Avrupa’nın enerji stratejisinde Afrika etkisi

Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, Batı ülkelerinin enerji tedariki konusundaki farklı arayışları sürüyor. Daha önce Venezuela, İran, Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz gibi alternatiflerin üzerinde duran Avrupa, son dönemde Afrika ülkeleriyle iş birliğini artırmış durumda. Peki, Avrupa, enerji alanında hangi alternatifler üzerinde duruyor? Afrika ülkeleri enerji alanında Avrupa’ya hangi mesajları veriyor?

24 Şubat’ta başlayan Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının ardından dünya kamuoyunda en çok konuşulan konulardan biri de enerji oldu. Ukrayna saldırıları sonrası Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımları yürürlüğe koyan Batı, Moskova ile enerji alışverişini sonlandıramadı.

Başta Almanya olmak üzere birçok Batı ülkesi, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını Rusya’dan karşılıyor. Bu durum, Rusya’ya karşı Ukrayna’yı destekleyen Batı ülkelerinin, Moskova hükümeti karşısında pozisyonunu zayıflatıyor.

Almanya, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının başlamasının hemen ardından Moskova ile yürüttüğü Kuzey Akım 2 projesini sonlandırma kararı aldı. Söz konusu proje, Rus doğal gazının boru hatlarıyla Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya ulaşımını amaçlıyordu. Berlin hükümeti her ne kadar bu projeyi tek taraflı olarak sonlandırsa da; enerji alanında Rusya’ya bağımlılığını bir türlü azaltamadı.

Fransa ve Almanya gibi enerji ihtiyacının neredeyse yarısını Rusya’dan karşılayan ülkeler; Moskova hükümeti karşısında ılımlı tutum sergiledikleri gerekçesiyle diğer Batı ülkelerinden sert tepki aldı. Başta Polonya olmak üzere Litvanya, Letonya ve Estonya gibi ülkeler; Almanya ve Fransa’yı, Rusya ile iş birliği yapmakla ve Ukrayna hükümetine yeterli desteği vermemekle suçladı.

Bu süre içerisinde ABD, Batı ülkelerinin enerji alanında Rusya’ya bağımlılığını sonlandırmak için farklı alternatifler üzerinde durmaya başladı. Washington hükümeti, uzun yıllardır ambargo uygulamasına rağmen petrol ve doğal gaz rezervleri açısından zengin bir konumda olan İran ve Venezuela gibi ülkelere de heyetler gönderdi. Avrupa’ya farklı noktalardan enerji tedariki sağlamaya çalışan ABD; İran ve Venezuela görüşmelerinden beklediği karşılığı bulamadı.

ABD için bir diğer alternatif ise Doğu Akdeniz oldu. Bölgedeki zengin doğal gaz rezervleri uzun yıllardır İtalya, Yunanistan, İsrail, Türkiye, Mısır, GKRY, BAE ve Fransa gibi ülkelerin ilgisini çekiyor.

Eastmed Boru Hattı projesi ile birlikte Doğu Akdeniz kaynaklarının Kıbrıs ve Girit üzerinden Yunanistan’a ulaştırılması hedefleniyordu. Söz konusu kaynakların Yunanistan’dan İtalya’ya ve oradan da tüm Avrupa’ya aktarılması planlanıyordu. ABD ve Batı ülkelerinin, enerji alanında üzerinde durduğu en önemli alternatiflerden biri de Eastmed Boru Hattı projesi olarak görülüyordu.

Ancak Washington hükümeti, geçtiğimiz aylarda Eastmed Boru Hattı projesinden ayrılarak tüm dengeleri tersine çevirdi. ABD’nin bu projeden ayrılması ile birlikte Yunanistan ve GKRY gibi ülkelerin bölgedeki hesapları değişti. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken, Avrupa ülkeleri enerji konusunda farklı arayışlar içerisine girdi.

Petrol ve gaz açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan Irak da ABD ve Avrupa ülkelerinin ilgi odağı haline geldi. IKBY ile güçlü ilişkileri olan ABD, buradaki rezervleri Avrupa’ya ulaştırma konusunda birtakım arayışlar içerisine girdi. Ancak Türkiye ve İran gibi bölge ülkelerinin bu duruma mesafeli yaklaşması, ABD’nin geri adım atmasına yol açtı.

RUSYA’NIN RUBLE HAMLESİ İLE DEĞİŞEN DENGELER

ABD ve Batı başta olmak üzere birçok ülke, Ukrayna saldırılarının hemen ardından Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırım uyguladı. Söz konusu yaptırımların hemen ardından Rus para birimi Ruble tarihi bir değer kaybına uğradı. Bu durum, Rusya ekonomisini de oldukça olumsuz etkiledi.

Bir taraftan Moskova’ya yönelik yaptırımlar uygulanırken, bir taraftan da Rusya ile Avrupa arasındaki enerji alışverişi devam etti. Moskova hükümeti tarafından Nisan ayında yapılan açıklamada, Rusya’dan doğal gaz satın alan ülkelerin, Rus para birimi ruble ile ödeme yapması gerektiği duyuruldu. Bu karar, Rusya ile Batı arasında yeni bir krize yol açtı.

Almanya, Fransa ve Avusturya gibi ülkeler, Rusya’nın kararına yeşil ışık yakarak, ruble ile ödeme yapabileceklerini açıkladılar. Baltık ülkeleri başta olmak üzere Hollanda, Polonya ve Bulgaristan gibi ülkeler ise ruble ile ödeme yapmayı reddettiler.

Moskova hükümeti, ruble ile ödeme yapmayı reddeden Polonya, Bulgaristan, Estonya, Litvanya, Letonya ve Hollanda gibi ülkelere gaz akışını kesti. Bu durum, Batı ülkelerinin Rusya dışında farklı alternatif bulma arayışını daha da hızlandırdı. Moskova hükümeti, attığı bu adımlar rubleye yeniden değer kazandırmayı başardı.

AFRİKA ÜLKELERİNDEN AVRUPA’YA İŞ BİRLİĞİ TEKLİFİ

Batı ülkelerinin enerji konusunda son dönemde üzerinde durduğu bölgelerden biri de Afrika. Cezayir, yaşanan sorunlar nedeniyle Fas toprakları üzerinden İspanya ve Portekiz’e ulaşan Mağrib-Avrupa boru hattından doğal gaz pompalamayı durdurma kararı almıştı. Bu kararın üzerine Fas hükümeti ise yıllık yaklaşık 1 milyar metreküp doğal gaz ihtiyacının tedarikinde sorun yaşamaya başlamıştı.

Alternatif gaz arayışı içerisinde olan Fas, Nijerya ile boru hattı projesine yoğunlaşmayı planlıyor. 15 Afrika ülkesinden geçecek doğal gaz boru hattı projesi ile Nijerya gazının İspanya üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması hedefleniyor.

Nijerya ile Cezayir arasında yaklaşık 20 yıl öncesine dayanan ve Nijerya doğal gazının Nijer ve Cezayir üzerinden Avrupa’ya ulaşmasını hedefleyen Trans-Sahra Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, o dönem yaşanan bazı sorunlar nedeniyle şu ana kadar uygulanamadı.

Öte yandan geçtiğimiz günlerde Portekiz Devlet Başkanı Marcelo Rebelo de Sousa ile bir araya gelen Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari, burada önemli açıklamalarda bulundu.

Buhari, 200 milyondan fazla nüfusa sahip Nijerya’nın, Afrika Kıtası Serbest Ticaret Bölgesi’nin (AFFTA) merkezi olduğuna dikkat çekti. Nijerya Devlet Başkanı, ülkesinin, Rusya-Ukrayna savaşının ortaya çıkardığı Avrupa’daki doğal gaz boşluğunu doldurmaya hazır olduğunu ifade etti. Buhari ayrıca, doğal gaz ve enerji alanında iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

ABD ve Batı ülkelerinin, enerji tedariki konusunda önümüzdeki dönemde daha çok Afrika ülkeleri üzerinde durması bekleniyor. Petrol ve doğal gaz konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden olan Nijerya’nın, Avrupa’ya enerji tedariki konusunda en güçlü alternatif olması öngörülüyor.