Akdeniz’de varlıklarını artırdığı bir dönemde, Kuzey Afrika ülkeleri Rusya için oldukça önemli bir mücadele alanı haline gelmiş durumda.

2000’li yıllarda Putin’in göreve gelmesi ile birlikte toparlanan Rusya-Afrika ilişkileri, her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Rusya’nın önümüzdeki dönemde kıtadaki varlığını artırması ve yeni pazarlara açılması bekleniyor. ABD’nin ve Çin’in bölgeye olan ilgisi göz önünde bulundurulduğunda; Rusya’nın da önümüzdeki dönemde daha etkin bir şekilde kıtada faaliyet göstereceği söylenebilir.