Ankara-Kahire hattında yeni bir sayfa açılıyor: 11 yıl sonra karşılıklı Büyükelçi atandı
Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin normalleşmesi adına önemli adımlar atılıyor. 2021 yılında başlayan ancak ağır adımlarla ilerleyen süreç sonrası, iki devletin dışişleri bakanlıklarından ortak bir açıklama geldi. Açıklamada diplomatik ilişkilerin yeniden büyükelçilik düzeyine çıkarıldığı ifade edildi. Peki Türkiye-Mısır normalleşmesinin Doğu Akdeniz’e yansımaları ne olur?
Türkiye, Mısır’da uzun zamandır büyükelçi bulundurmadığı için diplomat olarak görev yapan Salih Mutlu Şen’i Kahire Büyükelçisi olarak gösterdi. Mısır hükûmeti de aynı şekilde uzun yıllardır diplomat olarak görev alan Amr Elhamamy’i Ankara Büyükelçisi adayı olarak gösterdi.
İlerleyen dönemde iki devletin başta ekonomi olmak üzere her alanda iş birliğini artırması ve diğer bölge devletleriyle de ilişkilerini geliştirmesi bekleniyor.
DIŞİŞLERİ BAKANLIKLARINDAN KARŞILIKLI AÇIKLAMALAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, geçtiğimiz yıl Katar’da düzenlenen Dünya Kupası'nın açılışı sırasında Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad es-Sani’nin aracı olmasıyla ilk kez bir araya gelmişlerdi.
Katar’da yapılan bu görüşme, yaklaşık iki yıldır ağır bir şekilde ilerleyen normalleşme sürecinin hızlanmasında önemli rol oynadı. Dışişleri Bakanlıklarından gelen karşılıklı açıklamalar da sürece olumlu anlamda katkı sağladı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin seviyesinin yükseltilmesi, iki ülke Cumhurbaşkanlarının aldığı karar uyarınca uygulamaya konulmuştur. Bu adım iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden normalleşmesini hedeflemekte ve Türk ve Mısır halklarının çıkarları doğrultusunda ikili ilişkilerin geliştirilmesi amacına yönelik karşılıklı iradeyi yansıtmaktadır.”
Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise "Karar iki kardeş halkın yararına olacak şekilde ilişkilerin normalleşmesini amaçlıyor" ifadeleri kullanıldı.
MISIR İLE OLAN İLİŞKİLER NEDEN BOZULDU?
2010 yılının son aylarında Tunus’ta başlayan sonrasında Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine de yayılan protesto gösterileri, 2011 yılında Mısır’da etkisini göstermiş ve 29 yıl süren Hüsnü Mübarek iktidarının sonunu getirmişti.
Dünyada “Arap Baharı” olarak bilinen gösteriler, Mısır’da Müslüman Kardeşler ile aynı çizgide bulunan Özgürlük ve Adalet Partisi’nin iktidar olma yolunu açmıştı. İlerleyen süreçte ise Muhammed Mursi, Mısır’ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti.
Mursi, göreve geldikten yaklaşık bir yıl sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi’nin gerçekleştirdiği darbe ile iktidarını kaybetti.
Mısır’da yaşanan olaylara Türkiye sert tepki gösterdi ve Ankara-Kahire arasındaki ilişkiler kopma noktasına geldi. 2013 yılında ise Mısır, Türkiye Büyükelçisi'ni ülkenin iç işlerine karışmakla suçladı ve istenmeyen kişi ilan etti.
İlerleyen süreçte ise iki devlet arasındaki ilişkiler, uzun yıllar düzelmeyecek duruma geldi.
İLİŞKİLERİN NORMALLEŞMESİNİ SAĞLAYAN FAKTÖRLER
Mısır’da Sisi’nin darbe ile iktidara gelmesinin ardından en sert tepkiyi veren ülkelerden biri Türkiye olmuştu. Ancak ilerleyen yıllarda özellikle Doğu Akdeniz ve Suriye ile yaşanan sorunlar, Türkiye'yi dış politikada yeni atılımlar yapmaya yöneltti.
Ağustos 2020'de Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan deniz yetki alanları anlaşması, Türkiye ve Mısır arasındaki diyalogların yeniden kurulması adına önemli adımlardan biri oldu.
Kahire ve Atina arasında imzalanan anlaşma, Türkiye’nin belirlediği bölgenin güney sınırını da kabul etmiş ve Ankara tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.
İlerleyen süreçte iki devletin Dışişleri Bakanları farklı zamanlarda görüşmeler gerçekleştirmiş ve son olarak 2022 yılında Katar'da düzenlenen Dünya Kupası açılış maçında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi kısa bir görüşme gerçekleştirmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sisi ile görüşmesini şu ifadelerle değerlendirmişti:
“Bir süreç başlayabilir demiştik. Böyle bir sürecin başlaması için burada bir adım atılmış oldu ve hayırlısıyla görüşmeleri yaptık. Temennim odur ki, önce bakanlarımızla başlayan bir süreci, daha sonra inşallah üst düzey görüşmelerle iyi bir noktaya taşıyalım istiyoruz. Çünkü olaya ben şöyle bakıyorum, Türkiye-Mısır arası, bir liderler buluşması değildir, Türk milleti ile Mısır halkının geçmişteki birlikteliği bizim için çok önemlidir.”
BÖLGESEL ÇIKARLAR VE ORTAK EKONOMİK MENFAATLER
Ankara ve Kahire hükûmetleri arasındaki diyaloglarda öncelikli olarak bölgesel konular ve ekonomik faaliyetler bulunuyor.
Mısır'da birçok bölgede Müslüman Kardeşler’in artık eylem bakımından aktif olmaması, bölge ülkeleri arasında diyalogların olumlu yönde ilerlemesini sağlayacak etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Türkiye açısından en önemli konulardan birisi de Doğu Akdeniz.
Mısır, İsrail, Yunanistan ve Kıbris Cumhuriyeti; bölgedeki doğal gazın çıkarılması açısından en önemli konumda bulunuyor.
Çıkarılan doğal gazın ihracatını amaçlayan East Med Gas Forum'da bulunmayan Türkiye, Mısır ve İsrail ile diyaloglarını ilerleterek organizasyona dahil olmayı planlıyor.
Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkiler uzun zamandır kopmuş durumda bulunuyor fakat iki devlet arasında yaşanan diplomatik krizin ekonomik faaliyetleri olumsuz etkilediği söylenemez.
Mısır'da birçok Türk şirketi yatırımlarına devam ediyor ve yaklaşık 1 milyon kişiye iş alanı açıyor.
İki devlet arasındaki ticaret hacmi, 2018 yılında 5 milyar dolar barajını aşmış ve tarihi bir rekor kırmıştı. İlerleyen süreçte, ticaret hacmi daha da arttı ve iki devlet birbirlerinin ürünlerini daha çok ithal etmeye başladı.
Türkiye ve Mısır özellikle Afrika'da birlikte büyük ticari faaliyetlerde bulunmaya devam ediyorlar.
DOĞU AKDENİZ, LİBYA VE YUNANİSTAN
Türkiye ve Mısır ilişkilerinde en önemli konuların başında Doğu Akdeniz geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan; konu ile ilgili yaptığı açıklamalarda, Mısır ile Akdeniz’den kaynaklanan “hak ve çıkarların korunması” konusunu ele alacaklarını belirtmiş ve Mısır’ın Türkiye ile deniz yetkilendirme anlaşması imzalamasının iki taraf için de yararlı olacağını ifade etmişti.
Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile üçlü bir organizasyon kuran Mısır ise sürecin hızlı ilerlemesi taraftarı değil.
Türkiye ise Mısır ile olan ilişkileri geliştirerek Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de olan etkinliğini azaltmayı planlıyor.
Ankara ve Kahire hattının yakınlaşması, Yunan medyasında büyük yer buldu.
Özellikle birkaç yıl önce Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimin başrollerinden biri olan Atina, Türkiye-Mısır ilişkilerinin olumlu yönde ilerlemesinden pek de memnun gözükmüyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis, Doğu Akdeniz’de devam eden anlaşmazlıkları çözmek için adımlar atmaya hazır olduklarını söyledi.
Yerapetritis, “Geriye kalan tek şey, Türkiye’nin de samimi bir şekilde yakınlaşma yolunu açmak isteyip istemediğini belirlemek. Ancak bu Yunanistan’ın kırmızı çizgilerinden ya da ulusal önceliklerinden geri adım atacağı anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve Mısır ilişkilerinin olumlu yönde ilerlemesinin önündeki engellerden biri de Libya konusu.
Libya'da devam eden siyasi istikrarsızlığı kendisi için son derece önemli bir ulusal güvenlik sorunu olarak açıklayan Mısır, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu dış ülkelerin Libya'dan çekilmesini talep ediyor.
Ankara ve Kahire'nin Libya'da uzun zamandır devam eden iç şavaşta farklı tarafları destekliyor olması, ilişkilerin olumlu yönde ilerlemesine engel oluyor.
İki taraf açısından da karşılıklı güvenin artmasıyla birlikte başta Libya olmak üzere bölgesel konularda iş birliği kaçınılmaz görünüyor.