Şili'de Sosyalist lider Gabriel Boric'in söylemleri eyleme dönüşmedi

Latin Amerika ülkesi Şili’de Aralık 2021'de düzenlenen seçimleri kazanan Gabriel Boric, 36 yaşında devlet başkanlığı görevine gelerek ülke tarihinin en genç devlet başkanı olmuştu. Zenginliğin eşit dağıtılması gerektiğini söyleyen Boric, izlediği politikalar ile bazı kesimlerin desteğini kazansa da birçok kesim tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu.

Ülkesinde göreve geldikten sonra açıklamalarda bulunan Gabriel Boric, “Zenginliğin yeniden dağıtımı olmazsa ve sadece az bir kesimde yoğunlaşırsa, barışı sağlamak zor olur. Şili halkının ürettiği zenginliği yeniden dağıtmamız gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı.

Kendisini sosyalist olarak tanımlayan Gabriel Boric’in izlediği politikalar birçok kesimden tepki almasına neden oldu. Öğrenci protestolarına sert polis müdahaleleri, Küba lideri Fidel Castro hakkında “diktatör” söylemi ve kendisine sosyal demokrat yakıştırması yapanlara sessiz kalması gibi nedenler Boric’in tepki görmesine sebep olmuştu.

GÜVENLİK YASASI PROTESTOLARINA SERT MÜDAHALE

Latin Amerika ülkesinde öğrenciler, hükümetin çıkardığı ve içerisinde birçok tartışma konusu olan güvenlik yasasını eylemlerle protesto etti.

Şili’nin başkenti Santiago’nun merkezinde kalabalık bir şekilde yürüyüş düzenleyen öğrenci grupları, “polisin silah kullanma yetkisini genişleten” güvenlik yasasına büyük bir tepki gösterdi.

Güvenlik yasasının değiştirilmesini hatta iptal edilmesini talep eden öğrenciler, polislerle çatışmaya girerek ana yolları trafiğe kapattı.

Öğrencilere göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale eden polislere öğrenciler taş atarak karşılık verdi.

Olaylar sonucunda birçok öğrencinin gözaltına alındığı belirtildi.

Baskıcı bir hükümet olmayacaklarını belirterek iktidara gelen Boric’in bu olaylara sessiz kalması, birçok insan tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.

BORİC SÖYLEMLERİNİ EYLEME DÖNÜŞTÜREBİLDİ Mİ?

Şili’de iktidara gelmeden önce Marxisizm ve Gramsci düşüncesini benimseyen bir politika izleyeceğinin izlenimlerini veren Gabriel Boric, seçimden sonra ise söylemlerinin neredeyse hiçbirini gerçekleştiremedi. 

Boric’in seçim söylemlerine bakıldığında aslında o kadar da radikal bir söylem üretmediği görülüyor. Feminizm vurgusu, yeşil ekonomi, LGBT’nin toplum içerisindeki yeri gibi söylemler genellikle sosyal demokratların da söylemlerinin içerisinde yer alıyor.

Haftalık çalışma süresini 44 saatten 40 saate indirme söylemini gündemde tutan Boric, bu vaadini halen uygulayabilmiş değil.

Boric’in en ileri söylemleri ve vaatleri kamu sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve emeklilik yaşının düşürülmesi, ulusal demiryolu ağının yeniden inşa edilmesi kısa sürede verimli olarak gözükse de halkın gözünde “devrimci” imajı edinen Boric için hiç de yeterli görünmüyor.

Aynı zamanda Gabriel Boric’i başkanlığa taşıyan Apruebo Dignidad koalisyonunun ne kongrede ne de senatoda çoğunluğu elde edememesi, her fırsatta liberal demokrat rejime bağlılığını vurgulayan Boric’i sermaye yanlısı politikalar izlemeye zorunlu kılıyor.

Boric’in seçimleri kazandıktan sonra düzenlenen devir teslim törenine ABD Başkanı Joe Biden’ın heyet göndermesi ve yaptıkları telefon görüşmesinde Boric’in Küba lideri Fidel Castro’yu diktatörlük ile itham etmesi, özellikle sol kesim için büyük hayal kırıklığı yarattı.

FİLİSTİN AÇIKLAMALARI İSRAİL’İN TEPKİSİNİ ÇEKMİŞTİ

Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, ülkesinin Filistin’deki temsilciliğinin yükseltileceğini ve ilerleyen süreçte büyükelçilik açılacağını duyurmuştu.

Ülkesinin Filistin’deki resmi temsilciliğinin büyükelçilik seviyesine çıkarılacağını açıklayan Boric, “Hükümet olarak aldığımız kararlardan biri, sanırım bunu daha önce açıklamadık, bununla risk alıyorum, Filistin'deki resmi temsilciliğin seviyesini bugün var olan maslahatgüzardan yükselteceğimizi ve uygun temsilciliği vermek için hükümetimiz döneminde bir elçilik açacağız” ifadelerini kullanmıştı.

Şili Filistin Toplumu Başkanı Maurice Khamis, Şili’de yaşayan Filistinliler olarak Boric’e uluslararası hukuk ve insan haklarına göstermiş olduğu saygı nedeniyle teşekkür etmişti.

İsrail tarafından uygulanan insan hakları ihlalleri nedeniyle İsrail’in Santiago Büyükelçisi Gil Artzyeli ile görüşmeyi erteleme kararı alan Boric, bunun nedeni olarak İsrail askerlerinin Filistinli bir genci öldürmesi olduğunu belirtmişti.

Boric’in bu açıklamalarının ardından İsrail Dışişleri Bakanlığı, Şili’nin İsrail Büyükelçisi’ni  bakanlığa çağırmıştı.

HALKIN BORİC’E OLAN DESTEĞİ AZALIYOR

Şili’de Gabriel Boric’in iktidara gelmesinin üzerinden yaklaşık 1,5 yıl geçti. Bu süre boyunca iktidarda olan Boric yönetiminden halkın pek de memnun olduğu söylenemez.

Firmalar tarafından yapılan anketlerde, Boric’e destek oranı yaklaşık yüzde 30 olarak görülüyor.

Geçtiğimiz aylarda ülkenin güney tarafında başlayan ve uzun süren yangınlarda 24 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı ve 430 bin hektardan fazla alan yandı.

Boric yönetimi, 2010 yılından bu yana görülen ve iklim krizi nedeniyle yeniden yaşanacağı tahmin edilen yangınlara müdahale etmekte çok etkisiz kaldı. Boric ekonomide ise sermaye karşıtı bir politika izlemedi.

Bunun sonucunda da ülkeye 17 milyar dolarlık bir yabancı sermaye girişi gerçekleşti.

Gabriel Boric hakkında olumlu olarak öne çıkan uygulamalar sağlık, eğitim, barınma ve emeklilik gibi kategoriler oldu ancak istenen ilerlemeler henüz kaydedilemedi.

Seçim kampanyasında asgari ücretin 400 dolardan 625 dolara çıkaracağının sözünü veren Boric, bunu gerçekleştiremese de 500 dolar seviyesine çıkardı ve işçiler tarafından olumlu karşılandı.

Gabriel Boric, seçimden önce söylediği vaatlerinin neredeyse hiçbirini tam olarak gerçekleştiremedi. Bazı konularda önemli adımlar atsa da halk bunun yeterli olmadığını biliyor.

Boric’in hükümet sürecinde verdiği sözleri yerine getirememesi durumunda iktidarda kalmasının çok zor olduğu görülüyor.