TCMB döviz alımı yapmaya başladı: Yabancı yatırımcılar Türk piyasasına güvenecek mi?
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın son bir hafta içerisinde piyasadan dolar çekmesi soru işaretlerine neden oldu. Banka, 31 Mart seçimlerine doğru eriyen döviz rezervlerini daha güçlü hale getirmek için bu uygulamayı sürdürüyor. Türkiye hazinesinin artması özellikle kriz zamanlarında Merkez Bankası'nın uygulayacağı para politikası ve yabancı yatırımcıların ülkeye olan güveni konusunda oldukça önem arz ediyor.
MERVE ORHAN
merveorhan@intell4.com
31 Mart yerel seçimler sonrası Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasadan dolar alması dikkat çekti.
Bu hafta başından itibaren TCMB’nin döviz piyasalarında aktif olması, bankanın para politikasında bir değişikliğe gittiğinin sinyallerini mi veriyor?
2024 yılının başlamasından bu yana bankanın işlem hareketleri döviz alımı üzerine değil döviz satımı üzerine işlem görüyordu.
Merkez Bankası tarafından döviz alımları, dolar 32 TL civarına gerilerken yaşandı. Seçim öncesi dolar kuru 35 TL civarında işlem görmekteydi.
TCMB'nin döviz alımları doğrudan müdahale kapsamında olmadığı için toplam döviz alım miktarı açıklanmıyor.
MERKEZ BANKASI PİYASADAN NEDEN DÖVİZ TOPLAR?
Merkez Bankası ülkenin para politikasını güvenli bir şekilde sağlamak amacıyla iç ve dış piyasada bazı önlemler alıyor.
TCMB dolar satın alarak, para ve döviz kuru politikalarına olan güveni sağlar ve bu politikaları destekler. Hazinenin yabancı para, iç ve dış borç ödemelerini gerçekleştirmek için gerekli olan dövizi hazır şekilde bünyesinde bulundurmak zorunda...
Banka, Türkiye ekonomisini yurt içi veya yurt dışında oluşabilecek ani finansal değişimlere karşı dayanıklı hale getirmeye ve küresel piyasalarda ülke ekonomisine duyulan güveni artırmaya çalışıyor.
Ayrıca Merkez Bankası, rezervlerin yönetiminde ülke menfaatlerine öncelik verir. Bu amaçla Banka; uluslararası rezervleri, anaparanın korunması ve gerekli likiditenin sağlanması için en düşük riske sahip yatırım araçlarında değerlendirir.
Merkez Bankası, rezerv yönetimi sırasında karşılaşılabilecek risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve kabul edilebilir sınırlar içinde tutulabilmesi için etkin bir risk yönetim stratejisi uygular.
Enflasyon hedeflemesi altında ortaya çıkan döviz müdahalesinin esas amacı enflasyon beklentisine karşı savunmacı bir para politikası izlemek olup, müdahalenin amacı kesinlikle belirli bir döviz kuru oranını korumak değildir.
Bu anlamda enflasyon hedeflemesi altında kura yapılan müdahalenin bazı nedenleri bulunuyor.
Enflasyon hedeflemesi altında kura yapılan müdahalenin birinci ve en önemli nedeni finansal istikrarı sağlamak ancak piyasalardaki istikrarsızlık varlık fiyatlarındaki dalgalanmayı beraberinde getiriyor.
Varlık fiyatlarında dalgalanma sadece fiyat beklentilerine değil aynı zamanda reel ekonomiye de etki ediyor. Eğer ülkenin borç stoku veya kısa dönem kredi arzı yüksek ise varlık fiyatlarındaki ani azalma hem tüketim hem de yatırım harcamalarını azaltıyor.
Bu durum da bilanço kanalı ile bankacılık sektörünün bilançolarının ve kredi arzının daralmasına yol açarak çıktı açığının artmasına neden oluyor. Bunun tam tersi ise balon ekonomisinin oluşmasına yol açıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası büyük miktarlarda döviz satın aldığında, o para birimine olan talebi artırıp ulusal para biriminin değerlenmesine neden olabilir. Bu durum ulusal para biriminin değerinin satın alınan yabancı para birimine göre artması anlamına gelir. Sonuç olarak ihracat pahalılaşırken ithalat ucuzlayabilir. Bunun ulusal ekonomi üzerinde ticaret dengelerini ve enflasyonu etkilemek de dahil olmak üzere çeşitli etkileri olabilir.
TÜRKİYE'YE GİREN YABANCI SERMAYE SAYISI ARTIYOR
Swap, finans piyasalarında iki tarafın belirli bir zaman diliminde, yükümlülüklere bağlı olarak faiz ödemeleri ve döviz cinsinin karşılıklı değiştirildiği sözleşmeler olarak biliniyor.
Bu yapılan işlemlerde amaç, döviz kurunda yaşanan değişimlerle meydana gelen riski en aza indirgemeyi sağlamak. Bunun sonucunda hem vatandaşlar hem yatırımcılar oluşan risklere karşı önlem almış oluyor.
Vatandaşlar hem bireysel hem de tüzel tarafta dövizde satıcı taraftayken, ülkeye yabancı sermaye girişi de kurda aşağı yönlü baskı yaratıyor.
TCMB verilerine göre yabancılar geçen hafta 267 milyon dolar hisse, 112 milyon dolarlık da tahvil aldı. Son günlerde ise swapta özellikle kısa vadeli tarafta yabancı ilgisi görülüyor.
Merkez Bankası'nın resmi verilerine göre, swap piyasasında gecelik vadede ima edilen faiz 1,5 ay sonra yüzde 40’ın altına indi. Yerel seçimler sonrasındaki ilk gün yüzde 51 seviyesinde olan faiz, yüzde 39’un altını gördü. Banka, swap işlemleri ile rezervlerini güçlendirmeye çalışıyor.
Bu satılan tahvillere bakılacak olursa, yabancı yatırımcının Türk piyasalarına olan güvenin arttığı görülüyor. Merkez Bankası'nın kur korumalı mevduat polikasının işlerliğinin devam edeceği anlamına da geliyor.
ÜLKE HAZİNESİNİN KAYNAKLARI ERİYOR
TCMB’nin rezervleri geçen yıla oranla gerilemeye başladı. Kamu harcamaları, seçim çalışmalarının getirdiği israf yükü, artan ihtiyaçlar, enflasyon gibi unsurlar rezervlerin erimesine neden oldu.
Yıl başından bu yana TCMB’nin swap hariç net rezervleri yıl başından bu yana 28 milyar doların üzerinde düşüş yaşadı. Toplamda eksi 65,5 milyar dolara geriledi. Resmi kaynaklardan net bir bilgi aktarılmasa da bu düşüşün yüksek oranda piyasadaki seçim öncesi artan döviz talebinin karşılanması kaynaklı olduğu belirtiliyor.
Yerel seçimlerin geride kalması ve mevcut ekonomi politikalarında devam edileceği mesajının güçlü şekilde verilmesi, piyasalardaki döviz talebini tersine çevirdi.
Bunda küresel bankaların raporları da etkili oldu. Hem tüzel hem de gerçek kişilerde dövizden TL’ye dönüş hareketi izlenirken, 1 Nisan günü yüksek efektif döviz satışının etkisi ile bir ara Kapalıçarşı kuru, bankalar arası kurun altına inmişti. Bu satışlarda seçim öncesi ödemelerini erteleyip, dövize dönen işletmelerin, tekrar TL’ye dönme istediğinin etkili olduğu bildiriliyor.
Merkez Bankası'nın elinde tuttuğu döviz miktarı, ekonominin büyüklüğü, uluslararası ticaretin düzeyi, ülkenin döviz kuru politikası gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebiliyor.
Merkez Bankaları, piyasalardaki hareketlilik zamanlarında yerli para birimlerini istikrara kavuşturmak için döviz rezervleri tutarlar. Örneğin bir ülkeden ani bir sermaye çıkışı olursa Merkez Bankası rezervlerini kullanarak kendi para birimini satın alabilir ve paranın çok hızlı değer kaybetmesini önleyebilir.
TCMB, ağırlıklı olarak ithalat ve ihracata bağımlı olduğu ülkeler, uluslararası ticareti kolaylaştırmak için hazinede yüksek miktarda döviz rezervleri tutar. Bir ülkenin para birimi zayıfsa yabancı mal satın almak daha pahalı olabilir ve bu da ticarete zarar verebilir.
TCMB'nin bunun önüne geçmek için bünyesinde güçlü bir döviz rezervi bulundurması gerekiyor. Böylelikle Türkiye'nin diğer ülkelerle ticaret yapma kabiliyeti artabilir.