Dünün dostları yarının düşmanı: Suudi Arabistan ile BAE arasındaki kriz Türkiye’yi nasıl etkiler?

Körfez'in en önemli ittifakı olarak görülen BAE ile Suudi Arabistan arasındaki kriz derinleşiyor. BAE’nin Suudilerin kırımızı çizgisi olan OPEC liderliğine meydan okuması, bardağı taşıran son damla olarak görülüyor. Karşılıklı restleşmelerin ve çıkar çatışmalarının yaşandığı Körfez’i önümüzdeki günlerde neler bekliyor? Suudi Arabistan ile BAE arasındaki kriz Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

Fethiye Mutaf Narin - INTELL4

Arap Baharı süreci ile perçinlenen ve bölgenin en önemli ittifakı olarak görülen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Suudi Arabistan arasındaki kriz derinleşiyor. Son dönemde çıkar çatışmalarının ve karşılıklı restleşmelerin gün yüzüne çıkması, iki ülke arasındaki ittifakın derin bir yara aldığını ayyuka çıkardı. 

İki ülke arasındaki gerilimi analiz eden Orta Doğu uzmanları ve analistler, bu uzlaşmazlığın farklı konularda yaşanan gerilimin bir dışavurumu olduğunu kaydediyor. 

Bardağı taşıran son damla olarak görülen OPEC+ toplantısında, petrol politikaları konusunda yaşanan anlaşmazlık, bundan sonra Körfez’de oynanacak satranç oyununa dair önemli bir ipucu. Özellikle BAE’nin, Suudilerin kırmızı çizgisi olan OPEC’in liderliğine meydan okuması, bugün olduğu gibi geçmişte de bu aktörlerin Riyad tarafından nasıl sert şekilde cezalandırıldığını hatırlattı. 

PETROL: SUUDİLERİN KIRMIZI ÇİZGİSİ

Aslında uzun yıllardır sıkı dost olan iki ülkenin bundan sonra rekabet etmesine neden olabilecek çok sayıda neden var. Aradan geçen on yılda, her iki ülkenin ittifakına yol açan koşullarda önemli değişimler oldu. Genel olarak taşan bardağın dolmasına neden olan sorunlar; İsrail'le normalleşme süreci, Yemen, Sudan, Katar meselesi gibi konuları kapsıyor. Ancak İran ile ilişkiler, ekonomi ve petrol politikaları da ittifaktaki çatlağın en önemli sebepleri olarak görülüyor. 

Hatta BAE-Suudi rekabetinin en bariz görüldüğü alan hiç şüphesiz ekonomi. Çünkü her iki ülkenin ekonomisi de petrole dayalı ve bu petrole bağımlılıktan kurtulmak için yüksek katma değerli üretim yapmak için büyük bir çaba sarf ediliyor. Ancak Suudi Arabistan’ın BAE’nin ekonomi ve ticaret alanında uzun yıllara dayanan tecrübe ve birikimleri ile başa çıkması oldukça zor görünüyor. 

ANLAŞMAZLIK ÇOK DAHA DERİN

BAE-Suudi rekabetine konu olan diğer bir alan ise turizm. Turizm, ekonomiyi petrole bağımlılıktan kurtarmak isteyen Suudi yönetimi için en önemli yatırım alanı olarak ön plana çıkıyor. Suudi Arabistan’ın kurmayı hedeflediği NEOM şehri projesi de tam burada ortaya çıkıyor. Suudi yönetimi, NEOM ile bölgenin en büyük turizm merkezi olmayı amaçlıyor. 

Suudilerin bu konudaki devasa yatırımları, BAE’ni endişelendiriyor. Çünkü BAE’nin ekonomik kalkınmasında en büyük paya sahip olan sektörlerden biri turizm. Suudilerin geçen hafta yeni bir havayolu şirketi kuracaklarını ilan etmeleri ve koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle BAE’ye yönelik tüm uçuşları durdurmaları turizm sektöründeki rekabetin ne kadar kızıştığını ortaya koyuyor.

Dubai’ye giden turistlerin büyük bölümünü Suudi vatandaşları oluşturuyor ve Suudi turistlerin Batılı turistlerden altı kat daha fazla harcama yaptığı biliniyor. 

KÖRFEZ’DE DENGELER DEĞİŞİYOR

İki ülkenin müttefiklik ilişkileri ve veliaht prenslerinin kişisel dostluğunun analiz edildiği tüm yorumlarda, 2019 yılından bu yana ilişkilerde sıkıntıların oluşmaya başladığı ve fikir ayrılıklarının arttığına dikkat çekiliyor. Özellikle BAE'nin 2019'da, Yemen'de Husi isyancılara karşı Suudi Arabistan önderliğinde savaşan koalisyondan çekileceğini açıklamış olması, ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olarak gösteriliyor. 

Ayrıca BAE’nin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye yönelik adımlar atması da Suudi Arabistan tarafından hoş karşılanmıyor. Çünkü Suudi Arabistan'ın Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme süreci başlatmasına sıcak bakmıyor.

Son olarak Suudi Arabistan’ın bu yıl içinde ABD'nin arabuluculuğuyla 2017 yılından bu yana abluka uyguladığı Katar ile barış anlaşması yapması da BAE’nin hoşuna gitmeyen bir gelişme olarak gösteriliyor. Tüm bu gelişmelere bakıldığında, son yıllardaki anlaşmazlık konularının oldukça kabarık olduğu görülüyor. 

Wall Street Journal’da yayımlanan bir makalede, önümüzdeki günlerde Körfez’de daha sert rüzgarların esmeye başlayacağı belirtiliyor. İki ülke arasında artık gözle görülür hale gelen gerilimin nasıl sonuçlanacağına yönelik öngörüler, genellikle tansiyonun giderek yükseleceğine işaret ediyor. 

BAE - SUUDİ ANLAŞMAZLIĞI TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER?

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri ile Suudi Arabistan arasındaki krizin daha da derinleşmesi durumunda, Riyad’ın Türkiye ve Mısır’la yakınlaşması söz konusu.

İki ülke arasındaki gerilimin Türkiye'ye nasıl yansıyacağına yönelik görüşlerini paylaşan Stratejist Abdullah Çiftçi’ye göre, Körfez’deki bu gerginlik Türkiye’nin yararına olacak. 

Bölgede dengelerin değişmesiyle birlikte başlayan yeni dönemin, Türkiye ekonomisi açısından da oldukça önemli olduğunu belirten Çiftçi’nin ifadeleri şöyle: 

''Suudi Arabistan ile Türkiye ilişkilerinin bozulmasının en büyük etkisi BAE. Şimdi iki ülkenin birbirine düşmüş olması; Suudilerin, Türkiye ile bozulan ilişkilerini tamir edilmesi anlamına geliyor.'' 

''SUUDİ ARABİSTAN, TÜRKİYE İLE MISIR’I YANINDA İSTEYECEK''

Ayrıca Suudi Arabistan'ın BAE üzerindeki etkisini kırdığı taktirde, Türkiye ve Mısır ile yakınlaşmak isteyeceğini kayden Çiftçi, bu durumu şöyle açıklıyor:

''Çünkü Riyad’ın Türkiye ile yeniden ticari ilişkilerini artırması iki tarafında yararına. Ticaret ilişkisinden ziyade önümüzdeki günlerde Türkiye’nin Mısır ile kuracağı ilişki de, Suudi Arabistan’ı yakından etkileyecek. 

Sisi’nin Trump’dan gördüğü desteği Joe Biden’den görememesi ve Mısır’ın ciddi bir ekonomik kriz içinde olması, Kahire’nin Doğu Akdeniz’de Türkiye ile anlaşma ihtimalini güçlü kılıyor. Dolayısıyla yeni dönemde Mısır ile Türkiye’nin anlaşma sağlaması ve Suudi Arabistan’ında bu ittifakta yer alması, Körfezdeki tüm dengeleri değiştirecek.’’

Bu durum Türkiye ile Mısır arasında başlatılan ancak bir süredir stabil kalan sürece de olumlu katkı sağlayacak gibi görünüyor. 

BAE - TÜRKİYE İLİŞKİLERİNE GELİNCE…

BAE’nin Ankara’ya yönelik düşmanca diyebileceğimiz politikalarını bu yeni dönemde törpüleneceği öngörülüyor. Kısa süre önce Financial Times’da yer alan bir habere göre, BAE’li üst düzey bir yetkili, Türkiye ile ilişkiler konusunda artık agresiflik yapmayacaklarını, bunun bir faydasını görmediklerini söyledi.

Gidişatta bu açıklamayı doğrular nitelikte. Çünkü BAE-Suudi Arabistan krizinin büyümesi BAE’ni bölgede yalnızlaşmasına neden olacak.

Fethiye Mutaf Narin - INTELL4

fethiyemutaf@intell4.com