Türkiye'nin yeni dış politika stratejisinde Mısır ve Suriye'nin kritik rolü
Türkiye, 2021 yılının başından itibaren ilişkilerinde sorun yaşadığı ülkelerle normalleşme adımları atmaya başladı. 2022 yılında da bu stratejisini sürdüren Ankara hükümeti; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Mısır ile normalleşme adımları attı. Türkiye’nin 2023 yılında bu ülkelerle ilişkilerini daha da geliştirmesi, Suriye ve Ermenistan ile de ikili temaslarını artırması bekleniyor.
Ankara hükümeti, 2021 yılının başlamasıyla birlikte dış politikada farklı bir strateji izlemeye başladı. Daha önce ilişkilerinde sorun yaşadığı ülkelerle normalleşme yoluna giden Türkiye; siyasi problemlerin çözümü için diplomasiye öncelik verdi. Türkiye; Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Ermenistan gibi ülkelerle ilişkilerini yeniden ele aldı.
Geçtiğimiz sene Mısır tarafından yayımlanan Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin bir haritada, Türkiye’nin bölgedeki tezlerine destek verilmesi sonrası iki ülke arasında diplomatik temaslar başlamıştı.
Doğu Akdeniz, İhvan ve Libya gibi konularda uzun yıllar boyunca çeşitli sorunlar yaşayan Ankara ile Kahire; söz konusu haritanın yayımlanmasının ardından ilişkilerini yeniden ele aldı. İki ülkenin dışişleri bakanlığı heyetleri Kahire ve Ankara’da bazı görüşmeler gerçekleştirdi.
Tüm diplomatik temaslara rağmen 2021 yılında iki ülke arasında bakanlar ya da liderler seviyesinde bir görüşme gerçekleşmedi. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin Libya’daki Ulusal Birlik Hükümeti ile hidrokarbon alanında yaptığı anlaşma sonrası tansiyon yeniden yükseldi.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükrü, Libya’da iki ayrı yönetim olduğunu söylemiş ve Trablus hükümetinin böyle bir anlaşmayı imzalama yetkisinin olmadığını öne sürmüştü. Şükrü ayrıca, Türkiye ile siyasi temaslara son verildiğini açıklamıştı.
Geçtiğimiz haftalarda ise yaşanan kritik bir gelişme sonrası iki ülke arasında yeni bir sayfa açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Katar’ın başkenti Doha’da bir görüşme gerçekleştirdi. Doha’daki bu görüşme, Sisi'nin Mısır Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının ardından iki lider arasındaki ilk yüz yüze görüşme olarak kayıtlara geçti.
Söz konusu görüşmenin ardından Kahire hükümetinden gelen açıklamada, iki liderin bir araya gelişinin ikili ilişkilerde ilerlemenin bir başlangıcı olduğu vurgulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise devletler arasında ebedi küslük ve kırgınlık olamayacağını belirterek, iki ülke arasındaki tarihi ilişkilere dikkat çekti. İki ülke halkının geçmişe dayanan bir dostluğunun olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilişkilerin ilerlemesi yönünde dikkat çeken mesajlar verdi.
2023 yılında Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerini daha da üst seviyeye çıkarması ve özellikle Doğu Akdeniz’de yeni iş birliği alanları yaratmak için çalışmalarını yoğunlaştırması bekleniyor. İki ülke arasında Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin yeni bir anlaşma imzalanabilir.
2023 yılında ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kahire’ye, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin de Ankara’ya resmi bir ziyarette bulunması, iki liderin yüz yüze görüşmelerini sıklaştırması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Doha’daki görüşme sonrası yaptığı açıklamalar, bu konuda önemli sinyaller vermişti.
Türkiye ile Mısır arasında atılan siyasi adımlar, Yunanistan ve GKRY gibi ülkeler tarafından yakından takip ediliyor. Türkiye’nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerinden endişe duyan Atina hükümeti, Kahire ile ilişkilerini daha da geliştirmeye çalışıyor. Bölgede yalnız kalma endişesi duyan Yunanistan, Mısır ve Körfez ülkeleri ile askeri, siyasi ve ekonomik iş birliğini üst boyutlara taşımak istiyor. Önümüzdeki yıl da Yunanistan’ın bölgede Türkiye karşıtı faaliyetlerini sürdüreceği öngörülüyor.
ERDOĞAN-ESAD GÖRÜŞMESİ 2023’TE OLABİLİR
2011 yılından bu yana diplomatik ilişkileri kesik olan Türkiye ile Suriye arasında son dönemde önemli gelişmeler oluyor. Türkiye’den gelen Suriye ile normalleşme mesajları, uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, temmuz ayında İran’ın başkenti Tahran’da bir araya gelmiş ve Suriye’de yaşanan son gelişmeleri ele almıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki konuşmasında, Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerine dikkat çekmiş ve söz konusu grupların tüm ülkeler için tehlikeli olduğunu dile getirerek birlikte hareket edilmesi gerektiğinin altını çizmişti.
Putin ve Reisi ise Suriye’deki sorunların çözümü için Esad yönetimi ile diyalog kurulması gerektiğini vurgulamış, Türkiye’nin güvenlik endişelerine de hak verdiklerini dile getirmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ağustos ayında yaptığı açıklamada, “Suriyeli muhaliflerle Esad yönetimi arasında bir barışın olması gerektiğini ve Türkiye olarak böyle bir durumda buna destek olabileceklerini” dile getirmişti. Çavuşoğlu ayrıca, iki ülkenin istihbarat kurumları arasında temasların olduğunu söylemişti.
Geçen ay Endonezya’daki G-20 Liderler Zirvesi’nin ardından Türk gazetecilerinin sorularına yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme ihtimali ile ilgili bir soruya, “Siyasette ebedi dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Vakti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz” ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Türkmenistan dönüşü esnasında uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada ise “Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da liderler olarak bir araya gelelim. Bunu Sayın Putin’e de teklif ettim. O da olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” ifadelerini kullandı.
Türkiye ile Suriye arasında son dönemdeki normalleşme adımlarına Rusya ve İran’ın da sıcak yaklaştığı biliniyor. Moskova ve Tahran; iki ülkenin yeniden normalleşmesini ve bölgede ABD destekli grupların zayıflamasını istiyor.
Türkiye; Esad yönetimi ile normalleşerek Doğu Akdeniz’de kendisine yeni bir müttefik kazanmak, bölgedeki terör örgütlerine karşı önemli bir pozisyon elde etmek ve mülteci sorununa kısa bir sürede çözüm bulmak istiyor.
Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli terör örgütü PKK/PYD’yi kendi güvenliği için çok büyük bir tehdit olarak gören Ankara hükümeti; söz konusu grupları tasfiye etmek için Esad yönetimi ile iş birliği yapmak istiyor.
2023 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın bir araya gelmesi ve Ankara-Şam hattında yeni bir sayfanın açılması bekleniyor. İki ülkenin 2023 yılında özellikle terörle mücadele ve mülteci sorununda iş birliğini artıracağı öngörülüyor.
KÖRFEZ İLE EKONOMİK İŞ BİRLİĞİ DAHA DA ARTABİLİR
Türkiye son iki yıldır ilişkilerinde sorun yaşadığı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle önemli normalleşme adımları attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Riyad ve Abu Dabi ziyaretleri, Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında yeni bir dönemin başladığını gözler önüne serdi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan’ın Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaretlerde de; ekonomik ve siyasi alanlarda önemli anlaşmalara imza atıldı.
2023 yılında Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle özellikle ekonomi alanında iş birliğini artırması ve siyasi olarak da ilişkilerini güçlendirmesi bekleniyor. Suudi Arabistan ve BAE’nin Doğu Akdeniz’de aktif bir siyaset izlediği göz önünde bulundurulduğunda; Ankara hükümetinin atacağı adımlar Doğu Akdeniz’deki dengeyi de değiştirebilir.
Öte yandan İsrail’de Benjamin Netanyahu’nun önümüzdeki günlerde yeniden hükümet kurması ve başbakanlık koltuğuna oturması bekleniyor. Türkiye ile İsrail arasında Yair Lapid ve Naftali Bennett’ın başbakanlığı döneminde önemli normalleşme adımları atılmış ve büyükelçilikler karşılıklı olarak yeniden açılmıştı. Netanyahu’nun yeniden başbakanlık koltuğuna oturması durumunda, Ankara-Tel Aviv hattında bazı anlaşmazlıklar gündeme gelebilir.