Rusya, NATO'dan gelen tehditlere nükleer faaliyetlerini artırarak karşılık veriyor
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, ülkesinin nükleer faaliyet güçlerinin “özel alarma” geçtiğini açıklaması, dünyada kaygı ile karşılandı. Putin’in bu hamlesi, bütün gözlerin bu nükleer silahlara ve hipersonik füzelere çevrilmesine sebep oldu. Vladimir Putin’in bu açıklamaları, nükleer silah kullanılmasından ziyade dünyaya Ukrayna konusunda geri durmaları uyarısında bulunduğu şeklinde değerlendiriliyor. Peki, Rusya, dış ülkelerde hangi nükleer faaliyetlerde bulunuyor?
Rusya, birçok dünya ülkesi ile nükleer faaliyet anlaşmaları yapmaya devam ediyor. Bu ülkeler arasında Suriye, Türkiye, Belarus, Finlandiya ve birçok Afrika ülkesi bulunuyor. Moskova’nın bu hamleleri, özellikle olası bir Üçüncü Dünya Savaşı için tedbir aldığı şeklinde yorumlanıyor.
2010 yılında yayınlanan Rus Askeri Doktrinine göre, (bir diğer adıyla Gerasimov Doktrini) kendisine veya müttefiklerine karşı nükleer silah kullanılması durumunda Rusya Federasyonu da aynı şekilde karşılık verebilecek. Aynı zamanda bu doktrine göre, konvansiyonel silahlarla Rusya’ya bir saldırı gerçekleşirse veya Rusya Federasyonu açık tehdit altındaysa, yine nükleer silahlar güçlü bir seçenek olarak görülüyor.
Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’nun açıklamasına göre, Rusya’nın 5 bin 997 nükleer mekanizması bulunuyor. Yaklaşık 4 bin 500 mekanizma, balistik füze veya roketlerden (uzun mesafeyi vurabilen stratejik silahlar) oluşuyor. Diplomasi çevreleri, bu nükleer mekanizmaların olası bir Üçüncü Dünya Savaşı’na hazırlık amacıyla geliştirildiğini söylüyor.
AFRİKA İLE BARIŞÇIL NÜKLEER ENERJİ ANLAŞMASI
Afrika Nükleer Enerji Komisyonu (AFCONE) ve Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımı için iş birliği anlaşması imzaladı.
Güney Afrika’nın Pretoria ve Rusya’nın Moskova kentlerinde 22 Eylül 2020 tarihinde AFCONE ve Rosatom yönetimleri arasında protokol imzalanmıştı.
Bu anlaşma, Rusya-Afrika Zirvesi'nde varılan anlaşmaların uygulamaya koyulabilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.
İmzalanan bu protokol, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması ve nükleer enerji endüstrisindeki projelerin uygulanması gibi konuları içeriyor.
KUZEY KUTBU ÜZERİNDEN ‘BUZKIRAN’ HAMLESİ
Rusya, Kuzey Kutbu üzerinden Asya'ya petrol ve doğal gaz ihracatını gerçekleştirmek için nükleer enerjiyle çalışan iki buzkıran gemisini denize indirdi.
Buzkıranların ülke için stratejik öneme sahip olduğunu söyleyen Rusya Devlet Başkanı Putin, "Kuzey deniz yollarının geliştirilmesi, Rusya'nın ihracat potansiyelini tam olarak gerçekleştirmesine ve Güneydoğu Asya da dahil olmak üzere etkin bir lojistik alan oluşturmasına olanak sağlayacak" dedi.
Moskova; Atlantik, Pasifik ve Arktik okyanuslarını birbirine bağlayarak hidrokarbonların Güneydoğu Asya'ya taşınmasını ve geniş petrol ve doğal gaz ihracatını arttırmayı hedefliyor.
TÜRKİYE-RUSYA ARASINDA AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ ANLAŞMASI
Akkuyu Nükleer Güç Santrali; Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli bir ilerleme sağlamasını, enerji arz güvenliğini arttırmasını ve ithal enerji bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın aktardığına göre, Akkuyu Nükleer Güç Santrali; elektrik ihtiyacı için kullanılan doğal gaz ve sıvı yakıtların büyük bir bölümünü, kömür yakıtların ise yaklaşık yüzde 30’unu ithal eden Türkiye’nin, özellikle Rusya’ya doğal gaz için olan bağımlılığını azaltacak ve mevcut enerji açığının azalmasında önemli bir görev alacak.
Türkiye, Ukrayna ile yaşanan savaş nedeniyle diğer ülkelerin Rusya'ya uyguladığı ambargoya dahil olmadı. Aynı zamanda Ukrayna'ya insansız hava aracı (İHA) satmaya devam etti. Ankara hükümeti, Rusya ve Ukrayna'daki tahıl ürünlerinin Karadeniz’den güvenle çıkarılması için imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması'nda da önemli bir rol oynadı.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali, aynı zamanda diğer ülkelerin gündeminde yer alan büyük enerji projeleri ile birlikte ikili ilişkiler için önemini korumaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüştü. Görüşmelerin ardından yapılan açıklamada, Sinop’ta ikinci bir nükleer tesisin inşasına ilişkin müzakerelerin devam ettiği belirtilmişti.
BELARUS İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER OLUMLU SONUÇLANDI
Rusya, nükleer silahların komşusu ve müttefiki konumunda bulunan Belarus'a yerleştirilmesi için anlaşma sağladı.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile Belarus Savunma Bakanı Viktor Hrenin, Belarus'a nükleer silahların konuşlandırılması için planlanan anlaşmayı imzaladı.
Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko, gazetecilere yaptığı açıklamada, nükleer silahların ülkesine transferine çoktan başladığını duyurdu.
Lukaşenko, Putin'in açıklamaları sonrasında Moskova'nın ülkesine nükleer silah yerleştirme planının, Batı'nın hedefi konumunda bulunan Belarus'un korunmasına yardımcı olacağını ifade etti.
Rusya ile Belarus arasında imzalanan anlaşmayı ABD kınadı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matt Miller, yaptığı açıklamada, "Elimizdeki kanıt veya değerlendirme hakkında konuşmayacağım. Ancak bu anlaşmayı şiddetle kınadığımızı söylemek isterim” ifadelerini kullandı.
FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYESİ OLMASINA KARŞILIK VERİLDİ
Finlandiya'nın resmileşen NATO üyeliği sonrası Rusya, bu üyeliğin yaratacağı güvenlik tehditlerine karşılık olarak "misilleme tedbirler" almak zorunda kalınacağını açıkladı.
Finlandiya'nın üyeliği ile beraber NATO'nun Rusya'ya doğru genişlemesi, diplomasi çevreleri tarafından Putin'e stratejik bir gözdağı verilmesi olarak değerlendiriliyor. Ancak NATO yetkilileri bu durumun Moskova için bir tehdit olmadığını ifade ediyor.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov ise yaptığı açıklamada, Finlandiya'nın üyeliğinin NATO'daki Rusya karşıtlığının göstergesi olduğunu söyledi. Peskov, NATO müttefikleri tarafından Fin topraklarına yerleştirilecek silahlar konusunda uygun bir yanıt vereceklerini açıkladı.