İki yıl süren savaşın ardından Rus ekonomisi gücünü kanıtladı: Yaptırımlar savaşı önleyebilir mi?
Batılı ülkelerin Ukrayna'daki savaş nedeniyle uyguladığı çeşitli yaptırımlara rağmen, Rusya ekonomisi bir önceki yıl yaşadığı durgunluğun ardından 2024'te güçlü bir büyüme kaydetti. Artan kamu harcamalarından, özellikle askeri harcamalardan beslenen diğer sanayi sektörleri de Ukrayna'daki savaştan yararlandı. Ülkenin ekonomik canlanması, petrol ve gaz ihracatından elde edilen gelirlerin devam etmesiyle desteklendi.
MERVE ORHAN
Rusya'da 15-17 Mart tarihleri arasında başkanlık seçimlerinin ilk turu yapıldı ve Vladimir Putin beşinci dönem seçim zaferini ilan etti. Putin zafer sonrasında devam eden savaş hakkında açıklamalarda bulunmuştu.
Rusya Devlet Başkanı, Şubat 2022'de Ukrayna'nın tam kapsamlı işgalinin başlangıcından bu yana ülkesini hedef alan Batı yaptırımlarını bir kez daha kınadı ve "başarısızlık" olarak nitelendirdi.
Putin, Moskova'da basına yaptığı konuşmada, Ukrayna'nın müttefiklerine atıfta bulunarak, "Biz büyüyoruz, onlar ise düşüş yaşıyor" dedi.
Her ne kadar Batılı ekonomilerin çoğu Putin'in iddia ettiği gibi "gerileme" içinde olmasa da, son veriler Rusya'nın GSYİH büyümesinin şaşırtıcı nitelikte ABD ile karşılaştırılabilir düzeyde olduğunu gösteriyor.
Rusya, 2022'deki ekonomik daralmadan bu yana birçok uzmanın öngörüsünü aşan güçlü bir büyüme kaydetti.
Rusya'nın ulusal istatistik kurumu Rosstat, Rusya ekonomisinin 2023 yılında yüzde 3,6 oranında büyüyeceğini bildirmişti. Uluslararası Para Fonu (IMF) büyümenin yüzde 2 civarında olacağını tahmin ediyordu.
IMF, Rusya ekonomisinin geçen yılki güçlü performansını dikkate alarak 2024 tahminini yüzde 2,6'ya yükseltti.
France 24'e konuşan Fransız-Rus Gözlemevi Müdür Yardımcısı Igor Delanoe, "Rusya'nın büyümesinin, kendi kurumlarının tahminleri de dahil olmak üzere en iyimser tahminleri bile aştığını görmek ilginç" dedi.
"SİLAH HARCAMALARI REKOR SEVİYEDE"
Rusya ekonomisindeki toparlanma, başta askeri harcamalar olmak üzere kamu harcamalarındaki büyük artışla birlikte gerçekleşiyor.
Rus hükümeti 2024'te savunmaya 119 milyar dolar harcamayı planlıyor; bu rakamlar 2021'e göre yaklaşık yüzde 90'lık bir artış olarak görülüyor.
Ukrayna'daki savaş, artan silah üretiminin yanı sıra diğer sanayi sektörlerinin de ayağa kalkmasına yardımcı oldu. Örnekler arasında inşaat ve imalat yer alıyor.
Rusya bölgesinde uzmanlaşmış ekonomist Julien Vercueil, "Askeri-endüstriyel kompleks Şubat 2022'den bu yana tam kapasiteyle çalışıyor" ifadelerini kullandı.
Vercueil, “İşe alımı kolaylaştırmak için işçiler zorunlu askerlikten muaf tutuldu. Sektördeki ücretler de artı, bu da Rusya'nın büyümesinin arkasındaki itici güçlerden biri olan hane halkı tüketimini artırdı" değerlendirmelerinde bulundu.
Rusya ayrıca petrol ve doğalgazdan elde edilen gelirden de yararlanmaya devam ediyor.
Vercueil, "Dünya hidrokarbon fiyatları, 2022'deki zirvelerinden aşağı olmasına rağmen yüksek kalmayı sürdürdü ve bu da yaptırımlara rağmen Rusya'nın güçlü ihracat gelirleri elde etmesini sağladı" dedi.
Rusya, ABD ve Suudi Arabistan'dan sonra dünyanın üçüncü büyük petrol üreticisi ve ikinci büyük doğal gaz üreticisi olmasına rağmen, Batının yaptırımları sonucunda 2023 yılındaki gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 24'lük bir düşüş yaşadı.
Avrupa'ya ihracat azaldı. Moskova, Çin ve Hindistan'a ihracatını artırarak 2024'te toparlanma görmeyi umuyor.
Uluslararası bir STK olan Global Witness tarafından kasım ayında yayımlanan bir rapora göre Rusya, yaptırımlardaki boşluk yolu ile Avrupa Birliği'ne ve hatta ABD'ye ihracat yapmaya devam ediyor.
YAPTIRIMLAR ETKİSİZ Mİ?
Ukrayna'yı işgalinin ikinci yıl dönümünde AB, ABD ve Kanada; Moskova'ya karşı Şubat 2022'den bu yana uygulanan 13. yaptırım turunu işaret eden yeni bir plan duyurdu.
Ancak IMF'nin ocak ayında küresel büyüme rakamlarını açıklamasının ardından bu önlemlerin yeterliliği sorgulanmaya başlandı.
ABD, 2023'te yüzde 2,5 GSYİH büyümesi kaydederken, Avro Bölgesi, bloğun en büyük ekonomisi olan Almanya'daki durgunluğun etkisi ile yüzde 0,5 civarında büyüme yaşadı.
Putin'e uygulanan yaptırımların Rusya'dan çok Batı'ya zarar verdiği yönündeki iddialar da tartışma konusu oldu.
Avrupa ülkelerinin ekonomik durumu, yalnızca Rusya ile ilişkileri üzerinden analiz edilemez ancak Rus doğal gazının kesilmesi kararı, büyük ölçüde ona bağımlı olan Almanya'yı da önemli ölçüde etkiledi.
Rusya'nın bankacılık ve finans sistemini hedef alan Batılı yaptırımların, elektronik bileşenlere uygulanan ambargonun ve Rus petrol ve petrol ürünlerine uygulanan tavan fiyatların gerçekten de Rusya ekonomisi üzerinde önemli bir etki yarattı.
IMF Başkanı Kristalina Georgieva, geçen ay Rus ekonomisinin bir şoka doğru gidebileceğini söyledi.
Georgieva, "Aslında insanların ülkeden çıkışı ve yaptırımlarla birlikte teknolojiye erişimin azalması nedeniyle Rus ekonomisinin çok zor zamanlar geçirdiğini düşünüyorum" dedi.
"RUSYA'NIN KAYIPLARI FAZLA"
Tarihteki tüm ekonomik yaptırımlar gibi, Batı yaptırımları da etkilenen kuruluşlar için uyarlanabilir stratejilerin geliştirilmesine yol açtı.
Ancak Rusya, yaptırımların doğrudan etkilerinden Avrupa'ya kıyasla çok daha fazla etkilendi. Buna rağmen iki yıllık güçlü bir büyümenin gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
Ekonomik sarsıntıları derinden hissetmeyen Rusya için kayıplar var ve yaptırımların etkileri ise henüz devam ediyor.
Bu etkiler arasında, avro bölgesindeki yüzde 2,8'e kıyasla ocak ayında yıllık yüzde 7,4 oranındaki yüksek enflasyon da yer alıyor.
Özellikle temel tüketim maddelerinde fiyatlardaki bu artış, bir önceki yıla göre yüzde 40 oranında artmasına neden oldu ve hükümeti harekete geçirmeye zorladı.
Rusya-Ukrayna savaşının sonucunda yaptırıma uğrayan Moskova'nın ekonomisi savaşı kaldırabilecek güçte olsa dahi uzun soluklu bir sarsıntıya hazırlıklı olması gerekecek.
Rus rejiminin savaşı sona erdirmek ve bu tür bir ekonomik gerçekle yüzleşmek için hiçbir teşviki bulunmuyor. Hükümet savaşı kazansa dahi ileriki boyutlarda halkın refahını ve geleceğini yok ettiği yadsınamaz bir gerçek olarak karşılarına çıkabilir.