Jamie Dettmer Politico için yazdı: Zelenski, Trump'ı kazanabilir mi?
ABD merkezli dijital gazete Politico'da köşe yazarlığı yapan Jamie Dettmer, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi bekleyen bir sonraki sınamayı kaleme aldı. Zelenski, başkan seçilmesi halinde Donald Trump'ı kendi safına çekmeyi başarabilir mi?
“Bir varoluş savaşımı verirken endişelenmen gereken son şey etkileyemeyeceğin bir seçimin sonucudur çünkü seçimi başka insanlar yapar. Sonuç kim olursa olsun, o seçimle çalışmak zorundasın.”
Bunlar Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba’nın bu haftanın başlarında Politico ile bir röportajındaki cümleleriydi. Bu yıl Avrupa, daha da önemlisi ABD’deki seçimlerin, dev işgalci komşusu Rusya’ya karşı bağımsızlığını ve egemenliğini kararlılıkla savunan Ukrayna’yı nasıl etkileyebileceği sorulduğunda, “Ne olursa olsun, seçimlerin galipleriyle etkileşimde bulunmak için bir yol bulmamız gerekecek” cevabını verdi.
Bu, tabii ki, geçmişte sıklıkla yaptığı gibi siyasi yer çekiminin geleneksel kurallarına karşı gelmeyi başarırsa eski ABD Başkanı Donald Trump’ı da içerebilir. Fakat o zaman Ukrayna nasıl Trump-geçirmez hale getirilebilir?
Herkes Kuleba kadar felsefi değil. Trump’ın Beyaz Saray’a dönme ihtimalinin gölgesi bu savaşın üzerine düşüyor ve hem Ukrayna hem Avrupa ikinci bir Trump başkanlığının nasıl gözükebileceğine ilişkin çirkin bir tadımlık aldı: ABD Başkanı Joe Biden’ın kritik 60 milyar dolarlık yardım paketi, çoğunlukla Trump destekçisi Cumhuriyetçi yasa koyucular yüzünden Capitol Hill’i aylardır karıştırıyor.
Bu denli siyasi şok ve sarsıntılar muhtemelen ABD başkanlık seçimleri yaklaşırken kesin biçimde artmaya devam edecektir. Ateşin etrafında toplanan güveler gibi, giderek artan sayıda yasa yapıcı kendi seçim çıkarları için Trump'ın ışığına daha yakın durarak bu ışığın tadını çıkarmayı umabilir.
Trump’ın kendisi Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne karşı kayıtsızlık göstermiş, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in anlaşması için ısrar edeceğini söylemişti. Bu, Moskova’nın Ukrayna’nın büyük bir parçasını elde tutması ve uygun gördüğünde savaşı tekrar başlatması anlamına gelir.
Peki partizan seçim öncesi oyunları sona erdiğinde Ukrayna bir Trump Beyaz Saray’ında nasıl hareket edecek? Görülmesi gerektiği gibi, küresel güvenliğin, transatlantik ilişkilerin ve hatta Amerika’nın kendi güvenliğinin geleceğini belirleyici bir unsur olarak görülecek mi?
Zelenski’nin ofisinde kıdemli bir danışman olan Mykhailo Podolyak, bunun gerçekleşeceğine inanıyor. Podolyak, Politico’ya “Başkanlık seçimlerine hazırlandıkları için iç siyaset gündeminin baskın olduğunu anlıyorum. Fakat Ukrayna’ya yatırım yapmak Amerika’nın itibarına, hakimiyetine, küresel kurallar koyma ve bu kuralların çiğnenmemesi hakkına yatırım yapmak demektir” şeklinde konuşmuştu. Diğer bir ifadeyle Amerika'nın ulusal çıkarları devreye girecek, ve bu savaş özelinde “Önce Amerika” ile “Önce Ukrayna” aynı anlama gelecek.
Danışman, “Başka türlü olması garip olurdu” ifadelerini sözlerine ekledi.
Optimistik Podolyak, neden Trump’ın Biden’ın Ukrayna’yı destekleme politikasını sürdüreceğini umduğuna ilişkin en ilgi çekici açıklamalardan birine imza attı. Bu açıklama, hiç şüphesiz eski ABD Başkanı Calvin Coolidge'in “Amerikan halkının başlıca işi iştir” görüşünü benimseyen bir adamın ilgisini çekecektir.
Ukrayna’ya silah ve cephane sağlamanın ve kendi silahlarının Ruslarınkilere karşı savaş alanında ne kadar efektif ve gelişmiş olduğunu göstermenin “Amerikan askeri-endüstriyel kompleksine ticari katkılarının” açık olduğunu, dile getiren Podolyak, “Rusya 2023 yılında silah ihracat pazarının yüzde 53'ünü kaybetti çünkü silahları etkili değil. Amerikan askeri-endüstriyel kompleksi, diğer şeylerin yanı sıra Amerika'nın siyasi partilerine büyük bağışta bulunuyor ve satışlar istihdam ve kar anlamına geliyor” dedi.
Kıdemli Danışman, her şeyin başarısız olması halinde Zelenski’nin iletişim becerilerine, diğer bir ifadeyle konuşma yeteneğine, Trump’ı kazanma konusunda fazlasıyla güven besliyor.
Kiev’deki hükümet karargahındaki favori restoranında çay içerken konuşan Podolyak, “Farklı ülkelerdeki politikacıların duygu ve düşüncelerine dokunabiliyor ve onları etkileyecek argümanları tam olarak belirlemede başarılı. Onu bunu yaparken görmek çok havalı” ifadelerini kullandı.
Kimse Zelenski’nin belagat ustalığından şüphe duymuyor. O, muhataplarının kalbini fethetme ve farklı kitlelerle bağlantı kurma konusundaki şovmen yeteneğini birçok kez kanıtladı. Fakat daha önce yeteneklerini abarttığı da oldu. Bunu Putin’e karşı, Rus lideri bir barış anlaşmasına ikna etme vaadiyle 2019’da kampanya düzenlediğinde, kesinlikle yapmıştı. Ve Politico’ya anonimlik şartıyla konuşan kıdemli eski bir Ukrayna istihbarat danışmanına göre aynı hareketi iki yıl önce Rus işgalinin arifesinde, Putin’i ikna ederek felaketten dönülebileceğine inanarak da yaptı.
Görünen o ki bazı insanlar onun ikna kabiliyetine karşı dayanıklı.
Zelenski, daha önceleri eğer Putin Trump’ın yeniden seçilmesinin Rusya’ya askeri zaferi getireceğini ümit ediyorsa Rus liderin yanılıyor olacağını belirtmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı geçtiğimiz eylül ayında Trump’ın “asla” Putin’e destek olmayacağını söylemişti. Fakat bu güven Zelenski’nin Trump’ın savaşı bir günde bitirebileceğine dair saygısız önerilerinden ötürü açık ve kesin endişe bildirmesiyle yok oldu.
Bu övünmeyi “çok tehlikeli” olarak niteleyen Ukraynalı lider, Birleşik Krallık’tan Channel Four News’e verdiği demeçte bunun sadece bir seçim propagandası olduğunu umduğunu söyledi.
Zelenski, daha sonra Trump’ın başkanken tek taraflı olarak Ukrayna’ya zarar verebilecek kararlar alabileceği fikrinin “fazlasıyla stres olmasına sebep olduğunu” sözlerine ekledi.
Ancak bu stresin bir kısmı, Trump’ın Britanyalı popülist üçkağıtçı dostu Nigel Farage’a verdiği röportajda, ABD’nin transatlantik ittifakta kalmaya “yüzde 100” devam edeceğini söylemesi ve daha önceden Rusya’yı finansal yükümlülüklerini yerine getirmeyen NATO ülkelerine “ne isterse yapması” konusunda teşvik edeceği söylemini geri çekmesiyle dinmiş olabilir.
Ancak Trump ilk döneminin büyük bölümünde küçümsediği Batılı müttefiklerine karşı yumuşuyor olsa bile bu sadece sorunun yarısını çözüyor: Hala Trump’ın başa çıkılması gereken öngörülemezliği, nasıl davranabileceğini hesaplamayı bu kadar kafa karıştırıcı hale getiren içgüdüsel bir tarafı var. Bu, yaşam savaşı veren bir ülke için özellikle korkunç bir ihtimal.
Ukraynalıları Biden'ın yenilgisi konusunda her şeyden çok endişelendiren şey, kolayca gücenen ve kişisel sorunlarının jeopolitiği gölgede bırakmasına izin veren duygusal, kırgın Trump. Muhafazakar yorumcu Tucker Carlson ve Temsilciler Meclisi'nden Cumhuriyetçi Marjorie Taylor Greene gibi Putin hayranı Trump destekçilerinden oluşan bir grup da Trump'ın Ukrayna'ya olan kızgınlığını körüklemeye hevesli olacak.
Böylelikle, Kiev’deki yetkililerin gündeme getireceği kilit bir soru, Trump’ın kendisi ve eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani’nin son başkanlık seçiminden önce Zelenski’ye zorla kabul ettirmeye çalıştıkları şeyi, avukat ve iş insanı Hunter Biden’a babası Joe Biden’ı lekelemek adına Ukrayna’daki ilişkilerinden dolayı kanuni bir dayanağı olmaksızın soruşturma açmayı, gerçekleştirmemiş olmasından ötürü kin besleyip beslemediği.
Giuliani’nin yardımcılarından Lev Parnas’ın her şeyi anlattığı kitabı “Shadow Diplomacy”de (Gölge Diplomasi) açıkladığı üzere, hem Trump hem Giuliani Ukrayna’nın bir inceleme duyurması konusunda iş birliğini reddetmesine giderek daha fazla öfkelenmişti. Trump ve Giuliani, 2019’da Madrid’de gerçekleşen kötü şöhretli bir toplantıda Kiev’in soruşturma başlatacağına söz verdiği aktarılan fakat bu vaadi yerine getirmeyen Zelenski’nin başdanışmanı Andriy Yermak’a özellikle sinirlenmişlerdi.
İsminin belirtilmemesi kaydıyla konuşan Zelenski’nin eski yardımcılarından biri, “Yermak, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ile Jake Sullivan ile olduğu gibi iletişim kurabilecek mi? Zannetmiyorum” dedi.
Ancak Amerikalı bir Ukrayna lobicisi, görevdeyken Trump’ın eski ABD Başkanı Barack Obama’nın reddini geri çevirerek Ukrayna’ya öldürücü silahlar vermeyi kabul etmesini rahatlatıcı olarak değerlendiriyor. Lobici ayrıca Trump’ın Rus devlet mülkiyetindeki gaz şirketi Gazprom’un Kuzey Akım 2 boru hattını bitirmesine yardımcı olan şirketlere yaptırım uygulamaktan mutluluk duyacağına da dikkat çekti.
Kuleba da ocak ayındaki “Ukrayna’ya ilk Amerikan silahını kim sattı? Başkan Trump [bize] Javelin [gönderdi]. İlk donanma gemileri olan Ada ve Mark VI botlarının Ukrayna'ya ücretsiz teslimi programını kim başlattı? Trump. Kuzey Akım 2 projesine karşı kim mücadele etti? Trump” açıklamalarıyla benzer bir noktaya değinmişti.
Ve bu hafta Politico’ya konuşurken Dışişleri Bakanı, bu durumun 2014’ten, Moskova’nın Ukrayna’daki Batı yanlısı Maidan ayaklanmalarının ardından Donbas’a girmesinden beri tekrar ettiğinin altını çizmişti.
Kuleba, “Putin saldırır ve diğer ülkelerdeki seçimleri bekler, onlara müdahale ederek iktidarı kendisine karşı uysal davranacak kişilere götürür. Ya da öyle olduğunu zanneder … Seçimler hiçbir zaman gerçekten onun yararına olmaz, o da işine yarayacağını düşünerek bir sonraki seçimleri bekler” dedi.
Bunun değişip değişmeyeceğini bekleyip görmemiz gerekecek. Ukraynalılar ümitlerini değişmeyeceğine bağlıyor.
Yazan: Jamie Dettmer
Intell4 için çeviren: Mansur Ali Bilgiç - mansuralibilgic@intell4.com
Makaledeki görüşler yazara aittir ve Intell4 Global Strateji Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.'nin görüşlerini yansıtmayabilir. Orijinal esere buradan ulaşılabilir.