STK'lar Shell'e karşı: Petrol devinin Paris Anlaşmasına uyması bekleniyor
İngiltere merkezli petrol ve doğal gaz devi Shell, 2019’da birçok sivil toplum örgütünün bir araya gelerek açtığı emisyon azaltma davasının temyiz duruşmasında, 2 Nisan’da Hollanda’da hakim karşısına çıktı.
Mansur Ali Bilgiç - mansuralibilgic@intell4.com
Milieudefensie, Friends of the Earth Netherlands, Greenpeace NL, Fossielvrij NL gibi birkaç sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek 2019 yılında Shell’e Hollanda hukukunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle dava açtı.
Hala sürmekte olan davada 2021 yılında verilen kritik mahkeme kararı tarihe geçti. Bu karar ile mahkeme, Shell şirketlerinin karbon emisyonlarını 2019 seviyesine kıyasla 2030 yılına kadar yüzde 45 azaltarak 2015 Paris Anlaşması’na uymasına hükmetti.
Bu karar ile ilk defa bir şirketin Paris Anlaşması standartlarına biat etmesi gerektiği belirtilirken; tüketicilerin Shell ürünleri kullanmasından doğan emisyon da Shell’in sorumluluğu olarak ifade edildi ve şirketin düşürmesi gereken emisyonlar arasında bu türe de yer verildi.
Mahkeme kararının doğası nedeniyle Shell temyize gitse dahi emisyon azaltma kararını uygulamak zorunda olacak.
Şirket temsilcileri, Shell’in tüketici emisyonlarından sorumlu tutulmasının “yasal bir temeli olmadığını” öne sürdü.
Şirketin avukatı Daan Lunsingh Scheurleer, temyiz duruşmalarının ilk gününde Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlaması ile enerji arzının güvenliksizleştiğini, bu krizin fosil yakıtların önemine işaret ettiğini ve enerji dönüşümünde petrol ve doğal gazın önemli bir rol oynayacağını söyledi.
Scheurleer, yüzde 45’lik emisyon azaltımı kararının Shell’in enerji dönüşümünde oynamak istediği role zarar verdiğini ve Hollanda ekonomisi üzerinde yıkıcı etkileri olacağını ifade etti.
KÖŞE TAŞI DAVA TEMYİZ AŞAMASINDA
İklim değişikliği her geçen gün ile geri dönüşü olmayan noktaya ilerlemeye devam ediyor. 2023 yılında küresel sıcaklık rekorları kırılırken bilim insanları bu trendin 2024 yılında da takip edeceği görüşünde.
ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi, 2024’ün kaydedilmiş en sıcak 5 yıl içerisinde yer alma ihtimalini yüzde 99, “açık ara farkla” zirvede olan 2023’ten sıcak olma ihtimalini ise yüzde 33 olarak hesaplıyor.
Birçok ülkeden dahi fazla emisyon üreten Royal Dutch Shell (RDS) şirketleri, dünyanın en çok emisyona sebep olan şirketlerinden birisi konumunda. Buna rağmen Shell yönetimi yakın zamanda 2030 için yüzde 20 olan emisyon azaltımı hedefini yüzde 15-20 aralığına çekti. Bu revizyon, petrol üretimini kesmemeyi ve doğal gaz üretimini artırmayı hedefleyen şirketin önümüzdeki 6 yıl için yüzde 15 bandını hedefleyeceğine işaret ediyor.
Milieudefensie’nin Shell’e yönelttiği dava bir haksız fiil davası, yani STK’lar şirketin eylemlerinin topluma zarar verdiğine inanıyor. Benzer karakterdeki bir dava 2013’te Hollanda Krallığı’na karşı açılmış, 2019’da sonuçlanan davanın galibi sivil toplum kuruluşları olmuştu.
Milieudefensie ve ClientEarth’ün birbirlerinden bağımsız olarak gerçekleştirdikleri araştırmalarda Shell’in fosil yakıtlara yatırım yapmayı sürdürmeyi planladığı ve yenilenebilir enerjiye alt sınır yatırımları yapmadığı ortaya konuldu.
Yaklaşık 650 adet kanıtı mahkemeye sunacak Milieudefensie’nin temsilcileri, Shell’in yükümlülüklerini yerine getirmemesine ve son 3 yılda iklim biliminde gerçekleşen bulgulara dayanarak RDS’ye karşı bir kez daha zafer kazanabileceklerine inanıyor.
RDS’nin 2030 emisyon azaltma hedefiyle mahkeme yargısı arasında yüzde 100’ü aşkın bir fark bulunuyor. Emsal davada emisyonların azaltılmaması haksız fiil olarak değerlendirildiği için temyiz mahkemesinin alt mahkeme ile paralel bir karar verme ihtimali kuvvetli olarak değerlendirilebilir.
Shell’in bu davayı kaybetmesi ve küresel emisyonlarını düşürmeye mahkum edilmesi yüksek emisyon sahibi diğer şirketler için de çanların çalmaya başlayacağı anlamına geliyor. “Haksız fiil” fosil yakıt üreticileri başta olmak üzere enerji şirketlerini yatırımlarını düşünmeye ve emisyonlarını azaltmaya yöneltebilir.
RDS’nin davaya karşı çıkarkenki gerekçelerinden bir tanesi de iklim değişikliğine karşı mücadelede tek bir şirketin emisyonlarının düşürülmesinin büyük bir etkisi olmayacağı ve bunun Shell’i rakiplerinin gerisine düşüreceğiydi.
Shell’in küresel emisyonlardaki konumu göz önünde bulundurulduğunda yüzde 45’lik kesintinin dünya için önemli bir yeri olacağı söylenebilir. Ayrıca Shell’in davayı kaybetmesi ve benzer yargı kararlarının diğer fosil yakıt şirketlerine yöneltilmesi halinde RDS’nin yaşayacağı zararı bu şirketler de yaşayacaktır.
Temyiz duruşmaları 4 gün sürecek. Kararın Shell’in aleyhine olması durumunda Yüksek Mahkeme’ye taşınma olasılığı yüksek çünkü şirket sivil bir mahkemenin bir ülkenin siyasi ve ekonomik durumunu etkileyecek bir kararı verecek donanımda olmadığını öne sürmüştü. Her halükarda 4 gün içinde sonuçlanacak temyiz davasının kararı 2024’ün ikinci yarısında çıkacak.