Türkiye’nin yeni rotası Pasifik mi olacak?

Türkiye uzun zamandır ABD ve Batı ile ilişkilerinde sorunlar yaşarken; Rusya ve Çin gibi ülkelerle ise iş birliğini artırıyor. Peki, Türkiye ile Batı arasındaki sorunlar neler? Türkiye’nin yeni rotası Asya-Pasifik mi olacak?

Türkiye özellikle son birkaç yıl içerisinde ABD ve Batı ile ilişkilerinde birtakım problemler yaşıyor. Bu sorunların başında ise ABD ve Batılı ülkelerin, Suriye’de terör örgütü PKK/PYD’ye destek olması geliyor. Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde büyük bir bölümü kontrolü altında tutan ve on binlerce militana sahip olan PKK/PYD’yi terör örgütü olarak tanımlıyor. Örgütün buradaki faaliyetleri, sürekli militan sayısını artırması, ABD tarafından verilen gelişmiş silahlara sahip olması Türkiye'nin güvenlik tehdidi olarak önlem almasının başında geliyor.

Bir NATO müttefiki olan Türkiye; ABD’nin, Suriye’nin kuzeyinde yıllardır terör örgütü PKK/PYD ile birlikte hareket etmesinden rahatsızlık duyuyor. Türkiye’nin tüm söylemlerine ve itirazlarına rağmen ABD; örgütü bir taraftan askeri ve ekonomik olarak desteklemeye devam ederken, bir taraftan ise örgütün sözde yöneticileri ile bir araya gelmeyi sürdürüyor.

Ayrıca Suriye’nin kuzeyinde, terör örgütünün kontrolü altında bulunan ve Türkiye sınırına oldukça yakın bölgelerde ABD’nin yeni askeri üsler inşa etmesi gözden kaçmıyor. Türkiye-ABD ilişkilerinde derin kırılmalar yaratan bu sorun, yıllardır bir türlü çözüme kavuşamıyor. Türkiye’nin tavrını net bir şekilde ortaya koymasına rağmen ABD’nin Suriye’de terör örgütlerinin yanındaki tavrı sürüyor. 

TÜRKİYE-BATI İLİŞKİLERİNDE DOĞU AKDENİZ ÇIKMAZI

Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji ve doğalgaz uzun zamandır dünyanın gündeminde. Emperyalist ülkelerin de yıllardır bölgeye ilgisi artmış durumda. Ancak ABD, Fransa, Almanya ve İtalya gibi ülkeler; Doğu Akdeniz’de Yunanistan yanlısı bir politika izliyor. Türkiye, Doğu Akdeniz konusunda kendi haklarının görmezlikten gelindiğini ve bu bölgede herhangi bir oldu bitti durumuna izin vermeyeceğini sürekli vurguluyor.

Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunan Yunanistan, GKRY, İsrail ve Mısır gibi ülkelerin yanı sıra BAE, Fransa, İtalya, Almanya, ABD ve Suudi Arabistan; Türkiye karşıtı bir cephede bir araya gelmiş bulunuyor. Bu durum, Türkiye-Batı ilişkilerine de olumsuz bir şekilde yansıyor. Her ne kadar son zamanlarda bölgedeki gerilim düşse de; iki taraf arasındaki Doğu Akdeniz çıkmazı devam ediyor.

Doğu Akdeniz konusunda tarafların ortak bir çözüm bulması ve yeni bir sayfa açması hayli uzak bir ihtimal. Türkiye’nin, sorunu diplomasi yoluyla çözme çağrılarına rağmen başta Yunanistan olmak üzere Batılı ülkelerin tavrında bir değişiklik görünmüyor.

SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI BIDEN TARAFINDAN KABUL EDİLDİ

20 Ocak’ta görevine başlayan Joe Biden, uzun bir müddet boyunca Türkiye ile diplomatik temas kurmadı. Biden’ın bu tavrı, Türkiye ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği yönünde önemli işaretler verdi.

ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki ilk temas, 23 Nisan tarihinde bir telefon görüşmesi ile gerçekleşti. Bu telefon görüşmesinde ikili ilişkiler ele alınırken, liderler 14 Haziran’daki NATO Zirvesi’nde yüz yüze görüşme konusunda mutabık kaldı.

İki liderin telefon görüşmesinden bir gün sonra ise ABD Başkanı Joe Biden, 1915 olayları ile ilgili sözde Ermeni soykırımını tanıdıklarını deklare etti. Daha önceki ABD başkanları tarafından dile getirilmeyen bu durumun, Biden tarafından duyurulması iki ülke ilişkilerini derinden sarstı. Türkiye’nin Biden’a cevabı ise sert oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’ye Vietnam, Afganistan ve Latin Amerika’da yaptığı katliamları hatırlattı. Uzun süredir gergin olan Türkiye-ABD ilişkileri, bu olaydan sonra daha da sertleşti.

Geçtiğimiz günlerde Birlemiş Milletler (BM) Genel Kurul Toplantısı için New York’a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Biden ile yüz yüze bir görüşme gerçekleştirememesi ise iki ülke arasındaki krizin büyümesine yol açtı.

S-400’LER VE YAPTIRIM TEHDİTLERİ

Türkiye ile ABD arasında uzun yıllardır sorun teşkil eden bir diğer mesele ise Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemleri. Suriye ve Irak sınırlarında terör tehdidi ile karşı karşıya olan Türkiye, ABD’nin F-35’ler konusunda verdiği sözleri tutmaması üzerine Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerine yöneldi. Ancak Rusya’dan alınan S-400’ler, Türkiye-ABD ilişkilerinde kriz yarattı.

ABD, bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin, Rusya’dan hava savunma sistemi almasına karşı olduğunu duyurdu. NATO’dan da Türkiye’ye yönelik sert açıklamalar geldi. Türkiye bu süreç içerisinde sürekli bağımsızlık vurgusu yaparken, kendisine verilen sözlerin yerine getirilmediğini sık sık hatırlattı.

Türkiye’nin tüm açıklamalarına rağmen ABD ve NATO tarafının S-400 konusunda sert tavrı sürüyor. ABD, geçtiğimiz Nisan ayında Türkiye’ye yönelik Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası’nı (CAATSA) yürürlüğe koydu. Bazı medya organlarında ise tarafından yaptırımların önümüzdeki dönemde daha da artırılacağı dile getirilmeye devam ediyor.

ABD bir taraftan Türkiye’nin terör örgütü olarak nitelendirdiği gruplarla ilişkisini sürdürürken, bir taraftan ise CAATSA yaptırımlarını gündeme getirmeye devam ediyor. Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve GKRY gibi ülkelerle ortak hareket eden ABD, Türkiye tarafından parası ödenmesine rağmen F-35’leri teslim etmiyor. Sözde Ermeni soykırımını kabul eden ABD, FETÖ gibi terör örgütleriyle de ilişkisini sürdürüyor.

Son altı ayda alınan kararlar, Türkiye - ABD ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığının da açık bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

RUSYA VE ÇİN İLE İLİŞKİLER GELİŞİYOR

ABD ve Batı’nın birçok konuda ortaya koyduğu tavır, Türkiye’nin Pasifik’e doğru kaymasına yol açıyor. Türkiye’nin Rusya ve Çin gibi ülkelerle ilişkilerini son yıllarda ileri boyutlara taşıdığı gözlemleniyor. Suriye’de uzun yıllar boyunca birbirine karşıt bir pozisyonda bulunan Türkiye ve Rusya, 2016 yılından bu yana bölgedeki sorunları çözmek için ortak çalışıyor.

İki ülke başta İdlib olmak üzere Suriye’nin tüm kuzeybatısında bulunan bölgelerdeki sorunları çözmek için ortak bir noktada buluşmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra iki ülke arasında ekonomik ve ticari ilişkiler de her geçen gün gelişiyor. 2018 yılında Rusya’dan 2,5 milyar dolar değerindeki S-400 hava savunma sistemlerini alan Türkiye, yeni bir anlaşma daha sağlanabileceğini dile getiriyor.

Rusya ile Türkiye arasında Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatı da devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi’de Putin ile görüşmesi öncesi iki ülkenin yeni nükleer santraller inşa edilebileceğini söyledi. Tüm bunlarla birlikte, Rusya ile Türkiye arasında turizm ilişkileri de üst seviyede.

Ayrıca Türkiye’nin Çin, İran, Pakistan ve Hindistan gibi Asya ülkeleriyle de güçlü ilişkileri bulunuyor. Çinli akıllı telefon üretici şirketleri Xiaomi, Oppo ve Vivo gibi firmaların Türkiye’ye yatırım yaptığı bilinirken, Türkiye’ye gelen Çinli turist sayısında da artış gözlemleniyor. Ayrıca Çin’in 2013’te ilan ettiği Kuşak ve Yol projesi için Türkiye oldukça kritik bir konumda bulunuyor.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; ABD ve Batı ile ilişkilerinde büyük sorunlar yaşayan Türkiye’nin, önümüzdeki dönemde rotasını Asya/Pasifik’e doğru çevirebileceğini söyleyebiliriz.

Türkiye’nin ABD ve Batı ile yaşadığı sorunları kısa vadede çözmesi zor görünürken; Rusya ve Çin gibi ülkelerle ise iş birliği her geçen gün gelişiyor. Bu durum, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin rotasını tamamen Asya’ya çevireceği ihtimalini de oldukça güçlü kılıyor.