Suriye ile Hamas normalleşti, Orta Doğu’da dengeler değişti!

Geçtiğimiz günlerde Filistin’in önde gelen gruplarından Hamas, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmek için başkent Şam’a bir heyet gönderdi. Peki, Suriye ile Hamas arasındaki görüşmede hangi konular ele alındı? Suriye-Hamas normalleşmesi, Orta Doğu için ne anlama geliyor?

Hamas’ın Arap ve İslam dünyasıyla ilişkileri ofisi başkanı Halil el Hayye, Filistinli örgütlerin temsilcileriyle birlikte Suriye’nin başkenti Şam’a gitti. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Hayye ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Esad, “Suriye değişmeyecek ve direnişi desteklemeye devam edecek” mesajı verirken; Hayye ise “Muhteşem bir gün. Suriye halkının yanında ülkeyi istikrara kavuşturmak için Şam’daki varlığımızı yeniden başlatıyoruz” ifadelerini kullandı. 

BBC Türkçe’nin aktardığına göre, daha önce Lübnan ve Ürdün gibi ülkelerden çıkmak zorunda kalan Hamas, 2001 yılından itibaren Suriye’deki faaliyetlerini yoğunlaştırmıştı.

Esad yönetimi, Müslüman Kardeşler’i “terör örgütü” olarak görüp faaliyetlerini yasaklarken; Hamas’a ise çalışmaları için izin veriyordu. 2007’deki seçimin ardından Gazze’yi tamamen kontrolü altına alan Hamas; 2008 yılında ise insansız hava araçları, füze teknolojisi ve izleme teknikleri gibi alanlarda Suriye’de eğitim alıyordu.

2011 yılında patlak veren olayların ardından Suriye-Hamas ilişkilerinin seyri değişti. Hamas, iç savaşın başladığı ilk günlerde Esad yönetimine karşı tavır sergilemedi. Ancak daha sonra bölge ülkelerinin neredeyse tamamının Esad’ın karşısında konumlanması üzerine Hamas da siyasi tavrını değiştirdi. 

Gazeteci Fehim Taştekin'in BBC Türkçe’de kaleme aldığı makaleye göre, Ocak 2012’de Suriye ile Hamas arasında ipler koptu. Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, Doha’ya taşınma kararı aldı. Meşal’in Türkiye ziyareti esnasında söylediği, “Özgürlük arayan Suriye halkının devrimini selamlıyoruz. Büyük halkın kanı demokrasi istediği için akıyor” sözleri sonrası iki taraf arasında tansiyon daha da yükseldi. 

Hamas’ın Esad ile ilişkilerinde sorun yaşaması, İran ve Lübnan Hizbullah’ı ile olan temaslarını da doğrudan etkiledi. Hamas’ın, Hizbullah’tan öğrendiği tünel kazma tekniklerini muhaliflere aktardığı iddia edildi. Esad, Hamas’ın muhaliflere destek vermesini bir “ihanet” olarak nitelendirdi. İran ve Hizbullah ise Hamas ile siyasi ve askeri bağlarını sürdürmeyi tercih etti. 

ORTA DOĞU’DA YENİDEN ESADLI DÖNEM

Rusya’nın 2015 yılında Suriye’deki savaşa aktif olarak dahil olmasının ardından bölgede tüm dengeler değişti. Rusya’dan yoğun bir hava desteği alan Esad; muhaliflerin kontrolündeki Hama, Humus, Halep, Yermük, Doğu Guta, Palmira, Dera ve Kuneytra gibi bölgeleri geri aldı. 

Sahada askeri olarak önemli bir kazanım elde eden Esad, siyasi olarak da iktidar koltuğunda kalmayı başardı. Savaşın ilk başladığı yıllarda muhaliflere yoğun askeri destek veren Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler; farklı bir politika izleme yoluna gitti. 

Bir taraftan Esad Suriye’de koltuğunu sağlamlaştırırken; bir taraftan ise Orta Doğu coğrafyasında Arap ülkeleri ile İsrail arasında yeni bir süreç başladı. BAE, Bahreyn, Sudan ve Fas gibi ülkeler; Tel Aviv hükümeti ile ilişkilerini normalleştirdi. Ürdün ve Mısır’ın daha önce İsrail ile ilişkilerinde normalleştiği bilinirken; son dönemde Türkiye’nin de İsrail ile yeni bir sayfa açması dikkat çekti.

Tüm bu gelişmelerin ardından Hamas, son dönemde Suriye’ye yönelik sıcak mesajlar yolluyordu. İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani 2020’de ABD tarafından öldürülmeden önce Şam ile Hamas arasında müzakereler başlamıştı.

Esad, 2019’daki bir konuşmasında, “Biz Hamas’a kardeşlerimiz olduğu için değil direnişin parçası oldukları için destek verdik. Sonunda Müslüman Kardeşler her yerde olduğu gibi Müslüman Kardeşler olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.

Esad yönetimi, Hamas ile yeniden normalleşmeyi reddederken, İran ise iki taraf arasında yeniden ilişkilerin başlamasını istiyordu. Gazeteci Fehim Taştekin’in Lübnanlı kaynaklardan aktardığına göre, Esad’ın yumuşamaması üzerine devreye Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah girdi. Nasrallah ile Hayye’nin Beyrut’ta görüşmelerinin ardından Esad yönetimi Hamas’a kapılarını açtı.

HAMAS-SURİYE İLİŞKİLERİNİN BÖLGEYE YANSIMALARI

Orta Doğu’da Arap ülkelerinin İsrail ile normalleştiği bir dönemde, Hamas, Suriye ve İran ile ilişkilerini daha da güçlendirmek istiyor. İran ve Lübnan Hizbullah’ı da; Hamas ile Esad arasında yeniden temasların başlamasından memnun. İlerleyen günlerde Hamas’ın, başkent Şam’da yeniden ofis açması gündeme gelebilir. Ancak iki taraf arasındaki ilişkilerin eskisi gibi olması için zamana ihtiyaç var.

Esad ise İsrail’in son dönemde Suriye’ye yönelik artan saldırılarına karşı Hamas ile yakınlaşarak yanıt vermek istiyor. BAE ve Ürdün gibi ülkelerle güçlü normalleşme adımları atan Esad’ın, Hamas’ın ardından Türkiye ile de yeni bir sayfa açması gündeme gelebilir. 

Esad, Hamas ile normalleşerek yeniden Arap Birliği’ne girmenin hesaplarını yapıyor. Şam hükümeti ayrıca, Filistin davasını sahiplendiğini göstermeye çalışarak, Arap ve Müslüman ülkelere mesaj gönderiyor. 

Halkın rejim karşıtı gösterilerinin önüne geçemeyen İran’ın, Suriye ve Hamas üzerinden İsrail’e yönelik baskıyı artırması ve dış politikada yeni kazanımlar elde etmeye çalışması bekleniyor. 

İktidardaki koltuğunu sağlama alan ve Orta Doğu’daki ülkelerle normalleşme yoluna giden Esad’ın ise ilerleyen günlerde muhaliflerin kontrolündeki İdlib’e yeni bir operasyon başlatması gündeme gelebilir. 

Siyasi, ekonomik ve askeri olarak Esad’a destek vermeyi sürdüren Rusya, Orta Doğu’daki ülkelerin ve Hamas’ın Şam hükümeti ile normalleşmesinden memnun. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle de son dönemde yakınlaşan Moskova hükümeti, bölgedeki tüm ülkeleri ABD’ye karşı konumlandırmaya çalışıyor.