Rusya-Finlandiya sınırında göçmen krizi yaşanıyor: Finlandiya Rusya'yı "Hibrit Savaş" ile suçluyor

Finlandiya, son dönemde yaşanan olaylardan sonra Rusya ile olan sınır kapılarından biri hariç hepsini kapatma kararı aldığını açıkladı. Helsinki yönetimi, Rusya’nın mülteciler ile göçmenleri Finlandiya’nın NATO’ya girme kararına misilleme olarak kullandığını ve Moskova’nın bir “Hibrit Savaş” başlattığını düşünüyor.

Baran Döner-barandoner@intell4.com

Finlandiya’da hükümet, Moskova’nın son dönemde mülteciler ile göçmenlerin kasıtlı olarak sınırı geçmelerine izin verdiğini ve son dönemde yaşanan artıştan dolayı sınır kapılarından biri hariç hepsini kapatacağını duyurdu.

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, 22 Kasım Çarşamba günü yaptığı açıklamada, 24 Kasım Cuma gününden itibaren bütün sınır kapılarının kapatılacağını, sadece Rusya ile en kuzeyde bulunan Raja-Jooseppi sınır kapısının açık kalacağını söyledi.

Başbakan Orpo, düzenlediği basın toplantısında, “Raja-Jooseppi sınır kapısı hariç bütün sınır kapılarını kapatıyoruz. Oraya ulaşmak da büyük bir çaba gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

GÖÇMEN VE MÜLTECİ SAYISINDA ARTIŞ YAŞANIYOR

Rusya, son dönemde Finlandiya ile yaşanan diplomatik gerilimin ardından sınırdaki güvenlik ve kontrol seviyesini gevşetme politikası izliyor. Eylül ve ekim aylarında 40 ile 50 arasında göçmen ve mülteci Rusya üzerinden Finlandiya’ya geçiş yaparken kasım ayı itibarıyla bu sayının 600’e yaklaştığı açıklandı.

Finlandiya-Rusya sınırında görev yapan yetkililerin açıklamalarına göre, mülteciler Yemen, Afganistan, Kenya, Fas, Pakistan, Somali ve Suriye vatandaşı olarak görülüyor. Sınır muhafızlarının paylaştığı verilere göre mültecilerin büyük bir bölümü 20’li yaşlarında genç erkeklerden oluşuyor ancak geçiş yapanların içerisinde çocuklu aileler de bulunuyor.

Yetkililer, son yaşanan olayların ardından Finlandiya sınır muhafız ve askerlerinin çeşitli geçiş noktalarına dikenli teller ile kaplı beton bariyerler kurmaya başladığını belirtti. Finlandiya hükümeti, birçok sınır kapısını kapatmalarının ardından mülteci ve göçmenlerin, yaklaşık 1.340 km kuzeyde bulunan ve geçişlere izin veren Vartius ile Salla sınırına gittiklerini açıkladı.

RUSYA’NIN “HİBRİT SAVAŞ” POLİTİKASI

Finlandiya, uzun yıllardır Rusya ile diplomatik ilişkilerini geliştirdi ve ekonomik iş birlikleri yürüttü. Ancak Rusya’nın Ukrayna ile savaşının başlaması ve Ukrayna’yı işgal girişimi, Rusya ile sınırı bulunan Finlandiya’yı oldukça tedirgin etti ve endişelendirdi.

Finlandiya hükümeti, bu gelişmelerin ardından nisan ayında NATO’ya katılma kararı aldı. Finlandiya’nın Rusya ile olan sınırı, Avrupa Birliği’nin (AB) dış sınırı olarak görülüyor ve NATO’nun kuzeydoğu kanadını oluşturuyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, 22 Kasım Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, Rus yetkililerin sınırda yaşanan sorunu çözmek için Fin yetkililerle birlikte çalışmaya ve iş birliği yapmaya hazır olduğunu belirtti. Finlandiya’nın “karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm sunması ve endişelerini dile getirmesi” gerektiğini vurguladı.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen, 20 Kasım Çarşamba günü konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Valtonen, “Rusya hiç şüphesiz Finlandiya’ya karşı bir hibrit savaş yürütüyor. Hibrit savaşın bir parçası olarak da göçmenler ve mültecileri kullanıyor. Finlandiya olarak Rusya ile sınır kapılarımızdan birisi dışında bütün kapıları kapatma kararı aldık” şeklinde konuştu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Valtonen’in açıklamaları ve Finlandiya’nın sınır kapılarını kapatma kararı almasının ardından resmi bir protesto olarak Moskova’daki Finlandiya Büyükelçisi'ni çağırdı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise konuya yönelik yaptığı açıklamada, "Bu bizi derinden endişelendiriyor. Çünkü Finlandiya ile çok iyi, pragmatik ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkilerimiz vardı. Maalesef bu ilişkilerin yerini, Rusya karşıtı bir yaklaşım aldı" ifadelerini kullandı.

Moskova daha sonra göçmenleri ve mültecileri kasıtlı olarak Finlandiya sınırına yönelttiği iddialarını reddettiğini duyurdu.

AB VE RUSYA GÖÇMENLER KONUSUNDA KARŞI KARŞIYA

Bugün Finlandiya ve Rusya arasında yaşanan sınırdaki göçmen ve mülteci krizi, 2011 yılında yaşanan ve yine Rusya’nın içerisinde olduğu iddia edilen mülteci krizini akıllara getiriyor.

2011 yılında, Varşova’da dondurucu soğuklar yaşanırken sınırların kapatılması nedeniyle Polonya ve Belarus arasındaki sınırda 3.000 ile 4.000 arasında sığınmacı çaresiz mahsur kalmıştı. O dönemde savaştan kaçan sığınmacıların sınırlara yığılması sonrasında Litvanya ve Letonya hükümetleri, sınırlarında inanılmaz derecede göçmen artışı saptadıklarını açıklamıştı.

AB ise o dönemde yaşanan olaylar sonrasında Minsk yönetimini, göçmenleri ve mültecileri kasıtlı olarak kendilerine çekmekle suçlamış ve Belarus’un bu insanlara Batı tarafına kolayca geçme vaadinde bulunduğunu iddia etmişti.

AB’nin bu iddiaları sonrasında ise Varşova yönetimi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i yaşanan krizi planlamakla suçlamıştı. Ancak hem Belarus hem de Rusya, AB’nin ve Varşova’nın bu iddialarını kesin bir dille reddetmişti.

O dönemde yaşanan olayların bir benzeri de bugün Finlandiya-Rusya sınırında yaşanıyor. Kuzey Rusya sınırındaki Murmansk bölgesinin Valisi Andrei Chibis, sınırda birçok göçmenin geçiş için beklediğini ve Finlandiya’nın en kuzeydeki sınır kapısı dışında bütün kapıları kapatma kararının ardından insani bir kriz yaşanabileceğini söyledi.

AB İçişleri Komiseri Ylva Johansson, Finlandiya’nın sınır kapılarını kapatma kararının tartışılabilir olduğunu ancak Rusya’nın göçmen ve mültecileri Finlandiya’ya karşı bir silah olarak kullandığını belirtti.

Rusya hakkında keskin konuşan Johansson, “Finlandiya sınırı aynı zamanda Avrupa Birliği sınırıdır. Rus sınır muhafızları, insanların Schengen vizesi veya AB oturma izni olmadan geçmesine izin veriyor. Bu insanlar Rusya tarafından kullanılıyor. Avrupa Birliği tüm gücüyle Finlandiya’nın arkasındadır” ifadelerini kullandı.

Johansson ayrıca, Finlandiya’nın AB’nin sınır ajansı Frontex’ten ek olarak operasyonel destek istediğini ve bunun karşılanacağını sözlerine ekledi.

Rusya’nın Ukrayna’ya işgal girişimi başlatmasının ardından Finlandiya ve İsveç gibi Rusya’ya sınırı olan ülkeler, aynı sorunu yaşamamak adına aciliyetle NATO’ya katılma başvurusunda bulundu. Finlandiya’nın NATO’ya katılma kararı kabul edildi ancak İsveç ise Türkiye’yi bekliyor.

Rusya’nın ilerleyen dönemde jeopolitik olarak yakın olduğu ülkelere Rusya karşıtı örgütlere katılmaması adına baskı yapacağını ve karşı gelen ülkelere yönelik bir “Hibrit Savaş” politikası izleyebileceğini söyleyebiliriz.

HİBRİT SAVAŞ NEDİR?

Hibrit savaş; etnik, dini veya ulusal açıkları kullanan psikolojik saldırıları, düşman hatlarının arkasında faaliyet gösteren provokatörleri, yaptırımlar yoluyla ekonomik saldırıları, boykotları ve cezalandırıcı yaptırımları, düşman ekonomisini zayıflatma yöntemlerini, seçimlere yönelik siber saldırılar gibi aşamaları içeren bir kavramdır.

Hibrit savaş aynı zamanda “iki ordu arasında doğrudan gerçekleşmemiş olan” bütün savaşları kapsayan bir yöntemdir.