Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Said'in kararları tartışılmaya devam ediyor!
Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said, 2021’de meclisi ve hükûmeti feshetmek ve anayasayı yeniden yazmak suretiyle ülkedeki yürütme gücünün çoğunluğunu ele geçirmişti. Said’in tek adam rejimiyle yönettiği Tunus devleti, içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal krizler dolayısıyla çökme tehlikesiyle karşı karşıya.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, otoritesini bu derecede konsolide ederken ülkedeki yolsuzlukla mücadele edeceğini ve ülkeyi istikrara kavuşturacağını söylüyordu.
Ancak ülkedeki siyasî ve ekonomik kriz 2021’den bu yana derinleşmeye devam etti.
Said, şubat ayında yaptığı bir konuşmada, dikkatleri Sahraaltı ülkelerden gelen düzensiz göçe yoğunlaştırmıştı.
Cumhurbaşkanı, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, “Art arda gelen düzensiz göç dalgalarının açıklanmayan amacı, Tunus'a Arap ve İslam uluslarıyla hiçbir bağlantısı olmayan, saf bir Afrika ülkesi muamelesi yapmaktır” sözleriyle siyahî Tunusluları ve göçmenleri hedeflemişti.
Düzensiz göçlerin, “Tunus’un demografik yapısını değiştirmek için bir komplo” olduğunu da söyleyen Said, güvenlik güçlerine ülkedeki düzensiz göçmenleri sınır dışı etmeleri emrini vermişti.
Temelsiz olan bu suçlamaların sebebi, The Guardian’a yazan Sihem Bensedrine’ye göre, dikkatleri kötü ekonomik gidişattan çekmek ve sorumlu olarak göçleri göstermek.
Said’in bu konuşması, ayrıca, şiddet olaylarının hedefi olmaktan korkan göçmenlerin Akdeniz yoluyla Avrupa’ya düzensiz yollardan göçünü de tetikledi.
Resmî BM verilerine göre, 2023’ün başından beri İtalya’ya geçen göçmenlerin 12 bin kişilik bir kısmı Tunus üzerinden geldi.
Geçtiğimiz yılın aynı döneminde bu rotayı kullananların sayısı, bugünkü durumun yaklaşık onda birine tekabül ediyordu.
AB, TUNUS’TA ÇÖKÜŞTEN ENDİŞELİ
20 Mart’ta AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları arasında gerçekleştirilen bir toplantıda, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borell, Avrupa Birliği’nin Tunus'taki siyasî ve ekonomik durumun kötüye gitmesinden ve ülkenin çökmesinden endişe duyduğunu belirtti.
Kuzey Afrika ülkesindeki durumun çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Borell, Tunus’ta yaşanacak bir çöküşün Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde istikrarsızlığı arttıracağının ve Avrupa’ya yoğun bir kitlesel göçü tetikleyebileceğinin altını çizdi.
AB Yüksek Temsilcisi, "Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile antlaşma imzalayamayan bir ülkeye yardım edemez. Başkan Kais Said, IMF ile antlaşmayı imzalamalı ve uygulamalıdır, aksi takdirde durum Tunus için çok ciddi olacaktır" dedi.
AB için Tunus’un ekonomik ve sosyal olarak çökmesini önlemek ve Tunus halkına destek olmanın bir “zorunluluk” olduğu belirtildi.
Tunus'ta genç işsizliği (18-24 yaş arası) yüzde 40'lara dayanmış durumda, şubat ayında da enflasyon yüzde 10.4 ile son sekiz yılın zirvesine ulaştı.
2011'den beri düşüşte olan seçmen katılımı ise yüzde 20'nin altına düşerek dip seviyelerini gördü. Muhalefete ve eleştiriye izin verilmeyen ülkede vatandaşların siyasete katılımı protestolar yoluyla gerçekleşiyor.
SİYASİ TUTUKLULAR
Uluslararası Af Örgütü, Tunus’lu yetkililere 17 siyasi tutukluyu serbest bırakmaları çağrısında bulundu.
Ceza soruşturmasının, 2021'de Başkan’ın iktidarı ele geçirmesinden bu yana yetkililerin muhalefete yönelik en açık saldırgan eylemlerinden biri olduğu kaydedildi.
Kuruluş; muhalif parti yetkilileri, siyasî aktivistler, avukatlar ve başkanın eleştirilmesi için bir platform sağlayan popüler bir radyo istasyonunun müdürünün tutuklananlar arasında olduğunu aktardı.
UAÖ Orta Doğu Bölgesel Direktörü Heba Morayef, "Tunuslu yetkililer, Cumhurbaşkanı Said'i eleştirenleri hedef almak için yargı sistemini giderek daha fazla kullanırken, Said, mahkemeleri kendi etkisi altına almak için istikrarlı bir şekilde çalışıyor" dedi.
Tunuslu yetkililer, 11 Şubat'tan beri Said'i eleştirenleri devlet güvenliğine karşı bir komplonun parçası olmakla suçlayarak geniş çaplı bir tutuklama kampanyasına girişmişti.
GÖÇÜ DURDURMAK İÇİN
İtalya İçişleri Bakanı Matteo Piantedozi, Tunus'tan gelen göçü kontrol altına almak için hazırlanmış bir planı tanıttı.
Tunus ile bir iş birliğini içeren bu plan, Safakes limanında gözetleme ve istihbarat faaliyetlerini artırma yoluyla işleyecek.
Piantedozi; Mülteci akışının yüzde 303 oranında arttığını kaydetti. Piantedozi ayrıca, planın; denizde ve karada ortak devriyeler aracılığıyla Tunus deniz sınırlarının kontrol edilmesini, Safakes limanında istihbarat faaliyetlerinin yoğunlaştırılmasını ve göçmenlerin menşe ülkelerine iadesi için ülkelerle iş birliği yapılmasını içerdiğini söyledi.
Bakan, silahlı kuvvetlerin plana dâhil edilmesi ve Libya ile Tunus hükûmetlerine iade edilen mülteci başına 500 avroluk bir ödeme yapılacağını da ifade etti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; perşembe günü, Lampedusa adasına gelen dört Tunuslu göçmenin aleyhine açtığı davada İtalyan hükümetini kınayan bir karar yayınladı. İtalyan makamları onları tutuklamış ve yasa dışı bir şekilde Tunus'a sınır dışı etmişti.